GÜNEY KORELİ'NİN ÖLÜMÜ?..
Eklenme: 11/22/2019 12:00:00 AM

Önce vakıanın bir özetini aktaralım!.. Güney Kore vatandaşı Jınwook Kim.. Önceki gün, merkez Bağlar ilçesinde yürürken; üç yerinden bıçaklanıyor.. Bıçaklayan 16 yaşlarında bir genç çocuk!.. İsminin rumuzu da; V.D Koreli, Kim hastanede ölüyor Fail denilen kişi de bilahare, gözaltına alınıyor Ki dün tutuklandı.

***

Olayın kısaca özeti böyle İlk öğrendiğim de, haber merkezini uyardığım gibi kendim de kendime cinayetin nedenleri konusunda da bir zihin jimnastiği içerisine girdim

***

Öyle ya, Kim denilen Koreli şahsın, Bağların varoşlarında o esnada ne işi vardı, faille arasında nasıl bir ilişki gelişti, çünkü, dört ay önce eşiyle Diyarbakıra gelmişYerleşmesiyle alakalı; sebep nedir?.. Bir yerde çalışıyor mu?

***

Doğrusu, emniyetten istenilen bilginin akmayışı, failin ifadesindeki çelişkiler, çevrenin de ketum kalma hali; bu minvaldeki soruları yanıtsız bıraktı

***

Yabancı bir ülke vatandaşının, Diyarbakırda Hele ki, Bağlar gibi bir ilçede; pek tenha olmayan bir sokakta 16 yaşındaki bir çocuk tarafından, öldürülmesi doğrusu; şehir için hayli vahim, olumsuzluklar zincirine neden olur?.. Sosyal, siyasal, ekonomik ve tabi ki turizm açısından; sorgulayıcı!..

***

Tabi, kafamı kurcalayan en önemli ve tek bir soru var?.. O da ekseriyetiyle Güney Korelilerin, Doğu ve Güneydoğuda varlık nedenleri; misyonerlik faaliyeti odaklı olduğu gerçeğidir.. Malum, geçmişte bir çok kez gündem oldular..

***

Kimin 4 ay önce eşiyle Şanlıurfadan Diyarbakıra gelişi söz konusu.. Eşinin de hamile olduğu konuşuluyor.? Diyarbakıra gelişi böylesi bir niyet üzerine miydi? Şanlıurfada misyonerlik faaliyeti olmuş mudur? Bağlarda bulunuşu, V.D ile aralarında oluşan ve cinayetle sonuçlanan hadisenin, temelindeki neden sadece iddia edildiği şekilde gasptan dolayı mı?.. Yoksa farklı bir ilişki söz konusu mu?..

***

Velhasıl; vakıa yeni, ama iç dünyası meçhul!.. Olayın her yönüyle kamuoyuna aktarılması gerekir.. Ki; ne kent ahalisi üzerinde, ne de dış etkenler açısından, ne de Diyarbakıra gelebilecek yabancılar noktasında bir muğlaklık oluşmasın.. Her şey bilinsin Şahsın Kasten adam öldürmek suçundan tutuklanması da; bilerek Kimin öldürüldüğünü ortaya koyuyor..

***

CHP MAHALLESİ!..

Bugünkü sohbetin gezintisini burda yapalım.. Son 48 saatlik süreçte, mahallede olup bitenler nelerdir?.. Şöyle ki

***

BİR.. Bu kadına haddini bildirin.. Kim diyor, CHPli Engin Özkoç.. Kime diyor, Ak Partili Özlem Zengine.. Meclisin çatısı altında.. Ki Zengin Başkanvekili olarak, oturumu yönetiyor..

***

Biliyorum; bu kadına haddini bildirin ifadesi bendeki gibi sizde de şimşek gibi çakmıştır, 28 Şubat döneminde vücut bulan anti-demokratik işleyişin yarattığı tahribatları..

***

Ecevit, kürsüde.. Merve Kavakçı Meclise başörtüsüyle giriyor.. Sol cenahın temsilcisi; başörtü düşmanlığıyla nara atıyor; Bu kadına haddini bildirin.. Dışarı atın..

***

Ne yazık ki, sosyal, hukuk devleti diye söylenip durulan, demokrasiye, insan haklarına, eşitliğe, özgür yaşama dair dem vuran yönetim, ki ülke bir İslam ülkesi olmasına rağmen; inanca göre giyime baş düşman kesilmişti..

***

Tahribatı yüksek oldu.. Hayatları kararttı.. Ölümler, zindanlar, sürgünler, yarınlara umut besleyenlerin hayalleri alt üst edildi.. İşte böylesi bir evrenin sembolü haline gelen Bu kadına haddini bildirin sözü, sol cenahın başındaki CHPden bir kez daha yükseldi..

***

Gariplik odur ki, Özkoçun iç dünyasını dışa vuran bu çıkışından bir gün önce, lideri Kılıçdaroğlu sokakta başörtüsünden dolayı şiddete maruz kalan bayanları arayıp, geçmiş olsun dileğinde bulunmuşken!

***

CHP bu.. Ne diyordu Kemal Bey CHPyi yönetmek zor!.. Galiba haklı.. Neyse tepe isim kendisi.. Bakalım Özkoç Türkiye eski Türkiye değil, sen hangi akıldasın hala.. Başörtü, bizim de milletimizin de artık kırmızı çizgisidir.. diyebilecek mi?..

***

İKİ Külliyeye giden CHPli.. İddianın sahibi, bir gazeteci.. CHPye ve Kemal Kılıçdaroğluna çok yakın bir isim.. Rahmi Turan.. Ki, hükümete karşı gazetenin de tepe ismi, Sözcü

***

Yazısına göre; CHPnin başına aday biri Külliyeye çıkmış.. Erdoğanla görüşmüş.. Erdoğan da ona demiş ki; CHPnin başına sen geç, iyi olur.. Ben sana destek olurum

***

Doğrusu, yazıyı kaleme alırken henüz bu minvalde mevzuyu gündeme taşıyanlardan kesin bir beyan oluşmadı.. Ne giden belirlendi, ne de CHPde kesin dille konuşulan oldu..Bay Kemal ise- biliyorum ama söylemiyorum gibisinden laf ediyor.. İki elin sayısı kadar isimden söz ediliyor; ama ortada isim yok.. Ne gariptir yazıyı kaleme alan Turan da sırlar alemindeki gibi, ismi unutacağıma dair söz verdim deyip, topu taça atıyor

***

Kısacası; iş CHP mahallesinde faili meçhule döndüğü gibi; çok başlı bir organizasyon da dedirtti! Ama, zan altında kalan isimler de çok!..Bir tek iddianın kesin bir dille reddi, Külliyeden geldiğini söyleyebiliriz.. Fahrettin Altun dedi; yazı hayal ürünü Peki, siyasi kulisleri bomba gibi sallayan durum kimin işine yarıyor; elbette ki Kılıçdaroğlunun.. çünkü, kongrede rakip olan her kim olursa olsun, Erdoğan ilişkili damgasını yiyecek.. Denir ya; 40 tas su dökse de o aday için fayda vermez..

***

Tabi, Erdoğanın hal-i hazırdaki siyasi seyir ve muhalefetteki Kılıçdaroğlunun performansı noktasında hayli memnun! diye de not düşebilirim.. Her seçimde kaybeden Kılıçdaroğlu, kazanan Erdoğan.. Hal böyle olunca, Erdoğan böylesi bir rakibi yeni ve taze bir isme kafa yoruculuğa, meyil verir mi; sanmam

***

İkinci mevzuya nokta koyma adına söylenecek söz şudur.. Turan, 50 yıllık gazeteciliğine an itibariyle Kılıçdaroğlunun nam-ı hesabına, kongreye tek aday girmek, Muharrem İnce dahil rakipleri diskalifiye etme stratejisiyle çizik atmıştır.. Yani alet oldu..! MHPli vekilin bir ifadesiyle, Turan şöhreti çıplaklıkla aldı?

***

Sonuç itibariyle, CHP mahallesindeki iki vakıa; acziyet ve hazin neticedir

***

ERKEN SEçİM

HDP erken seçim diyor.. Peki, CHPnin tavrı nedir; örtülü ödenek misali, örtülü destek veriyor Ama renk çaktırtmıyor.. İktidar ve bileşenlerinin ise; seçim takviminde ısrarı var.. Sonuç; çoğunluk demediğine göre; mevzu havanda su dövmenin ötesidir.. Hele bir kongreler yapılsın?..

BÜYÜKANITIN AMEL DEFTERİ?

Bizde denir ki; ölünün arkasından konuşulmaz..!.. El hak.. Konuşmam.. Ki biz yüzüne hep konuştuk.. 7. Kolordu Komutanı iken de.. Genel Kurmay 2. Başkanı ve Başkan iken de.. Dolmabahçe Sarayındaki görüşme sonrasında da.. Emeklilik döneminde de konuştuk..

***

Hep dedim ki; Zulümkar oldunuz, Günahınız çok Yaptıklarınızın vebali ağırdır.. Bugün için de; ateşin bol olsun duasını yaparken, hakkımı helal etmiyorum diyerek de onun amel defterini şahsım açısından ahirete bırakıyorum!

***

GÜNÜN SÖZÜ

çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar