YAVAŞ'IN YENİ PRENSİ!…
Eklenme: 4/15/2019 12:00:00 AM

Ben de medyadan vakıf olum..

Denilene göre..

AK Parti kulvarından bir prens(!) ihraç etmiş!..

Erdal Celal Sumayataoğlu

Biliyorum

Bir çok okurumun zihninde, isim şimşek gibi çakmıştır..

Bu adam yabancı değil

Tanıdık..

Sumayataoğlu..

Malum, Tarım Bakanlığının en tepe isimlerinden biriydi!..

Özellikle, üç dönem Tarım Bakanlığı görevini yapan, sayın Mehdi Eker görev süresinde, ismine vakıf olundu!..

O dönemde görev yaptı..

Şeceresinden gelen bilgilere göre!...

Mahareti yüksek biri..

Bakanlık envanterinde; bir dizi aldığı görev gözüküyor?..

Yani, bir koltukta, çok makam!!!

Müsteşarlık..

Hukuk Müşavirliği

Ama en önemlisi Ekerin sağ kolu oluşu!..

Bakanlıktaki ikinci Prensi!

***

Ancak, Eker sonrası, ibresi düşmüş..

Makam ve mevkiler, alınmış!

Yolsuzluk..

Usulsüzlük..

Gibi hakkında bir dizi gündeme gelen iddialar üzerine soruşturma açılmış..

Hatta ceza aldığı rivayet ediliyor!..

Bir iddiaya göre, yıllarca kayınvalidesi adına at yarıştırmış!..

İşte bu prens!!!..

Artık Mansur Yavaşın prensi olacak deniliyor?!

Ankara Büyükşehir belediyesinde

O ne derse..

O kimi göreve getirirse..

O kimin hangi işle meşgul olmasını isterse; karar kılıcı o olacak?

Vaziyet neyin hikmeti derseniz!..

Bu kadar şecereden sonra; soruya yanıt çıkmadıysa!..

Ne diyebilirim ki?

Ki seçim öncesi; sahte imza! hadisesi!..

Belki de, AK Partili değil, AKPlinin güç işbirliğine gidiyor..

Neyse!

Ankara kulislerinde,

Diyarbakırın da semalarında iki gündür konuşulan; Prens transferi!

***

KESERİ AYAĞINA VURMAK!

Ne yazık ki!..

Abdullah Gülün siyasi serüveni de bu minvalde, gidiyor

Yanlış yerde.. Yanlış zamanda.. Yanlış bir konuşma metniyle huzura, arz etmek!

İşte yeni bir hadise!.. Yerel seçimlere dair, Gülün fikri beyanı!

Neler dedi? Nelerden bahsetti?.. Konuşma metninin muhtevası nedir?..

Doğru mu? Yanlış mı? Tespitler açısından bir fikir mülahazası olabilir mi?..

Hiç onlara girmiyorum!

***

Benim keseri ayağına vurma dememdeki kasıt şu!

Sayın Gül!..

Bu kadar yazılı medya var iken..

Bu kadar görsel yayın kuruluşu bulunurken..

Bu kadar, al banisi yüksek yazar-çizer ortada olurken

Gide gide; OdaTvye gittiniz..

Gide gide, bu kuruluşun başörtülü yazarı Ayşe Baykala gittiniz!?

Ki siz! Hesabını yapan.. Kırkı 40 yaransınız!..

***

Atılan her adımın; neye hizmet edeceğini sorgulayan birisiniz!..

Ve biliyorsunuz ki!..

Siyasetin kulvarı.. Politikanın genel ruhu..

Artık en ince hassasiyetle; kim nerde noktasıyla, mülahaza ediliyor!..

Kısacası!

24 Haziran öncesi de, ki sonrası da!..

31 Mart öncesi de, ki sonrası da!

Türkiyenin siyasi aksiyonunda bir başrol beklentisi vardı?..

Ama; kararsızlığın getirdiği kararlar!

Ne yazık ki, sürekli keseri ayağa vurdu?..

Güveni de.. Beklentileri de.. Liderlik siyasetini de hızla tüketen, olundu!

Gümbür gümbür gelmek yerine.. Pata-küte, devrilme var

***

KÜSTAH FRANSIZLIYA çAVUŞOĞLU SİLLESİ!

Ne büyük bir sille.. Ne büyük bir Osmanlı şamarı.. Oh ki, oh..

Göğsüm kabardı Olmaz mı? Ne mümkün olmasın!

İnanıyorum ki, gören de, izleyen de, okuyan da!..

Yani, 7den 70e herkes..

O hamleyi.. O konuşmayı.. O ad bildiren cümlelerin sıralanışını gururla takip etmiştir..

Eee; gurur duymamak elde mi?..

Keyifle, seyrettim.. En ince, ayrıntıyı, refleksi ve kelimeyi kaçırmadım

Huzur verici.. Güven tesis edici..

Dile kolay.. Yıllarca ABnin kapısında köle misali durduk..

El bence.. Boynu bükük.. Her söylenene tabi ki efendim denilen dönemler geçirdi

***

İktidarlar.. Bakanlar.. Başbakanlar.. Cumhurbaşkanları

ABnin en sıradan ülkesinin parlamenterine bile

Tabiri caizse el pençe duruldu! Ağızlarına bakılırdı..

Ne derse; ona göre hareket edilirdi..

Hakaretlere.. Azarlamalara.. Enva-i eleştirilere, hazmedici bir karakterle, bakılırdı!..

Yalanlarını da.. Aldatıcılı ruhlarını da.. Sömürgeci fikriyatlarını; bile bile sineye çekerdik..

Sanki, el mahkum

***

Hele ki, 24 Nisan gelince..

Bir korku.. Bir telaş.. Bir mahcubiyet, evresi gelişirdi..

Suçluluk psikolojisi..

Hangi AB ülkesi.. Hangi Yahudi ve Hıristiyan ülke.. Ya da Siyonist İsrail.. Emperyalistler..

Kim, Ermeni hadisesini gündeme getirecek.. Soykırım deyip, boyunduruk taktıracak

Ve pısırık bir karakterle; sessizlik olurdu?. Savunmaya geçilirdi..

Biz yapmadık.. Biz etmedik.. Demenin, uğraşıyla medet umulurdu!..

Karşı çıkılmazdı.. Eeeyy yalancılar denilmezdi..

Hadsizler.. Pişkinler.. Eli kanlı.. Yüzü vahşiler sizlersiniz; denilemiyordu!..

Asıl soykırım yapan..

Asıl insan haklarını ayaklar altına alan..

Asıl demokrasi düşmanı..

Asıl, milletlerin kan emici vampirleri sizlersiniz diyemiyorduk!..

Tek bir laf edilmiyordu..

***

Taki, one minute kadar..

Dönem değişti.. Türkiye eski kabuğunu attı..

Artık yeni Türkiye.. Artık yeni bir Türkiye akımı var..

Artık, özüyle hareket eden bir ülke yönetimi iktidarda!..

Velhasıl..

Tarihi değişim, önceki gün bir kez daha malumun ilanı oldu..

İşte Fransız Parlamenter Sonia Krimiye çavuşoğlunun verdiği cevap!!!

Krimi ne diyordu?.. Ermenilere soykırım yapmışsınız!

Yani aynı, terane!.. Ancak çavuşoğlunun cevabı!..

Hadi oradan seni Krimi..

Soykırım ve tarih konusunda, Türkiyeye ders verecek en son ülke, Fransadır

Kendi karanlık tarihinize bakın

Ruandada ne yaptınız? Cezayir de ne yaptınız? Bunları unutmadık!

***

O kibirli.. O ukala.. O kendini beğenmiş.. O üstün sınıf sahibi olduğunu sanan, Krimi!..

Kuyruğunu kıstıran, sırtlan misali!.. Kaçtı

Ha bir de, demokrasi dersi vermeye kalktı!..

Oradan da; şamar yedi..

Kendi hatası.. Kendi beceriksizliği.

Kendi bilgisizliğiyle, çavuşoğluma sözde twitter cevap vermek için, etiketleme yapmak istiyor..

Yapamıyor.. Yanlış isim yazıyor.. Sonra bunun üzerine, engellendik deyip, demokrasi eleştirisi yapıyor..

Sevsinler, demokrasi anlayışını!?..

***

Tabi şu hakikati da görmemiz gerekir..

Ki idrak etmeliyiz!...

Kabukları da.. Tabuları da yıkan bir sürecin merdivenlerini çıkıyoruz!..

Lakin!..

Bu hadsizlere.. Bu yüzsüzlere..

Bu tarih hainlerine verilecek had bildirme ve ders!

Lafla.. Sözle.. İki kelimenin bel kırıklığıyla, olmaz! Olamaz da!..

Biz.. Ancak ve ancak!..

Sosyal Siyasal Ekonomik

Bu alanlarda, zerre-i miskal bir takındı ve zafiyet yaşamadığımız an!..

Hak.. Hukuk.. Adalet.. İnsan Hakları..Eşitlik!.. Yani; yaşamın özgür ve hür bireyi olma noktasında; kaliteleşip, markalaşırsak..

İşte o zaman; hadsizlere hadlerini ilelebet vermiş oluruz..

Neyse

Hayli gururlandım.. Hayli keyiflendim.. Göğsüm kabardı

***

EEE BE TEMEL!

Temel! Yine temel gibi konuştu..

Diyor ki

çamlıca tepesinde, 60 bin kişilik camiye gerek var mıydı?

Yani; fuzuli o cami inşa ediliyor?

Ne stratejik..

Ne iletişim..

Ne de taktiksel olarak; kabul görülür bir yani yok

Şu hakikati cuk diye oturtuyor..

Özellikle, Temel gibi anlayıştaki siyasi doku açısından..

Denir ki?

Önce mücahit olurlar..

Sonra müteahhit olurlar..

Daha sonra her şeye müsait olurlar!

Hele bir de yanına!..

Sol, sosyalist, seküler be namaz bir ortak almışsa!..

Vay ki vay..

İş her yol çıkara mubahtırlar ikmal olur!..

Yoksa camiye gösterişin ibadet yeri der miydi?!!!

Neyse!..

Denilseydi ki; hangi parayla bu camii inşa ediliyor

O zaman; belki bir haklılık hasıl olurdu?

Ama; onu soracak akıl?

***

BÜYÜKçEKMECE!

Hadise kapsamlı.. Kumpas ise büyük..

Neyse!..

Partiler.. Özellikle akıl mekanizması..!

Vaziyete; yeni yeni vakıf oluyorlar..

O işin..

Sadece bir memurla..

Belediyedeki bir idareciyle; işin bitmediğini..

Yani, ana akıl, mülki idare patentli!..

Eee; tecrübe konuşur..

40 mezrayı köy yapabilen..

Hayali muhtarlık..

Hayali ihtiyar heyeti..

Babadan, oğuldan, kardeşten müteşekkil muhtariyete onay çıkarabilen akıl

İstanbulda..

Büyükçekmecede seçmen kaydırma, adres oluşturma?..

Yeni muhtarlıklar..

Yeni ikametgahlar oluşturma, tabiri caizse çerez misali!..

Ha gayret; bam, bam geliyor?!