GİDİŞAT HANGİ KAPIYA ÇIKIYOR?…
Eklenme: 9/27/2021 12:00:00 AM

Vallahi ne diyeyim; ben de vaziyetin mevcut seyrine akıl sır erdiremedim İşin hal-i pür melali, şaka mı, gerçek mi onu da, kestirmek zor.. Ama gidişat bir kapıyı gösteriyor Felaket mi, değil mi işte orası da, meçhul ve zamana şamildir!

***

Evet, resimler denir ya şekilde görüldüğü gibi! Muhtevası, bir şeyleri anlattığı gibi, hatırlatmaktadır da! Şöyle ki; ülke ve millet olarak, virüs belasından kurtulduk mu?. Artık ölümcül yönde, etkisi kalmadı mı?.. Ne aşıya, ne kurallara, maske, mesafe ve hijyenik ortama gerek kalmadı mı?

***

Sağlık Bakanlığı günlük vaka tablosunu, artık yayınlamayacak mı?.. Bilim kurulu, haftasonu itibariyle; lağv mı edildi? Bakan Fahrettin Koca müdavim olduğu canlı yayınları, terk-i diyar mı etti?. İkide bir, sosyal medya paylaşımında bulunmayacak mı?.. Ülke olarak, kendi yerli aşımızı üretmemize de ihtiyaç, kalmadı mı? Artık, bir, iki, üç ve dört doz aşı, olmaya da gerek yok mu?!

***

Yani, Bilim Kurulu üyelerinin kırmızı, sarı ve mavi kategorileri üzerinden oluşturdukları korku imparatorluğu, artık vız gelir, tırıs geçer moduna mı düştü? Gazi Yaşargil Eğitim Hastanesi Başhekimi Muhammed Asenanın daha dün, bu rehavet, vaka sayısında yeni bir pik geliştirebilir sözü, hakikati içermeyen, bir balondan ibaret mi oldu?

***

Tüm bunlara karşı demek ki; hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde virüs kaydıyla yatanlar boşuna yatıyorlarmış? İnsanlar boşuna entübe ediliyormuş? Saat başı morgdan çıkarılan cenazelerin ölüm raporlarına sahte kayıt işlemiyle, virüs kaydı yapılıyormuş? Zombi haller, uzaylı kıyafetler, giyimler hepsi; sanal tezgahın birer oyunu mu şimdi..?. Ölenler, ölmüş değiller hava alıp gelecekler?

***

Kısacası, gerçekler gün yüzüne çıkmış! Bizim, Dilipak abi haklı çıkmış?.. Malum, ilk günden itibaren, virüse dair, emperyalist ve siyonistlerin bir tezgahı, bir oyunu dünyayı esir almaya çalışan küresel ilaç firmalarının, kurgusu olduğunu söyleyip, duruyordu ya kendisi!?.. Aşı karşıtı olarak.. Nitekim geçtiğimiz hafta, aşıya karşı eylem mitingi yapmıştı?.. İşte, devlet-i aliye bunun farkına varmış olacak ki, herşey foralaştı!!!!!.

***

Lebalebten iki yıldır, kaçıp durmamız!.. Eşimizle, çocuğumuzla, büyüklerimizle, annelerimizle, ablalarımızla, aile fertleriyle ırak bir hayata mahkum edilmemiz meğer ki, boşunaymış?.. Maddi ve manevi yöndeki vahim yıkımlar, devletin ve milletin iş gücü kadar harcadığı ekonomik gücün tümü, ne hazindir ki, havanda su dövme imiş?İstanbul sonrası, Ankara aşı mitingi bile yapıldı..

***

Ölümler hep rüya imiş?.. Taziyelerin, düğünlerin, aile toplantılarının, devlet ricalinin gelişlerine, gidişlerine getirilen; yasaklar kerameti kendinden menkul, aklın ürünüymüş?.. Bizi oyalamışlar, bizimle oynamışlar? Ah ki ah, ne oyunlara gelmişiz be kardeşim?..

***

İşsizliğin, açlığın ve sefaletin derin hadiselere neden olması; bir yalanın peşine düşmenin hatasının sonucuymuş?.. Şu anki, fahiş fiyat piyasasındaki teröristçe faaliyetler.. Konut ve işyeri kiralarındaki, vicdanları, izanları yerle yeksan edip; cüzdanı soymaya yeltenenler bunu fırsata çevirenler gavurlar imiş

***

Her şey şaka gibi ya!! Nasıl çarpık bir yaşam ve hayat akışı gel de çık işin içinden?.. Evet ya, olmazsa idi; Diyarbakırın son günlerdeki yaşadıkları insanı burda bir terslik yok mu ikilemine sokan olaylar yaşanır mıydı?.. Dört bir taraf; lebaleb halini alır mıydı?.. çarşı, pazar, bereketli? maşallah, kim kime, dum duma, istif misali, büyük bir hareketlilik içerisinde olur muydu?

***

Hele ki, 11. Karpuz festivali!.. Vur patlasın, çal oynasın diye halaylar çekilir miydi?! Kentin protokolü, zılgıtlarla karşılanıp, o biçim sarmaş-dolaş olur muydu? Kayyımlar, Gençlik buluşuyor konserlerinı tertipler miydi? Dağkapı meydanı, en hararetli, en haşin, en coşkulu eğlenceye ev sahibi olma şerefine iki yıl sonra, nail olabilir miydi? Ajanslara Gençlik Festivali muhteşem bir açılışla başladı, alanlar doldu taştı başlığıyla, haberler servis edilir miydi?

***

Mustafa çeçeli ile konserlerin serisine, nokta koyulur muydu? Ve tabi ki, tüm maddi sıkıntılara rağmen, yayımlanan tasarruf genelgesine rağmen, yerel yönetimler hiçbir kısıtlamaya gitmeden, harcamadan çekinmeden, bonkörce paraları, sanatını icra eden sanatçılara konser ücreti olarak harcayıp, meydanlara milleti doldurur muydu?..

***

Netice itibariyle bütünlük açısından yazının gidişatındaki seyir ile Diyarbakırımız dahil, ülkede iki yıl süresi içerisinde virüsle alakalı yaşananlar kadar, son haftalardaki keyfiyet arzı, bir kapıya doğru çıkacağını beklerken! Yine bir meçhuliyet.. Nitekim, o kapı da; felaket kapısı mı, yoksa başka bir serüvenin kapısı mı bilinmiyor? Onu hep birlikte göreceğiz! Tabi vebal hepimizin, bedel ödeyecek yine hepimiziz!!

***

İKİ TALEBE CHP NE DİYOR?..

CHPnin Kürt kartına odaklı, HDPyi muhatap gösterip, çözüme dair, laf etti ya!.. Kaç gündür konuşuluyor, tartışılıyor!.. Ama, hala da CHPnin çözüme dair, hangi koşulları, şartları, talepleri ele alarak yol alacağına dair, bir done ortaya koymuş değil Yol haritası meçhul!

***

Önceki yazımda, AK Parti bu kulvardan CHPye yüklenmeli ki, amaç hasıl olsun CHPnin çözüm çözüm çözüm dediği çantada ne var anlamında Katkı bazında, araştırıp, soruşturulan, elde edilen sonuca göre; iki talep yüksek derecede, çözüme dairde olmazsa olmazdır?..

***

BİRİNCİSİ.. Ana dile resmiyet kimliği kazandırmak.? Yani; eğitim ve öğretimde müfredat sahibi olsun.. Yerel yönetimlerde, ikinci resmi dil olarak, kullanılabilmesi yönünde; serbestiyet kazansın!

***

İKİNCİSİ.. İdari Özerklik.. Yani, kendi kendini yönetebilme özgürlüğü.. Yasaları da, mevzuatları da; kendisine özgü düzenleme, uygulama, hayata geçirme, serbestiyetine kavuşmak! Atama, görevlendirme de; kedi yönetiminde!..

***

Şimdi bu iki öneri ve beklentiye dair, CHPnin çözüm ve HDP muhataplığında Bay Kemalin fikri beyanı nedir? Siyasetin, işte bu kulvara odaklı, performans sergilemesi lazım.. Eğer ki, Kılıçdaroğlu iki koşula odaklı bir düşünce üretip, bizim yol haritamız budur derse; bir anlam teşkil eder!

***

Ve ahali de yürütülen tartışmalarda bir olgunluk olduğu gerçeğiyle, eğilim gösterir!.. Aksi takdirde, Cumhurbaşkanı Erdoğanın da ifade ettiği gibi; bunlarınkisi, boş teneke misali siyaset! Zaten ilk gün notu vermiştir; sorunun baş müsebbibi, sorun çözücü olabilir mi? Ne mümkün!..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Bir kuş bile nasibi kadar kanat çırpar gökyüzünde.