HANİ UÇAK SAYISI ARTMIŞ, BİLETLER UCUZLAYACAKTI?…
Eklenme: 1/6/2020 12:00:00 AM

Nerdeeee? Denir ya; ağam bizimle eğleniii..

Ne yazık ki, Eğleni de eğleni.. Hem de burnu havalı, kibiriyle, dünyayı yaratmış karakteriyle eğleni

Ne yazık ki, her şeyi renk değiştirme becerisiyle, icraatına devam ediyor?..

Ne yazık ki, olup-biteni sulandırıp, zamana bırakmak, unutturmak ve olanı alışık hale getirmekte de ustadır?..

***

Hasılı, Diyarbakıra dair ne uçuş sayısı arttı, ne de uçak biletleri fiyatı ucuzladı?.. Ne de, isyan bayrağı çeken iş adamları, sokaktaki vatandaşın mağduriyeti sona erdi.. İl dışında eğitim öğretim gören öğrencilerin; yollardaki perişanlıkları?.. Hele ki, turizm işletmelerinin iflas ettik beyanları.. Diyarbakır uçuş merkezinden çıkarıldı.. Kısacası, her yönüyle bir fırsatçılık; o biçimde firmalar tarafından işletilmeye devam edildi Mağduriyetler alabildiğine arttı!?..

***

Öyle ya zaten bizim siyasi abi de mevzuyu fırsatçılığa, mağduriyet üzerinden belki prim elde edebilirim gayesiyle; iki yönlü hamle geliştirdi.. çıktı bir resim paylaşımında bulundu! Basına servis etti.. Beyanat verdi.. Hem de nara atmaktan, racon kesmekten öte akım diliyle fikriyat ve algı geliştirerek; benden başka sorun çözücü yok diyerek, dibe not düştü..

**

Ve çıktı dedi ki; THY Genel Müdürüyle görüştüm.. Aha da görüşmeme dair inanmıyorsanız, buyurun resimler.. Birde okkalı bir iddiayla, tarih verdi Eylül ayı itibariyle; sorunu çözdük Artık, uçak seferleri artacak.. Ve böylece, uçak biletlerindeki fahiş fiyat uygulaması da son bulacak Diyarbakır halkımız müsterih osun..

***

Herkes oh be dedi?.. Biz dahi, yaldızlı kelimelerle işi kaleme alıp, çözüldü, tebrikler dedik Bir de yazımız, haberlerimiz ses getirdi diye de kendimize vazife çıkardık.. Ve beklemeye koyulduk Eylül ayı itibariyle Diyarbakır hava ulaşımında sıkıntıları aşacak diye

***

Ama maalesef sıkıntılar kademeli olarak, çözülmedi!.. çünkü, Eylül gelip geçti bir şey yok, Ekim bitti yine değişen bir şey yok Kasımda belki olabilir, diye yutkunarak bekledik Sonra, Aralıkta olabilir diye!. Lakin; ne gezer?! İşte, 2020.. Ağustos ayı itibariyle, 6 ay!...

***

Uçak seferleri, uçak biletlerindeki fahiş fiyata bir de; havalimanındaki radar açmazı! İki damla yağmur, en küçük bir sis uçak seferlerinde saatlerce süren rötar ve kimi zamanda da sefer iptalleri

***

Birileri böbürlenerek, diyordu ki, bu havalimanı uluslararası standartta bir havaalanı?.. İyi de; radar sistemi? nerde? Biliyorum diyeceksiniz ki, işçi alımlarında, güvenlik elemanıyla ilgili, rüşvet ve suiistimallerin cirit attığı bir ortamda; sistemin işleyişini kim sorar ve kimin umurundadır ki?

***

Netice itibariyle! Mevzu her yönüyle halen enkaz bir halde çünkü, ne uçak seferleri kademeli olarak artırılarak, sayı 22ye çıkarılabildi? Ne de, bilet fiyatları en ucuzu 250den aşağı, ne de en yükseği 700 ila 850 arasında, bir kuruş aşağı inebildi

***

İnanın ki, yazıyı kaleme alırken baktım, uçak biletleri ne kadardır diye?.. Malum, son dakika kazıklaması var Saat 14.00 civarı.. THY uçuşuyla, İstanbul 708 lira.. Ankara, 507 lira Şimdi hal-i vaziyet bu iken, bakalım bizim siyasi abi ne diyecek?.

***

Tabi, şu Oda Başkanları, STKlar.. Diğer siyasi abiler.. Onlar neden yaşanan dramatik hale Fransız takılıyorlar.. Bilet fiyatlarından be haberdar olmaları mümkün değil?.. Yoksa denildiği gibi; para ceplerinden çıkmayıp, oturdukları koltuğun harcamasıyla sekreter, özel kalem, yazı işleri, müdür aldığından mıdır fahiş fiyattan habersizler..

***

Sonuç itibariyle!.. Diyarbakırda uçak seferleri bir Trabzon kadar olamıyorsa.. Ki, Diyarbakır salt 3 milyonluk metropol bir kent olma özelliğinden çok.. Bölgenin merkez ili; sirkülasyonu da bu noktada yüksek olmasından dolayı, 12-16 uçak seferi bu kentin ihtiyacını karşılamaz.. 22 denilen uçak seferi bile; yine sıkıntılı Bu işe, ciddi bir eğilim ve yaptırım, şart!

***

KÜRTçE BİN YILLIK BİLİNEN DİLDİR?

Adalet Bakanı Abdulhamit Gülü dinliyorum.. Canlı yayında, soruları yanıtlıyor Özellikle; yargıdaki handikap yaratan çelişkili kararlara dair.. FETÖ davaları.. PKK-KCK.. Yani kısm-i bazda, siyasi mülahaza üreten, kamuoyunda da aksiyonel etki yaratan, kararları yorumlarken, sözü; Kürtçe savunmaya getirdi

***

Gül aynen şöyle dedi; Türkiyede yaşam tarzından dolayı ötekileştirilen, ayrımcılığa-ayrıcalığa uğrayan tablo eskide kaldı. Buradan çok dersler çıkarıldı. Fakat buna rağmen marjinal hiç tasvip edemediğimiz tutumlar olabiliyor. Ama bir konsensus var. Mahkemelere gidip Diyarbakırlı bir anne Kürtçe konuşuyor. Kürtçe konuşuyor ama bilinmeyen bir dil. Ya sen bin yıldır konuşulan bir dile nasıl bilinmeyen dil dersin? 50 yıldır anne oğluyla konuşmuş, diline, inancına engel oluyorsun. Bu konudaki inkar, asimilasyon politikaları geçmişte çok uygulandı. Bunların bir daha yaşanmaması hem hukukun hem siyasetin çıkardığı önemli derslerdir.

***

Doğrusu, Gülden gelen bu çıkış yargıya, özellikle hala da marjinal fikir içerisinde olanlara mesaj mahiyetli Kürtçenin bilinmeyen değil bilinen ve bin yıllık geçmişe sahip olduğu gerçeğini dillendirmesi, önemli.. Gözardı edilmemeli..

***

Evet bu bilinmeyen dil, yasaklı dil ayrıştırıcı, marjinalliğin Türkiyeye çok büyük yaralar açtığını, tahribatı Toplumsal birlikteliği zedelediğini biliyoruz.. Ki, Gülün ders çıkardığımıza dikkat çeken bu beyanına karşı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde vaki olan nedir? Ne yazık ki, Mecliste hala da Kürtçe bilinmeyen bir dil, denilerek X işareti konuluyor?.. Hele ki, kerameti kendinden menkul idarecilerin, Kürtçe tabelalara karşı alerji halleri..

***

Aslında; hastalık, üreyen virüsler, vücuttaki yara, zihinlerdeki marjinalliğin teşhisi, yaratıcı ve tedavisine dair gerekli reçete de belli!.. Ama; kafalar net değil.. Yani, Yasama, Yürütme ve Yargıdaki kronikleşen milli meselelere dair açmazlığa dönüşen kilidin anahtarına herkes vakıf.. Ki Bakan Gülün de belirttiği gibi.. Yarım asırdan beridir de, her seçim evresinde, her iktidar döneminde dillendirilen ama bir türlü hayata geçirilemeyen cesaret edilmeyen; bireyi öne çıkaran, Sivil, yeni bir Anayasanın ikmale getirilmeyişi..

***

Kısacası, 12 Eylülün travmasından kurtulmamız için atılacak tek adım; Darbeci anlayıştan; Sivil anlayışa geçebilmektir.. Peki vaki mi?..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Kime ne ceza verirseniz, kim ne düşünür kaygısına kapılırsanız; vicdanları kanatırsınız!