BAŞKAN ŞERİF AYDIN'A TAVSİYELERİMİZ VAR..
Eklenme: 3/5/2021 12:00:00 AM

Görevlendirme..

Kongre seçimi..

İki gelişmeden önce, şöyle bir yazı kaleme almıştım..

Kim il başkanı olacaktan öte, nasıl bir il başkanı olmalı diye sorgulama yapmıştım..

Bir düzine maddeler de sıralamıştım..

AK Parti Diyarbakır İl Başkanlığı görevine gelen, seçilen veya atanan her kişi için; genel kanı gelen gideni aratır olmuştur..

Salt bugün değil, 2002den buyana!..

Bugün hala AK Parti cephesinde konuşulan en büyük ana etken geçmişte alınan oy oranları

Bugün alınan oy oranları ile geçmişte alınan oy oranları arasındaki; uçurum farkı dikkate alan var mı?..

Ya da bilen var mı?..

Dün niye böyleydi, bugün niye düşüş sorgulandı mı?

Bakınız, o gün, PKK terörünün baskısı vardı..

Yerel yönetimler, HDP ve akımının elinde bulunuyordu..

Köye, kırsala gidilmiyordu..

Özgür bir siyaset faaliyeti güdülmüyordu..

Bu minvalde hayli yakınılıyordu?..

***

Kırsaldaki seçimde, oylar tek kişi tarafından atılıp, mühürleniyordu

Ne soran, ne sorduran vardı?..

Sandık başkanı ve üyeler dahil; PKKnın kontrolünde diye feveran ediliyordu..

Yani, AK Parti genelde iktidar, yerelde muhalefetti?.

Seçilen vekil, sayısal ve görüntü, seçmen sayısındaki artış, vekil sayısının bir fazlaya çıkması..

Hepsi, AK Parti gönüldaşlarının, beyan ettiği gibi; hep cepten yiyerek bugünlere geldik?

Kısacası, Başkan Erdoğanın sırtından geçiniyoruz denildi?

Sahada, seçilen de, atanan da, görevlendirilen de..

Vekiller ve il yönetimi teşkilatları dahil

Ne Erdoğanın siyasi fikriyatını, ne dünya görüşünü, ne de temel hedeflerini

Ve ne de, AK Parti misyonunu ve gayelerini; sahada anlatamadı, anlatabilmiş de değildir?..

Hep, imtina edildi

Konuşursam ne olurum vesayetine boyun eğdi?...

Özgüvenden yoksun..

Siyasi dava değerlerinden, kayıp!..

Konuşan, dillendiren, halka, sokağa, vatandaşa yansıtma alanında, ne partinin, ne de muhalefetin yıkıcı halini anlatmada mahir olunamadı..

Ya da olmaya niyet edilmedi

***

Varsa yoksa; iktidarın nimetine, rantına, şahsi menfaatine odaklı, maddiyat oldu

çıkar, öne çıkarıldı

Kısır ve dar bir ölçekte, yerimi koruyayım, küçük olsun benim olsun ahlakıyla, siyaset yapıldı?..

Maneviyat yerle yeksan..

En vahimi de, tepeden bakan, hor gören, burnundan kıl aldırmayan, paranın ve iktidarın gücüyle karakter sarhoşu olundu..

Gönülleri yapan değil, yıkanlar kervanında başı çekenler oldular..

Abilerin.. Siyasi abilerin.. Hacı Abilerin.. iki dudağı arasında çıkan sözcükle, ceket ilikleyen kukla ve piyonların, kulvar kulvar işgalleriyle siyaset icra edilmeye çalışıldı hep!?..

Milletvekili listeleri de..

İl ve ilçe teşkilatlarının, belirlenmesi de; kapalı kapıların entegrasyonuyla kimlik buldu?!!..

Şu; kayyum dönemi!

İki dönemdir, belediyeler ekseriyetiyle kayyımların elinde..

En sıradan bir ifadeyle..

Hem merkezi hükümetsin..

Hem de, yerelde hükümetsin..

Ne terörün varlığı var?.

Ne de, sahada herhangi bir hakimiyeti..

Huzur, güven, istikrar var!!..

Ve beri yanda, oluk gibi akıtılan milyarlarca lira, yatırım endeksli, imkanlar var!

Yani, maddi yönden, görülmeyen, hayal bile edilmeyecek kadar; Güneydoğuya hükümet aktarıyor?!..

Ki, Diyarbakır..

Kadim kent, peygamberlerin, sahabelerin, evliyaların diyarı olma şiarıyla; görmediklerini gördü

Peki, tüm buna rağmen; gönüllere inilebildi mi?.

İnsanların yüzüne gülündü mü?..

Kısacası, oy noktasında bir geri dönüşü oldu mu?..

Hayır..

***

Hendek, barikat terörünü..

HDPnin kendini şiddet sarmalından çıkaramayışını..

Ve buna dair, evinden, barkından edilen milyonlarca insanın; gönül kırıklığını?

İşte bu tüm fırsatlara rağmen..

Elde oluşan imkanlara rağmen

Bölge siyasetinde, AK Partinin değil abilerin politikası, benimsendiği için, alınan sonuçlar, yine de elde sıfır mahiyetli oldu?!..

Gönüllere, kalplere inilmedi?..

Ne karşı mahalleye gidilebildi..

Ne, kapı kapı dolaşıp dava anlatılabildi?..

Ne de yaralarınıza biz merhem oluyoruz denilebildi?

Bu kent, bu halk, bu seçmen bana muhtaç, ben değil mantığıyla burunlar kaf dağında yüründü?

Gönüllerin gücüne değil, iktidar gücüne güvenildi?..

Partinin de..

Siyasi temsilcilerin de..

Seçilmişlerin de..

Hazin olan şudur ki, gönül kapıları bu halka, bu seçmene hep kapalı, tutuldu?..

AK Parti değil, AKPliler hakim oldu?..

***

İşte, tüm bunlar kulağa küpe misali olmalı diyorum artık!..

İl Başkanı Şerif Aydın..

Bilmeli ki, Diyarbakır sıradan bir kent değil..

Evet, 81 İlimiz var..

Ama Diyarbakır siyasi kadar tarihsel, kültür ve medeniyetiyle de; öncü kenttir..

İlk dörttedir

Geçmişin siyasileri ne derdi?..

ABnin yolu Diyarbakırdan geçer..

Diyarbakır grip olursa, Ankara zatürre olur derdi!..

Doğunun kalbi..

Etnik kimlik kulvarına girmek istemiyorum..

Ki bilen biliyor

Bu noktanın hassasiyetinde, Diyarbakırın ağırlığını herkes bilir!..

Ağzından çıkacak her sözcük.

Attığın her adım..

İcra ettiğin her faaliyetin, dozu, bu hassasiyetin ölçüsüyle, belirlenmeli Sevgili Aydın!

İl Yönetiminde, çok isim var..

Ki bir önceki yazımda dile getirmiştim bazı çekinceleri..

Ki, yazı sonrasında arayan çok oldu?..

Eskiler çok..

Keşke biraz yeni yüzler olsa idi

Aynı aileler..

Aynı soyadılar..

Gibi bir durumun, çok da girdabına girmek istemiyorum..

Ama görülmeli..

O ayrı bir fasıl diyelim..

***

Özü itibarıyla tüm bu anlattıklarımın ışığında; İl Başkanı Şerif Aydına, özetle tavsiyem şudur

Kendisi

İl Başkanlığı konumunu, Parlamentoda 600 milletvekili var

Ama, İl başkanı 81

Kendisi tek..

Üç Milletvekili var

O bir...

İşte bu tek olmanın farkını, geçmişin davul-tokmak geleneğine, kurban etmemelidir?..

Tabuları yıkmalıdır

Özellikle diyeceğim şu..

Partinin mahallesinde faal olduğun kadar muhalefetin de mahallesinde bulun!..

Siyasi rakibinin de, mahallesinde faal olmaya çalış..

Oradan, kendi mahallene ne getirebilirsine, efor sarf etmelisin

İl Başkanının kapısı da Teşkilat binasının kapısı da; herkese açık olmalı..

Ama; kapı kapı dolaşanların başında da; sen olmalısın?..

Siyasette, profesyonellik bir noktaya kadar..

Ancak gönüllere inebilmenin en başarılı yolu amatörce davranabilmektir?!..

Halkla entegre olabilmektir

Sofrasına, misafir olabilmektir

Sevincini de, yasını da, tasasını da paylaşabilmektir?

***

Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilmenin kabiliyeti ve üstünlüğüyle; kentin mevzularına, beklentilerine, projelerine odaklanman lazım..

Para, pul, ihale..

Adam kayırma..

Kadro tahsisi..

İş Kuru arka bahçe görme gibi siyasi gafletin içerisine girilmemeli..

çünkü, siyaseten ve kişilik, ahlaken en büyük yıkıcı unsur; bu kulvardır?..

Hasılı kelam Aydın, çıktığın yolda yeni bir dil, siyaset, üslup geliştirmelisin!.

Ak Parti adına; tarihe not düşecek bir hikaye, kaleme almalısın..

Yoksa, bilki, sen de eski tas eski hamam misali, gelen gideni aratır, kulvarına yazılan olursun

Yok ben böyle değilim dersen..

İlk gün ifade ettiğin; eskisi gibi olmayacak, çok şey değişecek sözün, söz olur!..

Ne dersen bilmem?..

Ama bizden size naçizane tavsiyeler!..

***

GÜNÜN SÖZÜ

- Hırs başarısızlığın son sığınağıdır.

***

Hayırlı Cumalar..