OSB'DEKİ DEPREM!…
Eklenme: 9/18/2020 12:00:00 AM

Yedi şiddetinde bir deprem!..

Ki artçıları da geliyor..

Ama şunu ifade edebilirim ki..

OSBnin seçilmiş Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Odabaşının istifa kararı vermesi..

İstifasına ilişkin Yönetim Kurulu Üyelerinin hizmetleri engellediği..

Özellikle de, sanayicilere arazi tahsisleri?

OSBdeki Elektrik sorunu..

Projeler..

Girişimci ile esnaf işbirliği..

Bir çok konu başlığını istifasına gerekçe olarak gösteren Odabaşının, Yönetim Kurulu üyelerini de, istifaya davet etmesi..

Beri yanda; yeni seçilecek bir yönetimde görev almaya seve seve hazır olduğunu belirtmesi!
*

Doğrusu, bu ifadeler çok şeyleri anlatıyor...

Ama bir gerçek var ki

Odabaşının hizmetler engelleniyor sözü, OSB için kep düştü, kel göründü dedirtti..

Bu istifa.. Ortaya atılan gerekçeler

Dün, Diyarbakırda yankı buldu?.. Bir çok tanıdık isim, perde arkasını sordu

Asıl istifaya götüren gerekçe nedir diye?.

Ki, Yönetim Kurulundaki kriz yeni değil. Uzun bir süredir..

Odabaşının özellikle, OSBye çöreklenen kişi diye ifade edilen Kurum Müdürüyle pek uyumlu olmadığı da biliniyor..


*

Sonuç itibariyle

İstifa, yıllar yılıdır Diyarbakır OSBnin neden, Güneydoğunun hatta Ortadoğunun çekim merkezi olamadığını, deşifre etmektedir

Bakalım, bu hamur daha ne kadar su alacak?..

çünkü, Odabaşının istifasının ardından, OSBnin Yönetiminden hiç bir sesin çıkmayışı da, manidar!..

*

SEN BİR MAGANDASIN!..

Evet, Halil Sezai Paracıkoğlu!

Şunu iyi kafana sok..

Ve bil..

Sen, bir artist olamayacağın gibi, bir Türkücü de olamazsın..

Bu kulvarda; görünmüşsen de, ama artık yüzündeki maske düştü

*

Ortaya çıkan; karakterin şunu söyletiyor sana Halil Sezai Pazarcıkoğlu!..

Dizilerdeki rollerin..

Sahnelerde söylediğin şarkılar..

Yani sanat ve sinema; sende yiğitlik, mertlik, insani, örnek insan olmada, ters karakter etkisi yapmış

*

Ve sen bir maganda olmuşsun..

Ve sen bir riyakar olmuşsun?

Ve sen bir şizofren olmuşsun?

Ve sen kaba, saba bir yaratık haline gelmişsin?!..

*

İşte bu vasıflar sende var olduğu içindir ki, yanında iki kazma ile birlikte; delikanlılık(!) taslamışsın..

Kendisini savunamayacak kadar yaşlı olan Hüseyin Meriç amcayı, tekme-tokat girişip, dövüyorsun?!

*

Bakar mısınız Meriç amca, o anı nasıl anlatıyor?

Beni döverken kelime-i şehadet getirdim..

Ezan mı okuyorsun lan sen? diyerek daha çok dövmeye başladı?..

Ey Pazarcıkoğlu.. Senin bu hal-i durumdaki delikanlılığına ne derler biliyor musun? Jıpara?..



Şunu da bil, tüm kıvırmalarına rağmen, şiddetine gösterdiğin mazeretlerine rağmen, mazur görülecek biri değilsin artık benim gözümde!!

*

ŞÜKRANLA YAD EDİYORUZ!

Dün, demokrasi şehitlerinin şahadete ermelerinin sene-i devriyesiydi..

Merhum Başbakan Adnan Menderes..

Bakanlar..

Hasan Polatkan..

Fatin Rüştü Zorlu..

Onların şehadetlerinin yıl dönümüydü..

Türkiyenin karanlık ve kirli yüzden şehadetleriyle, kurtuluşa erdiği tarihi gün!..

Onları bir kez daha; rahmetle, şükranla ve duayla yad ediyoruz..

çünkü, onlar ülkenin ve milletin, özgürlük abideleridirler

*

GÜNÜN SÖZÜ..

Yaşam bir güldür, paylaşmasını bilirsen kokusunu alırsın!?.