NEREDEN KOŞUYORUZ!?..
Eklenme: 11/2/2021 12:00:00 AM

Bilemiyorum!.. Ama koşu da, gidişatta vahim bir seyir içermiyor değil.. Özellikle; inanç ve maneviyat yönünde; peruperişan şekilde, bitiklerdeyiz..! çünkü yaşananlar, yaşatılanlar, muameleler, kamuda, özelde olup-bitenler akla ziyan Neresinden tutarsanız çirkeflik, rezillik, aşağılık bir güruh anlayışın; inkar ve asimilasyon çürümüşlüğü var!.. Ürkütücü olan da, toplumsal bir duyarsızlık.. Kamusal ve idari yönden de, zafiyetlerle olup bitenin prim görmesi!

***

Şu üç manzaraya bir bakın! Nesil dediğimiz, yarının büyükleri olan çocuklarımıza neler öğretiliyor? Eğitim ve öğretimdeki, müfredattan daha vahim olan, günlük hayat içerisindeki uygulamalar var ki, pes dedirtiyor.. Ve bunu, körpe dimağlara aşılatan, sözde eğitimcilerin ortaya koydukları, düşünce, anlayış, felsefe ve inanç, asimilasyon sorgulatıyor, Türkiye bir İslam ülkesi değil mi?

***

İŞTE BİRİNCİ MANZARA Kayseride bir Anaokulu.. Özel okul.. Cumhuriyet kutlamaları etkinliği yapılıyor.. Öğrenciler ay-yıldızlı bayrağı, vücutlarına sarmış, önce etraflarında dönüyorlar.. Sonra, Gazi Mustafa Kemal Atatürkün posteri önünde yere kapanıyorlar.. Adeta bir ritüel yapıyorlarmış gibi.. Secde ediyorlar

***

PEKİ İKİNCİ MANZARA Adres İzmir Yine 29 Ekim etkinlikleri Atatürk Lisesi.. Okul bahçesinde, asılı Atatürk Posteri.. Erkek öğrenciler, takım elbiseli.. Kız öğrenciler de, gece kulübü kıyafetiyle, giyinmiş.. Kız ve erkek öğrenciler ikişerli gruplar halinde birbirlerine sarılarak; vals dansının gösterisini yapıyorlar..

***

VE ÜçÜNCÜ MANZARA Yer Kars Bir Anaokulu.. Bu kez sahnede, sınıf öğretmeni.. Bir bayan Önce bir çarşaf giyiyor Yazı tahtası, yanında Atatürk posteri.. Önünde, ders verdiği öğrencilere sesleniyor, Bakın benim neremi görüyorsunuz?. Sadece başımı göremiyorsunuz, sadece gözümü gerebiliyorsunuz. Osmanlı zamanında bazen gözlerde peçete olur, bez olur, gözünüz de görünmezdi diyor

***

Bu öğretmen daha sonra, üzerindeki çarşafı çıkarıyor.. Mini etek.. Gömlek.. Şapka giyiyor.. Atatürkü ve Cumhuriyeti modernlikle tanıtarak, şunları söylemeye başlıyor.. Peki şimdi bi bakın.. Kısa eteğim var, şapkam var, çantam var, gömleğim var, ayakkabılarım çok şık. Şık mıyım şimdi? İstediğim gibi giyinebiliyor muyum?.. Peki yüzün diğer yerleri görünüyor mu?

***

Vaziyet bu kadar açık ve aleni vuku bulurken; kim ne yapıyor? Ne yazık ki, kocaman bir hiç karşımıza çıkıyor.. Ki, ilgi, alaka, hassasiyet gösteren de yok! Bir taraftan Kemalizm aşılamasıyla, körpecik beyinler inancından, dininden, değerlerinden, ulvi ve kutsallığından, tarihinden, medeniyetinden, kültüründen, ecdadından uzaklaştırılıp, halk deyimiyle batının ve batılın putçuluğuna, biat edici ediliyor.

***

Diğer taraftan, nesli yetiştirmekle görevli sözde öğretmen, muallim, kendi siyasi, seküler, ideolojisini, çağdaşlık ve modernite kisvesi altında, zehir enjekte ediyor.. Hiçbir ahlaki, değer ölçüsü olmayan, maneviyatı değil, maddiyatı kutsayan bir ahlakla, nesli şeytanlaştırıyor Satanist bir zihniyetin üremesine, zemin oluşturuyor.. Ateist ve dinsiz bir öğretmenin yetiştireceği; nesil bugün buhran içerisindeki gençlikten öte olmaz

***

Netice itibariyle!.. Peş peşe vücut bulan bu ahlaksızlıklara karşı, Milli Eğitim Bakanlığı, İl Milli Eğitim Müdürlükleri suspus içerisinde oldukları gibi, ülkenin idaresinde bulunan zat-ı muhteremler de, aynı kodun içerisinde Ki, Diyanet İşleri Başkanlığı da, iki kelam edici değil.. Ülke ve millet nasıl oluyor da, bu kadar kutsallarına duyarsız ve fransız takılıyor diyemiyor!..

***

Peki, konuştuğumuz ne? Romada, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Biden görüşmesi kaç dakika 20mi, 30mu, 45mi, yoksa 65 mi?.. Ve bu görüşmelerin süresine odaklı; zafer mi, hezimet mi, sorgulaması yapıyoruz Biri hazır bekliyor, dişlerimi nasıl bileyebilirim diğeri, ben avucumu nasıl ovabilirim, hesabında! Hazin olan da şudur; Biz bu durumu çağdaşlık seviyesiyle, değerlendiriyoruz!?..

***

Hal-i duruma, söylenecek söz net! Bizi bizden ettiler, bizim bizden haberimiz yok!..? Şu sarı inek hikayesi var ya; geldiğimiz aşamanın en bariz, tefsiridir aslında.. çünkü, inancımıza, kültürümüze, medeniyetimize, aba ecdadımıza, tarihimize yani ümmet kimliğimize el uzatıldığında, laf edildiğinde, inkarı ve asimilasyonu dayattıkları ilk adımda; Osmanlı sillesini vuracaktık.. Yapmadık.. İçimizdeki devşirmelerin suyuna, dümenine takılınca dizgini kaptırdık!.. Şimdi dövünüyoruz!.. Ama, ne fayda!..

***

Yoksa, Türkiyede cadı bayramı kutlamaları yapılıyor, yapılacak diye; ulu orta keyfiyet arz-ı içerisinde olanlar, olur muydu?.. Ve bunları manşetlerine taşıyan medyanın batıl kölesi kalemşorları, İslam Araştırmalar Merkezinin bütçesinin artırılmasına kin ve nefret duygusuyla, saldırabilir miydi?

***

Sonuç itibariyle gözleri de, zihinleri de, kalpleri de, ruhları da körleşmiş İslam ve Din düşmanlarının sözünün muteber edildiği bir zamanın yıkımındayız!.. Allah sonumuzu hayreylesin!..

***

DİYARBAKIR CADDELERİNİN İSMİ..!

Kaç gündür kent gündemi Şu isim veya bu isme takılmadan, benim söyleyeceğim şu Bu kadim şehrin, yetiştirdiği onca değerli şahsiyet ve bu kente değer biçilemez hizmeti olan, nice insanlar var iken?.. Neden onların isimleri yaşatılmıyor?.. İşte bu soruya yanıt alabilirsek, sanırım verilen ismin sırrını çözmüş oluruz!.. Sizce

***

HANİ FİKRİ BEYAN ÖZGÜRDÜ!

Meğer ki değilmiş?.. Olmuş olsaydı, bu ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı, siyasi lideri.. Bakanı, milletvekili, oda başkanı.. Ve tarihteki bir gerçek olan, hakikati!

***

Siirtli bir vatandaşın, hiç bir siyasi ve ideolojik kutuplaşma doğurmadan, terör örgütü propagandasında bulunmadan, İyi Parti Lideri Akşenere, hissiyatını, fikrini, düşüncesini yaşadıklarıyla, anlatmasına!

***

Kürt kimliğinden ve bu coğrafyanın da, Kürdistan diye geçmişte tanımlandığından söz etmesine; gösterilen prangalama hiç de fikri beyanın özgürlüğüne yakışmadı, yakışmıyor?!

***

Nitekim ne diyor AK Parti MKYK üyesi eski Vekil Abdurrahman Kurt.. Herkes konuşmalıdır, düşüncesini rahatlıkla şiddet olmadığı ve şiddeti övmediği sürece dile getirmelidir. İnsanları konuşturmazsanız terörü teşvik edersiniz, insanları konuşturursanız, terörle mücadele etmiş olursunuz

***

GÜNÜN SÖZÜ

Şiddeti teşvik eden, insanların dillerine ve fikirlerine vurulan prangadır!