ZİHNİN HİJYENİK HALİ?!…
Eklenme: 5/9/2020 12:00:00 AM

Doç. Dr. Abdurrahman Atlı.. Salı günkü; Büyüktimurla Gündem programında konuğumdu.. Kovid-19u konuştuk.. Özellikle psikolojik yönde yaşanan travmatik hale; aman ha zihin hijyenine dikkat.. çünkü, psikiyatrik hastalıklara zemin hazırlıyor..

***

Hiç kuşkusuz ki!.. Virüsün yarattığı pandemi hal, gelip-geçer.. Bu evrede, ezer mi, deler mi, tüketir mi, yaralar mı, sakatlar mı, her ne şekilde olursa olsun verdiği zaiyatla aşılır ve geçer.. Bir halk deyimi vardır.. Denir ki; ölen öldü, kalan sağlar bizim?

***

Tabi bu evrede virüsün korku, endişe, panik ve kaygılar üzerine inşa olan atmosferinin yaşamın her alanına sirayet etmiş olması da ayrı bir vahimlik arz edici!!.. İnsanların, kılcal damarlarına kadar nüfuz ediciliği var.. Ne diyor işin bilim adamları; hiçbir şey eskisi gibi olmayacak?.

***

Yani; yeni bir dünya düzeni olacak!.. İşte bu noktada zihin hijyeni çok ama çok önemli bir aksiyon kulvarı içerisinde bulunuyor!..Korku odaklı bir zihin her türlü saldırıya açık olduğu bilinen bir gerçek Ki, kaygıların ürettiği sorular, belirsizliğe boğar Onun için; zihin hijyenini kontrol altında tutmalıyız!

***

Nasıl ki, kovide karşı el, yüz, fiziki açısından sosyal bir mesafe ve hijyenik, izole, karantina altına alınmaya dair bir yaşam alanı oluşturmaya çalışıyorsak, zihnimizi de aynı ölçüde korumalıyız; zihin kirliliği, ya da aşırı hijyenik tehlikeli Yarı doktor, yarı imam meselesi.. Şizofrenik!

***

Onun için; korku, endişe, kaygı ve panik içeren bilgi kirliliklerine zihnimizi kaptırmıyoruz!.. Korku ve ölümcül, sinsi, provokatif, sorulara aklı kilitleyen siyasi ve ideolojik fikriyatlara üç maymun misali, tavır takınarak, kendi içine kilitliyoruz!

***

Beri yanda; afaki, yaldızlı, hayal ürünü, süslemeli, her şeyi güllük-gülistanlık gösterip, hiçbir şey yaşanmamış deyip; gaflet ve delaletle ölü toprağı atma haline düşmemeliyiz! Özetle; her söze kanılmamalı, biat edici olunmamalı!?

***

Atlının dediği gibi; zihin hijyenini kaliteli zamanla, kontrol etmeliyiz!.. Sonuç itibariyle; kovid üzerine son zamanlarda kurgulanan en büyük tehlikeli kurgu; birey ve toplum odaklı zihni kontrol altına alabilmek!..

***

Ki şu an korku yoluyla insanlar, toplumlar, hatta devletler, yönetimler ikna stratejisiyle; dizayn ediliyor.. Ve bu hizaya getirme hali yeni dünya düzeninde zihnin hijyenik yönüyle kontrol altına alınıp, egemenliği elde etmek!?.

***

CHPYE YÖNELİK KAMPANYA MI!

Öyle diyor, Bay Kemal.. Neymiş, Erdoğan önümüzdeki zaman dilimi içerisinde, tankıyla, topuyla, tüfeğiyle, CHPye karşı hamle kampanyasına girecekmiş?.. Yapılandırılan kurumlar, sabah akşam Kılıçdaroğlunu, çekiştirecekmiş?..

***

CHPyi bilmeyen.. Bay Kemali tanımayan.. Türkiyede yaşamayan biri.. Bu ifadeyi; düz okuyup, Ak Parti ve Erdoğana karşı bir kaygılı bakış, uzak durma haliyle, aman ha der gibi! Ama kazın ayağı öyle değil..

***

Şimdi, Darbeden dem vuran kim Erdoğan gidecek, ya erken seçim ya da başka bir şeyle diyen kim? Demokrasi sandıktan ibaret değil? diye, dergi bastıran kim!.. Dine, inanca, ibadete karşı çıkan kim?.. Toplumun değerleriyle oynayan kim?..

***

En önemlisi de; en kritik, en riskli, en hayati önem arz edici hadiselerde; birlik, dirlik ve bütünlük, vatan, ülke demekten imtina edip, böl-parçala, yut moduna girip, içteki ve dıştaki tüm şer örgütleriyle iş tutup safta yürüyen kim?..

***

Doğrusu!.. Tüm bu kimleri ve söylediklerini yan yana koyduğumuzda; karşımıza bunlar sağ gösterip, sol vuranlardır?.. Aynen de öyle.. Önümüzdeki günlerde; CHPnin 28 Şubat vari bir muhalefetle toplumun karşısına çıkarsa, şaşmayın!

***

Görünen o ki; CHP erken seçimi ağzına sakız, misali sürekli alıp çiğneyecek.. Pandemi sonrasında, muhtemel olan ekonomik ve sosyal mevzuuları eşeleyiş, kanatarak, erken seçim körüklemesinde bulunacak..

***

Eğer ki, üstesinden gelemezse!.. Ak Partiyi, ki MHP dahil, Cumhur ittifakını erken seçim kulvarına getirmezse, yine de demoklesin kılıcı gibi, sallayıp duracak Ekonomiyi, siyaseti ve sosyal hayatı, erken seçim havasında, iktidara boğucu sıcaklığı yaşatma gayretinde olacak

***

Baksanıza, Dolar üzerinden Türk lirasına yönelik; tertiplenen operasyonları Hepsi, hükümete karşı kampanya..

***

Yani, AK Partinin CHPye yönelik bir kampanyası olmayacak.. CHPnin AK Partiye yönelik, demokrasi dışı aklın koordinasyonuyla; hamleler geliştirecek?

***

HAZMEDEMEMEK!..

Ne yazık ki, bazı kesimler var ki, mahirdirler bu minvalde!.. çok konuşurlar, söylenirler, yazarlar, çizerler ve hep yakınırlar? Kendilerine de, siyasi malzeme yaparlar söyleyip yakındıklarını?

***

Bir eksiklik, bir zafiyet, bir otoritesizlik olarak dillendirirler.. Yönetimler.. İdareciler.. Seçilmiş ve atanmışlar dahil.. Demokrasinin ve şeffaf yönetim anlayışının temeli; katılımcı ve paylaşımcı yönetimdir diye! İstişare şart..

***

İlginçtir!.. Kendileri yönetime dahil olduklarında, söylediklerinin hiçbirini yapmazlar.. Bırakın yapmayı; zerre-i miskalini uygulamazlar, akla dahi getirmezler.. İkaz edenleri de, hani şöyle diyordunuz diyeni de ideolojik bir noktada mahalle baskısı kurarak, devre dışı bırakırlar

***

Ve bir başka özellikleri de! Katılımcı,, Paylaşımcı.. İstişareli.. Şeffaf.. Ortak aklın fikriyatıyla; yerel dinamiklerle koordinasyon sağlayan.. Bu kent, tüm değerleriyle bir bütündür, ilkesiyle hareket eden.. Seçilmişini, atanmışını, fikri, zikri, eğitimi, düşüncesi olanı, yazarı-çizeri, okuyanıyla bileşenler yaratan, zihne de, alerji olurlar.. Haz etmezler.. İçlerine sindirmezler..

***

Yaptıkları en kolay ve ucuz siyaseti ikmale getirip; sulandırmaya, suyu bulandırmaya çalışırlar.. Akla, hayale gelmeyen, bin dereden su taşıyıp; bahane üretirler.. Tıpkı Diyarbakırda son zamanlarda yürütülen katılımcı ve paylaşımcı yönetim anlayışına, STK ve Odaların birlikte koordinasyon içerisinde olma hallerine yönelik hazımsızlık..!

***

Neyse ki!.. Ahali işin farkında, olup biteni çıplak gözle görüyor.. O eski mahalle baskılarına da, boyun eğmiyor.. Algıya kapılmıyor Gerçeğin peşindeyim, deyip ona göre tavır ortaya koyuyor

***

BİRAZ DA TEBESSÜM!

Evet, azıcık da tebessüm olsun!?..

Harun Reşit Veziri ile birlikte tedbili kıyafet dolaşırken bahçesinde hurma fidanları diken bir ihtiyar görür.

Selam verir ve aralarında şu konuşma geçer:

- Kolay gelsin, ne yapıyorsun böyle?

- Hurma fidanları dikiyorum.

- Peki bu diktiğin hurma fidanları ne zamana kadar büyür ve meyve vermeye başlar?

- Kim bilir belki on, belki yirmi sene sonra yetişir ve meyve vermeye başlar.

- Peki onların meyvelerini görebilecek misin?

- Bu yaşlı halimle belki göremem. Ama bizden öncekilerin diktikleri ağaçların meyvelerini biz yedik. Biz de bizden sonrakilerin istifadeleri için bu hurma fidanlarını dikiyoruz.

Bu cevap Harun Reşidin hoşuna gider ve bir kese altın verir. İhtiyar, Allaha hamdeder ve:

- Diktiğim ağaçlar hemen meyve verdi.

Bu söz üzerine Harun Reşid bir kese daha altın verir ve ihtiyar yine Allaha hamdeder ve:

- Herkesin diktiği meyve ağaçları yılda bir defa mahsül verir, benim diktiğim fidan hem hemen meyve verdi hem de senede iki defa ürün vermeye başladı.

***

GÜNÜN SÖZÜ

Seni senden, gözünden sakınarak seven tek kişi var o da; Annen!

***

Anneler gününüz kutlu olsun..