BİZİMKİLERİN "PAŞA" GÖNÜLLERİ?..
Eklenme: 12/2/2020 12:00:00 AM

Öyle ya!.. Kameraların önüne geçmiştiler..

Sosyal mesafeli.. Ayrı ayrı kürsü.. Önce, methiyeler.. Sonra; paşa gönüllerinden geçeni aktardılar..

Biz, erken seçim istiyoruz diye!

İyi hoş da, istemekle her şey olmuş olsaydı, hal-i vaziyetiniz bu olur muydu?..

Değil

Dünya da, biz de, siz de çokta farklı olmaz mıydık?..

Her istenilen olmuyor

Her paşa gönül, istediği paşalığı elde edemiyor

çünkü, istemenin de bir raconu, kuralı, kaidesi, mevzuatı ve tabi olabilirliği söz konusudur!

***

Erken seçim istiyoruz dediniz ya!

Seçim kararı nasıl alınır, bilir misiniz?..

Erken seçim..

Baskın seçim..

Yasamanın bu noktadaki gücü nedir bilir misiniz?..

İktidarın talebe karşı tavrı nicedir bilir misiniz?..

Mevzuat neyi ikmale getiriyor bilir misiniz?

Yani; bir bütünlük içerisinde, erken seçimin yolunu, bilmeniz gerekmez mi?

Neyse!; onu bilmiyorsunuz?..

***

Peki ya, ikide bir gönül paşanızın seslendirdiği; Parlamenter sisteme dönmek istiyoruz isteminiz, nasıl izah edilecek?..

Öyle ya, Bay Kemal, Bayan Akşener..

Ki, Buldan..

Bay Temel de, dönmek istiyoruz parlamenter sisteme diyor..

Bir de ekleme var; güçlü parlamenter sistemi?

O nasıl olacak bilmiyorum..

Ama, bu istem, istiyoruz demekle, olabiliyor mu?

Sormak lazım, oluyor mu Ey Millet İttifakının komuta merkezi!

Sahi vakıf mısınız, dönüşün nasıl olabileceğine ilişkin?

Yoksa..

Evet yoksa, ona da fransız mısınız?

Malum, bir Anayasa değişikliği şart..

Öyle gizli, kapaklı, sonra inkarlı sizin yaptığınız ama üstlenmediğiniz, Anayasa hazırlama şekliyle olmuyor

***

Meclisin, sandalyeleri lazım..

Parlamentonun ekseri iradesi lazım

Sonra referandum..

Sonra, sonra..

Bir dizi, merhale gerekli, sizin şu paşa gönlünüzden geçenin ikmale gelebilmesi için..

çok ama çok yol almanız lazım..

Mahallemizin fırıncısının dediği gibi bu işi bilmek için; kırk fırın ekmek yemek lazım?..

Olmuyor beyler olmuyor

Eğer, akıl karı bir hal-i isteminiz olmuş olunsaydı!..

Demokrasiyi, içimizde arardınız?..

Gidip, ABDden medet umarak aramazdınız?..

Ey, Coo öğretsene demokrasiyi demezdiniz!.

Neyse!

Paşa gönlünüz bilir!..

***

SORUN GÜçLENME!?.

Evet, CHPdeki hazımsızlık aslında; Katar değil..

Ne Tank Palet Fabrikası..

Ne Borsa..

Ne de, İstanbulda arazı satışları

Hazımsızlık küreselleşen Türkiyedir..

Güçlenmesidir

Ortadoğuda söz sahibi olmasıdır..

Dün figürdü, şimdi ana karar verici olmasındandır?

Yoksa; CHP ikide bir, ABD ve ABye selam çakmazdı?..

Demezdi ki, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Suriyede, Akdenizde- Katarda, Yemende, Somalide, Libyada, Karabağda ne işi var?

***

Görüyorlar!..

Bu hat üzerinde, Türkiyenin tüm dinamikleriyle birlikte etkili ve caydırıcı bir güç olarak, rol aldığını..

Askeri de, büyüyor, gelişiyor, modernleşiyor..

Silahıyla, tankıyla, tüfeğiyle, uçağıyla, helikopteriyle..

Büyük bir güç..

İşte CHP bu gücü itibarsızlaştırmak istiyor

Öyle ya!..

Daha 5 yıl öncesine kadar; CHPnin anlayışı, fikri ve dış orjinli siyasetin iradesi hakimdi, Ordu komutasında..

Ama artık değil..

çünkü, Milli ve yerli bir ruhla, temsiliyet icra ediyor TSK..

***

KIRMIZI KARTIMI İSTİYORUM!

Evet, acil ve ivedi olarak; kırmızı kart gösterme hakkımı istiyorum!..

Hiç lafı evirmiyorum

Düm-dük, iktidara da, muhalefete de

Parlamentodaki tüm seçilmişlere seslenerek soruyorum!

Oy verdiğim..

Vekillik görevi tevdi ettiğim

Beni Mecliste; irademle temsil et diye, yetkilendirdiğim!..

Her ne kadar huzuruma Parti liderinin iki dudağı arasında çıkan, kararla çıksanız da!

İstemeye istemeye, olsa bile seçmiş olsam da!..

***

Mensubu olunan parti.

O partiden, ilimden seçilen milletvekiline yaptırımım olması gerektiğini haykırıyorum!

Benim de; onun üzerinde bi hakkım, hukukum olmalıdır..

Onu sorgulamaya..

Onu eleştirmeye..

Ondan hesap sorma adına; yetkilenmek istiyorum!

Benim irademe..

Benim milli ve yerli duygularıma..

Kutsalıma.. Dinime, inancıma, ibadetime.?

Askerime.. Polisime.. Yani beni ben yapan; değerlerime!..

Terbiyesizce.. Şuursuzca.. Pervasızca.. Ahlaksızca..

Utanmaz, arlanmaz bir ruh haliyle; sorumsuzca tavır sergileyemez!..

Laf söyleyemez..

Satılmış diyemez..

Düşman göremez..

Bana rağmen, bana hakaret edemez..

Velev ki, Parti liderim şuur kaybına uğramışsa da..

Velev ki, Parti yönetimim zafiyet içerisinde kalıyorsa da..

***

Evet..

Bir vatandaş.. Bir seçmen..

Milli iradenin bir ferdi olarak yeter artık diyorum

Beni temsilen meclise gönderdiğim vekilden hesap sorabilmem lazım

Bunun için de demokrasinin nimeti olarak; o kırmızı kartımı istiyorum!..

Hemen ve şimdi..

Seçimi bekleyerek değil

Sandık zamanı gelsin değil

çünkü kimsenin haddine değildir; benim adıma hadsizlik yapmaya!..

Kor olası sistem böyle diye yakınmaktan bıktım!

***

DEĞMEZ DEME KADİR..

Sakın ha, demeyesin Kadir Şeker kardeşim!..

Ne Ah çek, ne keşke de!

Ve ne de; meğer değmezmiş o kadına, bu insanlığım, desteğim demeyi!

Sen o kadını, erkek şiddetinden kurtardın

İnsani ruhunla, bir insanlık yaptın?..

Bir delikanlılık icra ettin!

Her babayiğidin harcı değil senin yaptığın?

Ne bilirsin ki!..

O kadının cibilliyetinin ne olduğunu..

Karakteri, iç dünyası, ruhu hangi şeytani işlerle, meşgul olduğunu?.

O kadının, uyuşturucu satıcısı mı, kuryesi mi, içicisi mi bilemezsin ki?

Velev ki bilsen de!..

Parkta senin yaptığın; karaktersizin elinde bir kadının gördüğü şiddete dur deyip, kurtarmaktı?

Üzülme..

***

Ha bu arada!..

Kadının ortaya çıkan uyuşturucu karaktersizliğini, kollayıp, Kadire yüklenen..

Yok, kiralıkmış, yok şöyleymiş gibisinden, keramet icra edenlere de, insaflı olun be, insaflı..

Her pisliğiniz size olsun..

Bari delikanlılığa salya akıtmayın...

***

GÜNÜN SÖZÜ

Her kalbin çarpıntısı kendi ecelinin ayak sesleridir.