ALÇAKLIKTIR… SAPIKLIKTIR!
Eklenme: 2/22/2018 12:00:00 AM

Aynen de öyle!

Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyor?

Taciz..

Tecavüz..

Zina..

Cinsel istismar diye bir tanım, olamaz!

Olup biten...

Alçaklıktır..

Sapıklıktır..

Toplum ahlakı için; dinamittir?..

El hak!..

Tartışılamaz bir hakitatın beyanıdır

***

İşte hal-i vaziyet

3 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz girişimi

Erkek çocuğa

Kadına

Yaşlıya

Öğrenciye

Sokakta bile yürünürken; taciz-tecavüz

Kızına

Oğluna..

Bacısına..

Ensest bir sapıklık..

Ve alçakların kol gezme hali..

İte dahi; tecavüz?!..

Genç değil, 90 yaşında bir musvete...

Ne yazık ki!

Toplumu kemiren virüs gibi çökertiyor..

Şiddet..

Cinayet..

Taciz-tecavüz..

Uyuşturucu..

Fuhuş

Hal-i hazırda; yıkıcı bir noktada ülkeyi ve milleti zehirliyor

***

Peki, çözüm!

Bugünlerde konuşuyoruz.

Dün de yazdım; kimyasal hadımdan söz ediliyor

Adalet bakanlığı; komisyon kurdu

Bugün, istişarelere başlıyorlar

Ne yapılabilinir diye?

Sonuç ne çıkar bilmem?

Hangi yasalar üzerinde karar kılınır?

Değişir mi, eklenir mi?

Yenileri mi, ikmale getirir, onu hep birlikte göreceğiz

Lakin!

Ahalinin istem ve beklentisi şudur

Tıpkı

Cumhurbaşkanın ifadesiyle

Bu sapıklığa

Bu alçaklığa

Bu iğrençliğe

Bu maymunlaşma haline karşı; köklü çözüm şart

Sineğe değil

Batağı kurutabilmek

***

Bugünkü tablonun!

Yaşanan hal

Ve toplumsal erozyonun, üretici unsurlarına odaklanılmalı

Aynı minvalde; mercek tutulmalı!

çünkü

Gafletin

Dalaletin

İhanetin

Batının ve batılın; çukurudur bizi, bizden eden, namussuzlu revaş eden!

Zinaya aşk deniliyor.

Fuhuşa kaçamak!

Sapıklığa

Alçaklığa istismar deyip; kamuflaj yapılıyor

***

Zira mevcut kanun

Ceza

Pek tabi ki yasa

Toplumla

Örf ve detimizle, inancımızla pek uyumlu değil

Ne dün Ne de bugün

Bilakis.

Suçluyu koruyan..

Mağduru daha bir mağdur edendir..

Düşünün

Kadına ayrı

Erkeğe ayrı

Neden eylem; aynı şartlarda, eşit koşulda görülmüyor

Suç teşkil etmiyor

Ceza, aynı ölçüde icra etmiyor

Sınıfsal bir ayırım, dayatılıyor?

***

Onun içinde

Entelin dediği

Feministin söylediği

Dantelin beyan ettiğine bakılmadan!

İtibar etmeyerek

Toplumu

Ruhen ve vicdanen yaralayan;

Cinsel tacize

Cinsel tecavüze

Zinaya

çocuk, kadın, yaşlı, erkek, çocuk gözetilmeksiniz

Ceza-i müeyyide noktasında ana ilke içermelidir

O da toplumun inancına, örf det ve geleneğine uygun olmalıdır

En ağırı

En şiddetlisi

En caydırıcı ağırlıkta, bir ceza hükmü içermelidir

Yoksa

***

GAFLETTİR

Ne yazık ki

Baksanıza...

Hala da; gaflet hkim

Hala da, dalalet vaki

çünkü halimizin müsebbiplerinin ağzına bakıyoruz

Şu ne demiş

Bu ne demiş

Akımından

Aklından

Zihniyetinden ki asırlık küfür sistemi

Popüler kültürü hayat sayıyoruz

Aile kurumuna pisliğini bulaştırıyoruz

Ehemmiyet kime ne? diyoruz

Değerleri mi, ihya mı; git işine be

Ama himmet alıp, çözüm arıyoruz

Ne yaman bir hal

***

SOYAĞACI- SOY SOP

Başlık bana ait değil

Bir okurumun

Tanıdık bir eğitimci dosttan; gelen bir mesaj

Açıkçası, bir menkıbe!

Öyle ya

Bugünlerde bir çılgınlık hkim

e-devlette

Soy ağacı

Sıcak bilgi; alt-üst sorgulama; 3 milyon 641 bine ulaştı

Malum

Daha önce, sistemde kilitleme yapmıştı

Yoğun başvuru nedeniyle

Neyse!

Fazla da söze gerek yok; menkıbe yapalım..

***

VERİN BİR TABAK YEMEK!

Zamanın birinde bir padişaha bir tay hediye edilir. Padişahın Mehmet Efendi diye hitap ettiği işinin ehli bir bahçıvanı varmış.

Padişah kendisine hediye edilen tayı bakması ve yetiştirmesi için Mehmet Efendiye teslim eder.

Bir müddet sonra Padişah Mehmet Efendiye sorar;

- Söyle bakalım Mehmet Efendi benim Tay İyi yetiştiriliyor mu, Soyu sopu, asaleti nasıl diye sorar.

- İyi hoş yetiştiriyorum Padişahım da fakat

- Fakatı ne yoksa bir müşkülat mı var?

- Padişahım bu tayın soyu sopu asaleti size pek uygun değil arzu ederseniz Tayı hediye eden kişiye sorun bakalım ne diyecek.

Padişah Tayı hediye edeni ayağına çağırarak Tayın geçmişini araştırmış öğrenmiş.

Bahçıvanı Mehmet Efendiyi çağırarak;

- Doğru söylersin Mehmet Efendi. Bu Tayın annesi doğumdan hemen sonra ölmüş. Tay öksüz kalınca bir inek tarafından emzirilmiş.

Bravo sana peki nasıl bildin bunu, demiş.

- çok kolay Padişahım. Bu tay sırtına konan sineği kuyruğuyla kovacağı yerde başını çevirip diliyle kovmaya çalışıyor.

- Aferin sana Mehmet Efendi. Verin Mehmet Efendiye benden bir kap yemek

***

Gel zaman git zaman Padişaha kaz yavruları hediye edilir. Padişah bakması ve yetiştirmesi için kaz yavrularını Mehmet Efendiye teslim eder.

Bir müddet sonra Padişah Mehmet Efendiye sorar;

- Söyle bakalım Mehmet Efendi benim kaz yavruları İyi yetiştiriliyor mu, Gidişat nasıl diye sorar.

- İyi hoş yetiştiriyorum Padişahım da fakat.

- Fakatı ne yoksa bir müşkülat mı var?

-Padişahım bu kaz yavrularının soyu sopu pek uygun değil arzu ederseniz bunları size hediye eden kişiye sorun bakalım ne diyecek.

Padişah kaz yavrularını hediye edeni ayağına çağırarak yavruların geçmişini araştırmış.

Bahçıvanı Mehmet Efendiyi çağırarak;

- Doğru söylersin Mehmet Efendi. Bu kaz yavruları kuluçkaya yatan bir tavuğun altına konulmuş ve yumurtadan çıktıktan sonra da civcivlerle birlikte büyümüş.

Bravo sana peki nasıl bildin bunu?

- çok kolay Padişahım. Bu yavrular hemcinsleri gibi suda yüzmeye gideceklerine tavuk gibi bahçede eşeleniyorlar.

Aferin sana Mehmet Efendi. Verin Mehmet Efendiye benden bir kap yemek..

***

Padişah bir süre sonra karşılaştığı Mehmet Efendinin Soy sop konusunda isabetli tahminlerde bulunmasına sevinerek;

- Eee söyle bakalım Mehmet Efendi benim soyum sopum hakkında ne diyeceksin. Padişahın sorusu karşısında şaşıran ve dili tutulan Mehmet Efendi kem küm etse de

- Söyle bre. Bilip de söylemediğin bir şey varsa kelleni vurdururum.

Deyince Mehmet Efendi;

- Bu konuyu Muhterem Validenize sorsanız daha münasip olur Padişahım diyebilir.

Heyecanla annesine varan Padişah biraz sıkıştırma biraz da tehditle gerçek babasının Sarayın Aşçısı olduğunu öğrenir.

Koşa koşa Mehmet Efendinin yanına varan Padişah;

- Bravo sana Mehmet Efendi hadi tayı ve kaz yavrularını bildin benim soy ve sopumu nasıl bildin?

- çok kolay Padişahım. Eğer siz gerçek bir Padişah çocuğu olsaydınız ben her bildiğimde Verin bir kap yemek diyeceğinize,

Verin bir kese Altın derdiniz.