GÜZEL ŞEYLER DE OLUYOR?..
Eklenme: 4/13/2021 12:00:00 AM

Hemi de, gurur verici şeyler oluyor!..

Öyle ya, Diyarbakır nereee, Amerika nereee!..

Yok artık, o nereee?

Yeter ki, azim, güven, istikrar ve hedefe odaklı, irade olsun!..

Aşılmayacak, üstesinden gelinmeyecek, başarılamayacak hiçbir şey yoktur!

70li yıllarda, eğitimine, okumamışlığına laf edenlere, İbrahim Tatlıses, bir laf etmişti..

Denir ya, lafı gediğine sokmak..

O da öyle bir akılla, cuk diye, okkalı sözü söylemişti..

Urfada Oxford vardı da, biz mi okumadık?

***

Geçtiğimiz Cuma günü, Söz Gazetesinin manşetinde, bir haber vardı

Bravo Size çocuklar başlıklı haber..

Diyarbakırda, Lise öğrenimi gören, Nehir Toklu, Dicle Ezgi Ekinci ve Seyit Metin Barut!

Haber, onların Eğitim ve Öğretimdeki azimlerinin, semeresini aldıkları, gurur verici sonuca, ilişkindi

İşte bu üç gencimiz dünyanın en ünlü Üniversitelerinden Harvard ve Brown Üniversitelerinde, eğitim ve öğretim görecekler..

Ve hem de, tam burslu kazanarak, okuyacaklar..

Her yıl, yüzbinlerce lise öğrencisinin başvurup, ama Üniversitelerin kendilerinin seçtiği, öğrenciler arasında işte bu üç evladımız var..

***

Kolay değil, burada okumak!..

En basiti, büyük bir servet gerektiği gibi, eğitim ve öğrenimdeki seçicilik ve titizlik yani yüksek, mahirlik gerektirir!..

Harvard ve Brown Üniversitesinde işte bizim bu üç gurur kaynağı ve kendilerinden sonrakilere teşvik edici olacak olan Toklu, Ekici ve Barutun başarısı, kazanmanın ötesinde, kendilerini kabul ettirmeleri de, önemli!

Amerikadaki bu iki üniversite de, onları hem de burslu olarak kabul etmiş

Nehir Toklu, Harvad Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Matematik Bölümleri, Dicle Ezgi Ekinci Biyo mühendislik Bölümü, Seyit Metin Barut ise Brown Üniversitesi Bilgisayar Bilimi Bölümünde okuyacak

Ülkemize, özellikle de Diyarbakırımıza gurur kazandıran, işte azmin zaferi diyebileceğimiz bu başarıdan dolayı, üç evladımızı tebrik ediyorum!..

***

İki kızımızın, isimleri aslında Mezopotamyanın tarihsel medeniyetini ifade ediyor

Dicle ve Nehir.. Diyarbakırın kalbinde akıp giden, Dicle Nehri gibi!..

Tarihin de, bilimin de, uygarlığın da, temellerinin atıldığı bu coğrafyada, Diyarbakırımızda, El-Cezerinin ilk robotunun yaptığı, topraklar bu başarıyla; dönüşün mesajıdır..

***

KENGERDEN 14 çEŞİT YEMEK çIKARMAK!?.

Şaşırdınız değil mi?.. Bir endemik bitkiden, 14 çeşit yemek çıkarmak

Elbette ki, ustalık ve beceri ister..

Ee bu konuda, Diyarbakırlı bayanlara söylenecek laf var mı ki, becermesinler!

Denir ya, preze ortada

Nitekim, bu mahirliklerini bir de tat noktasında, yarıştırmışlar?..

Ki, Kengerden helva bile yaptılar..

Diyeceğim o ki, Karadeniz lazları, Hamsiden tatlısından, tuzlusuna denir ya, 84 çeşit yemek çıkarıyorlarsa

Bizim mutfaklarımızdan, kengerden 14 çeşit yemek çıkarılmış; çok mu?..

***

Neyse, davet edilmedikse de; güzel şeylen oluyor kadim kentte!

Gelen bir eleştiri var?.

O da, tanıtım, etkinlik ve yarışmada; pandemi kurallarının, pek de gözetilmediği..

Vaziyet böyle ifşa edilince, kendime dedim ki iyi ki çağrılmadın..

Neme lazım, nefsekliğe yenik düşüp, virüsü kapabilirdik..

Ama yine de, Diyarbakırda böylesi güzellikler yaşanan moralsiz, grift ortama moral ve motivasyon enjekte ediyor

Darısı, diğer endemik bitkilerimizde?..

Mesela Gulik Otu Başlı başına, antibiyotik!

Peki ya Güruz!

Diyarbakırlı hanımların bu alana da kafa yormalarını beklerim!...

Yaşam doğada sağlık bulur...

***

AH AMİRALLER AH!?..

Hepsi, kelli, fell, okumuş, nice makam ve mevkilere gelmişler.. E tabi ki nice ülkeleri gezmişler.. Diplomatik nice temaslarda bulunmuşlar Denir ya, dünyayı görmüş, aklı başında kişiler nasıl oldu da, o bildiriye imza attılar?.. Hem kendi milletlerine, hem kendi devletlerine, hem kendi hükümetlerine karşı zafiyet duygusuna yenik düşüp, hasım kesildiler?.. Anlamak zor!...

***

Yazıyı kaleme alırken, Emniyetteki işlemler tamamlanıp, Yargıya intikal edileceği haberi son dakika geçiyordu.. Siz bu yazıyı okurken, muhtemelen çok şey değişmiştir?.. Yargının verdiği karar ne olur bilmem?.. Ama, şöyle bir soru sormak istiyorum bizim tekaütlü amirallere!

***

Montrö Sözleşmesi!.. ve Sevr Anlaşmasında; boğazların geçişleriyle alakalı, bilgi hazineniz ne kadar dolu! Kendinden menkul değilse!.. Boğazlarda geliş-geçişler serbest.. Kim gelirse kim geçerse; serbest ve beş kuruş ödemeden!

***

Montröden önce, Sevr anlaşması.. Geçişler serbest.. Montröda da, geçişler serbest!.. Sorumluluk var, ama yaptırım yetkisi yok!.. Boğazdan geçiş için, 7 gün önce bildir.. 21 Gün Karadenizde kal Ama; beş kuruş ödeme! Ödenen de, 70 yıl önceki raiş 2.5 mark.. Sahi mark kaldı mı?.

***

Egeyi, Marmarayı, Karadenizi istediğin gibi geç, pisle, artıklarını dök.. Yani beleşte beleş!.. Bu beleşlik mi, zafer, başarı, ülkenin tapusu olma hali!.. İşte Kanal İstanbul bu beleşliğe, set olacak?.. Tekaütlü Amirallerimize ceza mahiyetli bir durumda, eğitim ve öğretim adına bu anlatılmalı ders diye!..

***

RAMAZANINIZ MÜBAREK OLSUN

Dün gece sahura kalktık.. Bu gün de, niyetliyiz...

Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennem azabından kurtuluş ayı olan 11 ayın sultanı Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun...

Sağlıklı, huzurlu, mutlu ve barışçıl yaşama, vesile olması duasıyla!...

***

GÜNÜN SÖZÜ

- Geldiğin yeri unutmuşsun ama gideceğin yer sana bunu hatırlatacak.