SİYASETTEKİ SEVİYESİZLİK!
Eklenme: 11/8/2021 12:00:00 AM

Muhalefeti anlayamıyorum!.. İcra ettikleri siyasetin seyri de, söylemleri de, ilişkileri de, akla ziyan!.. Farkındalar mı, değiller mi bilmiyorum.. Ama sanıyorlar ki; icra ettikleri siyasette nabza göre şerbet vermek bir tutarlılıktır.. Siyasetini icrada, ortaya koyacağı politikanın ruhu, bu minvalde olursa; kazancı yüksek olacakmış?.. Ve, herkesten çuval çuval oylar alacağını sanıyormuş!? Tilki siyaseti..

***

Ama unutuyor; çağ o çağ değil!.. Geçmişte, bundan bir çeyrek asır öncesine kadar da; nabza göre şerbet siyaseti prim alıyordu.. Albenisi yüksekti.. Diyarbakırdaki mesajı Diyarbakır ölçeğinde, Yozgattaki beyanlar, Yozgatın sınırları dahilinde görülür, destek sağlanırdı?

***

Ahali, pek vakıf olmazdı siyasetin iki yüzlü, çelişkiler yumağı içerisinde aldatan olduğunu! çünkü, teknoloji bu kadar ilerlemiş değildi.. Sosyal medya denilen, hızlı iletişim yoktu!.. Olmadığı için de; siyasetçinin söyledikleri, yalan ya da doğru, veya samimi, yahut samimiyetsiz o anda, bulundukları yerle münhasır kalınıp, irdelenip, sorgulanırdı.. Kulis faaliyetindeki çerçeve dar alanda olurdu!!!.

***

Ancak, bugün öyle değil!.. İster, Diyarbakır olsun, ister Hakkari, ister Edirne, ister Yozgat.. Ki Sivas, Kars, İzmir.. Yani, gerek ülke içerisindeki tüm coğrafik alan, gerekse de yurtdışında herhangi bir ülkenin coğrafyası olsun!.. Siyasetçinin ağzından çıkan her sözcük daha söyleyenin kulağı duymadan ahali duymuş oluyor? Nimet büyük..

***

Yoksa, Bay Kemalin icra ettiği siyasi söylem ve eylemlerin nasıl da yaman çelişkiler içerdiğine vakıf olabilir miydik?.. Darbeyi kahve içerek izlediğini.. 15 Temmuza güdümlü darbe diyerek, masum göstermeye çalışabileceğini çay içerken söyleyebileceğini! ABD ile iş tutmasını?.. HDPnin hatırına Kandile ve YPGye selam çakıp, Tezkereye hayır diyeceğini, evet diyenlerin de, cumhuriyet haini olarak, lanse edebileceğini? Örgüt üyelerine arkadaş dediğini, öğrenebilir miydik?..

***

Dün de ifade ettim!.. Bunları açıkça icra ederken, Yozgatta, Ulusalcı, milliyetçi, laikçi. Kemalist kimliğini öne çıkararak, Kandili yerle yeksan etmezsem bana da Kılıçdaroğlu demesinler beyanına vakıf olup, bu ne yaman çelişki siyasetine şahit olabilir miydik?.. Ne mümkün?..

***

Siyasetin dilinin dehşetli bir tehdit aracı olarak kullanılıp, devletin işleyişini duraksatmak adına mekanizmanın dişlilerine çomak sokabileceğine kanaat getirebilir miydik; bu söylediklerine karşı? Vesayet rejimlerinin bu yolda seyrettiğini deşifre edebilir miydik?.. Askere, polise, öğretmene, çiftçiye, çalışana parmak sallayıp, iktidar adamıysanız, size ab-ı hayat tanımayız tehditlerinin nasıl savrulduğunu, bilebilir miydik?..

***

Ya da, en taze mevzu olan, milliyetçiliği kimseye bırakmayan İyi Partinin küfürbaz adamının, Şehit yakınına sinkaflı sözlerle hakaret edebilecek kadar, çirkinleştiğini görebilir miydik?.. çocuğunun çakar araçla baba parasıyla caka atabileceğini.. çiftliğini resmeden gazeteciye saldırıp, darp edebileceğini, öğrenebilir miydik

***

Tüm bu çirkinliklere eklenen halkalar silsilesine liderinin ne olmuş ki manasını üreten suspus kesilip, ketumlaştığını bilebilir miydik? Sadece tenzil-i rütbe ile mevzunun geçiştirilebileceğini.. Ve tüm bunları, ekran ekran görebilir miydik?... Sinkaflı hakaretleri sıralayan Türkkanın ortaya koyduğu edepsizliği masumiyetleştirme adına, kırk dereden su taşımasını.. Atatürkü bile kendisine kamuflaj malzemesi olarak kullanıp, Şehit yakınını provokatör olarak lanse edebilecek kadar, siyasi yoksulluk yaşayabileceğini öğrenebilir miydik..?

***

Ve biz o ana dair kayıtları görmemiş olsaydık!.. Türkkanın rahatlıkla attığı yalana kanar, hatta Şehit yakını bana ağır küfretti söylemine inanacaktık.. Bize de istediği şekilde siyasi samimiyetsizliğini samimiyet kimliğiyle yutturmaya çalışacaktı?.. Nasıl bir siyasi, aklı, tavrı ve kurgusu!.. Güç ve nüfuzun ortaya çıkardığı siyasi rezalete, 81 milyon halk, vaki olabilir miydi?

***

Hele ki, Öcalana sayın dedikleri için defe tutup enva-i söz söyleyen Akşenerin de bir gün Öcalana Sayın Öcalan diyerek hitap diyebileceğini, ekranlarda görebilir miydik?.. Her ne kadar özür dilediyse de ağzımdan sözü kaçırdım diye beyanda bulunduysa da; sayın kelimesinin mütevazilikten geldiği gerçeğine günün birinde kendisine de rücu edebileceğini şahit olabilir miydik?..

***

Dahası, Meral Akşenerin, HDP eşittir PKK dediği sözleri hatırlayıp, yahu Demirtaşla kahvaltı yapalım çağrısını söyleyen de kendisi olduğunu ifade edip, hatırlatma imkanını biz bulabilir miydik.. Millet İttifakının temelinde, ülke ve millet meselesi değil, Erdoğan düşmanlığı ve hasımlığının yattığı gerçeğinin deşifresine muttali olabilir miydik?

***

CHPli Gürsel Tekinin, Hayatının her alanında haram para kazandım dediği itirafnamesine, vakıf olabilir miydik?. İktidara gelirsek, muhaliflerin canlarını sıkıp, boğazlarına çökeceğiz tehditlerini, öğrenebilir miydik?...

***

ALIN SİZE BASKET!

Basket oynayan, basketi atan kim?.. Resimde görüldüğü gibi.. Cumhurbaşkanı Erdoğan Gençlerle birlikte basket oynuyor.. Kimi yerde, basket atıyor..

***

Tabi bu görüntü, muhalefete bir kapak.. Hele ki, Erdoğanın sağlığıyla ilgili enva-i tevatürler çıkaranlar.. Ve buna çanak tutan muhalif siyasilerin, laf üretme hallerine; basketle kapak mahiyetli!

***

Bu kapağa, bir de İstanbuldaki dört etkinliğe katılım göstermesi de; ayrı katmerli kapak! Yerinde oturan, poposunu yerden kesmeyen, yatağından kalkmayanlar cuk diye oturuyor..

***

Şimdi ne diyorlar!.. Kendini sağlıklı göstermek için, basket oynar gibi görüntü veriyor.. Bakalım, hafta sonu Mardine çıkarma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğanın Ilısu Barajının çalış törenindeki performansına!..

***

Yine gün içerisindeki, diğer etkinliklerde boy göstermesine!.. Vatandaşlarla birlikteliğine.? Mardinin Dargeçit ilçesinden, Batmana geçip, miting yapmasına.. Açılışlarda bulunması.. Hasılı Mardin ve Batman ziyaretine, nasıl bir tevatür ürettiler bekleyip göreceğiz.. Neyse, onlar ne üretirlerse üretsinler; çakılacak basketleri vardır Cumhurbaşkanı Erdoğanın!..

***

HADDİNİZİ BİLİN!

Evet, tam da böylesi bir anlam içeren siyasi çıkış yaptı, Kemal Bey, CHPnin popüler belediye başkanlarına yönelik.. Özellikle, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaşa dair.. Öyle ya ikisinin adları Cumhurbaşkanlığı adaylığında sıkça, zikrediliyor ya!.. Her ankette, her kuliste Yavaş ve İmamoğlu yarıştırması var?

***

Kılıçdaroğlu işte bu noktada, görünen o ki noktayı koydu.. Katıldığı bir tv programında, şöyle seslenmiş! Başkanlarımızın göreve devam etmelerini istiyorum. Belediye meclislerinde çoğunluğumuz yok. Diğer türlü biz belediye başkanlıklarını başka partiye teslim etmiş olacağız!

***

Özetle, adaylığınızı onaylamıyorum!.. Bulunduğunuz makam bizler için, önemli.. Onun için de, haddinizi bilin! mesajını veriyor Bay Kemal.. Haklı mı kendilerinin ağzından çıkan cümleyle yanıt verirsek.. İşte bu noktada; Bu anlamda kafamda soru işaretleri var?

***

GÜNÜN SÖZÜ

Dürüstlüğü hayatınızdan çıkarırsanız, çuval dolusu yalanınız olur!