ECZACILAR İSYANDA!..
Eklenme: 1/12/2022 12:00:00 AM

Dün sabah erken saatlerinde Diyarbakır Eczacılar Odası Yönetimi Kurulundan mesaj aldım..

Sosyal medya hesabımdan gönderilen bir mesaj..

Ömer bey lütfen dikkate değer görün notuyla gelen mesaj, aslında yazılı bir basın açıklaması

Açıklamayı okudum..

Ciddi konular içeriyor

Aktarılan bilgilere göre, ki daha önce de, buradan konu etmiştim, özellikle de nöbetçi eczane önlerinde oluşan uzun uzadıya kuyruklar ve ilaç yokluğu nedeniyle vatandaşların, eczane eczane dolaşma hallerinin sağlıksız bir süreci işlettiğine dair!..

***

Yani; ilaç teminindeki kriz, dün olduğu gibi 2022nin başında da giderek de büyüyor..

SGKnın ödeme listesinden çıkardığı ve piyasada uzun süreden beri bulunmayan ilaçların ciddi bir halk sağlığı sorununa yol açtığı artık tartışılmaz bir gerçek..

Ki bu durum, eczacılar ile vatandaşı da fiziki şiddete varan düzeyde karşı karşıya getirmiyor değil!..

İki arada bir derede kalma misali..

Doğru, hem eczaneler hem de vatandaş, SGK ile İlaç Firmaları arasındaki döviz kuruna odaklı anlaşmazlıkları yüzünden; vahim sorunlar ve sıkıntılar yaşıyor

Halk deyimiyle; fırsatçılık var!

***

İlaca erişimin bir hak olduğu gibi erişilememesinin de insan hakları ihlali olduğu kadar sosyal devlet kavramını da yerle yeksan eden vaziyet, yasal mevzuata göre de suç teşkil ettiği tartışılmazdır

Yaşananlar karşısında Eczacıların tıpkı vatandaşlar gibi isyana varan serzenişlerini bu minvalde, dikkate almak lazım

çünkü konuşan sadece eczacılar değil, vatandaş da var!

***

Açıklamada özetle şu ifadeler yer alıyor..

Ülkemizdeki önemli bir ilaç firması, belirttiğimiz nedenlerle uzun süredir piyasada olmayan bir ilacı, SGKya taahhüt ettiği iskontoyu uygulamadan depolara gönderme kararı aldı.

Covid tedavisinde de önemli bir bileşen olarak kullanılan kan sulandırıcı bu ilaçlara vatandaşlarımız kutu başına 116 TLye varan bir ödeme yapmak zorunda kalacaklar.

Başka bir deyişle SGKlı da olsa, bu parayı verme imknı olmayan vatandaşlarımız ilaca erişemeyecekler.

***

SGKnın karşılamadığı, piyasada olmayan ya da üretici firmaların iskonto uygulamadığı ilaçların fiyatlarından eczacınız sorumlu değildir diyen yazılı açıklamada şu uyarı yapıldı.

Özellikle pandemi sürecinde üretici firmaların ilacı bir kr aracı olarak görmeleri; kamu yetkililerinin bu sorunu çözmek için adım atmaması kabul edilemez.

Eczacılar vatandaşlarla temas halindedir ve yaşanan tüm bu sorunların yükünü giderek artan şekilde taşımakta, görevlerini yapamaz hale gelmektedirler.

Kamu yetkililerini bir an önce bu sorunlara çözüm bulmaya davet ediyoruz.

İlaca erişim bir haktır.

Hiçbir firma ve yetkili bu evrensel sağlık ilkesini bozacak kararlar alamaz, uygulayamaz.

***

Gelinen aşama için eczacının da, vatandaşın da canı burnuna gelmiş öfkeyle soluyor..

Bunu minimize edecek olan da, devlet-i aliye olduğu gibi, ilaç firmalarının fırsatçılığı terk etmesidir

***

GÜZEL OLAYINDA İKİ NOKTA!..

Birinci nokta şu!..

PKK ile HDPliler arasında bir bağ, bir ilişki, birliktelik yok demek, abesle iştigaldir

Safdilliktir..

Ki artık kabul edilmesi gereken bir realitedir; tarafların birlikteliği!..

Bunu da salt HDP Milletvekili Semra Güzelin örgüt üyesi Volkan Bora ile olan sevgili ilişkisi üzerinden okumak, bağlantı kurmak da doğru değil..

çünkü, 90lardan itibaren bu ilişki gelişerek bugünlere geldi

PKK kırsalda, HDP ise düz ovada varlık gösteriyor!..

Biri illegal, diğeri legal görülüyor!.

Ki Güzelin dışında dağda faaliyet gösterip sonra Vekil olan isimler de yok değil..

Teşkilat yöneticiliğine terfi eden de..

Kısacası ilişkileri inkar eden yok..

Kendileri de ilişkimiz yok demiyorlar..

Biz sırtımızı kimlere dayadık sözünü söyleyenleri hatırlarsak

Ama, demokrasinin teamülü, yasaların benimseyiciliği, bu realiteyi nasıl görüyor derseniz?..

Orda durup, düşünmek gerekir!..

Onu da, zamana, konjonktüre göre nasıl okuduğu ve mevzuatları nasıl işlediği, hal-i durumla irdelediğinizde, akla ziyan bir sonuç çıkıyor

İşte bu noktanın sonucunda netleşen tablo; Yaman çelişkiler yumağını barındırmıyor değil?

***

İkinci nokta şu..

Semra Güzelin 2017de terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlarda etkisiz hale getirilen örgüt üyesi Volkan Borayla olan gönül ilişkisini gösteren fotoğraflar!..

Ki Güzel, resimlerin ortaya çıkmasından sonra yaptığı açıklamada; gönül ilişkisini sevgili üzerinden, itiraf etti..

Hatta detaylarını da aktardı..

Yani, PKKlı Bora ile olan bağlarını, kırsala gidişini, görüşmesini inkar etmiyor..

Bu resimleri de, HDPden milletvekili olmadan önce çektirmiş..

İddiası, 2015te görüştüm..

Bora da 2017de öldürüldü..

Güzel ise 2018 seçimlerinde HDPden Diyarbakır Milletvekili seçildi..

Resimler, ilişki içeriği bir bütünlük içerisinde vaziyetin kanunlar önünde karşılığı suç teşkil edişini, o yargısal süreci bağlar!..

Ancak kafa karışıklığı yaratan, terör örgütü üyesi Boranın öldürülmesinin üzerinden, 5 yıl geçtikten sonra bu resimlerin üzerinden çıkan cep telefonunda yer aldığının basına yansıması, ya da servis edilir hali, neyin hikmeti?!

Ve yine bu beş yıl süreç içerisinde kolluk kuvvetlerinin elinde bu cep telefonu ve resimler var idiyse; neden bugüne kadar beklendi?..

O gün işlem görmedi..

Bu noktanın sonucu netleşen tablo birinci nokta gibi Yaman çelişkiler yumağını içeriyor..

***

Hasılı kelam; yaman çelişkiler içeren mevzuya dair hal-i hazırdaki fikri beyanım bu yönde..

Zaman ne gösterir onu bilmem?..

Yargısal süreç neyi işletir, yeni dokümanlar, resimler, belgeler ortaya çıkar mı, çıkmaz mı, onu önümüzdeki günlerde göreceğiz

Tabi ki siyasi yansıma da..

Partilerin tavırları..

HDPye karşı CHP ve İyi Partinin duruşu ne olur?..

Yani etkenler çok..

Yani, hadisenin seyrine göre biz de konum alıp, irdeleyip, hasb-i halimizi sürdüreceğiz

Şimdilik bu kadar diyelim..

***

PALAVRA, PALAVRA!?.

Bilmem hatırlar mısınız!..

Yazı başlığındaki sözler Ajda Pekkanın şarkı sözleriydi..

Palavra, palavra! giderdi..

Erken seçime dair kehanetler üreten muhalefet liderlerinin, takvim vermesi?

2021in ilk yarısı denildi, tutmadı..

Sonu denildi tutmadı..

2022de Haziranda olacak, erken seçim denilip, duruldu..

Şimdi de, Eylül deniliyor!..

Gerçek şu ki, verilen hiçbir tarih tutmadı

***

Yani, Ajdanın şarkı sözleri gibi palavra, palavra, palavra kaldı..

Bakalım, 2023e kadar daha kaç tarih verilecek?..

Nasıl olsa, palavra rüzgarı esip duruyor..

Eee alıcı ve satıcısı da olunca, ne diyeceksin!?..

Merak ettiğim bir soru var!..

Eğer ki, erken seçim olursa, eğer ki seçim yine 2023te olsa da, Kemal Bey Cumhurbaşkanı adayı olarak sahne alırsa, yerine kim gelecek, ya da CHPnin başına kim oturur?..

Hissetmiyorum!..

Ama muhakkak ki, CHP kendi içinde bu sorunun yanıtı noktasında, hayli heyecan verici bir akıl eforu sarf ediyordur..

Kemal Beyden sonra; kim başkan?..

Kulislerde bir iki isim zikredilmiyor değil!..

***

Neyse, o isimlere girmeyelim!..

Malum, yıpranmasınlar malum çok çabuk da fikir ve rota değiştirici oldukları için, kalsın!..

Zaten her kim olursa olsun, gelirse gelsin karar verici olan yerli değil, ecnebidir

***

GÜNÜN SÖZÜ

Topraktan geldik, toprağa gideceğiz. Mühim olan, çamurlaşmamak.