DEVLET AKLI OLMAYINCA!…
Eklenme: 7/29/2016 12:00:00 AM

Kesin tarih değil…

Ama 2000'li yılların başıydı…

Gülen'e ait bir vaaz kaseti, basına yansımıştı…

Propaganda mahiyetli...

Bir TV'de haberini izledim…

Hangi kanal hatırlamıyorum.

Kanallar arşivlerini karıştırabilirler…

***

Kasette…

Gülen alenice "devleti" nasıl ele geçireceğini…

Yapının "nasıl" devlete sızması gerektiğini bir bir anlatıyordu?

Diyordu ki…

Savcı olacaksınız…

Hâkim olacaksınız…

Polis olacaksınız...

Asker olacaksınız…

İş adamı olacaksınız…

Gazeteci olacaksınız…

Ve bunu sabırla yapacaksınız…

***

O gün bunları diyordu…

Bugün görüyoruz ki!

Söyledikleri…

Hedefledikleri…

Devlete sızma planları…

Milletle…

Devletle "paralellik" seyrinde..

Hepsi "tıkır tıkır" işleyip, gerçekleştirilmiş!

Ki fazlasıyla bunu yapmış…

***

..Ve bunu yaparken..

Her merdiveni..

Her basamağı; "tasfiyelerle" geçmiş..

İnsanları..

Kurumları..

Makamları..

Akla hayale gelmeyen "hile ve desiselerle" alt ederek; işgal etmiş.

Kendinden başka, kimseye abı-hayat tanımamış!

***

Bugün ortaya çıkanlara bakın…

Halk deyimiyle..

"Pırpırım tohumu" gibiler her yerdeler..

Sonları gelmiyor.

Düşünün..

Devlet kurumlarında açığa alınan kişi sayısı; 66 bini aşmış durumda!

Öyle görünüyor ki, sayı artacak..

Ve bunların hepsi de, "makam-mevki" sahibi!

***

Bunların zulmüne..

Bunların dehşetine maruz kalanlara bakın..

Gazetelere..

Görsel yayınlara yansıyan, "hayat" hikayeleri..

Bugün deşifre oluyor..

FETÖ terörüne "maruz kalanlar" anlatıyor..

Tasfiyede; "kimlere nasıl kumpas" kurulduğuna dair!

***

Düşünüyorum!

Tüm bunlar hiç kuşkusuz ki bir günde olmadı..

Bir yılda da..

On yılda da "olabilecek" bir hal ve vaziyet değil..

Ömrü ve fitne tohumunun dikimi tartışmasız, uzun zamana sahip..

Diyoruz ki, 40 yıldır sızma hareketi içerisindeymişler.…

***

Peki, "Devlet" aklı nerdeydi?...

Meçhul..

Siyasal iktidarları..

Partileri..

Diğer sivil yapıları, bir kenara bırakıyorum..

Devlet nerdeydi?

Hiç mi sorgulama yapmıyordu..

Hiç mi, "ayıkmadı" bu yapının palazlanma haline ve devleti ele geçirme planına!

***

Hep derim..

Türkiye'nin en büyük çıkmazı..

Sorunlu hali..

Devlet olarak, "kendisine" haz milli bir akla sahip olmadığı gerçeğidir..

Hep "siyasal iktidar" aklıya varlık göstermiş..

Bunun içindir ki, "on yılda bir" akılsız serüvenlere yelken açılıyor.

***

Bugün dünya ülkelerini ele aldığımızda..

Bizim seviyemizdeki ülkeler de..

Devletin "kendisine" özgü aklı var..

Değişmez..

Nizamı da..

İlkeleri de; "tavizsizdir.."

Özellikle Anayasası..

Bizdeki gibi; "çarçurlu" yamalı bohça misali dikişsiz değil..

***

İşte bu dikiş tutmaz halimiz..

Aslında..

GÜLEN'i ve onun gibi "şer yapıları" palazlandırmış..

Çünkü var olan akıl; "siyasal" akıl..

Eee, siyasi akılda kor taassup sahibi..

Dedik ya, her yerdeler..

Dikkat edin…

Devlete sızmalarının yansıra..

Aslında, "paralel" bir millette oluşturulmuş..

***

Şöyle ki..

Sivil yaşamın her alanına bakın..

A'dan, Z'ye…

Günlük.. Veya tarihsel ömür ihtivasıyla yaşamda ne varsa hepsinde "kampları" var?

Sendikalar mı?

STK'lar mı?

İş Adamları mı?

Spor adamları mı?

Aklınıza ne gelirse gelsin!

Kendilerine has "kulvar" oluşturmuşlar…

Tabi salt Türkiye açısından bunu da, yapmış değiller…

***

Görüyoruz ki!

Bulundukları onlarca ülkede..

Özellikle, "Eğitim Kurumları" çatısı altında varlık göstererek büyümüşler..

Ulusal ve uluslararası bir güç..

Gittikleri..

Kanca attıkları Ülkelerde de "benzer" faaliyetlerden çekinmemişler..

Aslında FETÖ terör örgütü kendisine özgü; "haşhaşi" bir nesil yetiştirmiş...

***

Dikkat edilirse…

Her şeyi "insan" eğitimine odaklı yapmış…

Boşuna söylenmiş bir söz değil..

En büyük yatırım; "İnsan eğitimine" yapılan yatırımdır diye..

FETÖ'de işte bunu yaptığını görüyoruz..

***

Ki hal-i hazırda, bu nasıl diyoruz..

Bu kadar eğitimli..

Bu kadar apoletli..

Bu kadar rozetli..

Bu kadar mevki ve makam sahibi..

Bu kadar kapitale sahip…

Kişiler nasıl oluyor da daha ilkokulu dahi bitirmemiş birinin; "biatinde.."

Hem de sorgusuz-sualsiz!

***

Sonuç itibariyle…

Bugün, FETÖ terörü deşifre oldu..

Ders-i ibret almamız gerekir.

Öyle inanıyor ve ümit ediyoruz ki, "bu virüs" kökten temizlenir..

Bir daha yeşermez!

Ama diyorum ki…

Bizim bu "devlet akılsızlığı" halimiz ne olacak?

Böylesi tehlikeli yapıları…

Gelebilecek saldırıları…

İçteki ve dıştaki hainleri "kestiremiyorsak"

İstihbaratına sahip değilsek, vay halimize…

Ki vay halimize….

***

İşte burnumuzun dibinde..

Büyüyen, devleşen bu şer örgütü..

Ki Darbe girişimine kalkışacağı evreye kadar..

Nasıl bir "tehlikeli" yapı olduğunu, fark edememişiz!

Nerde; Milli istihbaratım.

Nerde; Polis istihbaratım..

Nerde; Askeri istihbaratım..

Yok…

Hepsini de; "FETÖ" ele geçirmiş diyemeyiz!

***

Ama şunu diyebiliriz, "bir devlet aklının" olmadığını…

Eğer sahip olmaz isek!

Gülen gibi, üreyen nice nice yapılardan "yakamızı" bir türlü kurtaramayız!

Önce bir "devlet" aklı ikmale getirmeliyiz..

O da, yandaşsız-ötekileştirmesiz..

"SİVİL VE MİLLİ" bir "ANAYASA'nın" inşasıyla mümkün olabilir..

Yoksa!

Merhum Ahmet Kaya'nın dediği gibi..

Başım belada..

Tabancamı unutmuşum helâda! Hep kalır…

Hayırlı Cumalar…