ESCOBAR’DA KİMLER Mİ YOK?!…
Eklenme: 26.12.2025 00:00:00

Yanıt az sonra, mevzuya mütali olunduğunda kendiliğinden gelir!.. İktidar muhalifliği penceresinden değil hakikati ifade etme noktasında sorgulamak gerekir diyorum uyuşturucu denilen illetin yaygınlığını?!.. Sarmaşık misali yaygınlığın bir beka meselesi haline geldiğini, bilmeyen, konuşmayan, tartışmayan yok!.. Ki iki gün önce dile getirdim milli mücadelede ortaya konulan irade, uyuşturucuya karşı o günkü gibi, harp etmelidir!..

***

çünkü bu illetin kullanma yaşı, artık 9a kadar düşmüştür!!.. İlkokula yeni başlayan çocuklar uyuşturucu tehdidi altında bulunuyor.. Okul çevreleri, kafeler, sokaklar uyuşturucu madde ve hap yaygınlığıyla artık, hiçbir şekilde tekin değil.. çarşı, pazar, ara sokaklar zombileşen insanlarla dolmaya başladı!.. Şiddetin, yaralama, cinayet, gasp, soygun, hırsızlık vakıaların genel sebeplerinden biri de bu illetin temininde yeterli paraya ulaşamamak!..

***

Büyük bir gözü dönmüşlük var!.. Annesini, babasını, bacısını, eşini, en yakınındaki kişiyi bile gözünü kırpmadan uyuşturucu temini için, canına kast edebiliyor, yaralayabiliyor, öldürebiliyor.. Hatta toplu katliam dahi yapabiliyor.. Ve bu nesil, bu zombileşen insanlar hızla sayısal yönde artıyor.. Peki toplumu bu kadar dehşetli bir şekilde esaret altına alan, uyuşturucuya ulaşmak bu kadar mı kolay oluyor?.. Ekmek peynir gibi nasıl satılabiliyor?! Ne yazık ki?

***

Vaziyet demek ki, kolay ulaşabilindiğini gösteriyor!.. çeşitlerindeki çokluk, kullanımındaki yaygınlık, bunu göstermiyor değil.. Hal-i hazırda, güvenlik eksenli, beri yanda toplumsal duyarlılık noktasında kurumların ortaya koyduğu tavır bataklığı kurutmak değil, sadece sivri sinekle mücadele ve yarattığı salgını kısm-i olarak minimize etmek!.. Bu da sadra şifa verici olmuyor?! İki ileri bir geri, patinaj yapılması da bundan, cezaevinde tutuklu bulunanların sayısındaki artış da bundandır!..

***

Tabi bu madalyonun bir yüzü.. Ki bu yüze, varoşları işgal ve esaret altına alan, deriz.. Ya, burjuvazi kesimde hal-i durum nedir?! Maalesef onlar da, bu işin organizatörlerinin en sık hedef alınan kesimi..İşte son bir ay içerisinde vuku bulan ve ünlüler diye ifade edilen kesime yönelik yürütülen uyuşturucu soruşturma ve operasyonları!.. Önceki gün yeni bir dalga gelişti, bunlara dair!.. Dört ilden toplam 20 kişi gözaltına alındı.. Mevcudiyet kalabalık ve popüler isimlerden oluşuyor..!

***

Ki aralarında daha önce gözaltına alınıp serbest bırakılan Fenerbahçe Kulüp Başkanı Sadettin Saran da var!.. Yazıyı kaleme alırken, Adliyeye sevk edilmişti. Adli kontrol şartıyla serbest Soruşturma, gözaltı işlemi, savcılığın sevk yazılarına baktığımızda enva-i suç nevisi var bunlara dair.. Liste uzun. Uyuşturucu, fuhuş, organizasyon, çete!.. Kullanımı yaygınlaştırmak, kolaylaştırmak, ortam sağlamak ve aracı etmek!.. Beachler, kulüpler, özel partiler, kapalı devre hayatlar! Br de inanç üzerine ayinli şovlar var ki rezilliğin dibi!.. Yani tüm iğrençlikler boca edici şekilde yaşanıyor bu burjuva kulvarında

***

Peki gözaltı listesinde kimler mi var?!.. İş insanları var, işletmeciler var.. Modeller var.. Oryantaller var.. Sosyal medya fenomenleri derseniz, hırla.. Yazılı ve görsel medyanın, ekran yüzleri!. Önceki dalgada kimler vardı, şoför, bekçi, kapıcı, hizmetçi, özel kalem!.. Tutuklanan var, gözaltı işlemi süren var, ha bir de firar edenler var.. Hal-i hazırda, yurtdışındalar!?. Para çok, her yönüyle kapıları açar!.. Nice firarilerin arenasıdır, Avrupa!..

***

Neyse!.. Yazı başlığındaki sorunun yanıtına gelelim!.. Bu Escobar yaşam arenasında, herkes var ama bir kesim yok!.. İşte o kesim de, Türkiyeyi kasıp kavuran uyuşturucu batağını sürekli canlı tutan, lağım akıtan, kesim?!.. Yani uyuşturucu baronları, patronları!!.. Öyle ya, parayı toplayan onlar.. İşin ağını, dağıtımını, pazarlamasını, servisini yapan onlar.. Tırlar, gemiler, uçaklar, jetler, yatlar da onların!.. Pek tabi ki üretimini de onlar yapıyorlar?!!..

***

Evet bu baronlar nerde?!.. Ve bu baronlar kilo değil, onlarca tondan söz edilen eroini, kokaini, milyonlarca hap, binlerce ton uyuşturucu imalatında kullanılan kimyasal maddeyi, nasıl temin ediyor, Türkiyeye getirebiliyorlar ve yakalanmadan piyasaya dağıtabiliyorlar?!.. Ne garip ve hazindir ki, kimse de bu baronları, kim bunlar deyip sorgulamıyor, yakalayamıyor, enseleyemiyor, demir parmaklıkların arkasına atmıyor!.. Hadise der demez insana filler çimler hikayesini hatırlatıp, söyletiyor!..

***

Mevzuda baronlar nerde sorusu kadar bu uyuşturucudan elde edilen kara paranın trafiği, kullanımı ve mekanı neresi sorusuna da yanıt aramak gerekir?.. Nasıl ve kimler tarafından, bu paralar aklanıyor, piyasaya sürülüyor!.. İşin görünen, uğraşılan ve harp edilmesi gereken yüzün tarafı bu olmalı!.. Ama değil.. Yapılan, görünenle, bilinenle, konuşulan da, en kolay, en ulaşılabilir olana takılıp, kalıyoruz!.. çimlerle meşguliyetle kalınıyor?

***

Uyuşturucu trafiği ve üretim alanıyla alakalı daha önceki yazılarımda, şöyle demiştim!.. Her mevsimsel dönemde, Lice, Kulp ve Hani kırsalında yüzlerce dönümlük alana ekilen esrar tarlaları, sıkça gündem olurdu!.. Asker, polis, güvenlik güçleri operasyonlarla ortaya çıkarır imha ederdi.. Ancak derdest edilen, bir iki işçi!.. Ötesi yoktu.. İyi de, bu işin ağa-babaları nerde?!.. Van, Başkale, Hakkari Yüksekova Esendere bölgesinde yakalanan yüzlerce kilo eroin içinde, ya tırcı, ya bir iki işçi ötesi bu işin patronu yok?!

***

Bugün dalga dalga operasyonlarla gözaltına alınanların kullandığı uyuşturucunun ağa babaları, baronları, patronları nerde?!.. Bu burjuva kesiminin, ahlaki değerleri hiçe sayan yaşamını morfinleyen uyuşturucunun teminkarları nerde?! Bir tek kişi var mı, bu kadar kullandıkları söylenen, kokain ve eroinin dağıtım ve satımı ile organizatörü!.. Kimse yok! Velhasılı kelam, ülkeyi escobara çeviren, nesli zombileştiren, evleri, çarşı, pazarı, sokağı tekin olmaktan çıkaran uyuşturucu batağını işlev kılan lağımı kurutmak lazım!..

***

Aksi takdirde dün olduğu gibi bugün ve tabi ki de yarın da değişen bir şey olmaz.. Mevcut hal, beterin beteri olmaya devam eder.. Oyunun kuklası olan figüranlar, dansözler, mankenler, müptela kesilen iş adamları ve işletmeler değişir, lakin bataklığın aksiyonel faaliyeti değişmez.. Ve de, o bataklığa lağım akıtan da sırça köşklerde bu kervan, bu kervan şarkısını söylemeye devam eder!?. Ülke ve millet olarak da biz; kaybedilen nesillerin ağıtlarını yakar, yaslarını tutmaya devam ederiz!?. İster zengin, ister fakir!..

***

GÜNÜN SÖZ

Eşşeğe rakı içirmişler, kalkmış çulunu bahşiş olarak vermiş!