HELE ŞÜKÜR, DİYEBİLECEK MİYİZ!…
Eklenme: 4/18/2019 12:00:00 AM

Bilemiyorum.. Ama yeter diyorum!..

Bıkkınlık verdi..

Halk deyimiyle gına geldi; şu İstanbul seçimlerinin mülahazasına!!

YSK ne karar verecekse versinde kurturalım!!

Lakin, ilgili, ilgisiz..

Yetkili yetkisiz..

Ehil, ehliyetsiz

Her kim varsa; konuşmayan kalmadı!..

İş zıvanadan çıktı!

Tıpkı, hadisenin bizatihi kendisi gibi enva-i şirretlik!!!..

Sorumsuzluğun bini bir para..

Envai usulsüzlük şekli

Ama!

Ne hikmetse; YSK suskunluk içerisinde hep durdu!

Ne bilgilendirme yaptı.

Ne kamuoyunu tatmin edici bir görüş beyanında bulundu!

Klasikleşti!

Günlük öğün misali; partiler kamera karşısına çıktı..

İlk önce; AK Parti..

Sonra, CHP.

Bilahare, iki partinin teşkilatları.. Ve Adaylar..

Yetmiyor..

Bu kez; bileşenler arz-ı endam ediyor..

Limon misali!

Netice itibariyle; diyeceğim şu!

İtirazlara binaen..

Ortaya çıkan; organizeli işlerin vakiliğiyle!..

YSK dün bir karar verdi..

Ve dedi ki; Ekrem İmamoğlu..

Gel; mazbatanı al.. O da aldı

Tabi bilahare bunu mevzu edeceğiz.. İş sıcağı sıcağına

Ancak itirazlar var..

O itirazlara dair; bir hüküm vermişlik yok..

Bu da şunu ifade ettiriyor..

İster seçim tekrarı..

İster, reddi..

Yani her şekliyle

Vaziyet hukuki boyutun dışına çıkmıştır!

Meçhuldur..

Garabettir..

Gafletin ve delaletin zuhurudur!..

Seçim; amacının da ötesinde bir libas giymiştir

çıkarılacak ders; yeni bir siyasi zihindir..

Yoksa!

Ne YSK..

Ne İktidar

Ne muhalefet, bu işten salih bir amelle çıkamaz!

İmamoğluda vicdanı ve huzurlu bir yönetim icra edemez!!!

Sürekli, tartışılan olur!...

İşte bu hakikat ölçeğinde; vahim hadiseye, YSK nokta koymalı!

Ve her sabah..

Her öğlen..

Her akşam İstanbul seçimine dair kim ne diyecek garabetinden de kurtulalım artık

çünkü iş cemşit pilavına döndü!

Mide bulandırıcı!..

Neyse diyelim..

Şimdilik, İmamoğlu İstanbula hayırlı uğurlu olsun!

Kolay gelsin

Ve hele şükür diyelim!..

***

MÜLKİ AMİR!

Son kez ifade edip, kaçayım..

Dilimde tüy kalmadı..

Galiba dinletmede; bir sıkıntı var?..

Bizden mi?

Yoksa muhattaptan mıdır; bilemiyorum!..

Her ne ise; son bir defa sözümüzü söyleyelim!..

Günahı da..

Vebali de bizden çıksın!...

İstanbulun düğümü!.?

Organizeli usulsüzlüğün sırrı..!

YSKyı kilitleyen etkenler

Bir bütün halinde, sis perdesini aralayacak makam; Büyükçekmecenin, mülki amiridir?..

Kaymakam Dr. Mehmet Özer!

çünkü onay veren de..

Görevlendirme yapan da

İlçe seçim kurullarına liste gönderen de!

Bizatihi kendisi!..

Diyorum ki, projektörü bu noktada çevirin!..

Siyasi referansa yönelin

Yoksa; çıkmaz aşılamaz! Kaçan da kaçar!?..

***

İŞLEMLERİ SORGULANACAK MI?

Merak ediyorum!

Şu kayyum dönemindeki; ilgili ve yetkili zevat..

Daire Başkanları..

Yardımcılar..

Müdürler..

Birim amirleri

Özellikle, Büyükşehir kayyumu açısından diyorum!

Bir dizi iddia..

Bir dizi şaibe..

Bir dizi konuşulan, edilen, yazılan, çizilenler oldu

İşte; o iş ve işlemlerle alakalı idari ve adli bir tahkikat vaki olacak mı?..

Yoksa!..

Denildiği gibi; her dönemin dokunulmazları oldukları için, dokunulmayacak mı?..

***

REçETEMİZ!

çıkmazdayız.. Debelenip duruyoruz!..

Lakin hakikate hasıl olan yok hastalık belli..

Reçete de belli..

Ama! İşte o amayı bir türlü; somuta getiremiyoruz!

O da şu!..

Daha şeffaf..

Daha hukuki..

Daha adaletli..

Daha özgür inanç ve hürriyet..

Eşitlik..

Halkların ve hakların; tanımı!

Ve tabi ki; demokratik toplumsal bütünlük kardeşliği..!

Yani barış..

Yani aşiti

Tek kurtuluş..

Tek şifa kaynağı; bu hakikatlerin vücuda getirilmesidir!?..

Aksi taktirde!..

çıkmaz büyür..

Debelenilen batak; dibe çeker!

Ötesi olmaz!

Aciliyet isteyen hal-i durum şifa beklerken!

Ülke ve millet..

İktidar ve muhalefet; suni hadiselere boğduruluyoruz!..

İşte İstanbul çıkmazı!

Ki gidişat; beka mevzuusunu ciddileştiriyor!

***

KENDİMİZE AĞLAYAMAZSAK!..

Ah ki ah!.. Maalesef.. Zihin; güdümlü olunca!

Akıl, kendine ağlamaz!!..

Acılar yaşasa da..

Tarihi de..

Kültürü de..

Medeniyeti de; tar-u mar edilse bile!.. Dahası; kan ve gözyaşına boğdurulsa dahi!

Görmedim..

Duymadım..

Bilmiyorum..

Gerçeğiyle; üç maymun rolüyle, aktör kesilir..

Ama!..

Ağıtlarını..

Gözyaşlarını; komut eden zihnin devşirmesine göre döker!..

İşte, Notra Dame, Sion Kilisesi!..

çıkan yangın..

Yangına dair; dökülen gözyaşı ve ifade edilen üzüntüler!

Ne var ki!..

Surdaki tahribat..

Cami

Mabetlerin, bombalanıp, yakılması!!!

Ki, Kudüste Mescid-i Aksadaki yangın!!..

Ağladık mı?

Ağıt yaktık mı?

O yangınları söndürme adına; fiziki ve zihni efor sarf ettik mi?

Ne yazık ki!..

Bir kör düğümün içerisindeyiz!..

Derim ki!

Artık kendimize ağlayalım

Cahilin..

Zalimin..

Fasığın..

Fitnenin..

Münafıklığın, siyonist batağından kendimizi; arındıralım!!..

Güdümlü siyasetin..

Güdümlü fikriyatın.

Güdümlü yaşam kültürünün zincirinden kurtulalım!

İşte yaşadığım coğrafya..

İşte sözde medeni dünyanın, dayattığı zalimane vakıalar!..

Sıcak savaş..

Soğuk savaş..

Medeniyet savaşları..

Siber, savaşı!

Terör.. Ve askeri darbeler..

Tüm bunlar güdümlü iktidarların ve yönetimlerin devletlere ve milletlere dayattığı; dizayn!

Onun için!..

Elin gavuruna değil; kendi kendimize ağlamalıyız!

çünkü, dört bir yanımız; ateş!!!..

***

ÖZALI ANARKEN!

Turgut Özal.. O günün ifadeleriyle; tonton amca!!

çeyrek asır geride kaldı..

Ki 26 yıl önce; kaybettik..!

Yaşadığında..

Ölümünde

Hakkında çok şeyler, yazıldı, çizildi, konuşuldu!..

Şahsı..

Ailesi..

Yani pozitif ve negatif yönde; en çok tartışılandı!..

Kim ne der bilmem!..

Yiğidi öldür ama hakkını ver diyerek!..

12 Eylül darbesinden; sivilleşen Türkiyeye!..

Yeni ufuklar..

Öze dönüşler..

Teslimiyetçilikten, girişimciliğe..

Diriliş ruhuyla; özgüven yaratan bir devlet adamıydı; tonton amca!

Rahmetle..

Minnetle..

Ve saygıyla; anıyorum!!!. Mekanı cennet olsun!..