DİCLE'NİN ÖTESİNDE DÖNEN DOLAPLAR….
Eklenme: 10/16/2017 12:00:00 AM

Sahi.. Dicle Üniversitesi Yönetimi.. Ve gelinen aşama itibariyle

Vaziyetin ikmaline karşı ne demiştik Ki, sözün evvelinde!

Burada, enva-i, olumsuzluğun bini bir para!

Kayırma.. Peşkeş.. Adrese teslim.. Akçeli işlerin kurgulu planları..

Adam kayırma.. Ve tabi ki, keyfiyetin arzıyla, kurum alibaba çiftliği misali!

Yönetim için

Etkili ve yetkili zevat için de; var olan model şu kanaati oluşturmuş tu?

Üç maymun misali

Görmedim Duymadım Ve bilmiyorum!

***

İşte bu tavra, pozisyona karşı, tepkimizi vermiştik..

Dert yanmıştık Üzüldüğümüzü.. Bu işin böyle gitmemesi gerektiğini yazmıştık

Koca bir eğitim camiası.. Bir nesli yetiştiren kurum

Ki akademik kimliğe sahip..

İlin.. Bölgenin.. Hatta ülkenin sahil-i selameti için; beyin eforunda bulunması gereken bir kurum

Neden.. Niçin Nasıl.. Ve kimin nam-ı hesabına, atıl, üretimsiz, iş görmez, bilmez bir konuma getiriliyor?

Varlığı da, yokluğu da belli değil

***

Üniversite İllegal yapıların Düşüncelerin

İdeolojilerin kandili olarak faaliyet gösteriyor

Ya da gösterildiği ifa ediliyor

Dün FETÖ idi Bugün, daha bir geniş ittifakla farklı güçlerin; meknı!

Kapalı kutu

Ne şehri tanıyor?

Ne şehrin ahalisiyle, istişare içerisinde?

Ne de, varlığının idamesine dair ortak akıl üretme gayreti var?

Vaziyet Dün olduğu gibi bugün de; mekanizma ayni işliyor.

Değişen bir şey yok!

***

İşte bu hakikatleri dile getirirken!

Şunu, etkili ve yetkili zevata söylemiştik Özellikle şu an ki yönetime; siz ne diyorsunuz?

Nihayet!

Evet, nihayet diyorum Aylar sonra olsa da

Rektör Prof. Dr. Talip Gül O ketum halet-i ruhiyattan kurtuldu

Suskunluğunu bozdu

Ve konuştu

Maşallah diyorum!

***

Konuştu Peki, oyunları bozdu mu?

Ya da hakikatlerin net bir şekilde; ortaya çıktığına vesile oldu mu?

Veyahut şaibelere dair, zihinlerdeki dumanı dağıttı mı?

Doğrusu

An için, kanaatimi belirtmek istemiyorum

Bilahare konuşuruz

Ki onu da, siz okurların geçmişteki yazılarımı harmanladıktan sonra

Rektör Gülün anlatımları

Yani mevzuları elekten geçirmenizle oluşacak; düşünceyi birlikte kanaat geliştiririz

Ama önce, bir bakalım Gül ne diyor?

***

Öncelikle; üniversite nasıl ve kimlere peşkeş çekildiğine bakalım?

Gül

Kantinler Meknlar Araziler Birilerine peşkeş çekildi?

Peki, kim, kime nasıl bu peşkeşi yaptı?

Kim? Meçhul

Tespit ne zaman? Ya da kimler tespiti ikmale getirdi?

Suçlu kim?

Tahkikat, soruşturma, hesap sorma var mı?

İdari ve adli işlem?

Ya yönetim, idareciler ne ile meşguller idi?

Flu bir cevap; kantinlerin kiralarını artırdık

***

Üniversite arazilerinin peşkeşi

Gül bu noktada, 3 milyon lira zarardan bahsediyor

İnsanın vallahi mi diyesi geliyor

şık Mahsuninin dediği gibi

Parsel Parsel Eylemişler Dünyayı

Bir Dikili Taştan Gayrı Nem Kaldı

Aynen de öyle

***

Eee

Yekvücut şekilde, 7 bin personeli olan Üniversitede

Ne yazık ki; vicdan sahibi bir yönetici yok muş?

Ki, har vurup harman savrulmuş..

Dün olduğu gibi, bugün de?

İnsanın sorması geliyor; O esnada, Gül ne işle meşguldü?

Ziraat Fakültesi Veteriner Fakültesi dekanları

İki önemli isim

Gelecek neslin yetiştiği kurumların en üst düzey yetkilileri

Gülün anlatımına göre...

Fakültenin arazilerini parsel parsel; peşkeş çek-tir-mişler?

Dönümü 85 TL Bir memurun bir günlük kazancı

Bir dönüm arazi ne güzel ticaret öyle ya!

Ne var ki, 85 liradan dönümü alan kişi, 10 kat fiyatla bir başkasına, al ek, biç diye veriyor

Arsanın sahibi Fakülteler zarar ediyor.

Alan Gariban da zarar ediyor.

Ancak ortalar birileri hiçbir şeye elini sürmeden, emek sarf etmeden, dönüm başı 500 TL kazanıyor.

Peki, bu aracı kim?

***

Sadece bir dönüm olsa, binlerce dönümden bahsediyoruz

3 milyon lira... Yıllarca bu ineği sağan sağmış

Kaçan kaçıyor? Elektriği, suyu, mazotu bile bedavaa!

Yani, atı alan Üsküdarı geçti misali

Şimdi; 2 kişiye ceza kesiyorlar.

Sormak istiyorum, sadece iki gözlüklü zatın iradesi ile mi; bu çark böyle dönmüş?

Ki, yıllarca

İdare, hukuk, adalet, soruşturma, yönetim

Nerde?

Hiç kuşkusuz ki, kavramlar içi dolmadığı müddetçe bir anlam ifade etmez

***

Rektör Gülün ifadesiyle..

Sayıştayın denetlemesi ile bu zararı onlara yükledik

Yani Sayıştay ortaya çıkarmazsa, iş bildik dönmeye devam edecekti?

Böyle deyip kapatalım mı konuyu?

Lakin biz kapatsak da konuyu, bu mesele o kadar karışık ki

Tabiri caizse Arap saçına dönmüş!

Gül diyor ki

Kurumu hep zarara sokmuşlar

Sormadan edemiyoruz?

Peki, ama kimler bunlar?

Kaç kişiler

İdare ve yönetim işin neresinde bulunuyor?

Olayla ilgili kaç kişi hakkında soruşturma açıldı

Tüm bu olanlara, yapılanlara göz yumanlar...

Sessiz kalanlar

Pay alanlar ve susanlar kimler?

Ya da tüm bunlar olurken etkili-yetkili zevat nerdeydi?

Rektör yardımcıları

İdareciler

Yöneticiler ne yapıyordu?

***

Rektör Gülün gerekçesi.

Yönetmelik olmadığı için her şeyi kendi kafalarına göre yapmışlar.

Oğlu eczacı olana araştırma öğretim görevlisi kadrosu açılmış.

Adrese teslim yapmışlar

Evet, biz demiştik vaktiyle

Hem de defalarca...

Her gün

Her yazımızda

Her konuşmamızda

Dicle üniversitesi birilerinin çiftliği gibi faaliyet gösterip; Adrese teslim iş yapılıyor diye

Ama şimdi; sanki ilk defa yeni ortaya çıkan ya da fark edilen bir olaymış gibi satış yapılıyor

Gül anlatıyor

***

Neyse

Dediğimiz yere geldi; geç de olsa!

Lakin ne yaman çelişki ki..

O gün görevde olan yöneticiler

İdareciler

Bugün çoğu halen görevde

Ve rektörün çevresinde

Şimdi

Şunlar yapılmış, bunlar yapılmamış diyerek meseleyi oldubittiye getirmeye çalışmak

Kapatmak için gayret etmek...

Ne derece doğru, yönetim anlayışı, bilemiyorum?

Mademki tüm bunlar olmuş o halde

Olağan üstü bir soruşturma gerekmez mi?

O süreçte yetkili merciinde olanların hepsinin yapılan hırsızlıkların, yolsuzlukların hesabını vermesi gerekmez mi?

***

15 Temmuz darbesi dolayısıyla istifa edenler oldu, görevden alınanlar oldu

İyi

Eğer bunlar örgüt üyesi ise yasal çerçevede yargılanmaları gerekmez mi?

Eğer masum iseler yüzlerce kişinin görevine neden son verildi?

Yok, eğer suçlu iseler

Teröre bulaşmışlarsa

Ki Rektör Gülün ifadesiyle bulaşılmış...

Bunların adalet karşısına çıkarılıp cezalandırılmaları gerekmez mi?

Gerekir

Ama ne hikmetse, söylem çok, icraat yok?

***

Gül

Bölgedeki gençlerimizi istihdam edeceğiz diyor

Lakin şehrin bilim ve kültür yuvası olan üniversite yaşananları anlatmak, saatleri alıyor

Ancak yolsuzluk bitmiyor...

Hırsızlık bitmiyor

Usulsüzlükler..

Keyfiyet..

Adam kayırma..

Ve tabi ki idari pişkinlikler bitmiyor

Sonuç itibariyle

Ben demiyorum herhangi birimimizde yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık yok

Olabilir

çünkü 7 bin elemanımız var.

34 bin öğrenci var.

çoğunu ben tanıyamam.

Üniversitemizde gayemiz devletin malını korumak ve çocuklara harcamak...

Velhasıl...

Ellerimiz yoruluyor yazmaktan...

Dillerimiz kuruyor konuşmaktan...

Ancak şu Diclenin ötesinde kurulan küçük toprak parçasında dönen dolaplar ve oyunlar bitmiyor?

***

MÜFTÜLERİN NİKH KIYMASI!

Anlayamıyorum

Laikçiler.. Kemalistler.. Seküler hayatın, mimbardarları..

Ve solcular

Ne bu telaş, ne bu celallenme halet-i ruhiyatınız?

Hayırdır

Müftülerin nikh kıymasına nedir, bu arıza-i durum, karşıtlığı

***

Bilinen gerçek şudur ki..

Sizler İmamın.. Seydanın.. Velhasıl, Müftüye ilmi açısından..

Dine değerler noktasında

Karşısınız.. Bir alerji sahibisinizdir

Size..

İlla ki, Belediyenin yetkili memuru karşısında, nikh kıyma diyen var mı?

Yok.. Yok da yok

Israr eden de..

Ki bu uygulamayı kaldıran tek tipe dönüştüren de yok

***

Türkiye bir İslam ülkesi

Nüfusun, yüzde 90nı da, Müslüman!

Ki, İslamı kuralda

Evlilik

Nikh kıyma

İllaki İmam huzurunda yapılır..

Diz çökülür

Aile şahitleriyle, dua edilip nikh kıyılır

Nitekim

Resmi nikh kıyan da

Resmi nikah kıydırmayan da; illa ki dini nikahı kendi inancı doğrultusunda yerine getirir

***

Bu vaziyeti

En ulvi değerleriniz kadar; biliyor ve inanıyorsunuz?!

Peki, niye karşıtlık

Pişkinlikle, olmaz, olamaz deyişiniz

Şimdi

Nikhsız birlikteliğiniz

Nikhsız evlilikleriniz

Ki buna çağdaş birliktelik adını veriyorsunuz

Enva-i naneyi, yiyip icra ediyorsunuz

Karşı çıkan var mı?

Yok

O zaman bu, bir şey batmış gibi, zıplanmanızın hikmeti nedir?

***

Hani, Demokrasiden?

Hani, İnsan Haklarından?

Hani, Eşitlik ve özgürlükten yanaydınız?

Hani, İnanç ve yaşam hürriyeti?

Hani, Hayat tarzına dayatma olmayacaktı?

Nerde?

Size gelince, eyvallah

Bize gelince, mübalağa!

Neyse

O eski ceberut, tahakkümleriniz artık yok

Prim de etmez

Korkan bir iktidar ve yönetim de yok

***

Ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan?

Zıplamanız da

Hoplamanız da

Zırt-pıtlığınız da; sonuç değiştirmez

Müftülere Nikh kıyma yetkisi

Yani yasası İsteseniz de İstemeseniz de; O Meclisten geçeceeeeek..

Ok yaydan çıkmıştır

***

Diyeceğim odur ki

Olan, CHP zihniyetine olacak

çünkü bir kez daha; dayatmacı damgasını, bu haşinliğiyle, alnına vurmuş olacak?

Ki bu kaçıncı?

***

CHPNİN ZİHNİYETİ BU!

Derler ya

Şüyuu, vukuundan beter..

Aynen de öyle

Baksanıza, CHPli Belediye Başkanına

Ki, kendilerince medar-ı iftihar ettikleri, Başkan

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı

Porsuk çayının dibinde, bir heykel yapmış

Heykel;

çekirdek çitleyen eşek heykeli!

Sözde

Porsuk çayını temiz tutmak

Sözde

çevre temizliğine dikkat çekmek

Ve sözde; mizahi bir bakış

Ama halk nezdinde durum öyle değil

Bilakis, mizah adı altında; kendi özbeöz halkını aşağılamak

Şu an, Sosyal medyanın fenomeni

Ekseriyet ifade edilen

Eee

CHPnin zihniyeti bu!

Tabi bir heykel daha geliyor

Başkan Yılmaz Büyükerşen diyor ki

Kovadan balık tutan dilenci figürünü yer alan bir heykel yapacağız!

Ne diyelim?

Ahaliden bazıları, merakla akın ediyor

Tabi, selfie çekenler de