TEŞEKKÜRLER SAYIN VALİM…
Eklenme: 9/30/2019 12:00:00 AM

Önce mevzuya bir muttali olalım.. Neden; teşekkürler sayın valim dememdeki etken Köşenin müdavimleri, Sözün okurları hatırlarlar.. Ki hatırlamayanlar için de, özetle aktarayım..

Geçtiğimiz Cuma günü, nerde insanlık, nerde çağdaşlık., nerde medeniyet, nerde sosyal devlet anlayışı dedirten Bahçe Palas manşetiyle, bir habere tanıklık ettik

Dicle Üniversitesi Hastaneleri kampüsünde; hasta yakınlarının yaşadığı dram!

***

21. Yüzyıl Türkiyesine yakışmayan..!

Sağlık alanında çağ atladık diyen Türkiyenin yüzünü eğen

İnsan, vicdan ve izan açısından da bu nasıl bir insanlık halidir dedirten, dramatik kareler..

Sorumsuzluk, keyfiyet

İdarede, liyakat ve ehliyetsizliğin dibini gösteren, vicdan yaralayan görüntüler!

Hastane bahçesinde; yere serilen kilimler..

Battaniyeler.. Açılan, piknik çadırları..

Gece gündüz; çoluk-çocuk şifa bulmak için tedavi gören hastaların yakınlarının perü-perişan halleri

İşte bu dramı, Manşete taşımış, buradan da sorgulamıştım

Kentin ilgili ve yetkili zevatına da; içinize siniyor mu? diye sormuştum..

***

Ne yazık ki, kahredici dramın birinci elden sorumluları var ya..

İşte onlar; her zamanki gibi; fransız kalıp, vurdumduymazlıklarından zerre-i miskal taviz vermediler

Yine görmedim..

Yine duymadım..

Yine bilmiyorum

Ve hala da bigane kalarak, o makamlardaki işgalliklerini sürdürüyorlar

***

Neyse ki! İl Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanvekili Hasan Basri Güzeloğlu hassasiyeti gösterdi

İnsani ve devlet-i aliyenin şefkatini ikmale getirdi Yani duruma el koydu, bu kabul edilemez diyerek müdahalede bulundu

Önce, Belediyenin Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığını harekete geçirdi..

Sonra da; aileleri kadim şehir Diyarbakırın misafirperverlik kültürüyle, ağırlanmalarını ve misafir edilmelerinin talimatını verdi..

Eee, şehrin emiri olmakta bu!

Nitekim görevliler de günün ilk ışıklarıyla, Üniversite kampüsüne gitti.. Kalabalık bir grupla.. Ailelerle görüştü.. Her türlü ihtiyaçlarını giderebilecekleri; misafirhanelerinde ağırlanabileceklerini anlattılar..

Kampüste, bir taraftan bilgilendirme yapıldı.. Diğer taraftan da, broşürler, afişlerle bu hizmet duyuruldu..

Ulaşımın ücretsiz.. İkametgahın ücretsiz..

İaşelerinin ücretsiz olduğunu, belirterek, sosyal devlet sorumluluğunu gösterdiler..

***

İşte bu makam sorumluluğu.. Görev ahlakı.. İdarecilikteki, liyakat ve ehliyet vasfının, üstünlüğü.. Ki, insani ve vicdani duruştan dolayı..

Sayın Güzeloğluna teşekkürler sayın valim diyorum.. Kendin bir bireyi olarak, bunu haykırıyorum!

***

Peki ya, üniversitenin yönetimine ne demeli?.. En tepeden, en alt birimdeki çalışana kadar

İşte onlar

Her fırsatta biz Diyarbakırlıyız diyorlar..

Her fırsatta Diyarbakıra hizmet etmeyi bir şiar olarak görüyoruz diyorlar..

Her fırsatta, ehliyet ve liyakatten dem vuruyorlar..

Her fırsatta, nesil yetiştiren kurumun idarecileriyiz diyorlar!..

Ne var ki, işte böylesine kentin ve kurumun imajını her yönüyle yerle-yeksan eden mevzulara imza atıyorlar!?

***

Hep iddialı bir söylemle, Diyarbakırdaki sağlık kurumlarını, vasıflandırıyorum.. Bir kez daha, aktararak!.. Diyorum ki

Bilaistisna..

Diyarbakırdaki tüm resmi sağlık kurumları, ne yazık ki sağlıksız idarecilerin elinde; Sağlık Sağlıksız işliyor?

Yoksa bu kadar; vahim ve ürkütücü hayıflandıran hadiseler zuhur etmezdi?

Kime diyeceksin?...

Nitekim, Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğanın özellikle Sağlık alanında, ne kadar hassas ve önem verici olduğunu biliyoruz..

AK Partinin devrim hizmetlerinin başında da Sağlık geldiğini biliyoruz

Ama iş, ne hikmetse Diyarbakıra gelince varlık içerisinde yokluk bir idareci zümresiyle mağduriyetler yaşanıyor

***

Üniversite yönetimi

Yüzleri ve başları eğdiren İnsani ve vicdani noktada sorgulatan..!

Nerde devlet, nerde idare, nerde millet, dedirten?

Yani, silsile misali yaşanan mağduriyetleri giderme noktasında, şu hamleyi yapamaz mıydı?

SODESin inşa ettiği..

Hayırseverlerin imkanıyla donatılan bekleme salonunu daha bir güzel dizayn etseydi..

Ya da, uygulama otelini hasta yakınlarına misafirhane olarak, açsaydı..

Acil servisin yanı başındaki, Caminin alt katının bu amaçla, kullanılma imkanını oluştursaydı!

Daha akılcı, daha rantabl, daha köklü çözüm üretmeye dair yöntemler, çareler bulmak gerekirken!

Bula bula; hastaların bekleme salonunu kiraya verip, kantine, kafeye dönüştürüp mazlum insanları dışarı attırmak; hangi akla ve vicdana sığar?..

Kime dersin?.

***

Sonuç itibariyle! Şehrin hal-i hazırdaki emiri Sayın Güzeloğluna.. Meseleye gösterdiği duyarlılık ve insani yaklaşımdan dolayı; teşekkür ediyorum..

Ve bir beklentim de! SODESin Projesi kapsamında, inşa edilen, hayırseverlerin donattığı, hasta yakınlarının barındığı Bekleme salonunun hangi mevzuat ve yetkiye dayanılarak.. Ki, SODESin mevzuat ve sözleşmesine göre; hizmet dışı kullanılmaz hükmüyle..

Bekleme salonu, nasıl akçeli bir mekana, dönüştürülebilinirdi?.. İşte bu noktada, bir idari işlem söz konusu olabilir mi?..

***

GIPTA ETTİM!

Savcı Sayan Eski CHPli.. Şimdi; AK Parti Ağrı Belediye Başkanı..

Ağrı 1970 Futbol Takımıyla ilgili çabası..

Önceki gece, Beyaz Tvde bir kampanya vardı

Ağrı gençliğiyle; el ele vermiş..

Vali, Belediye Başkanı, Rektör.. Ve diğer devlet erkanı!..

İş adamları..

Türkiyenin dört bir yanındaki Ağrılıları buluşturmuş..

Spor adına..

Futbol adına..

Ağrının daha güzel, güç birliği adına doğru bir yol seyriyle; kenetlenmişlerdi!?

Bir forma da sen al..

Yani ne siyasi, ne de ideolojik bir hesap yok?

Spor un ruhuyla; ki o da barıştır.. Bu kutsallıkla, elbirliği, güç birliği

Vaziyeti gıpta ile izledim..

Umarım, bölgedeki bir çok kuruma örnek teşkil eder

Biliyorum, diyeceksiniz ki!

Bizdeki hal-i vaziyet spor ruhuyla değil, siyasi ve ideolojik ruhla, işlem görüyor..

Yoksa, Amedsporun

Yoksa, Diyarbekirsporun

Yoksa, Diyarbakırsporun mevcut hal-i vaziyeti; politik mevzu kazanında olur muydu?

Nerdeeeee?

***

MIZIKCILIKTIR

Kaç gündür konuşuluyor.. İmamoğlu deprem toplantısına çağrıldı mı, çağrılmadı mı?..

Toplantıda, belediye temsil, edildi mi, edilmedi mi?

Diyeceğim şu!

Mesele, mızıkçılıktan, iticilikten, öteye bir durumu aştı..

İş; politikleşti

Ki, İmamoğlu! Bir ileri, iki geri siyasetine, fena kapılmış gibi..

Tez elden, u dönüşü yapmalı!

Yoksa, bu hadisede olduğu gibi habire duvara toslayacak..

Ve, AK Partinin her şeyden kendine keramet çıkaran trollerine meze olacak?

Şöyle ki, bir gün önce; gün boyu toplantıda bulunacaksın..

Toplantıda istişareler üzerine mülahaza edeceksin..

Bu toplantı, yarın da şu saatte devam edilecek diye sözlü karar alınacak

Ötesi, kurumdan üye olan 47 kişi katılım gösterecek

Genel Sekreter temsiliyet alacak

Yani, hal bu iken, çıkıp ta, devlet terbiyem diyerek, davet edilmedim diyerek, mızıkçılık yapacaksın..

Yok öyle şey..

Bu demektir ki, arıza-i durum kurumun tepesinde olan siz zat-ı muhteremde!

Suskunluğunda, değil!?..