İDLİB'E "STATÜ" KARARI..
Eklenme: 3/7/2020 12:00:00 AM

Görünen o! Erdoğan ve Putinin ateşkes kararı, buna delalettir.. Ki, 6 saat sonra Erdoğanın ifadesi de, bu oldu? İdlibe yeni bir statü oluşturulması.. Ne demektir bu, İdlib özerk bir alan mahiyetiyle, bu bölgede gelebilecek her türlü saldırı.. Rejim de dahil; anında cevap verilecek?..

***

Ateşkes muhtevasında; insani kriz yaşanmayacak, siviller korunacak! İdlibde temas hattı boyunca askeri faaliyetler askıya alındı.. M4 Karayolu 6 km, güney ve kuzeyde, kontrol altına alınarak güvenlik koridoru oluşturulacak.. 15 Mart itibariyle, Trumbadan Ain-Al-Havra ya kadar olan bölgede; ortak devriye yapılacak.. Türk ve Rus güçleri..

***

Sonuç itibariyle; ateşkes dün gece yarısından itibaren, sağlanmış gibi görünüyor.. Soçi Mutabakatı ve Astana görünen o ki rafa kaldırıldı.. İner mi, indirilir mi, farklı bir süreç ikmale getirilerek, geçici seyir kalıcı somut bir hamleye dönüşür mü, onu da zaman gösterecek?.. Ama İdlib uzun soluklu bir arena oyunu gibi görünüyor!..

***

Ancak, ateşkes kararı!.. İdlibe dair yeni statünün masaya getirilmesi.. Farklı mülahazalar üretilse de, ortaya çıkan resimde, Türkiyenin kararlılığı sonucu inşa etti.. Hem sahadaki güç.. Hem de, İdlib dahil, Suriyenin geleceği, siyasi, ekonomik ve coğrafik düzeyde, söz sahibi ülkelerin başında, Türkiye geliyor.. Yani Türkiyesiz bir hamle söz konusu değil..

***

Tabi, Suriye için bu ateşkes kararı her şey bitti anlamına da gelmez!.. Rusya, Türkiye ile ikili mutabakattaki eğilimi tamamen, Esed rejiminin varlığını sürdürmeye yönelikti.. Yoksa, Rejim elden gidebileceği gibi, Türkiyeyi de kaybedecekti.. Putin bunu gördü.. Erdoğan da pozisyon üstünlüğü sahada kazançtan çok zarar üretici olduğu rasyonelliğini gördü

***

Peki, Moskovadaki zirve ve imza atılan kararlar, süreci tamamladı mı.. Bence hayır, daha işin başı.. çünkü, İdlibten sınır bölgemize yaklaşan ve dar bir alanda sıkışan 2 miyona yakın Suriyeli var.. Her an için; Türkiye açısından mülteciler ordusuyla yüz yüze gelebilme var?.. Burda da, Moskovadan çok, ABD ve ABnin rolü önem arz edici oluyor.. Destek gelir mi?.. Yani, maraton uzun!...

***

AK PARTİ CEPHESİNDE CHP!

Vallah ne diyeyim!.. CHPnin son çıkışları ve haleti ruhiyesinden toplum muzdarip ise de, keyif çıkaran ve memnuniyet içerisinde olan, siyaseten kazanımı bulunan AK Partidir.. Başka da yok!

***

Evet biz günlerdir, yazıyoruz, çiziyoruz.. Ahali olarak da, tepki koyuyoruz.. Olup bitene olmaması gerekir diye, hüküm veriyoruz, konuşuyoruz!! Ki siyasetin dili, siyasetin karakteri, seçilmişin ilkeleri bunları kabul etmiyor diye..

***

İş artık paspas bir hal aldı deyip, kendimizce laf ediyoruz.. Ötekileştiren, kin ve nefret duygularını körükleyen, tarafları birbirine düşman ettirip, yumrukların sıkılmasına neden olan, bu hal terk edilmeli diye!..

***

CHPnin şerefi, haysiyeti, namusu ayaklar altına alan, hainliği, alçaklığı revaç ettiren, siyaseti deli dumrul gibi... Denir ya, kötü söz sahibini bağlar.. İşte bu söz, CHPye kapama AK Partiye siyasi hazine kapısı, topluma da, muhalafetten bir cacık olmaz fikrini kazandırıyor.

***

Kısacası, Özkoçun seçilmiş bir devlet büyüğüne yönelik akıttığı salyalar, CHPnin ve zihniyetinin gözü dönmüş şuur kaybını yaşadığını ortaya koyuyor.. Siyaset üretemeyen, strateji belirleyemeyen, ülkenin ve milletin sorunlarına çözüm sağlayamayan, Türkiyeden be haberdar, tutarsız bir akım..

***

Bence, AK Partililer düşüşe yönelik ibrenin yükselişe gidişine vesile olan Kılıçdaroğlu ve Özkoça maç izler gibi, tribünde Aslan Kılıçdaroğlu, Aslan Özkoç tezahüratında bulunmaları gerekir.. Yoksa; iktidarın kıymeti, ana muhalefetin paspallığı ortaya çıkar mıydı?

***

ŞAMA GİDER Mİ

Esedin gazetecilerinden Nidal Sabehin bir yorumu.. Sosyal medyada, tıklanıyor.. Daveti var, CHP Lideri Kılıçdaroğluna.. Diyor ki, Şamı ziyaret edin.. Esedle bir görüşün?..

***

Öyle ya, Hafterde kısa süre önce, Şama gitmişti.. Ki Şam yönetimi, Büyükelçilik yetkisini, Hafter yönetimine vermişti.. Müttefik görüyor ya!..

***

Sabehin daveti de, böylesi bir müttefiklik ruhuyla, vücut bulmuş olacak.. Erdoğana hasımlık ve yönetimi düşürme sonrası, kimin neyi düşündüğünü de bir ölçüde, ortaya koyuyor!

***

Boşuna söylenen bir söz değil.. Erdoğan, şu an Ortadoğuda Türkiyenin varlığı, dirliği, birliği ve bütünlüğü için, var olan ateşin ülkeye sıçramaması için; yedi düvelle savaşıyor.. Ama, içimizdeki Erdoğan düşmanlığıyla körelen göz ve zihin sahipleri, resime bakma cesaretinde değiller..

***

KÜPENİN KOKUSU!

Yine Tarım ve yine gelen pis kokular! Bir süredir, konuşuluyor Hayvan Küpesiyle alakalı, birileri tarafından şeytani hesapların, organize edildiğine ilişkin.. Küpe karaborsa..!

***

İlginçtir.. Hadise yazılmasına, çizilmesine, konuşulmasına rağmen.. Hayvan yetiştiricilerinin attıkları çığlığa, yaşadıkları mağduriyetine; ser veren olmadığı gibi, tınlayan da yok! Sistemi işleten de yok..

***

Ne diyor Hayvan Besicisi Adil Korkut.. küpe istiyorum küpe yok, küpeleme yapın diyorum, sistem kapalı deniliyor.. Küpesiz büyükbaş hayvan yakalandığında, 750-800 lira cezası var.. Ki, ceza yiyoruz da! En büyük iddia ise!.. Bölge illerinde, ki Diyarbakır dahil.. İki yıldır, büyükbaş hayvan küpelemesi yapılmıyor?..

***

İlgili ve yetkili zevat!.. Bakalım, küpelemeden gelen pis ve kötü kokulara karşı, ne diyecek Neden; küpeleme sistemi kapalı?.. İki yıldan buyana, bölgede küpeleme yapılmadığı doğru mu?

***

Bir de, küpeleme bir ölçüde bölgedeki küçük ve büyük başhayvanların kayıt altına alınması demektir.. Galiba birileri, bölgede kayıtdışı hayvan yetiştiriciliği ve pazar sektörünü teşvik etmek istiyor!.. Ama kim?

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Aklı kalleşliği özümsemişse, alçaklığı binbir çeşittir!