SAĞLIKTA DEĞİŞİM NERDE?…
Eklenme: 3/9/2020 12:00:00 AM

İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekine hatırlatma yapalım Hani değişim, dönüşüm ve yeni bir yönetim anlayışı olacaktı?.. Bir önceki yönetimin kalıntıları tar-u mar edilecekti.. Kurum politize olmuşluktan kurtulacak, akçeli işlerin hileli seyirlerine pranga vurulacak.. Yolsuzluk, usulsüzlük, keyfi uygulamalar, kurumun sağlıksızlığına neşter vurulacaktı?

***

Ve yepyeni, ter-ü taze, sağlıklı ve huzur getiren bir yönetim, kadrosu teşkil edilecekti?.. Enkazlar kaldırılacaktı?.. Hizmeti önemseyen, sağlıkta yeniliği benimseyen, bölgenin Sağlık Üssü olabilme vasfına kavuşma adına, öncü hamleler atılacaktı? Kısaca Sağlıksız işleyen Sağlık mekanizması iyileşme evresine girecekti?..

***

Ne yazık ki, görünen bir şey yok!.. Varsa da biz görmüyouz.. Bakınız, Kasım ayı, ki sonunda atandınız.. Aralık geçti, Ocak geçti, Şubat geçti.. Aha da Mart ayına girdik.. Ki üçte birini de geride bıraktık.. Size ilk atandığınız günde, Sağlık Kurumlarını çok önemseyen ve hassasiyet gösteren, takibinde olduğum bir kurum olması hasebiyle yukarıda aktardığımız yapacağınız hamleler açısından, buradan seslenerek, benden size altı ay avans demiştim.

***

Maalesef, avansınızın yarısından fazlası tükendi.. Ama hala bir tık, göze gelen bir yenilik söz konusu değil.. Atılan bir iki adım varsa da, sadra şifa vericiliği bulunmuyor Yani halk deyimiyle; eski tas eski hamam misali bir yönetim seyri, şuan kendini ifade ediyor.. çünkü, ne değişen bir başhekim, ne değişen bir hastane müdürü, ne değişen İl Sağlık Müdürlüğündeki yönetim kadrosu!

***

Beri yandan da, eski yönetime ait dosyaların da tozlu raflara sürüklenme gayretinin varlığı da, ayrı bir muamma! Bu da birilerinin nam-ı hesabına bir söz almışlık mı? var, yoksa başka bir hal mi söz konusu.. Bu minvalde, ciddi akan bazı bilgiler de yok değil.. Adli tahkikatların devam edildiğine ilişkin

***

Hafta içi Sağlık Bakanlığı merkezli, Diyarbakıra yapılan çıkarma ve kurumların ziyaretinde oluşan, tavsiyelerin, önerilerin yanısıra bu bizim adamımızdır, olmalı noktasındaki dikte edilişlere dair görüşmelerin içeriği de, ayrı bir garabet durum.. Ki notlarımın arasında, bilahare mevzu ederim.. Ama şimdilik bu kadar.. Gelinen aşama itibariyle, Dr. Cihan Tekine kurumsal enkazı bir kez daha hatırlatmak isterim, ki avans ta tükeniyor..

***

İMAMOĞLU NERDE?..

Sahi.. Sırra kadem basmış.. Görünmüyor.. Tatile mi çıktı?.. Ya da, yurtdışında mı; sesi soluğu çıkmıyor?.. Gören de yok!.. Yoksa, peş peşe kırdığı potlardan dolayı, inzivaya mı çekildi?.. Yüzünü, sözlerini, kırdığı potları unutturmak mı? istiyor..

***

Akıllandı mı ne? Doğrusu; ne alemdedir bilmem!.. Ama Ekrem İmamoğlunun oturduğu koltuğun sene-i devriyesine girilen şu günlere kadar tükettiği zaman diliminde, Ne İstanbul Belediye Başkanlığına, ne de birelirinin pohpohladığı gibi geleceğin Cumhurbaşkanı adaylığına hiç te, terazisinin kendine ait kefesinde artıya çıkaran bir hal-i vaziyet içerisinde olmadı?

***

Neyse, görünmezliği, sükut hali, kendisine gizemli bir karakter yükleyeceğinden dolayı; galiba böyle olsa daha iyi! Baksanıza, en radikal, en liberal, en marjinal siyasi akım, merak içerisinde Bizim İmamoğlu nerde diye?

***

YALOVADA NE OLUYOR?..

CHPnin Yalovasında.. İncenin, memleketinde.. Ki 31 Martta YSKnın kapısı önünde nöbet tutulup, oy çuvalları çalınmasın diye, kamp kurarak CHPnin kazandığı Belediye fırtınalı bir hava var.. Yalova Belediyesinde neler oluyor diye ikmale gelen soruya neler olmuyor ki yanıtı patlatılıyor?..

***

Öyle böyle bombalar değil! Yolsuzluk, usulsüzlük, hırsızlık.. Yani enva-i kirli ve çıkar çarkının döndüğü bir merkez!.. Şuan, yargı tepesinde.. Belediye Başkan Yardımcısı tutuklandı.. Onlarla birlikte onlarca kişi var.. Belediye Başkanı Vefa Salman da görevden uzaklaştırıldı?.. Başkanın yerine yapılan seçimde ilginçtir, AK Partili meclis üyelerinin çoğunluğuyla koltuk el değiştirdi..

***

Farkında mısınız?.. Tüm bunlar, Yalovada cereyan ediyor.. Ama CHPnin merkezinden, liderinden, sözcülerinden, hele ki Yalovayla özdeşleşen, İnceden tabiri caizse tık yok.. Herkes büyük bir ketumluk ve sessizlik içerisinde!.. Yani süt dökmüş kedi gibiler.. Demek ki, kerameti kendinden menkul bazılarının dediği gibi, siyasi bir hesaplaşma ve haksız bir görevden alma var sözü, gerçek değil!

***

8 MARTA DAİR!..

Dün, çok konuşuldu, çok söylenildi, çok yazılıp çizildi; 8 Mart ve Kadın eşitliğine ilişkin!.. Denir ya, herşey söylenildi.. Bana söylenecek söz kalmadı.. Ancak, şu nüansı, kadın da, erkek de çok ama çok önemseyerek, bilmeli ve ona göre; eşitlik ölçüsünü, benimsemeli..

***

Bir çıkmaz varsa; o milli terbiyeden yoksunluktur.. Eğer ki, bir eşitsizlik varsa o tarafların egemenliğindendir? çünkü, erkeği yetiştiren de, doğuran da, ona eş olan da, ona bacı, kardeş, hala, teyze, evlat olan da; kadındır! Yani, kadın yetiştiriyorsa, erkek egemen oluyorsa; ortaya da eşitsizlik çıkıyorsa, demek ki milli ve yerli terbiye zaafiyeti var

***

Yani eğitimle, tahsille, makam, mevki ve kariyer, siyasi ve ekonomik özgürlüklerin kazanımıyla alakalı değil!.. Ne yasalar, ne kanunlar, ne yönetmelikler ne de mevzuatların sayfalar dolusu yazılımıyla, o eşitlik, o kutsallık sağlanamaz! Kadına saygı, erkeğe hürmet milli, yerli ve iman ve inanç nokta-i nazarında var olan, kültürümüzle mümkündür?..

***

İşte biz o kültürü yeniden filizlendirip, sahiplenmemiz gerekir.. Yoksa; ne kadının erkeğe, ne erkeğin kadına dair; saygısı da, sevgisi de, hürmeti de, eşitliği, hak ve hukuk diye bir adil ortam, kalmaz!.. Batı kültürü ve medeniyetinin, çürümüş olan zihniyle zafiyetlere odaklı, yaşam benimsenir?

***

Kadın bir hayat nizamıdır.. Erkek ise o hayatın olmazsa olmazıdır!?. İkisi olmadan ne bir adım atılır, ne de yaşama dair alınabilecek bir nefes?.. Yani, kadın ile erkek arasındaki biyolojik farklılığın ötekileştirmeye gerekçe kılınması ve toplumsal hayatta hak ihlallerine yol açması, aklın ve vicdanın asla tasvip etmeyeceği bir hakikat olduğunun idrakine varılırsa; sorun çözülür?!..

***

GÜNÜN SÖZÜ...

Basireti kapalı siyasetin fikri, kör düşünceyi benimser!....