DEVŞİRMELERE AMAN DİKKAT!
Eklenme: 1/21/2022 12:00:00 AM

Aşkını da, sanatını da belden aşağı yapabilmenin, ruhuna meşk olmuştan, haya beklenir mi?! Ya da, vücut bulan cehaletini medeni kültür olarak pazarlayandan, değer ölçüsü vaki olabilir mi?.. Veyahut, ateistliğini hayatının her alanında tescil etmiş birinden; inanca ve kutsallara saygı beklenip, istenilebilir mi!? Ne mümkün?..

***

çünkü o cennetteki yasak elmayı yemek ve yedirmenin cezasının ne olacağını, aklı kifayet etmez!.. Hele ki, şeytana uymanın neleri yaşayıp, nelere kadir olabileceğini hiç ama hiç idrak etmez!.. Cennetin de, fani dünyanın da, Hazreti Adem ile Hazreti Havva kadar, yer yüzündeki tüm insanlar için imtihan edici okullar zincirini teşkil ettiğini, idrak edebilir mi?..

***

Zihninde, düşüncesinde, inandığı ve yaşadığı mahallede, cennetteki yasak elmanın neyi simgelediği, neyin cezasına kamil olduğunu, aklı alabilir mi! Düşünebilecek bir kabiliyete sahip olabilir mi?.. Olamaz lakin, kendisine bir, iki onlarca numara büyük gelir çünkü, lağım çukurunu ve artıklarını kendine ab-ı hayat tanımış olan, İslam kültürü ve medeniyetine cahil kalır?

***

Yani demem o ki! Devşirmelerin mübalağalıları, aşırı kindarlıkları, İslama ve dini değerlere karşı hasım kesilişleri, bugüne özgü ve yeni bir faaliyet değil!.. Ki yabancısı da değiliz.. Osmanlının dayandığı Viyana kıyılarından beri gelmektedir bunların şeytani ruhlarının, sürekli kendini diri tutma gayretkeşliği Ne yazık ki, prim veren var, bel çıkan mahalledeki yoz beyinler de yok değil! İşte ona yanarım va şaşarım!!

***

Biliyorum diyeceksiniz ki sadece o mu?.. Değil.. Onun gibi niceleri vardır, sabataistliklerini gizli tutup, yeri ve zamanı gelince sırttan hançerleyen!..

***

Öyle ya, siyasetini ve siyasi fikriyatını laiklik libası altında, yıllar yılı Türkiyede, İslama karşı inkar ve asimilasyonu dayatan, devşirme politikacıları nereye koyacağız!? Dün olduğu gibi bugün de, kendine kulvar ve alan bulabiliyor, geçmişin ektiği tohumların sayesinde dil döküyor!.. Değişmez, tartışılmaz, söz dahi söylenemez bir zihniyet bu!

***

Yoksa, bin yıllık tarihi, kültürü, medeniyeti ve İslamın son kalesi olan ve bayraktarlığını yapan Türkiyenin geçmişini, yok sayabilir miydi?.. Kendi mirasına hasım kesilip batı ve batıla endeksli zihniyetin kuklaları olarak, bir asır öncesinden sonrasını, inkar potasına sokan, siyasiler İslam mührü vurulmuş bu topraklardaki şüheda kanına edepsizce, laf eder miydi?!

***

Psikolojik birer vaka misali, bu milletin milli ve yerli değerlerine, kutsallarına, inancına, kültürünü ve medeniyetine, İslami tedrisatına, kendi cahilliğini ve ateistliğini Fransadan ithal edilen Laikliğin aklıyla yoğurup Ortaçağ Karanlığı diyebilecek kadar, azabilir miydi?!

***

Bu milletin vergileriyle nemalanan maaş, makam ve mevki sahibi olan, sivil ya da resmi kimliğini, İslama, Peygamber Efendimize ve Kuran-ı Kerime düşmanca bilenerek fütursuzca ve şuursuzca saldırıp, hakaret edebilirler miydi?!.. Peygambere çöl bedevisi Kurana çöl Kanunu diyebilecek kadar cahilleşenlere, Peygamber Ocakları teslim edilir miydi?!

***

Netice itibariyle!.. Bugün ülke ve millet olarak, özellikle İslami değerler açısından, bin yıllık kültür ve medeniyetimizin ışığında, ürpertici bir noktada bulunuyoruz!.. çünkü hızlı ve korkunç, dehşetli, vahşi bir atmosferle, nesiller ateizmle, ateistlikle batının ve batılın tek dişi kalmış canavar medeniyetine, nesillerimizi, evlatlarımızı ve İslamı kaptırmış durumdayız!

***

Sürekli, beyin yıkayan, değerleri ve kutsalları aşağılayıp, itibarsız bırakan, deizm organizasyonuyla, Kürtlerin de, Türklerin de, bu topraklarda yaşayıp, nefes alan insanlarımız, heba oluyor! Kimi sanat adına, kimi sinema adına, kimi şarkı, türkü, siyaset, oyuncu, batı hayranlığı, sosyal medya mecralarında, tiktok gibi zehir akıtıcı bağımlılıkla; şuur kaybına uğratılıyor

***

Ve hazin olan da, göz göre göre, bunlar düğüne, halay oynar misali elden gidiyor.. Ve siyonistlerin, emperyalistlerin, küresel faşistlerin, kendi içimizdeki devşirmelerin sayesinde onların nam-ı hesabına zihinleri yıkayanların yeniden İslam toprakları üzerinde hakimiyet kazanacağı coğrafyaya dönüşür hale geldik.. Kendi kendimizden oluyoruz

***

Onun için, İslami değerlere yönelik aşağılayıcı hareketler, söylem ve eylemler sıradan ve masumiyet içermiyor.. Olabilirliği yok.. Bilirsiniz, Sarı inek hikayesini çünkü bu devşirme zihniyet öylesine acımasız, öylesine vahşi ve doyumsuz ki, elinizi kaptırdıysanız, sonunuz yok demektir.. Eğer ki, İslama dair en küçük bir zafiyet ve terk-i durum hasıl olursa, bu topraklardan silinip gitmemiz kaçınılmaz olur!

***

çünkü, İslam dünyası ve son kalesi olan Türkiye tarihinin en zorlu dönemlerinden birinden geçiyor.. İnsanlığın tam da bize, bizimse hakikate gebe olduğumuz kritik bir zaman diliminde, birliğimizin, dirliğimizin, bütünlüğümüzün, bin yıllık kardeşliğimizin ve tabi ki İslamın gür sesine büyük ihtiyaç vardır

***

Bu toprakların evlatları, İnsanlığı ve İslam medeniyetini ayağa kaldıracak, tıpkı Osmanlı döneminde olduğu gibi Yedi düvele karşı, iman şuuruyla dimdik ayakta durması gerekir Benim en büyük silahım da, soyup ve sopum olmalı! Devşirmelerin silahı ve rehberliğinde değil!

***

SINIFTA KALDINIZ!

Dün uzun uzadıya yazdım, kar yağdı, kurumlar buz kesti?.. Kar yağışı ve Diyarbakırın esaret altında, kalma hali üçüncü günü geride bıraktı!.. Mevcut manzara yine bildiğimiz, yaşadığımız gibi.. Denir ya hal-i durum orta yerde, arife tarif yaşayana bak gör gerekmez! çok da lafa gerek yok..

***

Eğer ki, 600 civarında yerleşim yeriyle ulaşım yapılamıyorsa.. Şehrin yüzde 50sine elektrik verilemiyorsa!.. Yüzlerce insan yollarda mahsur kalıyorsa.. Bir kaç hizmetin icrasına ilişkin resim paylaşıp pembe tablo çizecek kadar, sıradışı akıl ve yönetimsel işleyiş sergileniyorsa!.. Vay ki vay kentimin hal-i perişanlığına!!..

***

Diyeceğim şu.. Yazıklar olsun.. Ey kentin yerel ve merkezi kurumları buz kesmenizin ötesinde, hepiniz sınıfta kaldınız!.. Puan oranım sıfır!.. Diyeceksiniz ki, köy statüsünde bir yönetim anlayışıyla, meseleye hizmet anlayışı bu kadar, fransız olunur!Yerden göğe kadar haklısınız.. Doğru söze ne denilebilir ki!?...

***

GÜNÜN SÖZÜ

Her şey çok güzel olacak masalı yerine, kötü günde yanınızdayım demek daha samimiyet arz edici!

***

HAYIRLI CUMALAR