KKH’NİN ÜRETTİĞİ KNH...!
Eklenme: 6/27/2020 12:00:00 AM

Kutuplaşma.. Kamplaşma.. Hizipleşme..-KKH-.. Ve bunların üretimi olan; kin, nefret ve husumet!.. -KNH..- Yaşamın; her kulvarında hep körüklenen? olmamış mı?.. Bugün değil, insanoğlunun var olduğu tarihten itibaren, tılsımını bozmadan, hep varlığını idame etmiştir?

***

İyi ya da kötü!.. Tabi ki, etkenleri çoktur..

Ama dönemler, toplumlar, renkler ve ırklar açısından; farklı isimlerle yaşanır olmuştur hep!

Siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel cephelerle kendine varlık atmosferi ve ortamı yaratmıştır!!

***

İşte yakın tarihimizde bu minvalde siyasetin kulvarında yaşanan ve yaşatılan kutuplaşmalara? bakar isek!

Siyaset dedikse, salt parti ve yönetimleri değil, ahaliye sirayet edici olan taban siyasetin bulduğu zemin önemli!..

Öyle ya, 60ları bir hatırlayalım, nasıl bir siyasi rüzgar esip, soluklanan hava neydi?

27 Mayısta vücuda gelen kutuplaşmanın, adı neydi?

Ne deniliyordu; Vatan Cephesi?

Kime karşı, dönemin siyasal iktidarının başındaki Liderine ve siyasetine karşı; kin, nefret ve husumet(KNH)..

***

Ki, 60tan önce.. Yani 50lerde, kutuplaşmanın, kamplaşmanın, hizipleşmenin tek parti dipçik ve şeflik döneminde atılan tohumunun çürümüşlüğünü fark eden halk, yetti deyip birliğe, dirliğe ve bütünlüğe odaklandıysa da..

Demokrasi kazandı, milli irade söz sahibi oldu diye bir beklenti oluştuysa da.. Ancak akabinde, KNH devreye girip, dizgini kopararak Vatan Cephesini doğurdu..

Yaktığı ateşi körükledi?

Tekçi, vesayetçi ve inkar, asimilasyon ve inanca karşı, husumet kazanı ateşe konularak, dibi alevlendirildi!!

***

Yıllar geçti, 70lere geldik..

Dönemin akımı bu kez Milliyetçi Cephe! üzerinden kurgulamalar yaptı?..

Gaye, 80lere vesayet ikmal ettirmek..

10 yıl içerisinde, sokaklar da, meydanlar da, üniversiteler de, dağlar dahil olmak üzere her yer; gençliği kırdıran, toplumda kırılma yaratan O Milliyetçi Cephe kendisine saha hakimiyeti oluşturarak; hanedanlık ateşini yaktı.

Ve; 12 Eylülü bu hanedanlık doğurdu..

Bir sağdan, bir soldan; öldür de öldür?..

Körüklenen iki kesim, sonraki hamlelere domino taşı oldu?..

KKH, KNHyı alevlendirdi?

***

Ve, 90lar!.. Bir sağdan, bir soldan alevini, inanca yönlendiren, 25lerin dönemiyle, hanedanların yarattığı kutuplaşmanın, hizipleşmenin, kamplaşmanın adına bu kez; İrtica denildi..

Giyilen libas, İslam ülkesinde İslamı, İslamı yaşayabilmeyi yasaklamak, öteki hale getirmek!..

Dil ve ırk kutuplaşmasına, inancı da eklediler..

Bu süreci de; 28 Şubat olarak dizayn ettiler..

Bu süreç bin yıl sürecek deyip; yak, yık, yok et politikası benimsenildi!!!

***

Bu yıkıcı ve yok edici dil, ırk ve inanç odaklı hizipleşmenin ürünü olan işlevsiz siyaset; illegal oluşumları sahadaki kullanılan argümanlar olarak belirledi

Devletin içindeki derin devlet yapısı, dışa bağlı millet içerisindeki derin localar, siyaset kendilerine has örgütlerle, yeni bir rol aldı..

Ölümler üzerinden korku imparatorluğu oluşturmak..

***

2002de roller değişti

Ancak; KNH 2007 kapama ve e-muhtıra gibi iki hamleyle, boy göstermedi değil, gösterdi..

Ki, yetmedi, 17-25 aralık..

Yetmedi, 15 Temmuz!..

Ve bugüne, geldik

***

Şimdi! Kronik ideolojik kutuplaşma; ittifak adıyla devreye girmiş bulunuyor..

Ama, her saniyesi, hasımlığı kişisel yönde körüklemektedir?..

Kutuplaşma ve kin, nefret birbirini tetikleyen dalgalar olarak, taraflarca fırtınalar estirilerek; birbirlerini güçlendirdiler..

***

Lakin, yaşadığımız şu çeyreğin, çeyreği zaman diliminde; önceki dönemlerin aksine, bir gelişme var..

Bilmem farkında mısınız?

çünkü, geçmişteki hadiseler, ülkeye ve millete sürekli gerilime evresini yaşatmıştır.. Her hamle; onlarca yıl geriye gitmek?

***

Ama bu dönemde Sihirli bir durum var.. KKH de, KNH de alabildiğine yaşanıyor.. Ama; ülke ve millet adına büyük bir gelişme ve büyüme var?

Sanki, KKH, KNH, bir doping, vitamin güç oluşturan kazanım olarak, gelişen, büyüyen, zenginleşen, küresel dünyanın yeni aktörü olabilme adına, koşan bir Türkiyeyi oluşturdu

***

Tamerin dediği gibi.. KNH siyasal iktidar açısından; doping mi içeriyor?..

Vaziyet, bunun oluşturduğu güçlü vitamin ise üstadın ifadesiyle; yolun seyri hep böyle olsun

Güç veren vitamini korumak lazım

Sakın ola geri vites atılmasın..

çoklu barolar mı, çoklu birlikler mi, çoklu, örgütlü oluşumlar mı, her ne ise demek ki;

Demokrasiyi ayakta tutan, çoklu kutuplaşma rotasında yürümek lazım!!!

***

Neyse!.. Biz yine neme lazım diyelim!

Tılsım, doping, ateş gibi KKH ve KNHnin varlığına, işlevine, varlık etkenlerine itirazımızı yapalım!..

çünkü, bu seyrin ödenen ağır bedelleri var.. O bedeller, kaybedilen canlardır..

Keskin sirke küpüne zarar hakikatiyle yürüyelim..

***

Artık yeter, diyerek birliği, dirliği, bütünlüğü, barışı, kardeşliği, demokrasiyi, eşitliği, hak, hukuk, adalet ve zengin kazanımları ikmale getirelim..

İşsizliği, yoksulluğu gideren istihdam hamlelerini geliştirelim!..

Kutuplaşmayı, kamplaşmayı hizipleşmeye, kine, nefrete ve husumete dönüştürmekten, vazgeçelim!

***

Geçmişten çıkaracağımız, büyük derslerin öncülüğünde, fikir ve düşünce farklılıklarımızı; demokrasinin zenginliği olarak; idrak edici bir felsefeyle, yol alalım!.. O zaman; yeni dünya düzeninde yer alan değil, rol alıp, karar masasında oturan, Türkiye olmalıyız!...

***

65LERİN İTİRAZI VAR!

Dün arayan çoktu.. Dedikleri şu; turizm seyahat izni çıktı.. Biz 65 yaş üstü kişiler seyahat edebiliriz.. Ama şartlar var.. Yok, refakatçi, yok elektronik cihaz kullanma.. Yok, internet.. Yok e-devlet

***

İyi de, kim bizimle uğraşacak.. Evlat mı, torun mu, herkesin işi başından aşkın?.. İnternet kullanmasını bilmiyoruz.. E-devlet sistemini nasıl kullanacağız.. Galiba bu koşullar; bizi evden çıkarmama adına, pranga!

***

Seyfettin dayıya yine cevap veremedim.. Ama; serzenişini ilettim.. Son cümlem şu oldu kendisine?.. Paran çok mu; cebinde kalsın?..

***

GÜNÜN SÖZÜ?..

Kediyi, köpeği seven; neden vatanını sevmez?