AZICIK HAYRAT YAPIP, HAYRI DÜŞÜNSENİZ!…
Eklenme: 11/23/2021 12:00:00 AM

Ne yazık ki, muhalefette bu minvalde, bir akıl, fikir, düşünce, gayret, söz konusu değil Ki zerre-i miskal, icraatta yok!.. Var olan, eylemleri de, söylemleri de, belirledikleri rota da; fırsatçılık..?

Devlet bi tökezlesin hükümet bir dara, sıkıntıya düşsün, millet, olup-bitenden zarar görsün.. Ülkede, kaotik bir ortam oluşsun.. Güven ve istikrar sarsılsın.. İstikbal ve istiklal, tehditler alsın!

***

Kısacası, akıllarının ürettiği tek şey ülke ne kadar kaybederse, biz o kadar itibar kazanırız mantığı!.. Ve bu hal-i perişanlığı, ahalinin gözünün içine baka baka hiçbir şekilde, perva ve şuur tanımadan icra ediyorlar!

***

İşte bu fırsatçılık siyaseti yüzündendir ki etki-tepki noktasında, halk nezdinde bir karşılık bulamıyorlar.. Halk iradesini bunlara, teslim etmekten, korkuyor, çekiniyor, güvenmiyor! çünkü, bunlar fırsatını bulurlarsa, beni bir kaşık suda boğarlar endişesini taşıyor..

***

Nedeni de şu?.. Vaki değil, Önce Türkiye, önce Millet, önce devlet, önce istikrar, istiklal ve istikbal dedikleri!.. Ve yine, Türkiyenin dört bir koldan, yedi düvelle savaş verdiğinden söz ettikleri vaki değil..

***

Elbette ki, küresel bir ekonomik kriz var?.. İşsizlik, yoksulluk, mevcut pandemiyle katlandı?.. Ki bu yer küresindeki tüm coğrafyalarda yaşandı.. Kısıtlamalar var, serbest piyasanın fırsatçılığıyla fahiş fiyat uygulaması!.. Özetle, ülke ve yaşam güllük gülistanlık değil!

***

Ama, pusuya yatmış kuzu postu giymiş kurtun beklediği bir gaflet içerisinde, av yok!.. Kendini tuzağa düşürecek, delaletteki bir yönetim de yok!.. Ve ortada, yönetilemez bir devlet hal-i vaziyeti de yok..

***

çünkü, işçisi de, memuru da, çalışanı da, kamu kurum ve kuruluşları da, yerel yönetimler de; maaşlar ödeniyor.. Aksayan bir hizmet yok.. Beri yanda, 70lerin, 80lerin, 90ların sendikal eylemleri, işçi grevleri de yok!..

***

Maaş alamadıkları için; çöpleri toplamadıklarından kokan, salgın oluşan, şehirler, ilçeler, belediyeler de yok!.. Batan, iflas eden, bankalar da yok.. Mevduatta sıkıntı da söz konusu değil.. İMFnin önünde bekleyip patronlarından emir ve medet umma hali de, yok!..

***

İhracatta umut verici, yatırımcı yatırımlarında kesintiye gitmiyor.. Hükümet büyük icraatlarından geri adım atmıyor.. Her hafta, toplu açılış, toplu temel atmalar var.. TÜİK verileri, gelişmeden, büyümeden, söz eden rakamları sürekli açıklıyor!..

***

Ki hükümet, 20 yıl öncesinin sus payı siyasetini de icra etmiyor.. Gazete patronlarını, holdingleri, TÜSİADı, kimi bankaları para aktarımıyla, muhalefeti susturma adına, yol da yürümüyor!

***

Kısa vade sarsıntı, uzun vadede huzuru, istikrarı, büyümeyi getirecek, ekonomik politikasıdır, faizleri indirip, yatırımları artırmak!.. Ancak burda yanlış olan; siyasetin icraattan önce, kendini öne çıkarması!..

***

Önce icraat yapılacak.. Sonra siyaset, arkasında ya duracak, ya da bir saniye bu yanlış deyip, doğruyu gösterecek. Hükümetin bu konuda, sıkıntısı var!.. Nitekim, dolardaki bir dengesizliğin nedeni de, fırsatçılığı da bu sıkıntının tekerrür edişidir..

***

Sormak gerekmez mi; ekonomide gelinen nokta itibariyle son bir kaç yılda yaşanan ve yaşatılan, hadiselerin hiçbir etkisi yok mu?.. Ve muhalefetin ortaya koyduğu güvenliği körükleyen, siyasetinin domino taşı olma hali?

***

İkide bir Türkiye güvensiz bir ülke.. Yatırımlar için riskli bir ülke.. Yabancı yatırımcı, Türkiyeye neden yatırım yapsın? deyip, zihinleri bulandırmak!.. Güvercin gibi hassas olan sermayeyi ürkütüp, kaçırmak!.. Var olana da, ülkeyi terk et manasına gelen, aba altından sopa göstermek!

***

Ya, hendek ve barikat terörü!? Yakmalar, yıkmalar ve kaybedilen binlerce insan.. Giden canlar geri getirilemez, ama yakılan ve yıkılanların yerine yenilerin inşa edilmesine harcanan milyar dolarlar?

***

Gezi ayaklanması! 17-25 Aralık.. MİT Operasyonu.. Ve 15 Temmuz darbe girişimi Doların da, faizin de, borsanın da, ihracat ve ithalatın da, tüm bunlardan etkilenmemesi zarar görmemesi, ürküp kaçmaması elde mi?!..

***

Üstüne üstlük bir de, pandemi denilen tufan eklenince!.. Denir ya; buna güç mü, ekonomi mi dayanır?.. İşte, kürasel güçlerin, dünya devletlerinin hal-i durumu!.. ABD iyi mi, çin iyi mi, Rusya iyi mi, Avrupa iyi mi?!

***

Netice itibariyle; mevcut duruma ilişkin muhalefetin halkta oluşturamadığı güven hassasiyetindeki ana etken, milletin, devletin, hükümetin zararından, kaybından kendisine siyaset devşirmesidir!

***

Eğer ki, olumsuzlukların arkasına sığınmasaydı.. Onları motive edici siyaset ortaya koymamış olsaydı!.. Elin gavurundan medet ummasaydı, yedi düvelin beslediği kinin, hasımlığın şehvetiyle hareket etmemiş olsaydı!

***

Darbeye güdümlü darbe, Geziye çevresel eylem, Hendek ve Barikat terörüne arkadaşlar dememiş olsaydı.. Bu hükümet dünyanın en güzel icraatını yapsa bile alkışlamayız anlayışının, peşinden gidilmemiş olunsaydı!..

***

Velhasıl, dertleri, millet ve ülke yönetimini salih, güven tesis edici, istikrar, istikbal, ve istiklal bayrağını daha güçlü bir şekilde, dalgalandırabilmenin, samimiyetini ortaya koymuş olsalardı Demem o ki; bugün beş benzemez siyasetin, ideolojinin, anlayışın, fikrin ve kültürün çözülemez denklemiyle, karşımızda olmazlardı?! Azıcık, hayrat yapıp, hayrı düşünselerdi; Türkiyede çok şeyler devrimleşirdi?...

***

O CANİ BULUNMALI!..

Evet, yüreklere kor ateşi düşüren Yörük Kızı Müslümenin ölümünden her kim sorumlu ve katili ise bulunmalı! çünkü, her yaşanan bir olay, faili meçhul, ya da gizemli kaldığında, görüyoruz ki, bizler bir can daha kaybediyoruz!.. Al yanaklı, meneviş bakışlı Müslüme gibi son iki yıldır evinin önünden sırra kadem basıp, daha sonra cesedi bulunan, çocuklardan kaçıncısı oldu!!.. Rakamlar korkutucu..

***

Bir kaya kovuğunda bulunan Müslümenin aile üyelerinin ifadesi alındı.. Henüz, sır perdesi aralanmış değil Ailenin iddiasına göre, hasımları var?.. Ki, Müslümenin cesedinin bulunduğu yer, o küçük bedenle Müslümenin oraya çıkması, kaya kovuğuna sığınması imkansız ve mümkün değil?.. Nitekim, cesedi bulan güvenlik ekipleri de, diyor nasıl buraya geldi? diye!..

***

Görünen o ki, Müslümenin cansız bedeniyle yüz yüze gelmemize sebep olan insan görünümlü bir cani yaratık!.. İşte bu cani yaratık kim ise, yerin dibine girip saklansa bile bulunmalı, vicdanları rahatlatan bir cezaya tabi tutulmalı.. Ki, mevcut yasalarımızın da, vicdanları rahatlatan bir ceza-i müeyyidenin de olmadığını söylemek isterim!..

***

Bir kez daha hissediyor ve yaşıyoruz ki.. çocuklarımızı koruyamıyoruz, korumada çaresiz, umutsuz ve aciz kalıyoruz!.. Acaba düşünüp, biz ne ara, insanlığımızı, maneviyatımızı, vicdanımızı, merhametimizi bir kenara itip, vahşileşen bir yaratık haline getirdik ki, küçük bedenleri canice katledebiliyoruz!

***

Ne yazık ki!.. Eğer ki, Ceylanın ölümünü, Uğurun infazını, Büşranın kuyuya atılışını, Mahirin boğularak öldürülmesini, Muhammedin başının ezilerek ölüme terk edilişini, bir ders-i ibret olarak zihnimize kazıyıp, faillerini ortaya çıkarıp, vicdanları rahatlatan, bir karşılığı ortaya koymuş olsaydık, bugün Müslümeye ağıt yakmazdık

***

Sokakları da, evlerimizin önünü de çocuklarımıza sakıncalı ve tehlikeli yerler diye, söylenip durmazdık!

***

GÜNÜN SÖZÜ

Kız çocuğu, sadece evlat değildir. Kız çocuğu, cennet anahtarıdır.