ÖLÜMÜN YAŞI YOKTUR?
Eklenme: 7/6/2019 12:00:00 AM

El hak!.. Ki ne mümkün?..

Ölüm..

İlk olarak, babam öldüğünde Anladım ki; ölümün yaşı yok..

Sonra.. Annem Sonra Abim..

Ve sevilen dost ve yakınlar

Her ölüm.. Her acı.. Ve her bir bedenin üzerine toprak atıldığında..

Anladım ki; ölümün yaşı yok..

Ve bu kez Ablam..

İnna lillahi ve inna ileyhi raciun

-Şüphesiz Biz Allahtan Geldik ve Ona Döneceğiz..

Salı günü sabahı, hakkın rahmetine kavuştu..

Aramızdan ayrıldı..

Evet, bedeni fani dünyada kaldıysa da, ruhu ebediyete intikal etti..

Yine, anladım ki; ölümün yaşı yok..

Olamaz da! Cenin de.. Bir yaşında olsa bile.. 100e dayansa da..

Daha da uzun zaman dilimi vaki olsa da; ölüm haktır!..

***

Ayetin ifade ettiği gibi.. Her nefis ölümü tadacaktır?

Nefis.. Ölüm.. Ve Tatmak!

Nefis, ruhun varlığıdır.. Ölüm ise insan bedenidir

Tatmak.. Bu ayet.. Ve muhtevası.. Ölüm ve Nefis ikmalinde şunun beyanıdır..

İnsanı insan yapan unsur, insanın bedeni değil ruhudur..

Ölen ise, fonksiyonunu icra edemez hale gelen bedendir

Demek ki, ruh bakidir ve ölümü tadandır..

Sonuç itibariyle, beden fani, ruh ise Bakidir..

Ki bir şeyi tadanın, onu tadarken var olması gerekir

Yani, ruh nefis ve canlı, insan ise ölen bedendir..

***

Evet, ölümün yaşı yok dedik ya!?.

Bakınız, yıllar önce okuduğum bir yazı..

Paylaşmak istiyorum

Terzi idi. İyi bir terzi. Dikeceği elbiseleri dört dörtlük dikerdi.

Hiç bir eksiklik bırakmamaya çalışırdı.

Bazılarının kim anlar onu! dediği yanlışları bile hemen düzeltmeye çalışırdı.

Onun için gece gündüz çalıştığı olurdu.

çoğu akşamları sabahlardı dükknda, elindeki işi bitirmek için.

Namazlarını hiç kaçırmazdı.

çoğu zaman camiye gider, bazen de dükknda kılardı.

Bir gün ezan okunuyordu.

Hemen dükknını kapayıp camiye yetişmek istiyordu, tam bu sırada karşı marangoz çağırdı hayırdır diyerek içeri girdi.

Adam çay söylemek istemişti.

Ama o, kahve çayından nefret ederdi.

Kendisinin küçük bir semaveri vardı onunla çayını ağır ağır kaynatırdı.

Kibarca reddetti.

***

Bir müddet bakıştıktan sonra marangoza;

-Acelem var gitmem lazım dedi bunun üzerine marangoz

-İşler nasıl? Müşteriler çok mu gibi havadan sudan sorularla oyaladı.

Biraz terzinin işini önemsemiyordu adeta.

Bunun üzerine terzi bir kez daha kapıya doğru yöneldi.

Bu sefer genç marangoz;

- Yahu abi seni hep namazdayken görüyorum.

Daha çok gençsin, biraz yaşamamız gerekmez mi?

Tamam yaşlanınca kılarız, uzatırız sakalı.

Genç adam beklemediği soru karşısında biraz düşündü...

- Peki ya yaşlanamaz isek? Genç ölümleri hiç duymadın mı?

- Ya abi bırak gericiler gibi konuşmayı genç ölümler binde hatta yüz binde bir olur.

Yaşlanınca yapsak daha iyi olur yaşlılık biçilmiş kaftan bu işler için...

***

Genç karşısındakine bir şey anlatamayacağını anladı..

Her zamanki tavrıyla nazikçe izin isteyip çıktı.

Ertesi gün dükknına geldiğinde ise karşıda bir topluluk gördü, meraklandı.

Dükkn mı soyuldu acaba diyerek sokuldu kalabalığa.

Herkes üzgün bir halde idi.

Kimseye soru soramadı.

Etrafta bir zorlama izi de yoktu.

İçeri girdikçe kalabalık artmıştı.

***

Derken biri;

- YAZIK OLDU çOCUĞA DAHA GENçTİ!..

İşitince bunları, anladı ne olduğunu...

Netice itibariyle..

Her nefis ölümü tadacak

Dünyanın ne üzüntüsü, ne sevinci hiç biri kalmayacak..

Sevaplarınızın da, günahlarınızın da..

Yani iyilikler ve kötülükleriniz size tam olarak ödenmesi, ya da hesap sorulması da ancak kıyamette olacaktır.

Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalış..

Yarın ölecekmiş gibi de ahirete çalış..

ÜSTADIN İFADESİ

Bakınız, Bediüzzaman Hazretleri..

Dokuzuncu mektubatında, İnsandaki duyguların şiddetlilerinin ahireti kazanmak için, zayıflarının ise dünya işlerini düzene sokmak için verildiğini şöyle anlatıyor..

***

Dünyaya ait işler, kırılmağa mahkm şişeler hükmündedir; bki ahiret işleri ise, gayet sağlam elmaslar kıymetindedir.

İnsanın fıtratındaki şiddetli merak ve hararetli muhabbet ve dehşetli hırs ve inadlı istek ve bunun gibi şiddetli hissiyatlar, ahiret işlerini kazanmak için verilmiştir.

O hissiyatı, şiddetli bir surette fni dünya işlerine yönlendirmek, fni ve kırılacak şişelere, bki elmas fiatlarını vermek demektir.

***

İnsanlar, insana verilen manevi cihazları, duyguları, eğer nefsin ve dünyanın hesabıyla kullansa ve dünyada ebed kalacak gibi gfilce davransa, rezil ahlaklara ve israfa ve abesiyete sebeb olur.

***

Eğer hafiflerini dünya işlerine ve şiddetlilerini ahirete ve manev vazifelere sarfetse, bu duygular, güzel ahlakların kaynağı olup hikmet ve hakikate uygun olarak iki dünyada saadete sebeb olur.

***

TEŞEKKÜR..

Aile büyüğüm, biricik ablam

Zeliha Alkayın,

Vefatı nedeniyle bizleri yalnız bırakmayan,

Cenazemize iştirak ederek,

Taziye evimize kadar gelen,

Telefonlarıyla, mesajlarıyla acımızı paylaşan, tüm dost ve akrabalara teşekkür eder, saygılarımı sunarım.

İyi ki varsınız..

***

SİYASETE DAİR İKİ KELAM

Arınç.. Sevdiğim, fikirlerine değer verdiğim biri

İyi de takip ederim..

Ama şu maaş konusundaki çıkışı Özellikle; Milletvekili maaşıyla alakalı, soru muhataplığına, karşı, tepkisi..

İşi; edepsizlikle libaslaması

Gerçekten, hiç ama hiç, yakışmadı..

Ayıp

Der demez, iki kelam edilir Arınça..

Eee be kardeşim..

Vekil de olsan.. Bakan da olsan.. Başkan da olsan

İstişare Kurulu üyesi bile olsan..

Emekli de olabilirsin

Eğer ki, milletin vergisiyle oluşan bütçeden ödenen bir maaş varsa!..

Miktarı ne olursa olsun.. İstersen bir kuruş dahi olsa!

Milleti de..

Ahaliyi de.

Ve bizleri de ilgilendirdiği gibi sorgulama hakkına da haiziz!

O sözünüze söylenecek söz; karşınızda illet var, edepli olun?

***

HDPli Kurtalanın çıkışı..

Meclis kürsüsünde ne diyor?

İyi Partililere yönelik, sıralarına bakarak!?..

Diyor ki..

Sayemizde buradasınız

Yani biz olmasaydık, sizler mecliste olmazdınız!..

Sezai Temelin bir çıkışı vardı..

CHP Ankara ve İstanbulda bize borçlular..

Şimdi..

CHP borçlu..

İyi Parti de, borçlu konumuna düştü..

Der demez, söylenecek söz..

Hadi beyler.. Pamuk eller cebe..

Sıra sizde!!..

***

İKİ VİCDANİ KARAR

Birincisi.. Ali Babacana dair.. çamur at tutmazsa, izi kalır kabilinde.. Bir hazine çalışanının suç duyurusunu kabul etmedi.. Lekelenmeme adına, soruşturmaya yer yok kararı verilmesi..

***

İkincisi.. Gazetecilerin; FETÖ darbe girişiminden yargılanma davasında; verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına dair kararın bozulması Mehmet Altan beraat etti. Nazlı Ilıcak ve Ahmet Altan ise yardım ve yataklıktan yeniden yargılanacak