MİLLİ İRADENİN DÜŞMANI?..
Eklenme: 5/11/2020 12:00:00 AM

Her kim ki; milli iradenin dışındaki bir yapıya Ya da, iradenin hazine kutusu olan, sandığa karşı, başka bir hükmü!..

Yani, ahalinin reyine alternatif bir reysizlikle iradeyi ipotek altına almak!..

Ve ahalinin milli ve yerli tercihine karşı farklı argümanlarla libas giyme gayretinde olan her kim olursa olsun; milletin yegane düşmanı ve hasmıdır!

***

Ve bu millet; hiçbir zaman bu hasımları ve düşmanları unutmaz, tarihin her aşamasında; telin eder!..

Ve ab-ı hayat tanımaz!.. Şöyle tarihin sayfalarını geriye doğru çevirelim!..

Ülkemin; kanlı, kirli ve sinsi tarihi ve bu tarihi karanlıklar tüneline sokan anlayışın; bugüne bile hatırlandığı da lanetlendiğini görüyoruz!..

***

çünkü o anlayış ve akıl locaları, o gün de bugün de, hiçbir zaman bu ülkenin birliği, dirliği, bütünlüğü, kutsal değerlerini, inancını, hürriyetini, özgürlüğünü koruma gayreti içerisinde olmamıştır Gelişmesini, büyümesini, zenginliğini, refahını, istememiştir..

Her daim kaos içerisinde, terörün, şiddetin, kanın ve gözyaşının, batağında sömürülebilinecek ülke olmasına çalışmıştır

***

Varlık içerisinde yokluğa mahkum edilirken, yeraltı ve yerüstü zenginliklerini de; dışa hortumlamıştır!..

Üstadın ifadesiyle, zulmün başına adaletin külahını, özgürlüğün başına biatin libasını, faşist, dikta, despot anlayışa demokrasinin, insan haklarının, eşitliğin renkli perdesini çektirenlerin tek düşmanı milli irade..

***

Onun içindir ki; odaklandıkları kulvar seçilmiş hükümetleri alaşağı edip, devirmek!..

Milletin temsiliyetini almış, parlamentonun kapısına kilit vurup, siyasi partileri kapatmak!..

Milletin, dinine, inancına, ibadetine, Kuranına, Peygamberine, Camisine, Mescidine hep saldırı modunda olmuştur..

Dikta ettikleri; seküler yaşam!..

İkmale getirdikleri postallı zulüm akan yönetimler kendinden olmayanları da, yaşına, başına, ilmine, fikrine, yaşamına bakılmaksızın, suçlar isnat edip; dar ağacında boyunlarına ilmiği takmıştır!..

***

İşte, 60lar, işte 80ler.. Ya 28 Şubat.. Pek tabi ki, milletin tankıyla, tüfeğiyle, uçağıyla; millete kurşun, bomba yağdıranlar!

Tarih hiçbir zaman, unutmaz.. Yeter ki, gözü, yüzü, ruhu kapalı olmayan bir tarih olmasın ve yazan olmasın!!..

Ne yazık ki, Türkiyenin yüz elli yıllık tarihi; hep iki yüzlü şekilde kaydedilmiştir.. Utanan tarih, utanmayan tarih

***

çünkü; bu anlayış millet değil, devletleri kutsamıştır Ne diyor şair, vatan uğrunda ölen varsa vatandır?.. Ama bizde; toprak olsun, ama millet olmasın? denilerek; devleti ve milleti böl, parçala ve yönet!.. Darbeler silsilesi, yer yüzündeki bir çok ülkeden fazla yaşamıştır, Türkiye!.. Başbakan Adnan Menderes ve iki bakanı, hayali suç isnadıyla dar ağacına götüren, ülkelerdeniz!

***

Bu güruh anlayışın savunucuları, tarihin kirli, kanlı, çirkin yüzünün failleri ve yetmeleri, bugün yeniden avuç ovma gayreti içerisinde faaliyet gösterme gayretindedirler Darbe çığırtkanlığını yapıyorlar.. Öyle ki, milletin iradesiyle seçilmiş hükümeti ve hükümetin başındakini enva-i bağnazlıkla rejimleri yıkılmalı sözüyle, kaos üretmek istiyorlar.. Erdoğanla Menderesin resmini yan yana getirip; idam çağrısında bulunuyorlar!

***

Bu hal, aslında milletin sabrını ölçme gayretidir.. Ama hani bir söz vardır, sabrın da bir sonu vardır.. Denir ya; bıçak kemiğe dayanınca!.. Nitekim o bıçağı birileri, 15 Temmuzda kemiğe dayandırmak istedi.. Ama sonucuna da katlandı.. çünkü bu millet, 7den 70ine, kadını, yaşlısı, erkeği, genci, çocuğu, engellisi çıplak elleriyle karşılarına dikildi

***

Tankın da, topun da, uçakların da, helikopterlerin de; karşısına geçti. Kendini tankın, paletlerinin altına attı.. Yüzlerce şehit verildi; ne adına milli iradesine sahip çıkma adına; milletin adamına sahip çıkma adına, seçilmiş hükümeti adına, iradesinin temsil edildiği parlamentosunun adına, Türkiyenin kanlı ve kirli darbe zulmünün bir daha yaşanmaması adına; iradesine sahip çıkma adına sokağa döküldü!

***

Onun için; akıllarına darbe gibi şeytan aklını getirmesinler.. Ve unutmasınlar, Türkiye o eski, pısırık, korkak, şapkasını alıp giden, ne millet adamı var, ne de millet var? Yani; ya olacağız, ya öleceğiz! Ağızlarından dökülen hükümet ve millet için kıyamet kopacak, sözünü bilmeleri gerekir ki; kıyamet, onların kıyameti olur, başka değil..

***

Bİ HAK VERİN YA!

Muhalefetin de bir raconu olsa gerek.. Hiç kuşkusuz ki; kötülüğe, yanlışlığa, olumsuzluğa, milletin ve devletin aleyhine olan her ne icraatı iktidar ikmale getirmişse; muhalefetin ortaya koyacağı muhalefet en takdir edilendir..

***

Ve tabi ki; yönetime dair alternatifler üretmek, icraatlarına karşı bu olmalı, bu daha iyi diyerek, muhaliflik ortaya koymak muhalefetin olmazsa olmaz raconudur

***

Ama bizdeki; muhalefetin.. Hele ki, ana muhalefetin kulvarında ne gezer muhalefet raconu?.. Varsa, yoksa muhalefet.. İyi olsa da, milletin, devletin iyiliği için olsa bile; tu kaka sokak magandası misali, muhalif!

***

İşte virüsle alakalı, iktidarın ve vatandaşın ortaya koyduğu, fedakarca mücadele!.. Dile kolay; hasta insanlar bile hastalığını bir kenara bırakıp, sağlık teşkilatını meşgul etmiyor..

***

Kanser hastası.. Kalp hastası.. Tansiyon hastası.. Ameliyat olması gerekiyor.. Tedavisi yarım kalmış.? Ama; doktora gitmiyor.. Niye; virüse karşı mücadele sekteye uğramasın!..

***

Ya özgürlüğünden, yaşamından, hayat ikmalinden, işinden, aşından, ticaretinden; fedakarlık gösterenler.. Evde kal kuralına uyarak, dışarı çıkmayanlar.. Tevekkül içerisinde, sabırla sonucu bekleyenler

***

Gençler!.. çocuklar.. Damarlarındaki kıpır kıpır kaynayan, dolaşmak, eğlenmek, koşmak için; deşarj olmanın hareketliliği içerisinde iken; o eve kapandı?..

***

Ya yaşlılarımız.. 65 yaş üstü olanlar.. Tüm sıkıntılara rağmen; evde kalırken!.. Yani, 83 milyon insan salgının kontrol altına alınması, ölümlerin artmaması, hastalığın yayılmaması için, her türlü sabrı ve özveriyi ortaya koyarken!

***

Hükümetin, her sese koştuğu bir dönemde!.. Kendi halkının yansıra, dünya insanlarına da duyarsız kalmayarak, yardım elini uzatmışken.. 54 ülkeye; sağlık malzemesi yardımında bulunurken!

***

Tüm bu hal vaki iken; tam da demokrasi havariliğine kesilmesi gereken bir evrede; muhalefetin sergilediği sokak magandalığı tabiri siyaset; neyle dikkate alınabilinir?..

***

Ne diyor; özgürlük!.. Doğru; güvenliği olmayan bir özgürlük; baki kalır mı?.. Ne mümkün? Onun için; özgürlüğün kalıcı ve bakiliği için; onun güvenliği şart.. İşte bizdeki muhalefet; güvensiz..!

***

MUHALEFETİN SEVİNç çIĞLIĞI!..

Bakar mısınız; attığı sevinç çığlığına!.. Asparagas bir haber yayımlandı! Dış orjinli.. Denildi ki; İngiltereye gönderilen sağlık malzemeleri İngilizlerin standartlarına uymadığı için, gönderilecek diye!.

***

İşte; bu kurgulu asparagas yalan haber; muhalefete sevinç çığlığı attırdı.. Muhalefet halaya çıktı, hele ki başı çeken ana muhalefetin trolleri! Bu daha ne ki, diğer ülkeler de iade edecek?.. Öyle ki; Ugandayı bile dillerine aldılar; ister misiniz onlar da iade etsin?..

***

Ekran ekran gezdiler.. Köşeler, Türkiyenin sağlık yardımları fiyasko diye, başlıklarla donatıldı! İşi; hükümetin sonu geldi noktasına kadar, getirip kerameti kendinden menkul bir coşkuyla, cepik oynadılar..

***

Peki sonra, her zamanki gibi hevesleri kursaklarında kaldı.. Yalana sazan balığı dalmanın gafleti, delaleti ve ihanetiyle; yüzlerine hakikat sillesi indi.. İngiltere Hükümet Sözcüsü; o haber yalan dedi, Türkiyeye minnettarız, dost bir ülke deyince!

***

Eee; ne demişler yalancının mumu yatsıya kadar yanar? Zaten, Bay Kemal Trabzonda ne demişti?.. Bizimkiler, akşam sofra kurarlar, hükümet devirirler, sabah olunca her şeyi unuturlar?

İŞİN ÖZÜ BU!

Hasılı kelam, bu kadar laftan, sözden sonra, özü itibariyle nokta deyip, sonlandırırsak!.. Şu iki mevzu üzerinde, hemfikir olursak, itirazım yok! Ki sanmıyorum, siz de itiraz edersiniz.. Eğer ki, sandığa, seçime ve milli iradenin tercihine saygı duyuyor ve sahipleniyorsak!.. Zaten itiraz olamaz!..

***

Malumunuz üzere, birileri diyor ki iktidarın sonu yakındır?.. Her nasıl bir laf üretmekse de.. Yine birileri diyor ki, CHP tasfiye edilecek.. Ve yine birileri diyor ki; rejim yıkılacak?..

***

Hepsi yekn bir ifadeyle; son bulma, tasfiye ve yıkım denilenler, 83 milyon insanın sandık başına gidip, seçimle tercihini ortaya koymasıyla gerçekleşecekse; amenna!.. Hiç kimsenin itirazı olmaz/olamaz.. Zaten demokrasinin özü ve hikmeti de bu değil mi?..

***

Ama velakin; başka bir şey diye bir fikir ve düşünce beyinde dolaşıyorsa, o zaman da dile de, fikre de, düşünceye de, akla da gelebilecek, başka şeylere hazırlıklı olman gerekir.. Denir ya; anlayan anlar!

GÜNÜN SÖZÜ

Derin sularda hareketsiz duran bir ejderha yengeçlerin tutsağı olur.