İSTER TORPİL, İSTER REFERANS OLMASIN!!…
Eklenme: 9/25/2019 12:00:00 AM

çünkü, ikisi de; kayırmanın kardeşi! çağa özgü bir evrimle.. Dün torpil idi, bugün referans!..

Neyse; adil bir işlem değil Adaletsizliktir.. Onursuzluktur.. Şeffafsızlıktır..

Kayırmadır.. İhanettir.. Şeytani bir işbirliğinin dışa vuruşudur!

Mevzuum!.. İşsizlik üzerine.. Ki, ülkenin, bölgenin ve tabi ki Diyarbakırın kanayan yarası..

Ve ne yazık ki; torpil ve referansta aynı minvalde; kahredici!

***

Sözün dünkü manşeti, dikkatinizi çekmiştir.. Değişmeyen manzara..!

Binlerce kişi; İŞKUR kapısına dayanıp, kuyruğa girmiş.. Kadınlar ayrı.. Erkekler ayrı..

İyi ki, bu hassasiyet gözetilmiş. İki ayrı sıra.. Batıda, bu hassasiyette yok.. Kadınlı, erkekli tek sıra!..

Kuyruk; Milli Eğitime alınacak, güvenlik ve temizlik elemanı.. Ki, bu iş 9 aylık

Yani geçici işçi.. Asgari ücretli Beyana göre; 2 bin kişi alınacak.. Bin beş yüzü, temizlik.. 500ü de güvenlik görevlisi

***

Başvurular bugün sona erecek.. Merkez dahil, her ilçede başvurular ayrı yapılıyor.. Gayri resmi rakamlara göre, başvuranların sayısı, on binlerin üzerinde.. Yani; işsizler ordusu, geçen yıla oranla kat be kat artmış. Hele ki; işten çıkarmaların arttığı bir evrede!

İŞKUR 9 aylığına alacağı 2 bin işçi için; nasıl bir yol çizecek?..

Noter huzurunda kura çekiminde mi bulunacak?..

Yoksa, bilinen ve aşılamayan sistemle mi yapacak?. Yani; GBT adıyla, Valilik, Kaymakamlık, Milli Eğitim İl ve İlçeler, beri yanda, parti teşkilatlarının hazırlayacağı ifade edilen, listelerin gönderilmesiyle mi, seçilecekler?

***

Doğrusu! Sokağın.. Kuyrukta bekleyen işsizlerin..

Kadınlı, erkeklerin herkesin, ağzından çıkan ilk sözcük şu! Kuş taşa değerse

Yani; enva-i kuşku, kaygı ve şaibe zihinlerini kemiriyor.. Mülahazası yüksek! Ama yine de; bir umut diyerek, gelip iş başvurusunda bulunduklarını söylüyorlar

***

Geçen yıla atıfta bulunanlar da var.. Ki biz de kaleme almıştık El insaf diye, biraz şeffaf olun, adil olun, hak ve hukuka riayet edin.. Adamcılık yapmayın.. Torpili, referansı terk edin.. Kartvizitle; insanların umutlarını yıkmayın.. Bankamatik, TYPliler hükümete, devlete ve kurumlara ağır faturalara neden oluyor..

Güven, itibar ve sadakati, zedeliyor

Ama kime diyeceksiniz! Hal-i alem orta yerde..

***

Umarız, ki beklenti bu yönde İŞKUR.. Ki en büyük vebal sorumlusu.. Pozitif ve negatif yönünde.. Birileri dikta etse de.. İster siyasi olsun, ister bürokratik yönde olsun.. İsterseniz de; başka bir kurumsal güçten olsun.. Her kimden gelirse gelsin; uygulayan ve kaydını tutan, İŞKUR olması münasebetiyle; muhatap ve sorumlu kendisi

İki ayrıntıyla, meseleye virgül atmak istiyorum.. çünkü; görünen o ki, bu işin hamuru, işe başlama gününe kadar hayli su olacak gibi

***

O ayrıntılardan biri şu.. Madem; her yıl TYP kapsamında MEBe işçi alınıyorsa.. Ki alınıyor.. Neden; her yıl işlemler, kayıtlar, başvurular sil baştan yapılıyor Onca bürokratik işlem, onca soruşturma, tahkikat, güvenlik, evrak tanzimi; neden?

Ki o kişi.. Görevlendirildiği okulu, tanıyor, öğretmenini biliyor, öğrencilerle aşina olmuş.. Yani; bir tecrübe kazanmış.. İşi nasıl; yapacağını biliyor.. Daha açık bir ifadeyle, liyakat ve ehil olmuş.. Bu kişiyle; işi güvence altına almak var ken.. Neden; hiç bir tecrübesi olmayan, okulu, öğretmeni, öğrenciyle mesai yapmamış biri, zorunlu hale getiriliyor?

***

Bir diğer önemli ayrıntı da.. Okullar eğitim ve öğretime açıldı.. Haftalar geçiyor.. Takvime göre, başvuru, alım şekli bir ay daha sürer gibi.. Yani iki ay okullar açık olmuş oluyor.. Peki bu süre zarfında, temizlik ve güvenlik işlerini kim yürütüyor.? Eskiler mi. yoksa okul idaresi başının çaresine mi bakıyor?

***

Hasılı kelam! Söylenecek söz ve herkesin beklentisi şu!.. Şeffaf, adil, hak, hukuk ve adaleti gözeten bir uygulamayla işçi alımı yapılsın.. Şunun, bunun, siyasetin, teşkilatın, nam-ı hesabına, haklar gasp edilmesin!

***

ANLAMAK ZOR!

Hem de çok zor.. Kendim dahil.. Herkesin ağzında sakız misali, Ekrem İmamoğlu, deyip duruluyor

Özellikle, iktidar kesimi..

Özellikle, kerameti kendinde menkul, trollere!

Ha bire; ok atıyor

Yok, yeteneksiz..

Yok beceriksiz..

Yok kalitesiz..

Yok iş bilmezin teki..

Yok, şu, yok bu denilip duruluyor!

Her gün; bir köşe mevzusu!

İyi de bu kadar; beceriksiz, iş bilmezden söz ediliyorsa, bu telaş ve korku niye!

***

Garip bir durum ki!.. Adam otobüs şoförlerine, talimat vermiş..

Culup gibi olun.. Sakal yok.. Her gün traşlı olunacak.. Kılık-kıyafetiniz, temiz, ütülü

Yani bir itina, bir temizlik, bir beyefendilik, hanımefendilik istemiş..

Vay sen misin; bunu uygulayan diye, yerden yere vuruluyor..

***

İyi de, paspal hali mi olsun.. Saç, sakal, bıyık, birbirine karışmış olsun.. Kılık-kıyafet, kirlilikten, kötü kokudan geçilmesin mi?..

kısacası, siyasi hasımlık akıl kilitlemesine döndü.. Yoksa; Belediyeyi temsil edenin, hal-i durumuna, Başkanın söz söyleyecek sözü yok, noktasına gelinmezdi?..

Konuşulması gereken ne; İstanbul ahalisi.. Ama yok!..

***

Dikkat ederseniz; Diyarbakırımızda da, benzer bir hal var

Gerek seçimle gelen Başkan için olsun..

Gerekse de, hal-i hazırda kayyım, ya da Başkanvekili olarak, atanan zat için olsun

Konuşulan..

Yazılan..

çizilen üzerinde, tepinip, mülahaza edilen mevzu.. Varsa yoksa; ne söylediğinden nasıl bir eleştiri oku çıkarılabilinir, fikriyatı var

***

Bir hizmet mi üretmiş?.. Halkın beklentilerini mi karşılamış.. Ya da, olmaması gerekeni mi, yapmış.. Hiç önem arz etmiyor..

Edici olan; siyasi hasımlığın körelttiği, aklı kilitlediği zihinle; tu kaka etmek var

Galiba ne istediğimizi bilemez bir hale gelmişiz..