FİSKAYA ŞELALESİ!
Eklenme: 11/24/2020 12:00:00 AM

İl Valisi Münir Karaloğu, projelerinin arasına almış..

Emir vermiş; Şelale Aktifleşsin diye..

Fiskaya eski ihtişamına kavuşturulup, şırıl şırıl su aksın, bölge hevsele seyirgah olsun diye!

Tabi ki, Dicle Nehri de kentle buluşacak..

Vallahi ne diyeyim; haydi hayırlısı!?..

İnşallah, bu kez ihlaslı bir çaba gelişir, iş somuta erer

Öyle ya, ne bitmez, tükenmez bir şelale ki Fiskaya Şelalesi, her dönem para akıtılan bir yatak haline geldi?!..

Her gelen Belediye Başkanı..

Ki seçilen de atanan da; proje diye, hamle yapıyor buraya..

Bütçe ayırıyor..

Paralar harcıyor..

Bir kaç gün şelale, şırıl şırıl akıyor

Ama sonrasında her şey yekn vaziyette; tııısssss demeye başlıyor?!

***

Vali Karaloğlu bilir mi, bilmem?..

Ama şehrin yaşayanı yakından bilir

Ki Belediye envanterinde de mevcuttur..

Bütçe sayfaları, çevrilirse görülür..
Şu Fiskaya Şelalesi ne harcadı, kime neler peşkeş edildi?

Şunu iyi biliyoruz ki

Fiskaya Şelalesi yerel yönetimlere rant odaklı mekan görülmeyene kadar, şırıl şırıl suyu akıyordu..

Bakımsız da, harabe görüntü de, çevre düzenlemesi olmazsa da, su akıyordu..

Manzara, muhteşemdi?.

Ama ne zaman ki, Belediyeler proje deyip, işi ranta yönlendirince, iş yap-boz tahtasına döndü..

Kentin 6 ayda bir kazılan ve yapılan kaldırımları gibi

Melikahmetin iki senede bir yolunun yapılması gibi!

***

İlk hamle sanırım 2007lerde yapıldı..

Ki, Ticaret Sanayi Odasının bütçe işbirliğiyle; su akıtıldı..

Ama, hemen şelalenin dibine ticaret odaklı bir camlı mekan, inşa edildi..

Önce, sergi salonu, görsellik, etkinliklerin mekanı diye algı geliştirildi

Eee; bu ne ucube yapı diye, tepki görmesi üzerine..

Sonra, sular durulunca, restoran, kafe oldu..

Tabi yandaşa peşkeş..

Evdeki hesap çarşıya uymadı, beklenen üst rakamlı rant oluşmadı..

İş hasarlı devrine döndü..

***

Baydemir gitti, Kışanakla farklı bir mecranın kapısı açıldı..

Yeniden, bir inşaat yapı, şelalenin altındaki alan daha bir genişletildi, park alanı, yeni beton yapı oldu..

Bir de proje hazırlandı, buraya Anzeleden su taşınması

Yani kanal bir dönem su aktı..

Sonra yine tıııssslaştı her şey..

***

İlk kayyım Cumali Atilla da tıpkı Kırklar Dağındaki ilk aylarda mahir kaldığı performansı burada da sergiledi..
Tıpkı, dinlenme ve lavabo salonu gibi!

Öncekilerden daha bonkör

Ama yine de şelale, kerbela hayatından kurtulamadı..

Su 90lardaki İstanbulun yaşadığı su kesintisi gibi, bir gün su akıyor, bir ay akmıyor

Mızraklı geldi, hamle yapacaktı gitti..

Kayyım geldi, o da bir fikir içerisindeydi, gitti!?.

***

Şimdi de Vali Karaloğlu Fiskaya Şelalesini canlandırmak istiyor..

İnşallah aynı akıbet yaşanmaz

Kadim şehrin milyonlarca lirası, bir kez daha heba olmaz..

Fiskaya, 80-90lardaki o ihtişamlı, o cezbedici muhteşemliğine kavuşur..

Kent ahalisi de, huzurlu bir şekilde şelalenin şırıl şırıl sesiyle, Hevsele doyumsuz şekilde bakıp seyreder

***

ÖĞRETMENLERİMİZİ ANARKEN!..

Bugün; 24 Kasım Öğretmenler günü..

Güne dair, etkinlikler, konuşmalar, mesajlar, yaldızlı, yıldızlı baloncuklu beyanatlarla alakalı, çok yazdık, çizdik, öfkelendik..

Yeter de yeter deyip; yalanlarınızdan bıktık diye..

çünkü, verilen hiçbir söz yerine getirilmediği gibi, hala da öğretmenler bizde, ek iş peşinde koşandır

İnsan yetiştiren, eğiten, geleceğe hazırlayan kutsal meslek sahibi, sanatkar öğretmene insani bir hayatı, çok görüyoruz..

Ve yaşatmıyoruz!?.

***

2011 dersem neyi hatırlarsınız!..

Van depremini.. Peki, kaybedilen 65 öğretmeni hatırlıyor muyuz?..

Yok.. Peki ya, teröre kurban verdiklerimiz..

Aybüke öğretmen!.. Katledilen, öldürülen geçmişteki öğretmenlerimize hala; şehit statüsü verebilmişmiyiz?.

Ya da ardında, bırakılan eşi, yetimlerine!

Biz hala, öğretmene sıradan bir çalışan olarak, bakıyoruz!..

Yazılacak, söylenecek çok söz var..

Tabi, hal böyle olunca, öğretmenlerimizin de erozyona uğradığını görmeliyiz..

Siyasi ve ideolojik..

***

Hasılı kelam!

Eli öpülesi, fedakar, kutsal mesleğini ifa eden..

Görev verildiğinde, koşarak giden..

Kuş konmaz, kervan geçmez, suyu, elektriği, yolu olmayan bölgelerde hem anne, hem baba, hem öğretmen, hem de ebe, birlik ve dirlik için mücadele eden öğretmenlerimiz.

Tek düşüncesi, neslin eğitimi ve öğretimi olan tüm öğretmenlerimize karşı, iktidara sosyal yönde hassasiyet çağrısında bulunuyor.. Ve diyor ki;

-Haklarımızı koruyacak, geliştirecek.. çalışma şartlarımızı iyileştirecek.. Mesleğimizin itibarını hak ettiği yere taşıyacak; bir Öğretmenlik Meslek Kanununun çıkarılmasını istiyoruz

Dile kolay..

Her mesleğin Mesleki kanunu var..

Ama insan yetiştirenin mesleki kanunu yok!

Ne tezat bir durum değil mi?..

Her şeye ama her şeye rağmen

Öğretmenlerimizi saygıyla, hürmetle, muhabbetle selam eder, günlerini kutlarım..

Onlar bir günle değil, bir ömürle anılan insanlardır!?..

***

ARINç KİMİN ADINA KONUŞUYORDU?

Hani! Evet hani, Bülent Arınç..

Erdoğanın nam-ı hesabına konuşuyordu

Açıklamaları, değindikleri konular Erdoğan patentli nabız yoklayıcıydı..

Özellikle hukuk ve demokrasi noktasındaki reformların kapsamının sinyal görevi, Arınça verildi?..

Daha bir çok ifadeler sıralanıp durdu, tepinildi!..

Ki, muhalefet Arınçın sözleri üzerine yüklendikçe yüklendi

Cumhur ittifakı çatlıyor

Ak Parti, Cumhurbaşkanı Erdoğan eksen değiştiriyor

U dönüşü yapıldı

Bu minvalde, yorumlar yapıldı

Kısacası herkes bir şeyler yükledi Arınçın beyanlarına dair..

Ama kimse; yahu bu adamın şahsi görüşü olamaz mı?..

Kendisi bir özeleştiride mi bulunuyor?..

Yani Arınçın kendi kerameti demedi?

***

Ne var ki, hepsinin odak hedefi Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu

İster pozitif, ister negatif yönde olsun..

Ancak, Erdoğan gidişatın farklı bir rota geliştirebileceğini görerek, devreye girdi

çok yönlü bir beyanda bulundu..

Ki son dakika gelişmesi olarak da, dünkü yazımın son bölümünde aktarmıştım..

Şimdi, Arınç ne yapacak diye?..

Erdoğan, isim vermedi!..

Ama Arınça adrese teslim, sözleri üzerinden fitne üretenleri de, bu oyuna gelmeyiz deyip, nokta koyarak mesajını verdi!

Kürt kardeşlerimizi öldürenleri savunamayız..

Kavalalarla bir arada olmayız biz..

***

Velhasıl!.. Erdoğan çok yönlü bir şekilde, muhaliflerini şapa oturttu diyebiliriz bu çıkışıyla..

Peki, Hukuk ve Demokrasi Reformuna bir halel gelir mi?..

Umarım gelmez..

Ve umarım, reforma dair süreç vuku bulan Arınçın işgüzarlığına da; kurban edilmez!..

çünkü, Ekonomi de, hukuk da, demokrasi de gelinen aşama nedeniyle yeni bir sayfa, yeni bir süreç, çok yönlü bir reformu elzem ve zorunlu kılmaktadır..

Bu hayati önem içeren, mevzulardan, geri adım atılmamalı?..

***

AVRUPA AçILIMI!

Ekonomi.. Hukuk.. Demokrasi.. Üç kulvarda seferberlik başlatılıyor diye Erdoğandan bir çıkış geldi.. Önceki gün de, Avrupa açılımı geldi Dedi ki; ABye girelim veya girmeyelim.. Ama yerimiz Avrupadır..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Adaletsizlik eden, adaletsizliğe uğrayandan daha mutsuzdur.