BÜROKRASİ HANTAL!…
Eklenme: 12/6/2021 12:00:00 AM

Hem de, çok!... Ve vahim bir derece hantal bir bürokrasi mekanizması işliyor! İtirazı olan, laf edip, mırın kırın eden var ise; beri gelsin!.. Özelde Diyarbakır genelde Bölge illerinde, vesayet üretici! Vatandaş Ankara ile ili, ilçesi, köyü arasında, mekik dokuyor?.. Ve bu mekik dokuş tamamen, kamudaki liyakat ve ehliyetsiz, zafiyet sahibi, sorumluluktan kaçınan bürokratların yapmama halleri yüzünden!

***

Bakınız, geçtiğimiz hafta, Ankarada idim!! Anadolu Yayıncılar Birliğinin Yerel Medya Buluşması nedeniyle.. Değerli Başkan Sinan Burhanın daveti üzerine, katılım gösterdik.. İki günlük programdı.. AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, BİK, RTÜK, İletişim Başkanlığı Ve Ankaranın tepe bürokratları.. Bir çok kişiyle, temasta bulunduk, hasbi hal ettik.. Tabi, kendi dertlerimizi aktarıp, sorun çözme adına uğraşlar da vermedik değil

***

Neyse!.. Mevzu, bizim sorunlarımız, ya da taleplerimizin, Ankarada bulunmamızla alakalı değil, az sonra aktaracaklarım!.. Ki yazı girişinde de ifade ettiklerimden çakmışsınızdır ki, Bürokratik Oligarşinin Ankarayı nasıl da; işler ve çözüm adresi olarak gösterdiğini!.. çünkü, bulunduğum süre içerisinde her kimi görüp, hasbi hal ettimse, dert yandı!.. Hayırdır, Ankaraya gelişiniz diye başlayan, soruma verilen cevaplar

***

-Ne olsun, şu işimizi bir türlü çözemedik.. Onun için geldik Bakalım, burda çözebilecek miyiz?

***

İyi de, Diyarbakırda bulunduğunuz ilde, bu işi çözemediniz mi be arkadaş Taa oradan, buraya geliyorsunuz?..

***

-Yok ya! Adam makama oturmuş, ne işten anlıyor, ne de çözüm üretiyor.. Bugün git, yarın gel.. Aylardır oyalıyor.. Baktım olmuyor, Ankaraya geldim, burda çözmeye çalışacağız!

***

Eee.. Bari çözebildin mi, ya da kimle çözeceksiniz dediğimde gelen yanıtlar ilginç..

***

-Vallahi, Milletvekillerinden artık hayır yok!.. Derdimize çare bulsun diye, Meclise gittik, anlattık.. Kimi oralı oldu, kimi de bizi de artık takmıyorlar diyerek, yanıt verdi Vekilliğin de itibarı kalmamış!

***

Yapmayın ya!.. Bu kadar mı, basiretsizlik var!

***

-Evet ya! Birde iş bitiriciler türemiş.. Komisyon ver, işini hemen çöz? Biraz tuzlu oluyor, ama ne yapacaksın, el mahkum...

***

Tabi, vatandaş, iş çevresi noktasında durum böyle.. Gariptir merkezin, yereldeki kurumlarındaki işleyişte, idarecilerin bazı kesimleri de, aynı muzdaripliğin cenderesinde, kıvranıyorlar

***

Nitekim bazı bürokratlarla da karşılaştık.. Hayırdır sizin ne işiniz var, sizde mi bürokratik oligarşinin çemberine takıldınız?!.. Verilen cevap aynen şöyle;

***

-Ne yazık ki, kimse iş yapmak istemiyor?

***

Hasılı kelam! İster yerel, ister merkezde, gelişen ve AK Parti iktidarına suikastler silsilesi olarak gördüğüm ve kanaat getirdiğim gerçek şudur ki Korkunç bir bürokratik oligarşi savaşıyla, siyasal iktidarın altı oyuluyor!

***

En sıradan vatandaştan tutun da, işverene, istihdam yaratana, hatta iş yapma gayreti içerisinde olan ehil ve liyakat ölçüsüne sahip bürokrata bile; yaka silkeleten bu bürokrasi savaşı ve direnci hiç de hayra alamet değil!

***

Bugün git, yarın gel.. Olmadı şu evrakı, değilse bu işi!.. Ya da, indregandi?.. Yani; gör beni göreyim seni! Yoksa, ben bilmez, merkez bilir? Halk deyimiyle git derdini Marco paşaya anlat..! Tabi, Marco paşayı bulabilirsen.. İşte burda, AK Parti iktidarı içten içe karşı savaş veren bürokratik oligarşiye karşı, ayık olması, gerçekleri görmesi lazım!

***

Aksi takdirde, günü geldiğinde ağır faturasını vatandaş Marco paşa olarak sandığı görüp, derdini ona anlatırsa, işte o zaman da iş işten geçmiş olur! Özü itibariyle, bürokrasideki bilmez, sorumluluk almaz, keyfiyet sahibi rant odaklı merkezi işleyiş, tıpkı 15 Temmuzdaki ihanet gibi!

***

KİŞİYE ÖZEL KADRO!

Yaşanan hal; tahammül sınırlarının da ötesine geçti!.. Yönetimsel mekanizma bu kadar da, keyfiyetle icra edilmesi, kabul edilir, sineye çekilir değil.. Halk deyimiyle, her şeyin de bir sınırı olmalı.. Ama görünen o ki, sınır da, kural da, yasa da, mevzuatta kişiye ve yetkiye özel işler hale getirildi!!!

***

İthal bürokrat denildi, sineye çekildi.. Bir kişiye, çok makam tevdi edildi, tahammül gösterildi.. Bir maaş değil, dört maaş alan oldu.. İşçi ve memur alımları, , dost, akraba kimi yerde, başka ilden transferle ithali de katarak, gerçekleştirildi, olabilir diyerek, kabul edildi İhale, alım-satış kayırma odaklı, taşeronlara tevdi stratejisiyle iş yapıldı, herkes kazansın diye bakıldı

***

Ama velakin, şu vekilin, bu bürokratın, bu adamın, şu nüfuslunun hatırına binaen katır kesilmesi! Özel olarak, kadro tahsis edilmesi!.. Altı ayda bir özel kalem kadrosuyla şehre bile teşrif edilmeden, kişilere kadro veriliyor olması! Al kadronu git, kızım, oğlum, adamım denilmesi!.. Ve bunun hep tekerrür edilip duruyor olunması, denir ya nereye kadar?

***

Velhasıl! Bu anlayış ve gidişat hiç de iç açıcı olmadığı gibi hayır da içermiyor.. Önceki yönetimler gibi, bugünkü yönetimler de, arkalarında bıraktıkları, halkın sevapla değil, günahla anıp, hayır dilemedikleri, işlerle anılacaklarını şimdiden ifade etmek isterim! çünkü, Bu kubbede bir hoş seda bırakma gibi bir gayeleri, düşünceleri inançları olmuş olsaydı, kendilerini böylesi mevzularla anılır hale getirmezlerdi?.. Bizden dost acı söyler, uyarısı!

***

TÜİKE BASKIN

Randevu almadı, ya da verilmedi!.. Ama o Kemal bey.. Heybetiyle, görkemiyle, kapıya dayandı Baskın basanındır diyerek Ne var ki, kapı da açılmadı, içeri de sokulmadı!.. Görüntüleri izledim.. çok şey söylenebilir, afraya, tafraya!.. Ancak, TÜİK tam da Kemal Beyin istediğini icra etti diyerek, nokta koyuyorum! Şimdi neyi malzeme yapıyor; TÜİK güvensiz bir kurum!..

***

Tabi görüntüleri izlerken, kendi kendime şöyle dedim!.. Kemal Bey ikide bir kurumlara baskınlar düzenliyor.. Ki, alışkanlık halini aldı.. Bu bağımlılık, diğer siyasi partilerin de liderlerine sirayet ederse ne olur? Örnek, HDP Eş Genel Başkanları, sıkça telaffuz edip şikayette bulundukları, İnsan Hakları İhlalleri yönünde, Adalet, İçişleri ve Milli Savunma Bakanlığının kapısına dayanırsa!

***

GÜNÜN SÖZÜ

çocuklarımızın din ve ahlk sahibi olmaları, meslek ve kariyer sahibi olmalarından çok daha önemli ve önceliklidir.