DİYARBAKIR’IN KABUSU SUÇ ÖRGÜTLERİ…(2)
Eklenme: 5/10/2022 12:00:00 AM

Dünden devam diyoruz!

Özellikle son bayram öncesi yapılan ve adına Koyunlar adı verilen, arazi mafyası odaklı operasyon pür dikkat çekici..

çünkü, kentteki illegalitenin nasıl da palazlanıp, büyüdüğünü göstermeye yetiyor da artıyor..

Yapının alanı; değerli arsalarla ilgili yapılan ihalelere fesat karıştırmak..

İhaleyi alanları tehdit ederek darp etmek

Komisyon adı altında haraç almak..

Kamu kurumlarında yapılan işlerde kamu görevlilerine nüfuz ederek, usulsüz işlemlerin gerçekleşmesi için rüşvet verme gibi haller!

Zorbalığa direnç gösterenlere şiddet uygulamak, öldürmek, yaralamak, gasp etmek!..

İsnat edilen; suçlamalar bu yönde..

Yakalananların üzerinde ele geçirilen 29 adet ruhsatlık silah.?

Ve elde edilen para, çek ve senetler ile tapular..

Her ne kadar operasyonun adı Koyunlar taşıyorsa da; aralarında nice aile ve isimler var?..

Ki, onlar gibi niceleri var Diyarbakırımızda?!

***

ARAZİ MAFYASI CİRİT ATIYOR?

Şöyle ki..

TOKİye ait araziler mi, Dicle Üniversitesi kampüsündeki değerli, paha biçilmez arsaların yıllar yılıdır, işgal eden yasadışı oluşumların varlığı mı?!..

Belediyelere çökme yapanlar mı?..

Diyarbakırdan göç etmiş ailelerin gayri menkullerine feodalitenin hükmüyle; el koymalar mı?..

Milli Emlak, çevre ve Şehirciliğe ait mülklere, burası benim, burası bizim zillette deyip devleti bile kapının önüne koyanlar mı?!

Devletin ihale yoluyla satışa çıkardığı arsaları alan kişilere dadanan sülükler mi dersiniz?!

Pul parası alıp haksız kazanç sağlayanların haddi hesabı yok..

Ve bu oluşumların kimler olduğunu ve nüfuz yapısına baktığınızda, ne hazindir ki kentin sözde ileri gelenleri, siyasi, sosyal ve kanaat önderleri veya; yerel siyasi nüfuza sahip şahsiyetler karşına çıkıyor!

Bir ölçüde devlet içerisinde, devlet olmuşlar

***

Yoksa kadim şehir Diyarbakırda, bu yapılar sokak ortasında birbirlerine pusu kurup, adam öldürür müydü?.?

Ya da silahlı baskınlar yapar mıydı?!

Şu sokak, bu mahalle, ilçe alan bizim bölgemiz diye parselasyon hükmünü koyar mıydı?!..

Haracı vermeyen, pul parası ödemeyene işyerinin önünde yan baktın, ne geziniyorsun burada deyip, kurşun yağdıran olur muydu?..

çek, senet imzalatma, silahla rehin alınan insanlar aileler olur muydu.!

***

TOPYEKÜN BİR SAVAŞ GEREKLİ?

Hele ki, uyuşturucunun açık ve aleni bir şekilde; ticari bir sektör olarak, kentte faaliyet gösterme hali!..

Bir politika mı, bir strateji mi, yoksa zaafiyetlerin ikmale getirdiği boşluk mu; Diyarbakırı uyuşturucu alanında, teslim almıştı..

Bağlar, Yenişehir ve Sur özellikle; satıcıların, torbacıların işgal mekanları olmuştu..

Batıkent bölgesindeki hemzemin geçidindeki görüntüler, hafızalarda..

Günün her saatinde, esrar partileri?..

Kullanım yaşının, 7lere kadar inmesi..

Okul önlerindeki torbacıların varlığı!..

2019da Bağlarda polis memurunun, esrar satıcısı tarafından şehit edilmesi!..

Vakıa bir muamma idi..

Sonrasındaki gelişmeler de ayrı bir garabet..

Ve bu olup-bitenleri, kent ahalisi bilir ki, yazı arşivimde de mevcut!..

Ben yüzlerce diyeyim, siz onlarca kabul edin..

O kadar yazdık, çizdik, kime dersin misali!..

Şükürler olsun ki, son dönemlerde takdire şayan bir mücadele var..

Ve o çete yapılar bir bir çöktüğü gibi kadim şehri de terk ettiklerini haber alıyorum!!..

Demek ki istenilince, üstesinden gelinebilir ?!..

Yeter ki; devletin kurumları çıkar rantına odaklı politize olmuşluğun girdabında, yer almasın!?..

***

KENTİN BAŞ AĞRISI, GECE KABUSU!

Kısacası bu örgütler dün olduğu gibi bugün de bölge insanının, kent halkının baş ağrısı, gece kabusu

Sokaktaki korku imparatoru..

İşte bu sülük gibi insan kanını emen özellikle sahip yapıların varlıklarını sürdürmemeleri için yek vücut solunmalı..?!

Bir gülle bahar olmaz gerçeğiyle, Başsavcı çelenke diğer ilgili ve yetkili kurumlar, destek vermelidirler..

Özel bir mücadele savaşı sergilenmelidir

çünkü, çıkar amaçlı suç örgütleri ve çetelerle savaşımda oldukça geç kalınmıştır..

Günümüzde kentin ekonomisini, sosyal yaşamını çökerten ve bir çok devlet kurumunu işlevsizleştiren yolsuzlukların başlıca nedeninin, bu zaafiyetler zinciri olduğunu görmek ve bilmek gerekir!

***

OSBDE LİSTELER!..

Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde seçim heyecanı yaşanıyor.. Nefesler tutuldu, dikkatler 14 Mayısa odaklandı.. OSB mevcut tarihinde ilk kez; rekabet ve alternatif oluşturan, bir seçim atmosferi içerisinde bulunuyor.. Yani kıyasıya bir mücadele.. Bir değil, iki değil, tam üç ayrı yönetime talip grup var.. Listelerin renkleri; Mavi, Yeşil ve Beyaz..

***

Seçim arifesinde; yaraları deşmek istemiyorum!.. Ne listeler ne de kişilere odaklı kelam etme niyetim de yok.. Ama, Diyarbakır OSB yılların ve dönemsel olarak yönetimlerin kısır çekişmeleri, zaafiyetler başta olmak üzere.. Kişisel hesapların yanısıra, siyasi ve ideolojik kutuplaşmadan, dolayı örnek bir OSB olamadı?!.. Olmaya da meyil verilmedi?!

***

Komşu illerle, Diyarbakır OSB kıyaslandığında gerileme dönemlerinden dolayı hep hayıflanıp durduk!.. çünkü ne cazibe merkezi olabildi, ne de yatırımcıyı çekebilme adına uğraş verilmedi?.. Fabrikalarda, ezberci anlayışla, yatırımcı birbirine bakarak atıla yatırım yaptı.. Neyse; geçmişe odaklanıp, zihinleri bunaltmak istemiyorum.. Ki geçmişe de mazi denilir ya; önümüze bakmak lazım..

***

Kısacası; OSBye yeni bir vizyon ve misyon şart.. Liste yönetimlerinin, tanıtım ve vaatlerine bakıyorum doyurucu olanlar var.. Umarım, OSBdeki yatırımcı seçmenler, siyasi ve ideolojik yönde değil; kentin yarınlarına ilişkin kent milliyetçiliği noktasında, kim bu şehre artılar getirebilir ekonomik yönde gelişmeye ivme kazandırıp rehber olabilir, hakikatiyle reyini kullanır..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Erdemli kişi, ne kadar zor olursa olsun, hizmeti öne koyar, ondan ne fayda temin edileceği ise daha sonra düşünülecek bir meseledir.

Failed to load the video