DİŞ HASTANESİNE BİR ÇENTİK!…
Eklenme: 1/17/2020 12:00:00 AM

Diyarbakırdaki Sağlıkla alakalı, bir müddet kendimi rölantiye alacağımı ifade etmiştim.. Hatırlarsanız, bir süre bekleyip-görelim kodunda olacağım diye de not düşmüştüm Gerekçe de, İl Sağlık Müdürlüğündeki görev değişikliği

***

Göreve yeni gelen Dr. Cihan Tekine zaman tanımak6 aylık bir tolerans.. Kurumu, bağlı hastaneleri, personelleri ve olası bir görev rotası hizmet kalitesinde ortaya koyacağı strateji noktasında, bizden, bekle gör politikasıyla vize demiştik

***

Zaman ilerliyor; henüz gözle görülüp, yönetimsel bazda bir hamle geliştirdiğini söyleyemem!.. Ama bekliyorum!..

***

Ancak, şu günlerde demeyeceğim.. Lakin uzun süredir, Diyarbakır Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesiyle alakalı; fena kokular alıyorum! Özellikle, e-mailler, telefonlar, bizatihi ziyaret edilerek yapılan aktarımlar var denir ya yenilir-yutulur cinsten değil Akçeli bir yapının işleyişi var

***

Şimdilik bu kadar diyorum!.. Olası bir mercek tutma söz konusuysa.. Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki çark misali, ki buraya sirayet ediciliği de söz konusu diyebilirim Topyekn bir; irdelemenin gerekliliğini, ifade ederek, virgül atıyorum Bakalım ne olacak?

***

İŞ KISIRLIĞA KADAR İNDİ

Ne yazık ki öyle!.. Şu Kanal İstanbulu konuşmayacağım, absürt fikriyatlara, girmeyeceğim demiştim.. Lakin öylesine, şuursuzluk ve kısır fikri beyanlar oluyor ki, der demez insan iki kelam etmeden geçemiyor

***

Baksanıza!.. Adamın isminin önünde, bir dizi unvan kelimesi yazılı.. Yani, profesör.. İsmi lazım değil.. Bir paylaşımda bulunmuş.. Diyor ki, Kanal İstanbul, cinsel yaşamı etkileyecek.. Erkekler kısırlaşacak.. çocuklar olmayacak.. Yani.. meseleyi, neslin soyunu kurutmaya kadar getiriyor

***

Ve ilginçtir.. Bu kısır ve absürt beyanı, kerameti kendinden menkul siyasetçinin biri de!.. Ki, CHPli.. O da, paylaşımı beğendiği gibi paylaşmış altına da not düşmüş; AK Parti iktidarı erkekleri kısırlaştırıyor diyecek, bir algının operasyonunu fitilliyor..

***

Hele ki, beğeni koyanların arasında yer alanlarda ayrı bir garabet!.. Denir ya kimler yok ki?..

***

Ama velakin!.. Ne AK Parti cenahından.. Ne de, işin muhatabı diyebileceğim, akademisyenlerden, bilim adamlarından, üniversitelerden.. Bakanlıklardan dahi.. Yani bu alanın sorumlu zevatı bile çıkıp, absürt beyana tek kelime koyuşu yok..

***

Niye acaba! Sanırım, Kanal İstanbulun erkekleri kısırlaştıracak polemiğinden çok, bizlerin kısır zihniyete sahip bir sürecin, içerisine nasıl, sokulduğumuzu mülahaza etmeliyiz! Düşünmeden, sorgulamadan, bilip, bilmeden, debelenme bağımlılığından, nasıl kurtulmamız gerektiğine, bakmalıyız..

***

Yoksa!.. İş erkeklerin cinsel yaşamından daha büyük bir vahimlikle(!) sudaki balıkların çiftleşmesine kadar, iner!.. Ki maazallah, Kanal İstanbul balıkların soyunu kurutur Eee; kimyasal attıkları, kanalizasyonları, fabrikaların artıklarını, gemilerin, vapurların, enva-i pisliklerini nereye koyacağız.. Onlar bağışıklık kazandı(!)

***

AKADEMİK ÜNVAN?..

Yeni bir polemik!.. Tıpkı, Kanal İstanbulun erkeklerin cinsel yaşamını etkiler, minvalinde; İmamoğlunun eşinin, katılım gösterdiği, Demirtaşın kaleme aldığı tiyatro oyununa dair, mülahazalar gibi!

***

Hep demişimdir!.. Cehalet, eğitimsizlik, öğretimsizlik, bilgisizlik vahamet arz edicidir.. Toplumsal tehlikedir.. Ama velakin, diplomalı cahillerimiz dediğimiz kesimin yaratacağı vahamet, sıradan eğitimsiz cahilin tepkisinden bin kat fazladır

***

Yani eğitimli, öğretimli, doktoralı, mastırlı, ünvanlı, akademik, bilimselliği olanlar, eğer ki cehalet çukurunda, benlik kısırlığıyla, ideolojik bir saplantı ruhuyla, o diplomaları duvara asıyorsa, vay ki vay halimize!

***

Nitekim!.. Ülkenin ve milletin hal-i vaziyeti orta yerde.. Herkes; birşeyleri silip, atıyor!

***

KISIRLAŞAN ZİHNİYET!

Yüz yılın hastalığı.. Hele ki şu yaşadığımız zaman diliminde; tam bir psikopatlık.. İş ruh hastalığının da ötesine, doğru seyrediyor..

***

Baksanıza zümreye!.. İdeolojik ve siyasi hasımlığı öylesine zihnini kısırlaştırıp, köreltmiş ki!.. En sıradan insanı bir ilişkiyi dahi, kabul etmez, illa ki tu kaka edici, beyana sarılıyorlar..

***

Gülsüm kızımız.. Şu kim milyoner olmak ister programına katılan, kızımız vardı ya.. Konuşma engelli..

***

İşte O güler yüzlülüğü, sıcak ve samimi duygusu her hareketinde kendini hissettiren Gülsümle, Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün görüntülü bir telefon görüşmesi yaptı

***

Gerek sosyal medyada, gerekse de haber kanallarında, konu oldu.. Ne var ki, kısır zihne sahip kör düşünenler, Gülsümle Erdoğanın görüşmesini; O başörtülü olmasaydı, Erdoğan görüşmezdi şeklinde yorumladılar..

***

Ki bu fikrin peşinde koşanların bir kesimi de, ünvanlı, apoletli, rozetli, mürekkep yutmuş, yazar kesiminde olması de manidar!

***

Garip demeyeceğim.. Ama böylesi karaktere sahip olanlara, hani başörtülüydü de deyip, tepinenlere sile misali inen bir tokat, o gece indi.. Tevafuk etti sanırım..

***

A Milli Kadın Voleybol Takımımız.. Yani Filenin sultanları Almanyayı 3-0 yenerek, 2020 CEV Tokyo Olimpiyat Oyunlarına katılmaya hak kazandığı, başarının geldiği gece!..

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı gece onlarla görüşüp kutladı, başarılarının devamını istedi, ve gururumuzsunuz dedi.. Ki, eşi Emine Erdoğanda, kutlama resmini paylaşarak her daim umutsunuz diye de not düştü

***

Şimdi bu kısır fikrin, kör ahlakına sahip olanlar; Başörtülü kızımız Gülsüm ile şortlu Voleybolcu kızlarımızı birlikte nasıl bir teraziye alacaklar.. Bağlantı kurarlar mı bilmem.. Ama bildiğim; kısır fikirlerinin böl, parçala, ayrıştır kodunda çalıştığıdır

***

YENİ PARTİ İHTİYAçI DÜŞÜYOR MU?

Bu soruya yanıt, Optimardan geldi.. Optimar Araştırma Şirketi Başkanı Hilmi Daşdemire göre, düşüş var?..

Diyor ki

Yeni partilere ihtiyaca ilişkin en yüksek oranı yüzde 34.6yla 2019 yılı Şubat ayında, belirlendi

Yani yerel seçimlerden önce

Peki seçimlerden sonra; hızlı bir düşüş var?

12-15 Kasım tarihleri arasında; oran yüzde 14.9 çıktı

Ali Babacan partisini kurana kadar bu oran yüzde 10lara da düşebilir

Peki düşüşün gerekçesi!

Daşdemire göre

Yeni partiye ihtiyaç var diyenlerin öncelikle homojen olmadığını görüyoruz.

Kimi yeni partinin kimliğinin Atatürkçü olmasını, kimi milliyetçi olmasını, kimi demokrasiyi öncelemesini, kimi ekonomiyi, kimi ise İslamcı bir çizgide olmasını istiyor..

Tek bir partide buluşma var mı?..

Yok..

***

GÜNÜN SÖZÜ

İhaleyi alan kurumun personeliyse, izahı ne olabilir?

***

Hayırlı Cumalar