BAĞIŞLARIN ÖNCELİĞİ!…
Eklenme: 4/3/2020 12:00:00 AM

Ne diyorduk Toplumsal dayanışma.. Birlik, bütünlük yekvücut olmak! Acıda da, tasada da, sevinçte de; ümmet kimliğiyle, milli ve yerli birliktelik içerisinde, var olabilmek! Ki, kutsallığımız bu birlikteliğin inancı, ibadeti ve iman kudretiyle kamil ancak mümkün olabilir der!..!

***

çünkü hali hazırda çok kritik, zorlu, korku ve endişeli, büyük bir belirsizliğin hakimiyeti altında, riskli bir zaman dilimi içerisinde yürüyoruz!.. Yarınlar meçhuliyet arz ediyor!.. Ama ümitvarız ve inancımız da bunu emrediyor, her sıkıntılı gecenin, ferahlı bir sabahı var gerçeğiyle bu günler de geçecek yarınlar daha bir güzel olacak..

***

Yeter ki bir ve diri olalım!.. Yeter ki, tedbiri elden bırakmayalım!.. İşte bu tedbirlerden biri de, hiç kuşkusuz ki, rahmet ve bereket elini, her daim uzatabilmektir.. Onu, cimriliğin, bencilliğin cenderesine sokmayıp, siyasi ve ideolojik akımların fikriyatına, boğdurmamak, çaresiz bırakmamaktadır

***

Yoksulun, fakirin, işsizin, açın, aşsızın, öksüzün, yetimin, geliri olmayan, işinden, gücünden olmuş günlük çalışanlar işçiler Hele ki borç, harç içerisinde riskli zamanı geçirme çabası içerisinde dört duvar arasında uzanacak rahmet elini bekleyen.. Ve işten çıkarılanlar İşte bunlara rahmet, bereket elini uzatıp, dayanışma içerisinde olabilmek bugün, her beşerin vazifesi ve sorumluluğudur

***

Bir önceki yazımda, milli dayanışmadan söz ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğanın Biz bize yeteriz Türkiyem kampanyasına, bir bütünlük içerisinde destek vermemiz gerektiğini, söylemiştim!..

***

Her ne kadar, siyasi ve ideolojik, şu kurum, bu belediye gibi Milli Dayanışma adımına karşı refleksler geliştirilerek, tartışma konusu edildiyse de kampanya!! Doğrusu da hal-i hazırdaki işlemdir

***

Bilinen ve olması gereken de budur! çünkü, koordinasyonun tek elden yürümesini sağlayabilmek önemlidir.. Bunu da, en doğru, en şeffaf, en güvenli, düzenli, tabi ki itibar edilebilecek, kuşkuya, şüpheye düşürmeyecek, üzerinde siyasi devşirmelerde bulunmayacak olan da Devlet-i Aliyedir.. Yani, devlet yönetimidir.. Ki Erdoğan da bu minvalde, ilk adımı atan oldu!

***

çağrı sonrası, ciddi ve önemli bir birliktelik sağladığımızı söyleyebiliriz 7den 70e herkes; gönül dostluğuyla bağışta bulunuyor.. Ki, biz de ailece bütçemizin yettiği noktada, bağışımızı yaptık.. Hani bir söz var, damlaya, damlaya göl olur diye!.. Böylesi göllerin her daim olması gerekir

***

Tabi, yardım kampanyasına dair oluşan muhalif cephenin, gösterdiği tepkileri anlamakta zorluk çekiyorum.. Şöyle ki.. Ki narayı atan, ortamı geren, kendince bir şeyler ifade etmekle meşgul olduğunu gösteren bazı kesimler var diyor ki, Hükümet bu dönemde, millete para vermesi gerekirken, milletten alıyor, topluyor?

***

İşte bunlara sormak lazım!.. Zaten, devlet böylesi kritik dönemlerde, darda olana sosyal devlet anlayışıyla, yardım elini uzatması, sorununu çözmesi temel görevi ve sorumluluğudur.. Bundan kaçamaz!.. Ancak, şu anki Pandemi halimiz, salt devlet imkanlarıyla, sınırlı, çözümlenebilecek, üstesinden gelinebilecek bir hal değildir Milli bir seferberlik şart

***

Netice itibariyle, Milli Dayanışma kampanyasına dair devlet millete para vermeli, ama milletten para topluyor mantığıyla gelişen, polemikler samimi, iyi niyet içeren, ihlaslı, gerçekçi değil.. Olmadığı için de bu kulvarla alakalı, çok söz söylemeye gerek yok!.. Olmamalıdır

***

Ama, şu sorgulama ya da soru mahiyetiyle, cevap isteme hakkı, herkes için geçerli olan; yardımların dağıtım kriterleri, nasıl olacak, kim belirleyecek? Ve tabiki öncelikte kimler olacak? Yardımları, kim dağıtacak?.. Kim kime, hani oran ve ölçüde yardım verilecek?.. Ha bir de, işin içerisine, siyasi el özellikle parti teşkilatları, milletvekilleri uzanıp, dahil edilecekler mi?.. İl, ilçe düzeyinde, koordinasyon kimde, olacak

***

Aslında, bu minvalde düzine düzine soru ikmale getirebiliriz!.. Ki bu soruların, ikmale gelmesi ve muhtevasını sorgulamak, önem arz edici olduğu kadar, gelen yanıt ta ivme kazandırıcı Eğer ki, Devlet-i Aliye kuşkuya yer vermeyecek, pusuda bekleyenlere siyasi ve sosyal hedef çıkaracak kozlar oluşturmazsa!.. Halk deyimiyle, halis, muhlis, şeffaf, net, pak ve ak bir fikriyatla, hepsini cevaplarsa!.. Ki etmelidir

***

İşte o zaman, bugün milli dayanışmaya dil uzatan, hükümeti yeren, Cumhurbaşkanı Erdoğanı maaş sorgulamasına alan, Diyanet İşleri Başkanlığının Zekatın da bağış olarak verilebileceğine dair fetvaya laf edenin ağzına tapa vurmuş olursun Ve, yine bağış paralarını yandaşlarının hak edişlerine, kasasına, kendi şahsi giderlerine, örtülü ödeneklere gideceğini ağzına sakız edenleri dut yemiş bülbüle döndürürsün

***

Hiç kuşkusuz ki!.. Millette büyük bir coşku ve dayanışma isteğiyle, bir verirken, beş verip, katılımcı bir birlikteliğe kucak acar.. Bugün milyonlar diyoruz, yarın on milyonlar, 83 milyon olur Tıpkı, çanakkalede olduğu gibi, Kurtuluş savaşında yaşanan o milli ruhun şahlanışı gibi; milletimiz fedakar ve cefakar bir şekilde; yaşanan sıkıntılı dönemin ve korona virüs illetinin üstesinden, gelecektir?

***

Ama velakin!.. Aksi bir seyir.. Sırlar alemi bir ortam.. Kapalı kapılar ardında bir fikriyat!.. Herşeyi, bıçak gibi keseceği gibi! Devletin, milletin, ülkenin çöküşüne, kaosa girmesine hevesli olanların zihniyetine, beslenme varlıklarına yeni varlıklar eklersin ki, işte o zaman da, zaten herşey bitmiş olacak?

***

İKİ DAMLA YAĞMUR!

Diyarbakırımıza dair artık klişeleşen bir ifade oldu.. İki damla yağmur, şehirde hayatı felç etti?.. Değişmeyen manzara.. Yıllar yılıdır aynı!.. Ki önceki gün yaşadıklarımız, bugüne münhasır bir zafiyet, hizmetsizlik, çözüm üretmeme hali değilçıkmaz, yarım asra dayanıyor..

***

Ne yazık ki; gelen-giden yerel yönetimler başta olmak üzere!!.. Tabi ki merkezi hükümetler.. Şehre dair hizmet anlayışları hep; günü kurtarmaya odaklı, olunca!! Görselliğe, önem verip.. Asıl hizmete, yeraltına, altyapıya müdahil olmayınca, en küçük bir doğal reflekste, hal-i vaziyet böylesi bir manzarayı yaşatıyor

***

Önceki gün, şehrin en modern ilçesinden tutun da, en varoş semtine kadar.. Siverek yolu da, Mardin yolu da, Silvan yolu da! Tıpkı şehir içi yollar gibi; Dicle Nehrini aratmadı.. Oluşan göletler, mahsur kalan araçlar.. Su baskınına uğrayan, ev ve işyerleri.? çarıklı mahallesindeki, çevresel düzenlemesi olmayan derenin taşması neticesinde oluşan, sel baskını!

***

Şükürler olsun ki, can kaybı yaşanmadı.. Ama maddi hasar büyük.. Telef olan büyükbaş hayvanlar.. Yıkılan ahırlar, çöken evler.. Netice itibariyle; Diyarbakırın acil ve ivedi olarak iki damla yağmura teslim olmak istenilmiyorsa, bundan sonraki yerel hizmetler açısındaki eforunu, altyapıya odaklandırmalıdır!.. çiçek, böcekle uğraşmak yerine, bu alana yönelmelidir Ki büyük görev de, Büyükşehire ve ilçe Belediyelerine düşüyor

***

DİYANETE ÖNERİM!

Camilerde cemaatle Cuma Namazı kılma yasağına dair!.. Artık Cuma günleri, cuma namazı saati esnasında, resmi bir televizyon kanalında, Cuma hutbesi okunsun.. Mesela bugün bir ilk olarak, bu gerçekleştirilebilinir.. Ve Hutbe de Covid-19a yönelik tedbirler ve hastalığın boyutu, hazırlanan ilmin ve bilimin bütünleşmesiyle usta bir hatibe okutulabilinir?

Ne dersiniz?

***

GÜNÜN SÖZÜ

Yaşamın normal seyrinin bir hapishaneye dönüşebileceğini hiç düşündünüz mü?

***

Hayırlı Cumalar.