AHLAKSIZLIĞI MEŞRULAŞTIRMA!
Eklenme: 10/1/2020 12:00:00 AM

Kafa nato olunca; ifşa ve meşrulaştırma doğal olarak, bir görülüyor Ama olmaması gerekir!.. çünkü, ifşa gizli bir şeyi açığa vurmak, açıklamak, yaymak.. Meşru ise, doğru, haklı, yasal olanı bildirmek!.. Şimdi!.. Şu Esra Erolun programında yaşananları irdeliyorum; aynen de böylesi bir girdap karşıma çıkıyor..

***

Programda, bir kadın ve bir de erkek var.. Sözde evlilermiş?.. Sözde bir de çocukları varmış.. Mevzuları da; bu çocuk kimden tartışması!? Büyük bir ahlaksızlık, kepazelik, rezillik, şuursuzluk, pervasızlık, terbiyesizliğin alayını ortaya koyan iğrençliği tescil eden bir hadise!!! Ancak program esnasında vücut bulan haller ise meselenin iğrençliğine katbekat iğrençlik ekliyor..

***

Tartışma alevlenirken, bir anda DNA testi sonucu, ortaya çıkıyor Ne hikmetse, Yargının tespit etmesi gereken, bir sonuç ticari amaçlı programda tespit edilerek, açıklanıyor.. Program esnasında bu rapor elde edilerek ifşa ediliyor!.. O esnaya kadar, DNA sonucuyla alakalı bir tartışma yok.. Rapor açıklanıyor.. Ve o çocuk başka bir adamdan.. Yani zina sonucu olan bir çocuk ifşa ediliyor..

***

Programdaki görüntü; erkek başı eğik bir rolde, aldatılmışlığı yüzüne vurulmuş, ama bıyık altı gülen bir rezillikte!.. Peki, ya zina yapan ve çocuğu başka bir erkekten olan kadının hal-i durumu nedir?..

O ne!.. Kocasını aldatan kadın zil takmış oynuyor.. Sevinç çığlıkları atıyor.. Öyle böyle değil, zıplıyor stüdyoda!.. Ohhh oohhh.. çocuk eşimden değil, sevgilimden diye, nara atıyor.. Bir keyif, bir keyif.. Yani, baştan aşağı; ahlaksızlık akıyor!!..

***

Reyting tavanda.. Program devam ediyor.. Ne programın sunucusu, ne de programın müdavim uzmanlarından, tek bir ses yok.. Ver gazı misali.. Bu nasıl bir rezillik, diye tepki koyan da yok! Olmadığı gibi, meşrulaştıran ve masum gösterilen, ne olmuş olabilirlik koduyla tavır takınıyorlar Kadının ihaneti ve zinası meşrulaştırılıyor

***

Eee, aile değerlerine dinamit koyan böylesi bir programların kendince ifşanın artık bir meşru zemine oturtulması bugüne özgü değil.. Yıllardır vaki.. Ki artık böyle programlar, yüksek bir mahirlik içeriyor.. Bir dönem yayından kaldırıldıysa da; arz taleple yeniden yayındalar...

***

Evet, ifşa olan iğrençlikten beter bir stratejiyle; zina, eşlerin aldatılması böylece meşru kimlik kazanıyor Masum bir hadise!?.. İşte bu rezilce, tutum bir süredir gerek sosyal medyada, gerekse muhafazakar, müttediyen ve İslami kesimden bir hayli tepki gördü.. Öyle ya sol seküler kesimden tepki alacak değil yal..

***

Her zaman olduğu gibi aile kurumunu dinamitleyen, böylesi reyting uğruna her türlü ahlaksızlığı meşrulaştırıp, masum bir hadise olarak, sunulmasına fransız kalınıyor.. Üç maymunu oynuyorlar.. Görmedim, duymadım, bilmiyorum!?.. Neyse, yazıyı kaleme alırken, RTÜKten haber geldi programa parasal ceza verildi?. Peki, çözüm mü; değil?.. Yıllardır aynı işlem.. Değişen bir şey var mı yok?..

***

Özü itibariyle!.. ifşa olan bu vakıa ve meşru zemine taşıyan, reyting, ahlaksızlığına göz yumma hali, ciddi bir sorgulama gerektiriyor.. O da şu Aile kurumu ne hallere geldi?. Eşlerin, çiftlerin, evliliklerin sadakati, saygıyı, sevgiyi kutsal değerleri tar-u mar eden, seküler yaşamın, rezilliğine kafa yormamız gerekir!..

***

Zinanın, fuhuşun, ahlaksızlığın toplumsal dejenerasyonu nasıl körüklediğini, ürkütücü bir boyutla; evlilik müessesesini lağvederek, anlamsızlaştırdığını, derinden derine sorgulamalıyız! Özellikle de, şu aile ve evlilik mahremiyetini dinamitleyen İstanbul Sözleşmesini ona dair mevzuatı, gözden geçirmeliyiz!..

***

Ve en önemlisi de!.. Bireyler olarak bizler; değerlerine, kutsallarına, genel ahlak ilkelerine, namus denilen yüksek kavrama, aile kurumuna, din ve inanç, iman gözüyle görüp, sahip çıkmalıyız..

***

Batılın, batının, seküler yaşamı bizlere kanıksamaya yönelik, toplumu değerlerinden uzaklaştıran maddi ve manevi odaklı suikastlara, zinaları güldürüp masum gösteren, ahlaki katleden zihniyetlere de, demokratik çerçevede bireyler olarak, tepki koymalıyız!..

***

Sonuç itibariyle Esra Erola nasihatim şu! İfşa ile meşrulaştırmayı bir konuda; bütünleştirme?.. Bir etme.. Zinayı, kepazeliği, çocuğun başka birinden olduğunu ortaya çıkarman, günümüz açısından, habercilik!.. Ama, bu kepazeliği zil takıp oynatmakla, masumiyet karinesi içerisinde tutarak, meşru göstermek!.. Yaşanan ve yaşatılan, ahlaksızlıklara yeni ahlaksızlıkların eklenmesinden öte bir hizmeti ve haberciliği olmaz!.. Nokta

***

CÜBBELİNİN YAN KOMŞUSU!..

Şu Sakaryadaki şeyh bozuntusu vardı ya!.. Bilmem ne tarikatının, başı!.. İşte o şarlatan, tıpkı cübbeli gibi rezilliğine, iğrençliğine, ahlak yoksunluğuna, pervasızlığına ve şuursuzluğuna kılıf bulmaya çalışıyor

***

Öyle ya, Cübbeli ne diyordu?.. Güneydoğuda selefi dernekleri silahlanıyor, savaş çıkaracaklar, ülkeyi kan gölüne çevirecekler ey devlet neredesiniz, kapatın buraları, yok edin bunları diyerek, nara atıyordu.. Gaye, 28 Şubatı hortlatmak.. Sonra, yalanın balonu patlayınca, kıvır da kıvır!..

***

Neyse!.. Cübbelinin kıvırması, azıcık tolerans kaldırır.. Ama şu, tacizci, cezaevinde olan sahte Şeyhin müritlerine, medyaya gönderdiği mektuptaki kıvırmaları denir ya, her yönüyle çakallık?..

***

Neymiş!.. Kızlarını bize teklif etmişler.. Bizim de yaşı 18e geldiğinde belki olur demişliğimiz olmuştur. Ne yazık ki, İstanbul Sözleşmesindeki beyan esas alınarak, bu durum zuhur etmiştir?..

***

Yok daha neler! Bakar mısınız, kıvırmaya, dansözlüğe, çakkal aklına!.. Kendine göre suçlu ikmale getirip, suçu ona atan, bir akıl sahibi!.. Güya İstanbul sözleşmesine karşı çıkanları yanına alacakmış?.. Kendisine, kalkan yapacakmış!..

***

Yapılması gereken şu!.. İstanbul Sözleşmesini savunan da, karşı çıkan da tek bir ağızdan; bu rezilliğin, çirkefliğin, sahteciliğin, yüzsüzlüğün savunulur hiç bir yanı olmadığı gibi, mazeretinin de olmayacağını yüzüne haykırmaları gerekir!.. Hadi oradan seni gidi, onun bunun adamı demeliler!?

***

HDPYİ ANLAYABİLMEK!

Zor! Bilinmez denklem gibi.. Kürt partisi mi, Türk partisi mi, Türkiye partisi mi? Meçhul.. Ve hep, siyasi polemiklerin, krizlerin, tartışmaların, toplum, yargı gibi noktaların da; odak noktası olarak, alevlendiren!..

***

Mesela şu son, işgalci Ermenistanın, Azerbaycana yönelik saldırısına karşı takınılan tavır!..

Şöyle ki.. Halkın reyleri meclise giden bir parti ve parlamenterleri!.. O mecliste, Türkiye Büyük Millet Meclisi Yani, Türkiyenin parlamentosu!

***

Vahim durum şu ki!.. Türkiye adına bu mecliste ortak bir bildiri kaleme alınıp, yayınlandığında, HDPnin imzası yok!.. Ki, Ermenistanın saldırgan tutumunu kınayan son bildiride de, yine HDPnin imzası yok CHP var, Ak Parti var, İyi Parti var, MHP var.. Ama, HDP yok! Gel de buna bir anlam ver.. Ya da anlayabil.. Zor..

***

Galiba partinin kuruluş değerlerinin sürekli arıza-i durumda kalması, çözümsüzlük girdabında bulunmasının tek nedeni, siyasal iktidarlara karşı alerjisi, ya da Türkiyeli olabilmek değil.. Sıkıntı, davul-tokmak hesabı!

***

ANLAMSIZ BİR MEVZU!..

Şu Kim Kardashian.. Her ne ise!.. Amerikalı.. Ama Ermeni asıllı Ermenistana dair destek, Türkiyeye karşı da tepki ifadeli attığı mesajlar, ülkemizde ne kadar da kıymete değer şekilde tartışılıyor Yok şöyle yok böyle!.. Ha bir de, işin içerisine cinsellikte eklenmiş.. İyi hoş ta, Kardashian zaten cinselliğini sergileyerek para kazanıyor.. Ve yine, Ermeni..

***

Ondan neyi beklersiniz!.. Kapanmasını mı?. Tövbe edip, Müslüman olmasını mı?.. Ne de anlamsız bir mevzu.. Bizi de; magazin alana çektiniz ya!?. Alacağınız olsun..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Soydaşınla, dindaşınla değilsen, nerde olduğun anlamsız!