VELİ'NİN SERZENİŞ; "EĞİTİMDE EŞİTSİZLİK?İ!…"
Eklenme: 4/8/2021 12:00:00 AM

Diyarbakırdan; Eğitimde gariplik başlıklı, gelen bir mesaj.. Mesajın muhtevası aslında, salt Diyarbakırı içermiyor.. Türkiyenin tümünü kapsadığı gibi, Eğitim sistemindeki zafiyeti de, gün ışığına çıkarıyor..

***

Ama biz, yine de Diyarbakır eksenli konuşalım.. çünkü, Veli, Diyarbakırdan haykırıyor Diyor ki; Devlet Okullarında Pandemi nedeniyle iki gün, toplamda bir gün eğitim veriliyor.. Ama Özel Okullarda tam gün eğitim veriliyor Bu bir çelişki değil midir?

***

Devlet okullarında öğrenciye hak edilen notlar veriliyor.. Yani bir not kayırması söz konusu değil! Ancak, özel okullarda not Velilerin istek ve taleplerine göre, veriliyor.. 90 alan öğrenci velisi, itiraz edip 100le tamamlamasını istiyor.. Bu bir çelişki değil mi

***

Sormak istiyorum!?.. Eğitim ve öğretimde, hal-i durum böyle olduğunda, Eğitim ve Öğretimde eşitlikten bahsedilebilir mi?.. Tabi ki, Adalet nerde? diye kocaman bir soru da, ikmale gelmez mi?..

***

Peki, İl Milli Eğitim Müdürlüğü nerde?.. Neden; denetleme ve teftiş görevini icra ederek, Eğitim ve Öğretimde eşitliği sağlama noktasında, misyonunu yerine getirmiyor? Burda da kurumsal şecereye bakıldığında, vaziyet netleşebilir?..

***

Devlet Okullarında okuyan öğrencilerin velileri adına konuşan Veli diyor ki.. Devlet Okullarındaki not ortalaması ile Özel Okullardaki not ortalamalarına bakıldığında, her şey bariz olarak ortaya çıkar.. Yeter ki, rant çarkına, ilgili ve yetkililer meyil vermesin!

***

Kısacası, İl Milli Eğitim Müdürlüğünün, Kadim Şehri tanıtmadaki mahirlikleriyle değil, insani ve vicdani noktada gariban, fakir ailelerin devlet okullarında eğitim ve öğretim gören öğrencilerin, Eğitimde eşitlik karinesi içerisinde bari not adaletsizliği ortadan kalkmış olur..

***

EĞİTİMCİ IRKçI OLURSA?..

Hazin bir tablo!.. Bakar mısınız, şu sosyal medya paylaşımına.. Bir bayan öğretmen.. Mardinin Nusaybin İlçesinde görev yapıyor?.. Ne diyor?..

-Artık tayinim çıkabilir mii.. Allahım insanların Kürtçe konuşmasına tahammülüm kalmadı da

***

Irkçı, şoven, hizip kokan, hasımlık yapan bir akıl.. Ve bu aklın sahibi, ne yazık ki, bir bayan eğitimci!.. Ve biz; yarınların neslinin eğitim ve öğretimini bu akla teslim ederek, gelecekten umut bekliyoruz!..

***

Psikolojik vakıa!.. Ve biliyorum ki, Eğitim Camiasındaki yüzbinlerce nefer, fitne, fesat, kin ve nefreti aklında üreten bu bayana; sen ne mahluksun diyerek tepki göstermiştir.. çünkü, bu mesleğin kutsallığına halel getirmiştir...

***

Bu arada, Nusaybin Kaymakamlığı ne yapmış.. İlçe Milli Eğitim Müdürü neyi ifade etmiştir?. Eğitim Sendikası ne konuşmuş hiç de önemli değil.. Önemli olan; değişmeyen bir zihniyetin varlığının bir kez daha deşifre olmasıdır?..

***

Biliyoruz ve görüyoruz ki, nice gencecik kızlarımız!.. Kuş konmaz, kervan geçmez, yolu olmaz, yerleşim birimlerinde kutsal mesleklerini canları pahasına, icra ederek çocuklarımıza eğitim ve öğretimde bulunuyorlar.. Eli öpülesi, öğretmenler!..

***

Ama ne dersin; işte böylesi zihni çukur, fikri bağnaz, yıkıcı ve ötekileştirici, ruhsal tedaviye ihtiyacı olanlar çıkabiliyor.. Ki, öğretmenlik mesleğini ifa etmek için, uzun yıllardır atama bekleyen yüzbinlerce öğretmeni düşündüğümüz zaman; böylesi akıl sahiplerinin atıl hale gelmesi lazım ki, ehil ve liyakat sahibi öğretmenlerimiz, nesli büyütsünler..

***

CEVAP ARADIĞIM SORULAR

Şu, tekaüt olmuşların imzasını taşıyan, bildiriye dair zihnimi fena şekilde, kurcalayan, bir dizi cevap aradığım soru var?.. Ki sorular ikmale geldikçe, öyle inanıyorum ki, sizler de peki ya bu, neyin nesidir diyeceksiniz diyerek sorular dizeleyeceksiniz?. Onun için, birlikte soru ve yanıt arayışına girelim

***

BİR Şimdi, tekaütler dönem eski dönem olduğunu biliyorlar.. Ki, 15 Temmuzun da nasıl sonuçlandığını, bilenlerdir.. Hal bu iken, böyle bir bildirinin hukuk devleti ilkesiyle, yargı önünde, hesap sorulacağını bile bile, nasıl imza attılar?..

***

İKİ Bu tekaütler sıradan, eğitim ve öğretim görmemiş, dağda, ormanda yaşamış kişiler değil.. Hepsi, eğitimli, öğretimli, mesleğinde yükselmiş, tecrübe sahibi, askeri ve kurmay aklına sahip kişiler?.. Ki, bu alanda artık amiral olmuşlar.. Bilmezler mi, yargılanacaklarını?..

***

Üç İki sorunun doğurduğu üçüncü soruyla gelen; bu cesareti, bu cüretkarlığı nerden, kimden, aldılar da, Milli İradeye parmak sallayıp, Sivil Yönetime ayar vermeye dair racon kesici olundu?.

***

DÖRT Kuşku götürmez bir gerçekçilikle Darbe çağrısını ihtiva eden, bildiride ihtiva edilen gerekçelerin ortaya çıkardığı soru; bunlar ne alaka? Mesela, Montrö ile İstanbul Kanalı arasındaki ilişkinin hikmeti?.. Yoksa, Hala anlamadınız mı sloganıyla, Gezi Parkı üzerinden, Topçu Kışlasıyla, bağ kurup, 3 Köprüye uzanmak?

***

BEŞ İja masum ha sorgulatan, Gece Yarısı servisi.. Gündüzler torbaya mı girdi ki, gece yarısı 27 Nisandaki E- Muhtıra aklıyla, 104 tekaüttün imzasıyla, bildiri yayınlandı.. Sakın ha gecenin sarhoşluğuyla, aslan kesildik, gündüz olsa evcilleşirdik, denilmesin?.. Akıl, bir gece ansızın..

***

ALTI Kart tekaütler pabuç pahalı görünce, zihinlerini de, geçmişlerini de, attıkları imzayı da, komedi oyununa çevirdiler.. Eee; bunların kurmay becerisi?.. Ne diyor, zatın teki okumadım, bana bir bildiri var iktidara karşı, ne dersin ben de imzamı atın dedim Diğeri, kooperatif aidatı dediler.. Hadeeeee ya!

***

YEDİ.. Bu kart tekaütlerin Avrasya grubu mu, mavrasya grubu mu?.. Her ne grupsa!.. İltisakları, bugün değil.. Geçmişe, yüz yıl öncesine gidebiliriz?.. Hal bu ise o zaman, Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğru bir pencereden bakmıyor mu; bu işin merkezinde CHP var? Soru, bu işin siyasi ayağı ortaya çıkmalı?..

***

SEKİZ! Galiba yedinci soru, bugüne kadar mevcut darbe ve muhtıralarda yanıt olamadığı için olsa gerek!.. Hep, figüranlarla meşgul olunmuş Akıl merkezi gözardı edilmiştir.. Yoksa ikide bir der miydik ki; FETÖnun siyasi ayağı nerdeeee diye?!

***

İdari ve Adli hassasiyet ve titizlik isteyen tekaütlerin işlediği bu haltın, denir ya Aden Zye deşilmesi gerekir.. Deli saçması denilirse, suni gündem yaratmaya yöneliktir çamuruna yatılırsa, iktidara can suyu oldu zihin fukaralığıyla bakılırsa, tiyatro bu tiyatro gibi laflar üretilip, üzerinde tepinilirse, vaziyet bizim çocukların yaramazlığına döner!.. Ki tarih, çocukların yaramazlıklarıyla hep kanlı yazılmıştır.. İş, Bay Kemalin kontrollü Havaalanı kaçışıyla, görülemez!

***

MUMCU NE DİYORDU?..

Merhum Uğur Mumcu, bir yazısında şöyle bir ifade kullanmıştı Demişti ki;

Bu ülkeyi soyarlarken birilerinin Atatürk maskesini taktığını nasıl görmezsiniz?

***

Ne yazık ki, görülmedi?.. Görülmediği için de; soyan da, peşkeş çeken de, hep oldu, çok oldu?..

***

27 Mayıs yaşanır mıydı?

12 Eylül yaşanır mıydı?

28 Şubat vücut bulabilir miydi?

27 Nisan e-muhtıra lügata girer miydi?

15 Temmuz ikmale gelebilir miydi?..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Üstada sorarlar sevgi mi nefret mi diye, nefret diye cevap verir ve ekler; çünkü onun sahtesi olmaz.