YARINLAR GÜZEL OLACAK?..
Eklenme: 6/1/2020 12:00:00 AM

Hafta sonu, kabinenin iki önemli kurmay diyebileceğim ismiyle dost sohbeti içerisinde peş peşe konuştum.. Hem hal, hatır ve bayramlaşma hem de, Diyarbakırın özeline dair, hasbi halde bulunduk.. Sıcak ve samimi iki sohbet oldu!.. Bazen ben sordum, bazen onlar sorup, fikir istedi..

***

İsimlerini zikretmeyeceğim!.. Ki gerek de duymuyorum.. Ayrıca, yazı konusu edilmemesi, konuştuklarımızın Diyarbakırı kapsayan bölümünün de yazılmamak noktasında değerlendirilmesini istediler.. Denir ya; birilerinin kulağına kar suyu kaçmasın?.. Olması gerektiği gibi; öyle de yaptım

***

Ancak sohbetimizden, onların aktardıklarından, yarınlara dair, özellikle eğitim ve sağlık açısından yüksek dozajlı bir operasyon startı verilecek.. Bölgenin ekonomisi, sosyal yaşam alanlarına ilişkin çıkardığım sonuç derseniz; yarınlar çok ama çok güzel olacak, il, bölge ve ülke adına?

***

Virüs sonrası!.. Gelişecek yeni dünya düzeninde, Türkiye kendi iç dünyasına dair yeni bir sayfa, dış dünyaya ise küresel güç karakteriyle, varlığını hissettirecek

***

Ana ilke, 81 milyon insanın yekvücut olabilmesine dair tarihin aba ecdattan kalan hamuru, daha bir yoğurucu olunacak.. Hak, hukuk ve adalet tabi ki dil, din ve ırk noktasında; özgürlükçü olunacak

***

Anayasa, yasalar ve devlet idaresinde sistem bütünleştirici koordinasyonla, mekanizmasını döndürecek!.. Siyasi ve ideolojik fikirler yıkıcı, yakıcı, şiddet, kan ve gözyaşı odaklı olmadığı sürece; düşünce zenginliği olarak görülecek?..

***

Ne devlet, ne devletin görevlisi, ne de iradenin seçilmiş zat-ı muhteremi, ne de siyasi iktidar ve ne de rakip siyasi oluşumlar, pek tabi ki sokaktaki vatandaş dahil olmak üzere birbirine karşı kör bir düşünce ve taassubun, girdabına sokulmayacak, icrasına tolerans tanınmayacak!..

***

Gören göz.. Duyan kulak.. Konuşan ağız olunacak!.. Kimse kimseye üstünlük kurma gibi kimlik, renk, dil, din ve inanç kulvarını kullanamayacak.. Aynı minvalde pozitif ya da negatif yönde görülmeyecek, bakılmayacak

***

Bölgeler kadar, iller düzeyinde var olan gelişmişlik düzeyindeki kısır döngüler ortadan kaldırılma adına; ülkenin her karış toprağı kendisine has bir istatistikle, dizayn edilecek! Halk deyimiyle, komşu komşunun külüne muhtaç gerçeğiyle, iller, bölgeler birbirine muhtaç iktisadi kimlik kazanacak?

***

Tarihin kara lekeleri olarak yazılan geçmiş, gözetilerek aynı yanlışların, hataların, girdabına girilmeyecek, kurulacak olası tuzaklarda şeffaf, salih bir amelle bertarafı sağlanacak.. Yaşın yanında kuru, kurunun yanında yaş kurban edilmeyecek

***

En önemlisi de; fikri de, zikri de ülkenin birliğine, dirliğine yıkıcı ve somut eyleme dönülmediği sürece, seçilen ve irade temsiliyeti alan, her kim ise hukuk, adalet kadar, toplumsal vicdanı muhasebeye de hassasiyet gösterilerek saygı görecek?..

***

Hasılı kelam, yarınlar için mevcut Cumhurbaşkanlığı sistemi altı dolu, kurumsal işleyişi daha aktif bir mekanizmaya dönecek.. 7den 70e tüm dil, din, renk ve etnik kimlikleriyle gören, duyan ve konuşan bir halk olunacak bu yolda, yüksek dereceli meşaleler yakılacak?

***

Gelişen, büyüyen dünyanın da gıpta ile bakacağı bir ülke kulvarına girmek, herkesin temel görev ve sorumluluğu olacak?.. Yeter ki; vicdanlar, izanlar, kalpler Türkiyenin birliği için, var olduğunu bilsin!

***

Diyarbakıra dair, bir kelam edersek!.. Hükümet, 18 yıllık zaman tünelindeki artıları gözetecek, eksiler olarak yazılan, çizilen ve dost görünüp hasımlık güdenlerin maskesini de bu evrede düşürecek

***

Mantığı efendimcilik üzerine işleyen küçük olsun benim olsun diyerek hakimiyet kuran, çulsuzluğuyla palazlanıp, holdingleşenlere yeter artık, bu devran böyle gitmez denilerek, kapı gösterilecek?

***

Yepyeni, ter-u taze zihinlerle, fikirlerle, yüzlerle soluk almaya başlanılacak?.. Gönüller, otel odalarında, müteahhit bürolarında, ihale ve iş takibi localarında değil, şehrin sokaklarında, varoşlarında, köylerinde, yaşayanlarıyla merhaba, nasılsın, isteğin nedir şiarıyla, açılacak?..

***

Yani, ben dedim olur diyerek, 18 yılı Diyarbakır özelinde hükümete heba edenlerin devri, bizim kırık Mehemenin ifadesiyle kapanacak?..

***

İşte benim hükümetin kurmaylarıyla olan sohbetimden çıkardığım yarınlar aydınlık olacak sonucu bu şekilde!.. Güzel, ama çok güzel şeyler bizi bekliyor ve olacak?..

***

NORMALLEŞME!..

Evet, bugün itibariyle normalleşme sürecine giriyoruz.. Ama kurallara uyarak, girmeliyiz!.. Maskeni takacaksın, fiziki mesafeye uyacaksın Temizlik noktasında hijyenik kurallara harfiyen uyacaksın!.. İşte o zaman, sağlıklı bir normalleşme sürecini yaşamış oluruz..

***

Pek tabi ki, bilfiil herkesin, ama herkesin kurallara riayet etmesiyle; bu sağlanabilinir?.. Ki bu seyir; olumsuzluklar getirmez.. Ama velakin; geçtiğimiz hafta Diyarbakırda vücut bulan akla ziyan sorumsuzlukları unutmamalıyız

***

Eğer ki, aynı sorumsuzluklar ikmale gelip, keyfiyet söz konusu olursa bilinmelidir ki 1 Haziran sonrası salgın konusunda felaketler, kaçınılmaz hal alır? Bendeki hüküm bu!

***

SİYASETE DAİR!..

Sahi, iktidardan daha çok neden hep muhalefet konuşuluyor?. Bir tuhaflık yok mu bunda?.. Yoksa, iktidar karşıtı muhalefet bloğunda, her türlü müttefiklik söz konusu olduğu için mi?..

***

Öyle ya, ana muhalefet CHP deniliyor.. Sol deniliyor.. Lakin, ne yerel yönetimleri, ne parti yönetimi, ne de milletvekilleri; ne de ortaya konulan siyaset anlayışı ilkeleri açısından pek uyumlu değil?..

***

Artık; zıtlar mahallesi!.. Ülkücüsü var, muhafazakarı var, liberali var, ötesi ırkçısı dahi var Ki ittifak içerisinde olduğu siyasi yapılar deseniz, geri kalır yanları yok?..

***

Bu mahallede yeni gezintiye çıkanlar var.. Onlar da, iktidar treninden inenler!.. Görünen o ki, birlikte volta atacaklar? Ama racon kesici olabilecekler mi; işte o bilinmez bir denklem?

***

GÜNÜN SÖZÜ

En kötü kural, kuralsızlıktan iyidir.