HADİ ORDAN SİZİ GİDİ DALKAVUKLAR!….
Eklenme: 9/18/2019 12:00:00 AM

E be zevat!.. Bilmelisin ki; eleştiri bir nimettir.. Özeleştiri desen; nimetlerin de üstünüdür..

İrkilmedir.. Sorgulamadır.. Öze dair bir bakış ve çek halidir.. Yeni bir sayfa, yeni bir başlangıca dair; kendinle, yaptığınla bir hesaplaşmadır; eleştiri!..

Yeter ki, yıkıcı, yeter ki, incitici olmasın!

Ve o eleştiri; kim adına, neye dair yapıldığı da önemlidir..

Kişi var; eleştirir, kendi menfaati adına.. Kişi var; eleştirir, ahali adına, millet adına!

Yani eleştirileri de sapla-saman noktasında karıştırmamak gerekir!..

***

Ve şu da bir gerçektir ki!.. Vücut bulan eleştiri; kabul ve somut bir desteğe ihtiyaç vardır? Delilenmesi lazım..

Var olan hatanın, yanlışın işte bu noktasıdır diyebilmek!

Yoksa! Keyfiyete dair ise.. Dedikodu odaklı ise niyet; çamur at izi kalsın, hükmündedir!..

Hadise; çirkinleştiği gibi, söyleyen açısından karaktersiz bir, duruş ortaya çıkartır..

Hani bir söz var söyleyene değil, söyletene bak..!

***

Hele ki, makam, mevki, koltuk ihraz edilmişse; onun için her bir satır eleştiri Tutarlılık ve somuta dairse; altın bir akıl kadar yüksek bir nimet içerdiğini bilmeyen yoktur!

İyi okunmalı.. Ki hep ifade ederiz liyakat, ehliyet, samimiyet, dürüstlük, şeffaflık.. Ve ardından da şunu söyleriz; nerdeee o adam..!

Ne yazık ki, bu çığlık hep ses tonunu yükselterek, artmakta..!

***

Şimdi.. Tek ayak üzerinde; fırıldak gibi döneceksin.. Enva-i takla atacaksın.. Sen diyeceksin.. Ben diyeceksin.. Bizim oğlan, bizim kız deyip, duracaksın. Damat.. Gelin.. Enişte.. Ya da; abi-kardeş!.. Binbir türlü; ilişki ağı oluşturacaksın.. Ve hasbelkader; bir makama oturacaksın Yer edineceksin.. İster siyasi makam, ister bürokratik makam.. İster; bir başka makam olsun!...

***

Sonra!.. Ne kadar şeytani, sinsilik içeren, çıkar ve menfaat odaklı iş varsa, altına imza atacaksın.. Akan akçeler benim diyeceksin!..

Devlet malı deniz misali, har vurup-harman savuracaksın Eşine, oğluna, devleti paspas edip, kurumu ve makamı aile çiftliğine dönüştüreceksin!.. Hırsızlığını da, yolsuzluğunu da, usulsüzlüğünü de sağır sultan bilecek

***

Sözünle, eylemin.. İmzanla, envanterin!.. Kendinle, memurun.. Sürekli; kendi içinde çirkinleşip şirretleşecek.. Kimi yerde, sokak kabadayılığı.. Kimi yerde; pes pal, şizofrenik karakterle, düellocu olacaksın!.. En küçük eleştiriye.. Tepkiye.. Yazılan çizilene; tahammül etmeyeceksin.. Akıl yoksunluğuyla; atık batak çamur olacaksın!.

***

Sonra! O makamdan, o koltuktan alındığında..! Yeter bu yaptığın rezilliklerin haddi, hesabı kalmadı, denildiğinde! Yani, el çektirildiğinde.?! Ya da, izole edildiğinde Veyahut, sen biraz dinlen..! Hani; metal ve zihin yorgunluğu deniliyordu ya!.. İşte o hükümler, icra edilecek...

Ama, sonra ortaya döküleceksin! Sanki; hiçbir şey yapmamış gibi, o haltları başkası yapmış gibi dem vurmaya başlayacaksın..

Neymiş; liyakat.. Neymiş, ehliyet.. Neymiş, tecrübe.. Neymiş, istişare odaklı bir yönetim anlayışı artık kalmadı.. Bırakılmadı..

Kendine pay çıkarmaya başlayacaksın.. Sütten çıkmış ak kaşık misali kendini göstereceksin!.. İyi de, seninkisi iki yüzlülük ve riyakarlık..!

***

Ha bir de, iktidar hasımı kesileceksin.. Ya da, kulvar değiştireceksin!! İşte o da; hadi oradan dedirtiyor Takva hali

Makamda iken; oh ne ala Düşüncen de, ideolojin de, ahiret fikrin de, parti odaklıydı.. Enva-i yaldızlı cümleleri, sıralayan sendin!.. En baba adam, kesilip, racon dahi kesendin! Reis Reis.. Başkan başkan.. Müdürüm Müdürüm.. Bunları deyip; yatan-kalkan idin!..

Yakanda altın rozet vardı.. Elinde bayrak, miting, miting turlayandın Her gördüğüne; abi abi, biz de partiliyiz diyendin!?..

.

***

Ama, makam ve koltuk gidince.. Daha oturduğun yerin sıcaklığı gitmeden; saldırı ve düşman pozisyonuna girdin Başladın saydırmaya.. En büyük muhalif kesildin.. Saf değiştirirken, belden aşağı vurmaya başladın

***

Biliyorum!.. Diyeceksiniz ki, çağın karakteri bu! Maalesef.. Ceplerinde, bir değil, 6 partinin rozeti var.. Güne, zamana, konjonktüre ve kendilerinin, makam ve mevkilerine dair, kullanıp, takmaktadırlar.. Bugün, sağ, yarın sol.. Öbür gün, sosyalist.. Öteki gün; en faşist, ırkçı partili!Ve ne gariptir ki; her şeyin de ön safından eksilmezler.. Ve birileri de; kanar! Hasılı kelam; biz kendi noktamızda, ahali adına diyoruz ki, bizimkisi eleştiri.. Ve dediğimiz; hadi oradan sizi gidi dalkavuklar, sizi!!

ANNELERİN çIĞLIĞI

Evlatlarımızı istiyoruz.. Evlatlarımızı geri verin..!

çığlık net.. İstenilen açık

Onun için de, bu şunu dedi, öteki bunu dedi, berisi şuradan demeye gerek yok.? Ki anlam da içermez..

Ne akıl veren olsun.. Ne adres gösteren olsun

Ne de şu, bu, deyip annelerin feryadına siyasi ve politik mülagata malzeme edilmesin!..

Bir hal deyimi var!.. Her ne isen ve ne olursan ol!.. Gölge etme, başka ihsan istemem..

Bağrı yanık annelerin çığlıklarına kimse gölge yapmasın!.. Varsa bir gölge hali; o da evlatlarına kavuşmalarıdır.?

***

SİLVAN DEVLET HASTANESİ!

Bir önceki yazımda, dile getirmiştim; siz gazetecilerin işi değil başlığıyla!.. Dün sosyal medyada, paylaşılan bir resimle fark ettim

AK Parti İl Teşkilatı.. Milletvekili Oya Eronat Ki Partinin İlçe Teşkilatı dahil.. Kalabalık bir heyetle; Silvan Devlet Hastanesine gidilmiş!..

Başhekimle görüşülmüş.. Hastalar ziyaret edilmiş. Bilahare de İlçe Kaymakamıyla bir araya gelerek; ilçenin hal-i durumu istişare edilmiş!..

Evet; tüm bunlar sosyal medyadaki paylaşımın içeriği!.. Ancak, merak ettiğim bir ayrıntı.. Ki çift sorulu bir, ayrıntı!

***

Birincisi!.. İl Sağlık Müdürü o karede yoktu!.. Neden?..

İkincisi.. ki bu soru, bir önceki yazımın muhtevasına dairdir.. Hastanenin inşa edilen 150 yataklı bölümünün ne zaman hizmete açılacağı..

Tıbbi cihaz ve malzemelerin, alım ve ihaleleriyle ilgili ortaya atılan şaibelerin, yarattığı zaman ve güven kaybı!. Bunlara dair; bir soru, sorgulama ve istişareleri oldu mu!

Kendimize pay çıkarma, adına söylemiyorum..

Acaba, soruları ikmale getiren hadiseyi dile getirdikten sonra; Ak parti heyeti Silvan Sağlığına zorunlu bir çıkarma yapma, zarureti doğdu?..

Neyse; önemli olan Silvanın Sağlıktaki sağlıklı hal-i pür melali!

LAFI GEDİĞİNE SOKMAK!

Biri heykel çalıştayı yapar.. Diğeri Teknofestle Türkiye Teknolojisini dünya teknoloji ligine taşıyor..

Lafa gelince heykelciler çağdaş, diğerleri gerici..

Bize taş beyinli gençler değil, teknoloji kafalı gençler lazım

Savcı Sayan..

Lafı gediğine sokmak işte buna derim ben!