GÜNDEM HARMANINDAN TANELER!...
Eklenme: 11/20/2021 12:00:00 AM

Hafta sonu keyfine odaklanmak istedim!.. Şöyle dedim ki, sabah kahvaltısı, kahve ve ardından gazete sayfalarını, ister kağıt, ister elektronik ortamda çeviren okurlarımı, dinlendireyim!.. Bugün günlük hayattan uzak hiç bir şeyi, düşünmesinler diye! Huzur verici bir şekilde; zihinlerindeki yorgunluğu, fiziksel dinleme kodunu geliştirecek bir yazı kaleme alayım da oh be, kimse keyfimi bozamaz desinler diye düşündüm!..

***

Klavyenin başına geçtim! Eee nerden başlayacağız.. Düşündüm, taşındım, oraya buraya, meyil vererek, sayfaları, kitapları, geçmişi, günü hangi mevzuya, ya da neyi yazarsam, bir rahatlama verebilirim diye!.. Ne yazık ki, yatakta uyku gelmez haliyle, oraya-buraya, manşetlere, spotlara, resimlere ve köşelerin arzındaki sonuç, bendeki gayretin güç kaybı, ülkenin ve ahalinin gündemindeki, aşırı sitemkrlık beni geri adım atmaya itti!

***

Kendi kendime be arkadaş, sen neyin derdindesin, sendeki neyin kafası bu!!!.. El alem neyle meşgul, sen hafta sonu keyfinin derdine düşerek, okurlarına pempe dünya yaratmak istiyorsun.. Yok öyle bir şey... Ülke, millet, devlet, hükümet, muhalefet aksiyonel siyasetin cenderesinde can çekişmenin, can kurtarmanın mücadelesini verirken, sen kasap kesilmiş can derdindeki koyunun halini görmezlikten geliyorsun!

***

Baktım ki, haklısınız! Ortam keyfe müsait değil.. Zaten ben de pek Pazar yazılarına meyilli değilim.. O zaman, gündemden kopmuyoruz.. Ama özetlerle mevzuların hasbi halini yapalım..? Hafıza tazelensin... Denir ya, gündemin harmanından taneler! Hiç kuşkusuz ki ana girişimiz, siyaset Her şeyin başı siyaset olduğuna göre, helalleşmeden başlasak mı?!

***

HELALLEŞME

Bay Kemal helalleşelim dedi ya! Herkes konuşuyor.. Ki biz de hayli kelam ettik.. Eee, helalleşme hoş, güzel ve erdemlilik arz eden, bir davranış ve kültür Bir dizi liste de sundu, bunlarla helalleşelim diye

Tabi helalleşme iki taraflı olması lazım.. Diyorum ki, işi samimiyet karinesi açısından, partisinin geçmişini, liderlerinin açtığı yaraları, ortaya konulan, zulümleri bir kenara bıraksak.. Salt kendisine odaklanıp, son 10 yılın helalleşmesini içselleştirse!

***

Mesela, Deniz Baykala gidip, helalleşecek mi? Arkadaş ben sana yapılan kumpasın, sağında, solunda ya da, fırsatçılık yaptım, gel beni helal et diyebilecek mi?. Baykal, buna ne der bilmem!..

Beri yanda, parti çevresi olup-bitene ne diyor?.. Onlar helalleşmenin arzusu içerisindeler mi?.. Sonuç, görünen o ki, helalleşme rotasında bir güven, bir samimiyet, bir inandırıcılık yok!.. Olsa idi, helalleşme noktasında özellikle parti çevresi arzulu hallerini dile getirirlerdi?. Ama yok!

***

SİYASET SAHNESİ!..

Vaziyet baş döndürüyor.. Özellikle, Cumhur ve Millet ittifakı bloğunda.. Parti liderleri öylesine birbirlerine sevgi bağıyla bağlılar ki, artık gün içerisinde bir kaç kez görüşmeye başlar hale geldiler..

Tabi, bu sevgi alışkanlıkları neye dairdir bilinmiyor?. Dışarıdan bakıldığında memleket meselesi, parti içerisindeki kırılganlıklar görünüyorsa da, sahadaki uygulamada ise, hiç de öyle bir görüntü yok Neyse; Allah muhabbetlerini daha bir artırsın diyelim.. Yeter ki, bu millete zeval getirmesinler..

***

50 ARTI 1 TARTIŞMASI

Bence bu kulvardaki tartışma, havanda su dövmenin ötesinde bir yorucu gündemden öte değil Neyse, Devlet Bahçeli yine nokta koyucu lafını etti.. 50 artı 1 mevcut Cumhurbaşkanlığı sisteminin güven teminatıdır diyerek, tartışmayı gündemin dışına sürdü..

Nitekim bu yolda, Cumhurbaşkanı Erdoğan da gündemleştiren Temel beye yalan atıyor dedi.. Her ne kadar AK Partinin bazı üyelerinden durumun sıkıntısından söz ediliyor ise de, özü itibariyle Erdoğan ve Bahçeli seçim sisteminde değişim olmayacağını söylüyor

***

ŞU DİLİ DE TERK EDİN

Siyasetin dili, şirretlikten taviz vermiyor!.. Lakin konuşan konuşuyor da, sonrasında tavsih geliyor Yani işin tekzibi farklı bir konsept alıyor.. Neymiş, arkadaşımız böyle demek istememiş, böyle demek istemiştir diye, libas giyiliyor.?

Ki bu yalana kılıf bulma haline gelişen tepki Arkadaş iyi, hoş güzel de sen söylediğini, konuştuğunu, yazılanı okudun mu yok.. Bir bak ne demiş ondan sonra, kerametini ortaya koy.. Acaba diyorum, Türkçenin de tercümesi mi var

***

FAİZ VE DÖVİZ KURU

Sıcağı sıcağına en yakıcı mesele ise, döviz kuru ve faiz, ekonomideki serbest piyasanın fahiş zam furyasının yarattığı toplumsal buhran Cep ve mutfakta ateş yanıyor Ciddi bir kriz!..

Nitekim, Merkez bankası ayrı bir seyirde, Maliye Bakanı ayrı, piyasalar ayrı rotada, hükümet ise enflasyonu nasıl aşağı bir rakamda tutabilirim, gayreti var Ne hazindir ki; herkes yaşananların vakfında ama çözüm üretici bir işbirliği yok!.. Sıkıntı, ekonomideki uyumsuzluk ve piyasa denetimindeki zafiyet...

***

Tablo, iş dünyasını ürkek hale getirdi, esnaf da keyifsiz ve iş yapmaz, nakitsizlikte bıraktı, nakdi olan ise işin fırsatında sokağa yöneldi, serbest piyasanın fahiş fiyat uygulamasıyla alım gücünü mum gibi eriten sokaktaki vatandaşın hali perişanlığı

Bu kulvarda birileri fena şekilde, kumpas üzerine kumpas geliştirip, 80leri Türkiyeye yaşatmak istiyor.. Mal kıtlığı Şu an mal var, ama para yok.. Görünen o ki, para var, ama mal olmayacak!

***

YARGI VE HUKUK!

Gelinen aşama itibariyle, ekonomideki buhran kadar Yargı seyrinde de aynı durum söz konusu.. Peş peşe çıkarılan yargı paketlerine rağmen, sıkıntı söz konusu..

Gerek mahkeme kararları, gerekse hukuk işleyişi, adaletin kestiği parmak acımaz sözünü ne yazık ki, rafa kaldırmış durumda!.. Yasalar ve mevzuatlar ilk etapta bakıyoruz ki, hem faili öne çıkaran bir kollamanın içerisinde.. Ancak, iş mağdura gelince, düşene bir tekme de sen vur misali

***

Bakar mısınız, Bismilde yaşanan katliam olayıyla ilgili davanın mağdurlarının başlattığı oturma eylemine!.. Taşınan dövizler, atılan sloganlar, mağdurların dillerinden dökülen sözcükler ürkütücü..

Yargının ve Adaletin vicdanı terk edip, cüzdan arenasına gittiği algısını vahim şekilde körüklüyor.. Halk deyimiyle, et kokarsa tuz var, peki tuz kokarsa!.. Yani vaziyet, yapılan yapanın yanında kar kalıyor..

***

SEKTÖREL MAFYA..

İşte bu alanda., ülkem ve milletim hayli mahir ve fena bir organizasyon alanı! çünkü, yaşamın her alanında olduğu gibi, kamuda da.. Kısacası, Adan Zye her şeyin kendisine has, yasadışı yapılanması olan, mafya sektörü oluştu..

Adaletin, hukukun, nizamın zafiyetinden mi yoksa suç ve suçlunun ceza-i müeyyidesinin caydırıcılıktan uzak olmasından mı?

İki tarafın da etkisi var, ama velakin en büyük sermaye bu kulvarda siyasi abilerin baş aktör olarak, görev üstlenmeleridir! Yani, sırtında siyasi abin varsa iş bitmiştir.. Merkez değil, sen bilirsin?

***

EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Ne gariptir ki, Eğitim ve Öğretim de müfredatı gibi, pandemi dönemindeki kararsızlık odaklı yönetimsel, durum, vahim şekilde her şeyi sekteye uğrattı. Özel sektör, şakır şakır işlev görürken devlet okullarında ise, keyfiyet hakim..

Hele ki, öğretmenlere karşı çifte standart uygulama.. Yıllar yılıdır, ek göstergeye dair çığlıklarının kamudaki uygulama şekliyle bugün git, yarın gel muamelesine tabi!...

***

İLAç KITLIĞI BAŞLADI

Üretimdeki kıtlık farklı bir eksende sağlık sektöründe de benzer durumu ikmale getiriyor Nitekim, sağlık kovid-19, eczane ve ilaç, reçete bir bütünlük içerisinde, krizler hanesi oluşturmaya başladı..

Bir çok eczane vitrininde, listelenen ilaçlar bizim eczanemizde yok ibarelerini döviz olarak asmaya başladı.. Bir çok hastanenin özellikle, Üniversite hastanelerinde ilaç sıkıntısının baş gösterdiği ifade ediliyor.. Hal-i hazırda yüzlerce ilaç yok! Nedenler meçhul..

***

ECZANE SAYISI

Diyarbakıra dair bir süre önce iki kelam edip, kentteki eczane sayısını sorgulamıştım.. Bilahare bizi muhatap almayıp, kendince beyan usulüne giden, Diyarbakır Eczacılar Odası, sıkıntı yok, vaziyeti ilaç kıtlığına bağlamıştı..

Bir de, o gün için, Eczacılar odasının internet sitesindeki nöbetçi eczane listesinde, Surda nöbetçi eczane yok diye yazmıştım.. Olup-bitenden be haberdar olan yönetim, gerçek değil, diye not etmiş..

***

Bu minvalde, zat-ı allerine, söyleyecek sözüm çok!! Ama bugün kelam etmeyeceğim.. Söyleyeceğim tek söz var!.. Yazımı kaleme aldığım tarihin bir önceki güne bakarsanız! Ve o tarihi, Nöbetci Eczaneler diye, resmi internet sitenizde yayınladığınız eczanelerin bulunduğu adres ve ilçelerinin isimleriyle karşılaştırırsanız; yalanın sahibinin kim olduğunu görürsünüz! Sizi bilmem!.. Ama benim cephemde varsa bir yalan, ben sizin yalancınızım?..

***

AMEDSPOR VE DİYARBEKİRSPOR

Diyarbakır adına, varlıkları muhteşem, lakin çıktıkları yoldaki mücadele azimleri ne hazindir ki, etkenleri meçhul bir gelişmeyle üzücü!.. İki takım da, Play-Offa kalabilmenin ve buradan çıkabilmenin, hedefini benimsemişlerdi..

Ama bugünkü halleri, kırk satır misali Bakalım, al sana kırk katır denilebilecek mi?...

***

Hasılı kelam! Kıssadan hisse gündemin sıcak başlıklarını özetle irdeleyip, sizinle hasbi hale dönüştürdük.. Diyeceğim şu, çayınızı da, kahvenizi de, kahvaltınızı da, hafta sonu keyfiniz de nasıl geçti demeyeceğim!çünkü siz dediniz, hafta sonu keyfi bizim neyimize

Gel gör; mutfak alev alev, cep ise tamtakır!.. Ne diyeyim, yerden göğe kadar haklısınız.. Benim naçizane fikrimdi, yaşanan buhrandan kısa süreliğine de olsa, ırak tutmak!.. Olmadı; ben de işte böylesine karamsarlık körükleyen bir düzine mevzuyu, özetledim!

***

GÜNÜN SÖZÜ

Akıllı ve yaratılış maksadını anlamış birisi dertsizlik peşinde koşmaz. Bilakis, dertlerle yaşamayı bilir.