EĞİTİM BİR SEN'DE NELER OLUYOR..?
Eklenme: 8/3/2021 12:00:00 AM

Diyarbakır özeline ilişkin denir ya; neler olmuyor ki?

Bakarmısınız, Sendika yönetimine!

Kavgalar mı, yumruklama mı, hastanelik olmak mı dersiniz?..

Karakolluk mu, yargı mı, savcılık mı?

Siyasi mi, ideolojik mi, gruplaşma mı yarattığı hizipleşme mi?.

Benden, senden kavgası mı?..

Kayırma mı?

Ne derseniz deyin, alayı bini bir para misali, hal-i hazırda yaşanıyor

İşte son halka; üç başkan yardımcısının istifasının kamuoyuna deklare edilmesiyle vaziyet tavan yaptı!?.

Ve daha, neler neler denilebilinecek; girdaplı bir hal-i durumun Eğitim Bir Sen Diyarbakır Şubesini ağına almış durumda?!

***

Bir önceki yönetimin istifası, yani Yunus Memiş sonrası Eğitim Bir Sen gerek yönetimsel olarak, gerekse de iş ve işlemleri noktasında, fena bir kayış atma halini yaşadığını söylemek yanlış olmazsa gerek

Yıkım yüksek

Onun içinde, gidişat frensiz misali yokuş aşağı iniyor

Bir dostun ifadesiyle, sendika tamamen eğitimden, öğretimden, öğretmen ve sendikal faaliyetlerinden uzaklaşmış; kişisel menfaatlerin öne çıktığı, ideolojilerin, grupların ve kamplaştıran yapıların cirit attığı, ya da konuşulduğu alana dönmüş

Vesayet anlayışının boyunduruğunda..

***

Ne diyelim; ortaya çıkan tabloya hiç ama hiç bir şekilde, ne eğitim adına, ne de sendikal faaliyetler adına, yakışmıyor?..

Hele ki sosyal medya üzerindeki, bazı paylaşımlar var ki, ahlaki çöküşün dibi!

Yakışıksız bir hal

Yazıklar olsun demekten başka söz var mı bilemiyorum?!!!

Eee; eğitim camiasını kendisine hasım etmenin, eğitim ve öğretime yansıması da, ortaya çıkan eğitimdeki başarısızlığın tescili olsa gerek

İşte son, Lise, Orta ve Üniversite sınavlarına dair, Diyarbakırın başarı grafiği..

Dibe vurmuş bir halde

Değişmez kuralla en gerilerde sürünüyor!

***

Yolsuzluklar mı, usulsüzlükler mi, keyfi atamalar mı, kantinlerin peşkeşi mi, bakım ve onarımların adreslere postalanması mı, yemek ve iaşelerin, kumanyaların pazarlanması mı öğrenci taşıma işlerinin tekelleşmesinden imtina edilmeyiş mi?

Okul müdürleri, şube müdürleri, müdür yardımcılıklarının adamcılığa odaklı, koltuk tahsisi mi?

Hasılı, herşey maddiyat odaklı olunca, eğitim ve öğretim maneviyat kısırlığıyla verimsizleşti!

***

Üç Başkan Yardımcısının istifaya ilişkin açıklamalarının şu satırı, denir ya herşeyi ifşa etmektedir..

Ne diyor açıklamadı..

Kendi içerisinde adaletsizliklerin olması, istişare kültürünün kaybolması, mevcut yönetim anlayışıyla karar alma mekanizmasının tıkanması

Evet, Eğitim Bir Sendeki bu dip ve üst dalga neyi getirip, neyi götürecek bilemiyorum...

Bekleyip göreceğiz!..

Ama şunu net ifade edebilirim ki, gidişat çoğulculuk anlayışından uzak bir seyirle, dikiş tutmaz hali gösteriyor...

çünkü, herkes ama herkes ortak fikrin üstünlüğüne ve temsiliyetine, rıza gösterici değil..

Ben benimlik var?

***

YETER ARTIK DEMELİYİZ!

Yakıcı, yıkıcı, yok edici, fitne üretici, tefrika yaratıcı Olağanüstü Siyaset tarzı, yetti artık dedirtiyor..

çünkü, ülkede, millette, devlette yoruldu bu, kaos körükleyen siyaset anlayışından!

Şahsi bazda, isyanım var, öfkem var, tepkim var bu sürecin işleyiş biçimine..

Sıkıldım, yetti artık..

En sıradan, en olabilirlik, ya da en vahim üzücü hadisemizde bile; yalan ve provokasyon odaklı söylem ve eylem geliştirmek, fütursuzca yapılmaktadır

***

Bizi bizden ediyor!..

İşte bu olağanüstü siyaset tarzının körüklediği, ırkçı, şoven, faşizan karakterin sarıldığı yalan ve provokasyon ipinin, diyorum ki hukukta, adaletin tecellisinde bir yeri ve karşılığı olmalıdır..

Ceza-i müeyyidesi bulunmalıdır!

En önemlisi de; böylesi bir siyasetin, böylesi bir anlayışın, böylesi bir karakterin toplumda ayıplı hale gelmesi, getirilmesi gerekiyor..

Ve bunlar, hukuki hesap vermenin yansıra, işte reziller sözüyle, deşifre edilmelidir..

Ki toplumsal birlik anlayışı sağlanabilinsin

Aksi taktirde!..

Ki dün de ifade ettim buradan..

Her günümüz, her yaşanan ve yaşatılan mevzumuz, meydana gelen en basit hadisemiz üzerinden; birbirimizi boğazlayan, ırkçı, etnik kimlik kavgasını körükleyen, siyasallaşan vakalarla ülke ve millet kriz batağından çıkamaz hale gelir

***

Onun için düsturumuz ve ilkemiz, muhalefetten daha çok sistemin özünde olmalı..

Siyasal iktidarın samimiyetiyle, ikmale gelmelidir..

çünkü bu ülkenin geleceği, hepimizin geleceği olduğu idrakine varılmalıdır..

Ve bu idrak, herkesin salih vicdanlarında, sorumluluk almalı!

***

SAYANIN ŞU SÖZLERİ?

Savcı Sayanı seversiniz, sevmezsiniz onu bilmem!!..

CHPden, AK Partiye geçişine de..

Siyasi çıkışları da...

Ki O da sizi bağlar sevgi muhabbetinin olup-olmadığı kararı sizde!

Ya da fikirlerine katılıp, katılmama

Ki bu kulvara takılmam da!

Konyadaki vahşi saldırı sonrası aileye taziye ziyareti..

Ve buradaki, siyasi tartışmaya odaklanmıyorum..

Kim kime ne dediğine bakmadan...

Takıldığım, Konyadaki Vahşete, katliama dair söylediği sözlerin anlam ve değerinin üstünlüğüdür

Özellikle siyasete ve siyaseti icra eden politikacılara sözleri, cuk diye oturmaktadır

Eleştiri dozajı yüksek ifade içermesi, benim nazarımda anlam teşkil etmektedir

***

Peki, ne diyor Ağrı Belediye Başkanı Sayan?..

Dediği şu;

Kan üzerine siyaset yapmak, namussuzluktur, alçaklıktır, şerefsizliktir, onursuzluktur?

***

Ben bu sözlerin, altına imzamı attım!? Gerisi benim açımdan laf-ı güzaftır.. çünkü, doğru söze alkış tutulur..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Tahammül sana önce zehir gibi görünür fakat tabiatına kök salınca bal kesilir.