KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR!?...
Eklenme: 5/21/2019 12:00:00 AM

Yine bir kadın cinayeti.. Yine; katil bir eş.. Ve yine dağılan, tar-u mar olan bir aile..

Ve tabi ki, yetim, öksüz kalan çocuklar Acı, yürek dağlayan bir tablo..

Ne hazindir ki; gün böylesi bir aile yıkımıyla geçmiyor...

Lafı gevelemeye gerek yok.. Samimi olmak lazım.. Kadın cinayeti..

Ya da kadınların erkekler tarafından öldürülmesi..

Özellikle; eşler ve sevgililer arasındaki, vuku bulan hadiseler..

Şunu net ifade edebilmeliyiz!! Can almalar net bir şekilde politik cinayetlerdir?

***

İlk etapta.. Gözü dönmüş.. Hiddet. Şiddetli öfke.. Cinnet getirdi.. Akıl kilitlenmesi.. Şuur kaybı..

Yani, travma yaratıcı hal.. Kadına silahın doğrultulduğu an..

Kurşunların, peş peşe, vücuda saplandığı, an..

Bıçağın göğsüne indiği an.. Sırtına hançerin vurulduğu an.. Ya da; baltayla, sopayla başına vurulduğu an!.

İşte bu anlarda; o ifadelerin kişideki ruh hali böyledir..

Ama velakin!! Bu evreye gelinen, zamanı unutmamak gerekir.. Sebep- sonuç ilişkisi!

Cinayetin faili.. Ki mağduru da Süreç içerisinde; zihinlerindeki beslenip, büyüyen nefret, kin ve garez..

Yani, bir anlık değil İnfilakı, uzun bir zamana dayanıyor..

Sürekli şişirilen balon misali Bir noktaya geldiğinde patlar

***

Nitekim!!.. Cinayetlerin, ekseriyetinin geçmişine baktığımızda; sonuç kendini ele veriyor

Bir takip var.. Bir serinkanlılık var.. Ve gidişata; isyan ettiren, bir yeter artık var..

Ölen kadın.. Ama öldüren, ya eştir, ya eski kocadır, ya sevgilidir..

Ya da; yasak bir ilişkinin, taraflarıdır

Sonuç!.. Fail, bir anda karşımıza politik bir suikastın tetikçisi olarak, çıkıyor..

Politik dedim Farklı bir algıya, düşenler olabilir.. Malum; tersoluk, yüksek ya!

Politik deyince, siyaset, partiler, siyasiler akla getiren olabilir..

Ya da, ülke idaresi.. Değil Kavramsal olarak, meram bu noktada değil..

***

Anlatmak istediğim şu!! Erkek ruhunda da, geninde de, yaşam kültüründe de.

çevresinde de..

Yaşadığı toplumda da.. Aile düzeninde de.. İnkar edilemez bir gerçektir; erkek egemenliğinin üstünlüğü..

Yani, erkeklik düzeni Değişmeyen kural, hayata hükmeden; erkektir mantığı

Hakikat bu!.. Erkek, dışarıda, işte, çarşıda, pazarda!!.. Hayatın ağır yükü altında, eziliyor..

Horlanıyor.. Tepki görüyor.. Erkek, erkek tarafından, eziliyor

Dışlanıyor.. Ki o kişi de, eve döndüğünde denir ya..

Hıncını, karısından, çocuğundan, ailesinden alıyor, gerçeğiyle!

***

Tarih sayfalarında vaki.. Ki halen de, hükmünü sürdüren bir düzen!!..

Erkeklik düzeni..!

İşte bu düzen, zaman tüneli içerisinde, artık yıkılıyor.. O egemenlik, o üstünlük..

O vasıf, erime gösteriyor.. çünkü kadın.. Sosyal.. Siyasal.. Ekonomik.. Kültürel..

Yani; yaşamın merdivenlerinde yürümenin bir kader olmadığını, söylüyor..

Kabul edilmezdir diyor.. İçimden geldiği gibi; yaşamak istiyorum..

Gücüm var.. Yeni bir düzen, yeni bir hayat ikmalinde!!

***

Tabi bu hevesin, tetikleyici faktörleri yüksek

Özellikle; ekonomik özgürlük!! çalışıyorum.. Param var..

İstediğim gibi; yaşarım sana ne?.. Ben de senin gibiyim!

İş ortamı.. çevresel faktörlerin, yönlendiriciliği!

Ben de kariyer yaparım!..? Klişeleşmiş bir ifade.. çocuk ta yaparım, kariyer de yaparım..!..

***

İşte bu tablo!!.. Ve vücut bulan hal; erkek egemenliğine..!

Erkeklik düzenine. Mahalle raconuna.. Toplumsal ölçülerin fikriyatına; asiler olarak çıkıyor..

Sorun yaratan, sorun çıkaran, kişi.. Neticede; asiler düzen yıkıcı olarak; imha edilenler, olarak görülüyor

Hele bir de.. Düzenin; yasaları, kanunları, nizamları!! Son yıllarda; aile koruma mevzuatları!!!..

Asileri iştahlandıran..

Düzeni de, yok edici ikmalde; işlerlik alınca!!.. Derler ya; ateş ve benzin misali; yakıcı oluyor..

***

İşte, bir örnek!! Önceki gün, Diyarbakırda yaşanan vakıa!..

Bir Doktor.. Bir avukat eş.. Ve bir çocuk

çift, boşanma arifesinde.. Açılmış bir dava var.. Ki kadının, iki kez polise şikayeti var; ölüm tehdidi aldığına dair.. Koruma, kararı var..

Hatta, mahkeme çocuğun velayetini kadın avukata vermiş

Vakıa da!!!.. Kocanın, çocuğunu görme gününde vuku buluyor..

Konuşmuşlar.. Tartışmışlar.. Ki çocuğun yanında değil dışarıda tartışalım deyip, araçtan inmişler..

Sonrası; korkunç son.. Silahını çekiyor, şarjörde bulanan 14 mermiyi boşaltıyor?

Sonuç!!!.. Ölen bir eş.. Katil olan bir eş.. Ve yetim, öksüz kalan bir çocuk..

***

Evet, kadın cinayetleri!!.. İşte bu noktada diyorum ki; politik cinayettir?

Hiç bir olay; geçmişsiz değildir.. Hikayesi vardır.. Bir maziye sahiptir

Ki genellikle; aile içi geçimsizlik denir.. Yıllarca hep böyle; denilip duruldu..

Ama çözüm; işte o hakikate yönelim yok!!

Olayın hikayesi, konuşulmuş Tabi cinayetin, vücut bulmasından sonra..

***

Kadın için..

Kadın, yeter artık demiş.. Ben senin, perişanlığını çekemem.. Şunu yapma, şu alışkanlığını terk et.. çocuklara ilgisiz.. Bize sevgin yok.. Sen ne biçim erkeksin.. Bak el alem ne yapıyor, sen neredesin? denilmiş

***

Erkek için

Yeter bu eziklik ya.. Kadınsan kadınlığını bil.. Kişiliğimizi eziyorsun.. Evinde otur.. çocuklarınla ilgilen.. Benim dediğimi yap.. Ben erkeğim, sen kadınsın.. Benim sözüm geçerli.. denilmiş

***

Hele bir de; tarafların aile efradının; ateşi körükleme hali..

Gelin kaynana.. Kaynana damat.. çevresel faktörlerin, mahalle baskısını icra etme halleri..

Senin bu karın.. Senin bu kocan Diye başlayan kurgulu cümlelerin, yıkıcı zelzelesi..

Olayların senaryosundaki oyuncular bireyse de!!! Hakikati, toplumsal tahribatın, dışa patlamışıdır

çünkü; üç başlıklı bir akıl işleyişi var burada..

Bir akıl, erkeklik düzenini yıkan asiler olarak görülen kadınlara, abıhayat verilmesin diyor

Şiddeti ve cinayeti; meşru bir zeminde, görüyor.. Bu alana, sürekli çekme gayreti içerisinde argüman üretiyor..

***

Bir akıl ise.. Ki birinci akla; omuz veren, mevcut nizam!!..

Cinayetler.. Öldürmeler.. Bir cinnettin zuhurudur.. Şu olmasaydı, bu olurdu, sözüyle; hadiseyi minimize etmekte!.. Devlette, yargı da, ki erkeklik düzeni de!!

Ağır tahrik indirimi..!

İki aklı, kendine göre boşa çıkaran bir akıl.. Kadın..

Özgürsem.. Eşitlik varsa.. çalışıyorsam. Param ve makamım varsa.. Herşeyi yaparım..

Kim ne karışır? Yani sınırsız, sorgusuz, sualsiz bir hayatın serüvenine, yelken açmış bir zihniyet!

İşin garibi de! Sağcısı da.. Solcusu da.. Liberali de.. Muhafazakarı da.. Radikali de.. Zengini de.. Fakiri de çalışanı da, çalışmayanı da Eğitimlisi de, eğitimsizi de!!!..

Kısır döngü içerisinde; meseleleri düz mantıkla, değerlendiriyoruz!!

***

Ne, devlet-i aliye.. Ne müesses nizam.. Ne de, ülkenin idaresini elinde tutan siyasal iktidar..

Ne de kamu?..

Ve tabi ki; biz erkekler?.. Hiç kuşkusuz ki kadınlar da.

Hal-i vaziyet niye böyledir denilmiyor?

Devlet; Ailelere, çiftlere, kadına, kocaya, eşe, çocuğa!!! Maddiyat kadar.

Maneviyatı hangi ölçüde verebiliriz ki; bütünlük olsun!!..

Kadın erkekten.. Koca eşten.. Kral çıplak gerçeğiyle; Biz nasıl sıcak bir yuva kurabiliriz de zelzeleye kapılmayalım; diyor mu?

Değil.. Varsa yoksa; herkes benim, doğrum diyor?

***

Biz!!.. Başımızı iki elimizin arasına almazsak

Hayatı da Yaşamın gerçeklerini de.. çevresel faktörleri de..

Evdeki, kasadaki, zihindekileri birbirleriyle örtüştürmezsek!!..

Biz daha çok; aile cinayetlerine şahit olacağız..

Kan donduran olaylar diye, yakınıp duracağız.. Ama; iş hep nafile kalır..

Hasılı kelam; Biz bizden ne istiyoruz sorusuna acil cevap şart!!

çÜNKÜ; CİNAYETLER POLİTİK..!

***

RENCİDE ETMEYİN!!.

Bayanlar.. Beyler Hey siz siyasiler

Bu ne riyakarlıktır..

Bu ne, insan onuruyla oynama halidir..

Bu ne kepazeliktir...

Sözde, fakirin evine misafir oluyorsunuz..

Sözde, iftar açıyorsunuz..

Sözde sahur için, yoksulun kısmet ne ise, ikametgahına, dalıyorsunuz!!!

Sonra da!!!

Kameralara..

Objektiflere..

Gazetecilere; poz poz resimler çektirip, bir de klip yapıyorsunuz!!..

Ayıp oluyor ayıp!!!..

***

Eğer çok samimiyseniz..

Eğer fakiri, yoksulu, garip gurabayı düşünüyorsanız.

Eğer bir hayır..

Eğer bir sevap..

Eğer ki, insani bir duygu eforu sarf etmek istiyorsunuz!!

O koruma ordusuyla..

Siyah arabaların konvoyuyla..

Hazır yemek tabldotuyla; yarattığınız tahribatın tepkisini almak istemiyorsanız!!

***

Gideceğiniz eve.. Misafir olacağınız aileyi..

İftarına, Sahuruna, konuk olacaklarınızı

O koruma ordunuzla..

O siyah arabalarınızla; evlerinden misafir olarak alın.. Öyle gözaltı misali, bir tabloyla değil..

İnsani bir organizasyonla!!Ballı, börekli Bol kepçeli. Etli, butlu, şöbiyetle..

Tatlılı Hurmalı Şerbetli; sofralara misafir etseniz!!..

Daha bir samimi olmaz mısınız!!! Olursunuz..

***

Belki o zaman; şu sözünüze inanılır..

Eskiden, 40-50 evin ahalisiyle iftar yapardık..

Sahura kalkardık..

Ama şimdi, iş büyüdü.. Makam ve mevki oluştu.. Artık; 300-400 aileyle işte böyle; hep birlikte iftar açıyoruz.. Sahur yapıyoruz diyebilirsiniz.

Herşey daha güzel olmaz mı?

Daha da güzel olmaz mı?.

***

BAKAR MISINIZ!!...

Kim kimi, cezalandırıyor? Şöyle ki

DEDAŞ..

Mardin Su ve Kanalizasyon kurumu (MARSU)dan alacaklı..

Alacak, kayyum dönemine ait..

Tutar, 90 milyon liranın üzerinde..

Günlerdir, konuşuluyor ama çözüm yok..

Önceki günden itibaren, DEDAŞ şalteri indirdi..

Ya borç ödenecek, ya da elektrik kesintisi sürecek..

Elektrik yok diyerek, kesinti başlattı..

Üç gündür; MARSUya elektrik verilemiyor..

İşte bu çekişmeden dolayı da!!..

Üç gündür koca Mardin ve çevresi; kerbela hayatı yaşıyor

Şehre su taşıyan kanal ve pompa istasyonu devre dışı, kaldı?

Bu sıcakta..

Bu Ramazan-ı Şerifte..

Ve tabi ki, bu çağda, zaman dilimi içerisinde; halka reva görülen ceza!!!..

Kim suçlu?

Kim suçsuz?

Noktasında değilim; ama velakin hala 80-90lı yılların kafası hakim ise!!!

Demek ki; ilerleme yok..

Ha bir de devlette devamlılık esastır, ilkesi nerde?

Ha bir de, DEDAŞ özelleştirildi diye de; dokunulmaz değil..

Hele ki; kamu cezalandırması hakkına hiç de sahip değil

Ki, mahkeme kararı olmasına rağmen Kesinti yapılamaz denilmesine rağmen!

Buna rağmen kesinti

Yapılan savunmaya bakar mısınız! Şüyuu vukuundan beter misali..

İftar ve sahur vaktinde; elektrik veriyoruz deniliyor..

Diğer saatlerde yok..

Ne diyelim; vaziyet yine vur abalıya misali; mağdur halk..!