TAŞÇIER'İN ARDINDAN!
Eklenme: 9/14/2020 12:00:00 AM

Konuşulan ne; çok şey var!?..

Ancak herkesin cevap aradığı soru şu; Feysel Taşçıer neden görevden alındı?!

Ne oldu, ne bitti de abim dediği, öğretmenim dediği Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından; ani kararla o koltuktan alaşağı edildi..

Tabi bu ve benzer soruların muhatapları, hepimizin bildiği gibi malum kişilerdir!

Ki kendisi de iki kelam etmiş değil..

Etse idi; görevden alınması yönünde kamuoyu aydınlanmış olurdu?

Böylesi bir hal; sükt ikrardan gelir sözünü hatırlatmıyor değil?

***

Lakin bana ulaşan, yakından takip ettiğim bir kurum müdürü olması hesabıyla!

Pek tabiki, yazıp-çizdiklerimi de masaya yatırınca!

Taşçıere dair ulaşan, bilgi, belge ve iddiaların ışığında kendimce Bakan Selçukun Taşçıeri görevden almasına ilişkin, kısmi bir cevap bulmuşluğum var?..

Galiba; son mevzuu denir ya bardağı taşıran son damla oldu?..

Doğrusu; Taşçıerin Tarım Bakanlığında görev yapmış bir bürokrat olarak, Diyarbakıra İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevine ataması yapıldığında çok tartışılmıştı!

Siyasi ve Dini Değerlerin iktidar ve iktidar mensubiyetiyle zıt fikriyatı kadar, Tarımla-Hayvancılıkla yıllarını geçiren bir bürokrat, eğitim ve öğretimden ne anlar diye konuşuldu, tartışıldı hep!

Eğitim Bakanlığında adam mı yoktu da, Tarım Bakanlığından biri getirildi diye?


***

O tarihte, ben de yazdım; nasıl olur öyle bir atama yapılır diye!?

İsteyen, arşive girip bakabilir?

Eğitim ve Öğretimle yıllarını geçirmiş bir Diyarbakırlı, kenti bilen, tanıyan, havasını, tozunu teneffüs etmiş biri yok muydu?

Hatta, HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıerle yakın akraba olması, aynı köylü, soyadının aynı olması noktasında, gelen sorgulamaları da dikkate alarak..

O gün şöyle bir sorum da olmuştu

Eski Bakanın danışmanının girişimiyle, bu atama yapıldı mı diye?..

***

Tabi, tüm bunlar idarecilik anlamında ehil ve liyakat noktasında bir ölçü!?.

Önem arz edici..

Ancak idareciler açısından, eğitim camiasının koro şefi eğitimi de, öğretimi de, dürüstlük, şeffaflık, mesleki ahlak şiarıyla görmeli ve uygulamalıdır..

Her şeyin önünde gelen ana etkenlerdir bunlar!

İşi bilmek, eğitime ivme kazandırmak, var olan sorunları yerinde çözebilme becerisine sahip olmak!

En önemlisi de, yolsuzluğa, usulsüzlüğe, rüşvete, suiistimale; kirli ve akçeli işlerden uzak kalabilmek!

Öyle ya, göreve getirilirken o öyle deniliyordu!

Bir önceki müdürün, zafiyetleri onu buraya atadı denilerek!

Kendisi de, ilk günlerinde böyle diyordu, Diyarbakırın eğitim ve öğretimi bir enkaz diye..

Biz de diyorduk..

Ama sonra, denir ya karamanın koyunu sonra çıkar oyunu?

Taşçıerin idareciliği de, uygulamaları da, ortaya koyduğu performans da, bu minvalde; ikircilikle gelişti?

***

Gel gelelim, olumsuz hadiselerin peşi sıra gelişmelerine?..

Dedik ya, bardağı taşıran son damla bizdeki manşet haber oldu?!..

İşte o da, çüngüşteki Hijyenik sertifika skandalının, patlak vermesiydi!?..

Diyarbakır Söz 25 Ağustosta, bunu gündeme getirerek, Sertifika skandalı demişti..

Bende, izne ayrılmadan önce kaleme alıp, İl Valisi Münir Karaloğlu ile Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuku göreve çağırmıştım

Diyarbakırın en ücra, çıkmaz sokak misali çüngüş ilçesinde; Hijyenik Eğitim kursu açılıyor..

Ki, Pandemi döneminde..

Virüsün kol gezdiği bir evrede, eğitim ve öğretimin bile yüz yüze yapılmasında sakınca görüldüğü, takvimde böylesi bir kurs açılıyor..

Ve sadece; çüngüş ilçesinde?..

Bu kurstaki eğitim, en basit şekliyle 8 saat yüz yüze olması gerekir..

Ama velakin, ne yüz yüze eğitim verilmiş, ne de, ıslak imzalı bir kayıt yapılmış..

Herşey, online sistemiyle!..

Her bir sertifikaya karşılık ta, biner lira para alındığı iddiası var!..

Sertifika verilen kişi sayısı çüngüş ilçesinin mevcut nüfusunu aşıyor?

13-14 bin.

Parasal tutar, en düşük rakamla 10 milyon lira deniliyor!!...

***

İşte bu skandal patlak verince!..

Alelacele, ilçedeki milli eğitim şube müdürü ile halk eğitim şube müdürü açığa alındı..

Sonra müfettiş, hiçbir şey olmamış gibi rapor tanzim etti..

Bir kaç, sertifika iptal edildi..

O da online üzerine..

24 Ağustosta Taşçıere bu konu sorulunca, tehdit edici konuşmuştu, yok böyle bir şey diye!..

Ismarlama müfettişler de..

Hazırladıkları raporlarında; sadece ve sadece 43 saatlik kurs ücreti zimmetiyle, mevzuyu kapatılmıştı..

Ama öyle değil..

çünkü, vakıa mızrak çuvala sığmayacağı noktasına gelmişti..

Öyle ya, bardağı taşıran bu damlanın, önceki damlalaşan hadiseleri de var..

***

Sıfır kırımlı, şişirilmiş fiyatla okul onarımı!..

İlana çıkarılmadan, adrese teslim, davetiyeli pazarlık!..

Öğrenci taşıma, ihaleleri..

Cüzi kırım, ama aynı teşkilatlara, firmalara ve kişilere ısmarlama veriliş..

Ve o ihaleyi alanlarla, ziyaret resimlerinin paplaşımı!..

Pandemi dönemindeki, dezenfektanların alımı!!..

Özel okullarla olan, ilişkiler?..

Özel okul işletmecilerine, paravan bakım, onarım okul ihalesinin verilmesi gibi iddialar?..

Say say bitmez misali!!..

***

İşte tüm bunların mimarı Feysel Taşçıer değil de kim?

Tabi, sosyal medyadaki trollerinin? varlığıyla ilgili iddialar da ayrı bir organizasyon...

Ki bu noktada, bir organizeli yapısından da söz ediliyor..

Kendi kontrolünde, hedef alınan kişiye bu troller üzerinden itibar suikastlarında? bulunduğu biliniyor..

Kısacası, Taşçıerle, Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü eğitim ve öğretim dışında enva-i kirli ilişki ağının döndüğü bir kurum, haline geldiğini söyleyebiliriz?!

***

Sonuç itibariyle; çözüm Taşçıere tez elden el çektirmekte bulunuldu.

Bu hal-i duruma İl Valisi Münir Karaloğlu ve Bakan Ziya Selçuk; yeter artık deyip, noktayı koydu?..

Ancak, Antalyadan, Vali Karaloğluyla uzun süre aynı mesaide bulunan Milli Eğitim Müdürü Yüksek Arslanın getirilmesi de, dikkat çekici..

Ve benim en çok dikkatimi çeken de, Taşçıere düne kadar toz kondurmayan sözcü kesilenlerin bir an da, ketumlaşmaları..!
Ayrı bir gariplik!..

***

Köşemin müdavimleri bilirler..

Benim iki kurum üzerinde büyük hassasiyeti ve pür dikkat çekilmem söz konusudur..

Biri Eğitim, diğeri de Sağlık!..

Beklentim ve kamuoyunun da istek ve talebinin öyle inanıyorum ki, bu minvalde olacaktır.

Gelen Müdür Yüksel Arslanın ilk icraatı şu olmalıdır

Tepeden tırnağa Milli Eğitim İl Müdürlüğündeki akçeli işlerle alakalı neşter vurmalıdır

Taşçıer dönemindeki icraat diye gösterilen, işleri soruşturma kapsamına alması lazım!

Pek tabi ki, MEBin binasını da 40 tas su ile yıkaması? gerekir!..

Yoksa ne değişti diye koca bir soru askıda kalıp durur!

***

12 EYLÜL DENİLİNCE!..

Ya da hatırlatılınca!..

Öfke mi, nefret mi, tiksinti mi?..

Ne derseniz; midesi bulanmış, bir ruh haliyle; lanet olsun o güne diyorum!..

Ne o Kenan Evrenin o günkü yüzünü..

Ne o Kenan Evrenin kefendeki nursuz yüzünü?.

Ne Tahsin Şahinkaya..

Ne Metris..

Ne Mamak..

Ne Diyarbakır zindanının adını?

Ve ne de, itoğlu it co ve sahibi yüzbaşının, ismini!..

Duymak..

Hatırlamak..

Anmak bile istemiyorum!..

Denir ya o güne lanet olsun?

Ölümler yaşandı..

Katliamlar yapıldı..

Dar ağacına gencecik evlatlar asıldı?

İşkenceler..

Zulümler..

Bir sağdan, bir soldan barbarca katledildi

Yaşadık..

Ama yaşadığımız bir garabet vardı ki; 12 Eylül sabahını da alkışladık?

Benim babam müftü diyen Kenan Evrenin fetvasına bile inananları gördük..

Sonuç itibariyle!..

Hafızaları yenilerken!..

Masumiyet değil, hangimiz masum sorgulamasıyla bakmalıyız!..

O günden bugüne; benzer girişimlerin neden halen tekerrür ettiğine de, zihin yormalıyız..

Ne diyor ustad..

Geçmişten ders çıkarmak gerekir..

Ama neeeerdeeee?

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Ordu göreve diyenleri hiç ama hiç unutmamalıyız!