SÜREÇ, İKİ SÜTUNA ODAKLI!…
Eklenme: 11/25/2020 12:00:00 AM

Dün ifade ettim!..

Fitne üretici şer odaklarının, kuracağı kumpaslar vücut bulmaz..

Umarım, Ekonomi, Hukuk, Demokrasi odaklı reformları içeren yola çıkış, bir kazaya uğramaz..

Ki şerit, değişikliğine gidilmez

Siyasi ve ideolojik çatışmalar üretip, buzdolabının dondurucu bölümüne, konulmaz!

Suikast yapılmaz!...

***

Hali hazırda!..

İçte ve dışta, ülke ve millet olarak yaşadıklarımız; büyük hassasiyet içermektedir..

Kritik, anti etkilendiren kimi zaman esintili kimi zaman da fırtınalı rüzgar esmekte..

Onun için, çıkılan yola, her yönüyle azami bir hassasiyet ve sahiplenme, şart!..

Özellikle, tarihsel süreç içerisinde yaşanan ve yaşatılanlara baktığımızda; ülke ve millet olarak yol alabilmemiz, kendiliğinden olmuyor

Doğal bir seyir, işlemiyor..

İlla ki, mevcudiyeti reform edip, güne, zamana ve yarına dair uçukların, umutların gelişmesi adına, değişim ve dönüşüme ihtiyaç vardır

***

Özetle, Türkiyenin şu an içerisinde bulunduğu..

Ve herkese kabul gören; ekonomi ve hukuk açısındaki kısır döngü bir çıkış bekliyor..

O çıkışta, reform..

Ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan da önceki günkü konuşmasında, aslında tam da bu meramını aktarmaya çalıştı!

Yarınlara çıkabilmemiz; reformların rotasıyla, mümkün!

Şunu da, net görmek lazım!..

Gerek iktidarın mutfağında olsun, gerekse muhalefetin bir bütünlük içerisinde mutfağında olsun; reformları tüm katmanlarıyla yemeğe dönüştürüp, servis edebilecek tek aşçı var..

O da Erdoğan

Yani, Erdoğandan başka reformları hayata geçirebilecek başka da bir lider yok!

***

Görünen o ki; süreç de iki sütun üzerine inşa edilecek!..

Ekonomi ve Hukukun Üstünlüğü sütunları oluşturacak, ama ikisinin ikmaliyle demokrasi kendine hayat bulacak..

Şöyle ki; hukukun üstünlüğü kendini, yaşamın ve devletin tüm mekanizmalarında kendini tahkim edecek..

Ki bu tahkim demokrasinin olmazsa olmazı olan, eşitliği, özgürlüğü, bağımsızlığı, hak ve adaletin tecellisini üstün kılar

***

İkinci sütun ise; ekonomidir

Ki ekonomi de, istikrarı sermaye ve mülkiyet hakkının güvence altında olmasında arar!

İster yerli, ister yabancı sermayedar, bel bağlayacak sahip çıkılacağını bilecek, teşvik ve yasalarla kendini, güvende hissedecek

Ne diyoruz, sermaye kuş misalidir; huzur ister, huzursuzluktan kaçar?

***

Sonuç itibariyle!..

Demokrasiyi güçlü kılan, ekonomi ve hukukun üstünlüğü ise..

Elbette ki, Ekonomi ve Hukukun üstünlüğü kendisini tahkim ettiğinde, demokrasi de bir o kadar kendini yaşamın ve devletin mekanizmasında, tahkim eder..

Yoksa; iki sütunda hep birbiriyle savaşır olur

O zaman da, ne ekonomi, ne hukuk ve ne de ikilinin pozitifliğiyle, demokrasi olur?..

***

MUHALEFETİN KAFASI KARIŞIK?

Bana diyorlar ki; muhalefete çok yükleniyorsun..

Niye iktidarı kaleme almıyorsun?..

Haklılar..

Ama velakin muhalefet bir türlü iç istikrarı alternatif olabilme becerikliliğini ortaya koymadı ki..

Sürekli iç huzursuzluk sürekli, bilinmezlik, sürekli kendini mevzu eder hale gelince..

Der demez biz de; odaklanıyoruz..!

çevremizde, iktidar noktasında, ne oluyor, ne bitiyor gözardı oluyor!..

Bakınız!

Cumhur ittifakına rakip bir ittifaktan söz ediliyor, muhalefette..

Ziyaretler, görüşmeler, çalıştaylar, Anayasa mutabakatları, gel-gitler..

Yemekler, sabah kahvaltılı davetler..

Yani, enva-i bir aktivite içerisinde; arayış söz konusu..

Ama gel gör ki; somuta eren bir şey yok..

Ne bir şeffaflık, ne bir samimi ve ihlaslı ahlak üstünlüğünü ortaya koyacak, siyasi dik duruş?

Omurgasız bir hal!...

***

İşte son bir haftalık trafik..

Yeni partiler geziyor..

Gelecek ve Deva..

Millet ittifakının, ziyaretlerinde; bir onlar gidiyor, bir onlar geliyor?..

İyi Parti, CHP, Saadet görüşmeleri sıklaştırıyor..

Ki, İyi Parti ve CHPdeki iç karışıklığa rağmen; birlikte hareket etme adına, geldikleri bir nokta, söz konusu değil..

Elle tutulur, gözle görülür, somut bir şey yok!

***

En kritik nokta ise; HDP!..

Pervin Buldan ne demişti?..

İttifaklar şeffaf olsun?..

Bir işbirliği söz konusuysa; bu kapalı değil açık ve şeffaflık ilkesiyle, yapılmalı!..

Peki, İyi Parti sıtmaya yakalanmış gibi; gel gitlerde?..

Bir DP diyorlar, bir DSP diyorlar..

Yani, Perinçeki bile çağıracaklar?..

Şimdi!..

Partilerin iktidara alternatif olabilme beceriksizliğine karşı..

Peki ya, Erdoğana rakip, gösterilecek adayda bile; kafalar dağınık!..

çatı aday; arayışı var ama kafalar karışık olduğu için, istikrarlı bir odaklanma yok!

***

Muharrem İnce! CHPyle sorunlu..

Ki ipler koptu-kopacak?

İki taraf da, kopan ip kimin elinde kalacak beklentisinde..

Öyle ya, ip kimin elinde kalırsa, tabana dair olumsuzlukların, müsebbibi gösterilecek..

İnce, incelip kopacak, Kılıçdaroğlu koltuktan mı olacak?.

Hesap bu

Hal bu iken, diğer partiler İnceye çatı adayda ırak kalıyor!..

***

İmamoğlu Mansur Yavaş

Millet ittifakının derin odalarında, neden hep CHPnin tünelinden çıkan isimlere, başkası yok mu diyor?..

Rota bir kez daha; konuşulan ama hep havanda su dövmeden öteye gitmeyen, isimlere dönüyor!?.

Abdullah Güle takılıp duruluyor..

O da; meçhul..

çünkü; mübarek bir türlü, cesaret ortaya koymuyor..

Kaçak güreşte..

Sağlamcı

Hakem alındı mı, seyirci hazır mı, fark belli mi, galibiyet garanti mi hesabında..

Onun içindir ki, yeni isimler söz konusu oluyor..

***

Neyse!..

Biz de bir kaç isim önerelim..

Sahi; Bülent abilerine ne derler?..

Şuan herkese öpücük dağıtıyor

Yok diyorsanız..

Cindoruk olmaz mı?..

Ya da İlhan Kesici..

Abdullatif Şenere ne dersiniz?..

O olmazsa; Ali Babacan..

Malum, her şeyin liberali ya?..

Tamerin ifadesiyle, Yüzü merhum Menderese benziyor?..

***

İsterseniz, Haşim Kılıçın kapısını çalın!..

Sabih Kanadoğlu diyeceğim?..

Sayabilecek çok isim var..

Eğer ki, Parlamenter Sisteme dönüş gibi bir fikriniz var ise?..

Yani sembolik bir Cumhurbaşkanı istiyorsanız..

Bu yönde geçmişi olan Ahmet Necdet Sezere odaklanın..

Ki son günlerde, arz-ı endam ediyor..

***

Yok eğer tüm bunlara itirazınız varsa, size iddialı bir aday benden olsun

İşin ciddiyetindeyim

Cezaevinde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaşa ne dersiniz?

Kendisine dair suçlamalar ağır olsa da, Millet ittifakının iki büyük partisinin liderlerinde, hatırı yüksek!

Bi düşünün..

Erdoğan da, Cezaevi merdivenlerinden Külliyeye yürüdü?

Başa gelirsek..

Şimdi bu kadar dil dökmem; muhalefete yüklenme mi?..

Hayır

Bakın gidebilecekleri yollara ışık tutuyorum..

Malum, insan kendiyle barışık olmadığı zaman, çevresini göremez..

Muhalefette içten barışık olmadığı için; biz de dürtükleyerek çevrenize bir bakın demek zorunda kalıyoruz!

***

YASAKLAR, GELİYOR YASAKLAR!

Ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan

Kısıtlamalara uyulmazsa ilave tedbirler almak zorunda kalabiliriz?

Ne diyor Sağlık Bakanı Fahrettin Koca

Sevdiklerimiz için tedbirlere uyalım.. Yoksa

Evet..

Günlük tablo, hiç ama hiç iç açıcı değil

Ölümler yüzleri aştı..

Hasta sayısı 4 binleri..

Yoğun bakımlar dolu

Ve hala; Maske, Temizlik ve Mesafe deyip, aman ha aman diyoruz..

Lakin, uymuyoruz..

Bu da demektir ki; keyfiyet ve boşvermişlik hali yeni yasakları kapıya dayandırıyor

çünkü..

Sokakta virüs var ama gözün sokaktan başka bir şey demiyor?

Bir araya gelme, sosyal mesafeye dikkat et deniliyor..

Sen; çal oynasın, vur patlasındasın!

Kabahat kimde?..

***

GÜNÜN SÖZÜ.

Senin için başkasını terk eden başkası için de seni terk eder.