GEL DE SÖYLENME!…
Eklenme: 11/12/2019 12:00:00 AM

Vallahi söylenme değil.. Gel de isyan etme, demek geliyor artık içimden.. Biz mi, hayat mı, düzen mi, bizi yönetenler mi canileşti bilemiyorum.. Ama vakıalar akla ziyan bir şekilde cereyan ediyor, sonuç noktası da bir o kadar, arıza-i durum içeriyor!

***

Resme bir bakar mısınız.. Bir anne, iki de çocuk.. Aslında videosunu, izleseniz.. Yaşanan ve yaşatılanın caniliğine daha bir net isyankar olursunuz.. çünkü, resimdeki kadın ve iki çocuğunun yaşadıkları ağır ve acı bir dramlar silsilesini barındırıyor..

***

Şöyle ki.. Ağrının Doğubeyazıt ilçesinde yaşanan yok böyle canilik dedirten, olayı size aktarırken, inanın öfkeden, sinirden, tuşlara dokunurken elim, kelimeleri sıralarken yüreğim acı ve öfke kusucu

***

Baksanıza! Adam zil-zurna sarhoş eve geliyor.. Ki uyuşturucu bağımlısı da.. 14 yaşında evlendiği eşini önce dövüyor.. Sonra yetmiyor bu kez; tavada yaktığı naylon poşeti eşinin yüzüne ve ayaklarına damlatıyor.. Kadın gördüğü işkenceyle çığlık çığlığa kalıyor.. Küçük kızı içeri giriyor, onun da üzerine, alnına naylonu damlatıyor..

***

Cani adam önüne gelene işkence yapıyor.. Ki mahalle sakinleri de, korku içerisinde, olup bitene hep sessiz kalınmış.. Olay gecesi, bir genç durumu polise bildiriyor.. Polis geliyor, adamı gözaltına alıp, emniyete götürüyor, yani sorgulayacak.. Peki, sonrası!

***

Denir ya, savcılığa sonra da cezaevine gönderilmesi gerekir.. çünkü yaşanan ve yaşatılan; işkence ki işkence de en ağır suçlardan Ama ne yazar; Polisler ilk ifadesinden sonra, hadi güle güle deyip, serbest bırakmışlar

***

Biliyorum!.. Sizin de benim gibi; zihninizde şimşekler çakmıştır.. Bu nasıl olur diye? Ne yazık ki, hep keyfiyet hasıl!

***

Bakın genç kadın ne diyor İki evladıyla, boynu bükük bir şekilde; 6 yıllık evliyim. Evlendiğim günden beri eşimden şiddet görüyorum. Eşim benim çocuklarımın başına bir şey getirmeden, bizi öldürmeden devlet büyüklerim yardım etsin.. Bugüne kadar çocuklarım için katlandım, ancak devlete sığınmak istiyorum..

***

Yazıyı kaleme dökerken, bilgi notu geldi.. Kadın ve iki çocuğu, yetkililer rahmete(!) gelmiş ki, onları sığınma evine almışlar..

***

Peki çözüm mü?.. Ya da ne kadar süreliğine sığınma evinde tutulacak.. Tabi ki, serbest bırakılan caninin, olayla alakalı, çevresel faktörlerin de katılımıyla, sokak jargonuyla adam durur mu?

***

Kadına şiddet.. Aile içi cinnet.. Cinayetler.. Eş, koca, aile fertleri eksenindeki, acı sonla biten olayların temel noktası; hep keyfiyet ve bir şey olmaz, ne olmuş karı-koca, kavga da ederler denilip, üstü körü bakılmasıdır..

***

Velhasıl!.. Şimdi sormak istiyorum.. O caniye yol veren hadi serbestsin diyen, mekanizma, ya da mantık O kadına, ya da çocuklarına, koca-baba denilen uyuşturucu bağımlısı; bir şey yaparsa.. İşkencelerine devam ederse, Allah korusun öldürse! Bunun sorumlusu kim olacak

***

Doğrusu!.. Bu iş, Ağrı Valisiyle, Ağrı Emniyet Müdürüyle, ya da Başsavcılığıyla; siz niye görevinizi yapmıyorsunuz, sahiplenmiyorsunuz demekle, çözümlenmez!.. çünkü, soruna yaşananlara yekün bir vicdan, izan ve akıl kollektifliğiyle; eğilim gösterilmelidir.. Ama nerde; o aklı işleten, düzen!...

***

Bakıyorum!.. Vicdanların köreldiğini ortaya koyan bu vakıada da yine siyasi ve iedolojik bir fikriyat bakışı var Tıpkı İstanbul ve Antalyada yaşanan siyanürlü toplu intihar vakıalarına bakış gibi.. Ki, Diyarbakırda babasını uykuda öldüren cani evlat, olayında olduğu gibi!

***

Sonuç itibariyle; eşine işkence yapan kocanın hadisesini kadına şiddet sınırında tutarsak, 4 kardeşin ölümü fakirlik ve yoksulluk dört duvarına sıkıştırılırsa, Antalyada karı-koca ve iki çocuğunun toplu intiharını psikolojik deyip, bir kenara itersek; biz hep böyle vicdanı kanayanlar olarak, olaylara bakar kalırız..!

***

TRAFİKTE YAŞADIKLARIM..

Önceki akşamdı.. Her zamanki gibi; gazeteden çıkıp, eve gidiyordum.. Saat 22.00 suları.. Ergani yolundan, Diyarbakıra gidilirken.. Yani TEMSANdan 200 metre ilerdeki, polis noktası

Burda, her daim uygulama var.. Gerek asayiş, gerek terör ve gerekse trafik denetimi!.. Gün içerisinde, bir çok kez geçiş yaptığımız bir yol güzergahı olması münasebetiyle hep de ne hikmetse, uygulamaya takılmışımdır

***

O sırrı da hala çözmüş değilim.. Gelen geçiyor ama bana gelince sağa çeker misiniz selamıyla, ehliyet, ruhsat, plaka sorgulamasına, tabi olmaktayım.. Nitekim önceki akşam da, ki bir önceki akşam da aynı işleme tabi oldum..

***

Şimdi gelelim, önceki akşam yaşadıklarıma!.. Trafik ekibi, sanki beni bekliyorlarmış gibi; sağa çek muamelesi gösterdi Önümde giden, arkadan gelen onlarca araça geç bana da dur hele bir denilmesinin, nedeni az sonra der gibi..

***

Hayırdır memur bey dedim!.. Ehliyet Ruhsat deyince uzattım, buyrun.. Lafım ağzımdayken; muayene süren bitmiş, ceza tutanağı tutacağım!.. Bir saniye demeden, meramı anlatmadan, az sonranın hikmeti ortaya çıktı, önceden beni bekliyorlarmış hazırlığıyla; işlemine başlayarak sisteme girdik cevabını aldım..

***

İyi hoşta dedim!. Siz hiç muayene süresinin bitiş tarihine baktınız mı?.. Bakınız, 09.11.2019 diyor.. Peki bugün; 10.11. 2019.. Yani, daha 24 saat bile geçmiş değil.. Ve iki takvim yaprağı da; resmi tatil günlerini gösteriyor.. Cumartesi-Pazar.. Bu iki günde; muayene nasıl yapılır, randevu nasıl alınır sorusuna biri yanıt verebilir mi diye sordum.. Ama kim dinler?

***

Sonra, dedim ki!.. Dün akşam da, siz yine kontrol edendiniz, ehliyeti ve ruhsatı verip, buyrun geçin dediniz.. Bir resmi yetkili olarak; uyarmaz mıydınız, bakınız muayene süreniz bugün bitiyor diye..? Tüm bu sorulara yanıt alamazken zihnimde çakılan netice şu oldu.. Ki kim ne derse desin; pusuya mı geldik? dedim Eee, azıcık tanınmanın, ceremesi olsa gerek

***

Neyse; İçişleri Bakanımız Süleyman Soyluya, İl Valimiz Hasan Basri Güzeloğluna ve İl Emniyet Müdürümüz Şükrü Yaman bilgilerine diyerek, noktayı koyalım!...

***

ÖZKULUN KARŞI ATAĞI

Op.Dr. Sedat Özkul, İl Sağlık Müdürüne yönelik karşı hamlesi sonuç verdi. çünkü, dün itibariyle görevden alındığı Diyarbakır Selahattin Eyyubi Devlet hastanesi Başhekimliği görevine; geri döndü.. Yani makamına oturdu..

***

Sağlık camiası, hamleleri 1-1 berabere olarak değerlendiriyor.. Şimdi dikkatler; kimin galip geleceği hamle odaklandı.. Müdür mü, Özkul mu, ikinci hamleyi yapacak Neyse, hep derim tez elden sağlığın, huzurlu, istikrarlı ve sağlıklı bir mekanizmaya, kavuşması..

***

Buarada, müfettişler de harıl harıl çalışıyor...

GÜNÜN SÖZÜ

Hayat, mendil satan çocuğun burnunu koluyla silmesi kadar acımasızır!