SENDE Mİ, UÇKUR'A DÜŞTÜN?
Eklenme: 6/17/2019 12:00:00 AM

Ah ki, ah

Acı bir hakikatin vecizeli sözüdürBalık başkan kokar sözü!...

Ama kime dersin? Hal-i alem ortada

Tepeden, tırnağa bir bakın, özellikle yaşadığımız zaman açısından kim temiz?!!

Denir ya Yarım hekim candan eder.. Yarım hoca dinden eder

Aynen de öyle çevrenize bir göz gezdirin

Neler var neler yok?

***

Bu travmatik yapıya bir de balık baştan kokar hakikati yer alınca, vay ki vay!

Ne yazık ki karşımıza; uçkur-muçkur düşkünü idarecileri çıkarıyor?..

Ki en tepe isimler..

Parmak ısırtan.. Akla ziyan dedirtenler şahsiyetlerin icraatları; sende mi brütüsün ötesine geçiyor!!!

İğrençlik...

Öyle ya, bir kaç gündür ne konuşuluyor?

Özellikle, Diyarbakır kulisi! Diyarbakırdan, Hazroya uzanıyor

Ta ki, Ankaraya.. Meclise kadar uzanan çirkin bir mevzuunun çetrefilliği!..

***

Fail.. Makam ve mevki.. Kişiler İçeriğindeki; rezillikler ve kirli, fikriyat!..

Der demez; gel de inanma

Gel de rezilliğe tükürme...

Ki, duyanların ağzından çıkan ilk sözcük

Sende mi müftüm? Sende mi hocam!!

Deşmeden

Vakıa ve bu ifade; kahredici bir tabloyu huzura getiriyor!!

Balıktan çok tuz koktu ya everildi hadiselerimiz!

İğrençlikler sıradanlaştı

Halk deyimiyle; ne günlere kaldık be kardeşim?

Kime güveneceğiz? Kime inanacağız?

Ya da kimi kendimize rehber edinip, geç öne diyebileceğiz?

***

DERDİMİZ BAŞKA!

Neyse!.. Yazıyı kaleme alırken, iki aday cephesinde sıkıntı yoktu..

Ortak yayın yapılacak..

Yer ve saat konusunda..

Moderator mevzusunda..

Soruların aksiyonla kurgulanmasına kadar; pek gidişata takoz olacak bir durum, yaşanmamıştı..

Yani; herkes saate odaklı..

***

Yayında, performanslar.. Soruların yalınlığı.. Adayların az, öz ve ikna edicilik halleri mi?

Yoksa, agresiflikleri mi?

Söz düellosu mu?

İticilik yaratan, üsluplarındaki kılıç kesen kelimeleri mi?

Kim gol attı, kim gol yedi?..

Gol sayısı..

Penaltı vuruşları.. Taçlar.. Topun sahadaki; kalış süresi

Bunlar bilahare mevzu edilecek..

***

Ama şunu net ifade edeyim!

Her nasıl bir; netice çıkarsa çıksın.. Ekrana kilitlenen, seçmene rağmen!!..

Derdimiz..

Gündemimiz

Beklentilerimiz; onların hali vaziyetleri değil..

Başkadır..

O da; iştir, aştır, barıştır, güvendir, kardeşliktir..

Huzurdur..

Sevgidir, muhabbettir.. Birlikte yaşama duygusunun; pekiştirilmesidir?

Yani; derdimiz başka!.

***

HER ŞEY GERİDE KALDI?

Düşünüyorum!!.. Atmosferi, filim şeridi gibi; tekrar tekrar başa alıyorum..

Ve zihnimde şu soru ikmale geliyor..

Evet, 24 Haziran sonrası her şey geride kaldı diyebilecek miyiz?

Özellikle, siyasilerimiz

Adaylar..

Hele ki, adayların trolleri..

Kraldan çok kralcı kesilenler..

Şu kafa-kol, çene kıranlar..

İtlikler, kavatlıklarıyla ün yapanlar

Kalleşliğe prim verenler.. Kalleşçe, tezgaha gelenler

Ya, rezilliklerin en derin çukuruna kadar; inebilenler...

Belden aşağı, saldıranlar..

Uçkur fikriyatıyla, kumpas kuranlar

Uluslararası; organizasyon..

İçteki, fitne üretici terör oluşumlarıyla dirsek temaslar...

Hasılı kelam.

Şu üç aylık dönem içerisinde yaşananların hepsi..

Adan, Zye çirkefliğin vücut bulduğu ve zemin oluşturulduğu, taraflar açısından; seçim sonrası değişikliğe vesile olur mu?

Yani, diyebilecekler mi her şey geride kaldı?

Birbirlerini kucaklayacaklar mı?

Birbirlerine sarılabilecekler mi?

Birbirlerini gördüklerinde, selam verebilecekler mi?

Ve o birbirlerine yaptıkları kepazelikleri unutacaklar mı?

Şal çekebilecekler mi?

Üstünü örtebilecekler mi?

Hiçbir şey olmamış gibi; canciğer olabilecekler mi?

Bu mümkün mü?

Siz, mümkün olabilir ya da olmayabilir noktasında, fikriniz ne olur bilmem?..

Ki, siyaset kaypak bir zemine sahip iken!..

Demirelin şu sözü dün dündü, bugün bugündür..

Veyahut vesikalı siyasetin ruhudur, tokmakçıya baba denilmesi!!

Diyorum ki, ben sanmıyorum?..

O eskide kaldı...

Hiçbir şey, ama hiçbir şey geride kalmaz..

Eskiye de dönmez rücu de etmez!

Hele ki, piyonlar baş olup, rehber rolünü almışsa..

Ki, medyanın aktörleriymişse..

Vay ki vay diyeceğim gibi..

Hiçbir şey geride kalmaz..

Hep; önde tutulur..

***

TARİHE DÜŞEN NOT!!

Günün sözü de diyebiliriz..

Ya da asrın, beyanı!!..

Bu ülkenin ekmeğini yiyeceksin..

Suyunu içeceksin..

Okulunda okuyacaksın..

İmkanlara sahip olacaksın..

Parasından, pulundan, maaşını alacaksın..

Makam ve mevki sahibi olacaksın..

Siyasal..

Sosyal..

Ekonomik..

Ki kültürel alanda da olsun; söz sahibi edileceksin!

Yasalar diyeceksin..

Kanunlar diyeceksin..

Demokrasiden..

İnsan haklarından..

Özgürlüklerden..

Eşitliklerden, dem vurup, ahkamlar kestireceksin!..

Hesap soracaksın..

Sorgulamayla, ülke idaresine parmak sallayacaksın..

Yani, en ulvi temsiliyette bulunacaksın..

Sonra!

Elin gavurundan..

ABDnin..

Siyonizmin

Emperyalizmin

Dış hasımlardan daha haşin bir şekilde; ülkene, vatanına, devletine, milletine kalleşliklerde bulunacaksın..

Dolara..

Euroya.

Sterline; satacaksın?

Ve diyeceksin ki, S-400e ne ihtiyacımız var?

Velhasıl, Allah bizi bizden etmeye çalışan ekmek kabına sıçan haşere karakterlerin şerrinden korusun!

***

AK PARTİDEKİ KAYIP!

İddia ediyorum.. Ve her türlü şarta da varım..

AK Partideki kayıp

Kesinlikle ve kesinlikle, rakip siyasilerin başarısından kaynaklı değil.

Bilakis, muhalefetin beceriksizliğiyle, ömrü uzuyor?

Yani, çöküşte

Ne CHPden..

Ne HDPden..

Ne de diğer partilerden gelen bir etkenlik söz konusu değil

Kayıpta..

Tahribatta..

Güven zafiyetindeki yıkımlar da bilaistisna ağacın kurdu misali, kendinden!

AK Partinin kendi içinde üreyen bir yıkım unsuruyla tepe-taklak!

Ne hazindir ki; bu yıkım şeytani karakterleri de daha bir iştahlandırıyor..

İşte, Diyarbakırın kaldırımlarını meşgul eden kendini partili gösteren; zümreler?

***

BİR DAHA BULAMAZSINIZ!.

Aman ha aman!?

Eeeyyy, 7den, 70ine! Siz siz olun..

Yaşarken Var iken Sizinle hayatı ikmal ederken..

Yani, nefes alıp, soluklandığında

İşte bu evrede kıymetini bilin.. Sayın, sevin, bütünleşin

Yoksa!.. Ki kaybederseniz!

Bilin ki, benim gibi onu çok ama çok ararsınız..!

Ama bir daha bulamazsınız..

Asla da, geri dönmez

Ve hep; hasretle, ah keşke diyerek, anarsınız

Babalar gününüz kutlu olsun