HİZMET DEĞİL, SİYASET!…
Eklenme: 11/14/2019 12:00:00 AM

Ekrem İmamoğlu.. Hal-i hazırdaki stratejisinin seyri yazı başlığında görüldüğü gibi; hizmet değil, siyaset üreticilik!! Belki, iddialı bir laf olacak, birileri de ön yargı diyerek, söylem geliştirebilecek.. Ama; görünen odur ki, İstanbul Belediye Başkanlığı makamı önümüzdeki zaman dilimi içerisinde daha bir aktif şekilde hep siyasetle hemhal olacak

***

Şöyle ki.. İmamoğlu.. Cumhurbaşkanıyla polemik içerisinde.. İçişleri Bakanıyla hasımane laf yetiştirme yarışında.. Eee, ekseriyeti AK Partili olan Belediye Meclis üyeleriyle; tehditkar muhabbetinde bulunuyor.. İç ve dış ziyaretleriyle siyasi beyanlarıyla gündem meşguliyetinde Beri yanda, İstanbula dair hizmet üretmeye yönelik projeleri de bir bir iktidarın imzası vardır deyip iptal etme, garezliğinde bulunuyor

***

Mesela; Haliçte yapılacak arıtma tesisini temel at-ma-ma fikriyatıyla, burada olmaz deyip siyasi takılması.. Proje yanlış Orda değil, burada yapalım.. Peki neresi, Erdoğanın Belediye Başkanlığı döneminde diktiği ağaçların bulunduğu alanı göze keserek, polemik edici oluyor.. Yani; manasız, işlevsiz, denir ya boş manevralarla şov vari bir tavır içerisinde.. Ki siyasi rakipleri de bunu kullanıyorlar.. İşte bu hal; hizmet değil, siyaset üretmedir?..

***

Eğer ki, hizmet gibi bir anlayışı, İstanbula bir çivi çakarım gaye ve hedef haslığı olsaydı; İmamoğlunun itici değil barışçıl olması gerekirdi.. Uyumluluk yollarını aramalıydı.. Politik bir stratejiyle, muhaliflerini kendi hanesine taşıma adına, köprü vazifesi görürdü.. Velev ki, karşıt bir hamle gelse idiyse de derdi ki İstanbulun hayrınadır, benim değil. Ama bunun zerre-i miskalinden bir nokta dahi yapmıyor..

***

Bilakis, tahriklere kapılıyor.. Tahrik edici adımlar atıyor.. Gaza geliyor, gaz verici, iticiliklerde bulunuyor.. Sürekli siyasi bir çatışma içerisinde Nitekim, Partisinden de, çevresinden de, görünen odur ki, kendisine oy veren seçmenler de bu nasıl bir adam çıktı deyip, biz ne yaptık der noktasına gelindi

***

Siyasette ana kural hiç kuşkusuz ki, kendinle barışık olmaktır. Ama , bu pek İmamoğlunda yok gibi.? Nedense barışık değil, kavgacı bir ruh çemberinde koşuşturuyor.. çevresel etkiden midir, yoksa İstanbulu yönetemeyeceğini gördüğü için mi işi iş yaptırmıyorlar noktasına getirmek mi istiyor?.. Yoksa, bu yolda yürüyüp siyasette bir üst koltuğa dair planı hayata geçirmeye mi çalışıyor..

***

Velhasıl; çok kollu bir siyasi yol! Şu anki İmamoğlunun yönetim stratejisi HDPnin geleneğinden gelen yerel yönetimlerinin ekseriyetinin, politikasını güdüyor gibime geliyor

***

Biliyorum bu ifadeyle HDPli dostlar, alınıp tepki gösterebilirler.. Böylesi bir zaman diliminde, böylesi bir ifade, olur mu diye? Belki haklılar, belki haksızlar... Özellikle, peş peşe demokratik bir seçimle göreve gelen Belediye Başkanlarına yönelik terör soruşturması kapsamında, görevden alınma, tutuklanma, el çektirme yerlerine kayyım atanma gibi, politikanın vücut bulduğu bir süreç işlerken tuz biber misiniz denibelinir?..

***

Ki, hal-i hazırdaki bu politikaya dün olduğu gibi bugün de katılmadığımı beyan ettiğim gibi! Suç sabit ve tespit olduktan sonra, hükmün yerine getirilmesi gerektiğini de ifade eden biri olarak; yaşananlar doğru bir seyir içermiyor diyorum.

***

Ama hakikatlere de gözümüzü kapatmamız gerekir... Bakınız, 20 yıldan buyana HDP ve geleneğinden gelen partiler bölgede, 102 civarında Belediye Yönetimini elinde tuttu.. Malum, iktidarın yolu yerelden geçer gerçeğiyle, siyaset değil, hizmet odaklı bir politika ortaya konulmuş olunsaydı; çok şey değişirdi bugünkü Türkiyede.. Hizmet gayesiyle mücadele eden oldu, ama ekseriyeti değil.. Hep siyaset hep siyaset üretildi!

***

İşte dün, Yenişehir Belediyesi ve Hazro Belediyesi Başkanları görevden alındı.. Gerekçe terör soruşturması, muhtevanın detayı siyasi konuşmalar Siyasi konuştu diye; şiddet ve fili bir eylem olmadığı sürece yardım ve yataklık gibi suç unsurunu teşkil edici durum hasıl değilse; mevcut muamele kabul edilir değildir.. Demokrasi, hukuk dışıdır...

***

Kısacası! İmamoğlu da, HDPli bazı belediyelerin yıllar yılıdır uyguladıkları stratejiyle yürüyor.. Nereye varacağını bilmem.. Ama sözümün başında belirttiğim gibi; hizmet değil, siyaset üreticidir... Peki getirisi olur mu?.. İşte burada, Ekrem İmamoğlunun Hedeflediği siyasi kulvar açısından ikilem içerisindeyim, seçmen duygusal olduğu için; çabuk değişebilir

***

Ki İstanbul farklı bir kültür endeksine sahip olduğu için; siyasetten çok hizmet sorgulayıcı olacağından dolayı; İmamoğlu eksilere düşebilir, seçmenin gözünde düşebilir.. Ama, ülke sathı açısından, iktidarın mevcudiyetindeki bizlerin de zaman zaman bu olmamalıydı dediği siyasi hamlelerine karşı artıları geliştirebilir

***

İşte bu noktada, acaba diyorum! Erken seçim beklentisiyle, Erdoğanın tek rakibi konumuna ben gelirim hayaliyle her hamlesini muhaliflik kurgusuyla mı atıyor İmamoğlu..!

Sizce

***

GURME FUARI VE EKSİK KARE!

Benimkisi bir soru olsun Aynen de öyle Dün Yöresel Lezzetler fuarının açılış töreni vardı.. Renkli bir ortam Fuarda, gıda ve yemekler, baş döndürücü bir koku ve iştah açıcı ortam hakimdi diyebilirsiniz? Ama dikkatimi çeken, benim de kafamda soruları ikmal eden, yemeklerin lezzeti ve kokusu değil, ana dair enstantane idi.. çünkü düşündürücü enstantaneler vardı

***

Şöyle ki..

Açılış kurdelesini, ki kurdele değil örgülü peynir idi, İlin Valisi ve Belediye Başkanvekili Hasan Basri Güzeloğlu kesmesi gerekirken, o kesmedi.. Onun yerine bir milletvekili mikrofonu alıp, konuştu ve sonra kesti.. Eski bir bakan O

***

Sanırım herkes bilir.. Bir İlin valisi kentin mülki amiri olduğu gibi protokolde de birinci isimdir.. Yani bir numarası.. Milletvekili iki numarada kalır.. Eski bakan olsa bile.. Ama saygı açısından, bazen öncelik verilir.. Tabi bütün işler Valinin uhdesinde yürütülüyor....

***

İşte bu nüans dünkü açılış kurdelesinin özellikle kesiminde vücut bulmadı, eksik kaldı Güzeloğlu kurdeleyi kesen kent ve dışarıdan gelen, siyasilerin ve oda başkanlarının hazırda bulunduğu grubun içerisinde yoktu.. Fuara geldi, hazuruma seslenip, konuşmasını yaptı, ama velakin iş açılış kurdelesinin kesimine yani toplu resim verileceği enstantaneye gelince, görüntüde yer almadı, yoktu..

***

Sorup-soruşturdum Vali Beyin bir başka programı var, onun için erken ayrılmak zorunda kaldı yönünde bilgiler aldım.. Tabi farklı gerekçeler sunan olduğu gibi; ben pek inanmadım.. Ki, benim gibi bir çok kişi, aynı düşünceyi paylaştı..

***

Denilen şu oldu.. Vali Güzeloğlu ile Oda Yönetimleri ve O kurdeleyi kesen grubun başındaki vekille pek hoşnut bir diyalog içerisinde değil Ki bir süredir kulisleri meşgul ettiğini de biliyorum.. Hatta daha önce de bu duruma dikkat çekmiştim..

***

Özellikle, Vali Güzeloğlunun Belediye Başkanvekili olarak görevlendirmesinden sonra, Oda Yönetimlerinin kendisine karşı ortak bildiri yayımlayarak, tepki verdiği Söz konusu siyasinin de bazı kadro taleplerinin Vali nezdinde karşılık bulmaması nedeniyle, Valiye karşı mesafeli bir organizasyon benimsedikleri

***

Dünkü enstantanelerin işte bu hal-i durumdan kaynaklı olabileceği, düşüncesi bende hasıl olduğu gibi bir çok katılımcının zihnini de kurcaladı.. Ki bende de bir soru işareti olarak kaldı.. Hele ki, AK Partinin medyadan sorumlu İl Başkan Yardımcısı Mübarek Yazın istifa sonrası Valiyi uğraşan bir zümre olduğu yönündeki beyanı aklıma gelince!

***

Der demez bu iş, başka bir program gerekçeli değil çünkü, Diyarbakırın üst katmanı iş yapan, hizmet üreten, biat edici olmayan, idarecileri pek sevmediklerini, bilmeyen yok.. Zaten, kentin yıllar yılıdır yaşadığı travmatik hal ve kan kaybı durumu bunun faturası değil mi?

***

Güzeloğlu gerek valilik ve gerekse Belediye Başkanvekilliği evresinde, başarılı icraatlarını yakından takip ediyorum, şehir ahalisi de vakıf Yani iş yapan biriO kurdelenin kesimindeki, Vali Güzeloğlunun enstantanedeki eksikliğinin, kim ne derse desin ana etkeni, kafama takılan sorunun muhtevasından öteye bir şey değildir

***

GÜNÜN SÖZÜ

Politika politikacılara bırakılmayacak kadar önemli bir konudur..