AK PARTİ'NİN DİYARBAKIR KULİSLERİ!…
Eklenme: 8/14/2020 12:00:00 AM

Bugünler de, teşkilatlar noktasında bir hayli hareketli!..

Ankaradaki büro-koridor lobisi kadar, Diyarbakır da enva-i bir işleyişle, kendini canlı tutuyor!

Öyle ya; 12 İlçe Başkanı istifa etti-istifa ettirildi-görevden alındı?..

Her ne ise; 12 İlçe hal-i hazırda başkansız..

Ama yönetim kurulu üyeleri var?

Parantez açarak, bu noktada bir gariplik görüyorum..

Şöyle ki; 12 İlçe Başkanıyla yolların ayrılması nedeni nedir?.

Bir başarısızlık mı, bir mental yorgunluğu mu yoksa; başka bir hal-i vaziyet söz konusuysa!

Tek sorumlu o Başkan mı?

Bir fatura kesimi var ise; o zaman yönetim kurulu bilfiil ödemeli!..

Yani başkan gidiyor, yönetim kalıyor demek; ne değişti? denilmez mi?..

Kaldı ki, gelecek-atanacak Başkan bu yönetimle ne kadar uyumlu ulur, ya da yönetim ne kadar uyum sağlar?..

Bir de başkan belirleme de; en güçlü mekanizma yönetim kurulu olur?..

O zaman da; davul-tokmak misali bir teşkilat ortaya çıkar

Kukla başkan da denilebilir?..

İşte bu sorular, hal-i hazırda AK Partinin kulislerinde kimi yerde sesli, kimi yerde sessiz yanıt arayışında!..

***

Gelirsek, aday başvurularına!..

İl Yönetimi şahsen müracaat yapılması yönünde duyuru yaptı?

Ki önceki gün itibariyle; başvurular başladı..

Gelen bilgilere göre, ilçeler nüfus yoğunluğu gibi talepler yüksek!

Peki, bu adayların başvurularının ardından, seçilme kriterleri nasıl olacak?..

Daha açık ifadeyle; nasıl bir eleme usülü benimsenecek?

Ki, eski başkanların da ısrarcı bir tutum içerisinde olduklarını, düşünürsek!..

Bir ön seçim, sonrasında mülakat, bilahare GBT, ardından saha anketi gibi bir durum olacak mı?..

En önemlisi de, yeni yüzler tercihte kriter olacak mı?..

İşte bu sorular da, kulislerde özellikle adaylar cephesinde, konuşuluyor, tartışılıyor

Yanıt aranan bir soru da, atanacak ilçe başkanı, kongrede tek aday, ve kendisinin belirleyeceği yönetim kurulu listesiyle mi girecek?.

Yoksa, rakiplere rıza gösterilecek mi?..

***

Ya Milletvekillerinin, insiyatifi, dahli, müdahalesi, tercihsel yönde hüküm vericiliği olacak mı?..

Doğrusu bu soru, Diyarbakır siyasetinde.. Ki sanırım ülkenin genelinde mevcut..

Abesle iştigal olur

Vaki mi, il, ilçe, yönetim kurulları, onların müdahalesi olmadan, oluşsun, ya da atansın?..

Yani, müdahilleri olacak?.

Yoksa, Pandemiden dolayı Diyarbakıra hasret(!) kalmış Vekillerimizin, Ankaradaki büroları, meclis koridorları yoğun bir trafik içerisinde olur muydu?.

Kapıyı aşındıranlar, kuyrukta bekler miydi?

Ne mümkün?

Bir önceki yazımda aktarmıştım?..

Bu değişim; en çok Vekillerin işine gelir?..

Şöyle ki, tabandan teşkilatlara karşı, bir tepki-eleştiri vardı?..

Teşkilatların da, vekillerden yoğunlaşan talepleri, karşılanamaz hale gelmişti?..

Bir de; teşkilatlardan vekillerin seçilme koltuklarına doğru yoğunlaşan bir göz dikme vardı?

İşte tüm bunlar, bir operasyonun olması gerektiğini doğurdu!

Vekiller, teşkilatlardan rahatsız olan tabanın gazını onları o koltuktan almakta aldı!..

Vekiller, teşkilatların yoğun talep ve isteklerinin son bulması için o koltuktan alarak oh be bunlardan kurtulduk dedi..

Ve; yeni teşkilat başkanları noktasında ise, bir sonraki Milletvekili seçimlerinde tercihsel bazda; desteklemeyi garantilediler..

Ben seni getirdim, sen de beni destekle, misali?

***

Bu arada, haftasonu AK Parti Genel Merkezinden iki isim Diyarbakırda olacak..

Milletvekili Abdullah Ağarlı ve Ejder Açıkkapı..

Gelişleri; partideki değişim ve dönüşümü içereceği gibi; 12 İlçe Teşkilatının yenilenmesine yönelik; saha nabzı yoklaması da yapılacak Tabi sonuç neyi gösterecek, onu zaman bize bildirecek!

Tabi bugün de, çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurumun Diyarbakırda olması bekleniyor..

Sur ve Şehrin genel imarıyla alakalı, görüşme ve istişareler olacak?.. Tabi Vekiller de muhtemelen hazır olacaklar..

Netice itibariyle, AK Partinin Diyarbakırdaki hareketliliği haftasonu, bir hayli yoğun olacak

***

İL BAŞKANI NE OLACAK?

Doğrusu, bu soruya şimdilik detaylı bir giriş yapmak istemiyorum..

Ama görünen o ki; vekiller Süleyman Serdar Budakla hele bir süre daha böyle gitsin noktasında; devam diyorlar..

Lakin bize yansıyan o görüntü ne kadar gerçekçi bir resim, bilemiyorum!..

Zaten en çok konuşulan, dillendiren soru da şu!

20 gün içerisinde; merkez dahil toplam 17 İlçeden 15i değişiyorsa!.. İl Başkanı neden değişmiyor deniliyor?..

Neyse, siyaset çok değişken olduğu için, bugünün hesabı akşamı bulmuyor?..

Tabi, İl Başkanlığı için kapıları aşındıran, kulis yapanlar da yok değil?..

Var, hem de çok varlar?...

***

MUHALEFET BAŞARILI MI?..

SONARın son araştırmasında, bu soruya yanıt aranmış!..

Denilmiş ki; Muhalafet partilerinin performansını nasıl buluyorsunuz?

Gelen yanıtlara bakalım

Başarısız bulan yüzde 62..

Başarılı bulan yüzde 19.

Geriye kalan kararsız..

O oran da; yüzde 19..

***

Bu ne demektir!.. Bu demektir ki, Türkiyenin siyasetteki ve alternatif siyasette yaşadığı kısırlığın açıkça, ifadesidir..

çünkü, muhalefet yok!

Var olan ne?.. İç çatışma..

Kavga, gürültü, kumpas!..

Birbirini boğazlama..

Rant temini..

Yani; herkes kendi aleminde; keyfiyet içerisinde seçmenine sırt dönmüş!..

***

Yoksa, bugün bırakın iktidarın bağrından kopmaların olması!..

Muhalefette, kopmalar, yeni particiklerin çıkması vaki olur muydu?..

CHP bu işin baş aktörü değil mi

70 yıldır, ne uzuyor, ne kısalıyor?..

Politika üretmiyor..

İktidara alternatif çözüm üretici, strateji ortaya koymuyor?..

Bu değil, böyle olmalı diye, ikinci bir şık sunmuyor?. Dahası, üretimsizliğine yapılanlara da, istemezük yaklaşımı.

Varsa yoksa; sataş ama üretme!...

Bu sonuç, seçmenden gelen muhalefetin karnesine dair cevap, bir ders-i ibret noktasında, nazara alınır da, muhalafet mızmızlıktan kurtulmuş olur?..

***

MEVZULARIMIZI DA TARTIŞAMIYORUZ!?..

Bu yapılmadığı gibi.. Her mevzuya da; ideolojik değirmenine atıyoruz..

Hele ki, sosyal medyanın o trollük canavar ruhu var ya..

Buldozer misali..

Yani rasyonel, somut, hakikati bilme, öğrenme ve ortaya çıkarma gibi bir gayret söz konusu değil; mevzularımıza dair bakış!..

Olmadığı için de; kısır döngü içerisinde, debelenip duruyoruz!?..

***

Özellikle son yıllarda, hayatımıza giren teknolojinin nimeti olan, sosyal medya ve üreyen troller ve trollük var ya; en büyük yıkıcı olarak karşımıza çıkmaktadır..

Hep demişimdir..

Modern çağın, yeni suikastçi ve tetikçileri, trollerdir.. Halk deyimiyle; klavye yağcıları..

***

İşte bunlara dair; bir yasaklama, bir ceza, bir yaptırım gelmesi lazım..

Sadece hey, sen kimsin, bi yüzünü görelim denilse!..

Bir, o klavye her türlü fitneyi üretme hakkı ve özgürlüğü vermiyor noktasında; cezası da var denilse!..

İnanın ki, her şey normale döner!..

***

İşte o zaman görün!..

Her meselemiz, en radikal fikir, en sarsıcı görüş ve düşünce bile; hem kendini ifade edebilecek..

Hem de; tartışılır bir halde, edep, saygı ve kabullenirlik mertebesiyle; kendi varlığını ortaya koyabilir..

Ne provokatifçe bir ideolojinin kıskacına girer..

Ne de trollerin, trollüğüne kurban gider..

Her şey açık ve rosyonel hale gelir!

Bir denesek mi?...

***

GÜNÜN SÖZÜ

AK Parti değişimi; AKPlilerden arınmakla başlarsa kazanır!