KADINA YÖNELİK ŞİDDET!…
Eklenme: 11/26/2020 12:00:00 AM

Yıkıcı, yakıcı ve kahredici

Kanayan bir yara

Bireyi de, aileyi de, toplumu da, devlet-i aliyeyi de; derinden etkileyen hadiseler zincirine sahip!!

Nesillere de nüfuz edicidir..

Şiddeti gören için de, şiddeti uygulayan için de, şiddete şahitlik eden için de silsile misali insanı ve vicdanı erozyona uğratıyor!

Tabi; şiddet bugüne özgü değil..

Ne yazık ki, insanoğlunun yaratılış tarihine dayanmaktadır

Ama gel gör ki, kabul edilmez olunan Kadına Şiddet yarasını sarmada, ortak irade sergilemede imtina etme halimizdir

Pek irade ortaya koymuyoruz

Halis bir niyetle ortak irade sergilemede; kırmızı çizgimizi göstermiyoruz

Hep konuşuyoruz!..

Şiddet, cinayet, taciz, tecavüz..

Şiddet derken, salt fiziki, kaba şiddeti kast etmiyorum!?.

Enva-i şekli var.. Psikolojik.. Cinsel.. Sözel.. Ekonomik.. Sosyal.. Siyasal ve ideolojik dahil olmak üzere

Toplumsal baskı

***

Düşünülmesi gereken noktalar...

Erkek tarafından uygulanan şiddetin toplumda mazur görülmesi..

Şiddetin kadına güç gösterme ve otorite kurma aracı olarak görülmesi gibi..

Eğitimsizlik, alkol, madde ve kumar bağımlılığı

Ekonomik problemler ve işsizlik

Ailevi problemler ve geçimsizlik

Medyanın olumsuz etkileri, maço erkek tipinin film ve dizilerde yüceltilmesi

Yanlış arkadaş seçimi ve yanlış çevre İletişim eksikliği Biyolojik sorunlar

***

Bu minvalde nedenlerine, körüklenmesine, süreklilik arz edici haline dair verileri çoğaltabiliriz!?..

Farklı etkenlerin, bilimsel ve akademik sonuçlarını da ortaya koyabiliriz!?..

Hele ki, siyasi ve ideolojik yaklaşım..

Beri yanda, din ve inanç üzerindeki sınıflandırma!

Lakin, ortak bir noktada buluşmuyoruz!..

çünkü, şiddeti de, kadını da; kısır döngü içerisinde kendimize göre sınıflandırıyoruz!

***

Bakınız, dün Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günüydü?

Diyarbakırdan, ülkenin bir çok il ve ilçesinden, yüzlerce, faaliyete dair, haber ve yorumlar aktı!

Yaldızlı, yıldızlı, ki kırıcı, yıkıcı olan cümlelerin de yer aldığı beyanlarda, dikkatimi çeken şu oldu

Şiddete dair, çözümsüzlükte ne kadar mahir olduğumuzu..!

Somuta odaklanma yok

Varsa, yoksa günübirlik yaklaşım ve tavırlarla geçiştiriyoruz mevzuyu..!

***

Optimarın geçtiğimiz Ağustos ayında bir araştırması yayımlandı..

Kadına yönelik erkek şiddetine karşı ne düşünüyorsunuz? sorusuna gelen cevap

Muhtevası; bizim neden ortak bir payda ve ortak akılla mücadelede buluşamadığımızı da ortaya koymaktadır..

Bir kesim Diyor ki; büyük bir sorun.. Somut ve caydırıcı önlemlerin alınması gerekir..

Bir kesim Diyor ki; sorun çok abartılıyor. Kadına şiddet, gösterildiği gibi yaygın değil..

Bir kesim Diyor ki; şiddetle mücadele yeterince yapıldığını düşünüyorum

Dikkat edersiniz; net bir tavır sergileme yok!

Mırınlı, kırınlı, şu oldu, bu oldu diyoruz!

Küçük görüyoruz, baştan savuruyoruz..

En körükleyici olan ki şiddeti doğuran ana tema kadını cinsel obje olarak sunma haline özgürlük diyoruz!

Batılılaşma, çağdaşlık gibi tanımlamanın libasını giydiriyoruz..

Yakışıksız bir halle!

Yani net değiliz.. Hele ki, kadına karşı samimiyette, hiç de samimi değiliz..

***

Bakınız

Bireysel düzeydeki şiddet sebepleri arasında en sık görülen etkenlerden bazıları..

Eğitimsizlik çatışma ve çözüm bulma becerilerindeki eksiklik..

Öfke kontrolünde yetersiz kalma

Sosyal beceri eksikliği, engellenmişlik duygusu..

Aşırı alınganlık, dışlanmışlık ve yalnızlık duyguları

Özgüven eksikliği, ilgi eksikliği...

Aile içi iletişim eksikliği...

Tutarsız disiplin yaklaşımı; aşırı baskıcı veya rahat aile tutumları...

Sıklıkla engellenme ve cezalandırılma..

Aile içi şiddete maruz kalma veya tanık olma..

Fiziksel, psikolojik ve cinsel açıdan istismar edilme

Madde ve alkol bağımlılığı.. Anti-sosyal kişilik bozukluğu

***

Kadına şiddet ya da Kadın Cinayetlerini son buldurmamız için

Önce kadını; bir anne olarak görmek gerekir

Ki inancımızda da, anneye yüklenen büyük bir vasıf var..

Evlatları için.. Cennet annelerin ayakları altındadır diye

İşte.. çözüm ve çözümsüzlüğü ortadan kaldıracak; sihirli değnek burası!

Kadın da, kadının eşi olan anne evladı da; çizgisini bu yönde, belirlemeli!

Namusunu da İffetini de Haysiyetini de; kırmızı çizgi ve sıfır tavizle koruyup kollaması lazım!

Şiddet!..

Keyfi bir olgu olmadığı gibi..

Etken de; kendiliğinden oluşan değildir

***

Unutulmamalıdır ki, hiçbir şiddet türü şahsi bir mesele değildir

Aile içi bir mesele gibi değerlendirilip susmayı da gerektirmemektedir.

Hiç bir sebep bir canlıya şiddet uygulanmasını mazur gösteremez.

Bunun için de bireysel olarak, toplumsal olarak ve devlet eliyle kadına şiddetin önlenmesi adına; bir kırmızı çizgi oluşturulmalı?..

çünkü hadise; gelecek nesillerin de kaderini belirleyecek mahiyettedir.

Şöyle ki

Geleceğe fiziken ve ruhen sağlıklı, saygılı erkek evlatlar mı yetiştirilecek?

Yoksa şiddet görmüş, toplum tarafından dışlanmış, yalnızlaştırılıp susturulmuş kız çocukları mı yetiştirilecek?

Kadına şiddetin sonlanmasını istiyorsak

Önce eğitim.. Sonra öğretim..

çünkü; kadın ailenin de, toplumun da, nesillerin de bir ölçüde öğretmenidir?..

İdare ne kadar kötü olursa olsun..

Öğretmen..

Sınıfındakilere eğitiminde üstünse..

Sorun yoktur!?.

Ailenin eğitimi kadından geçer...

Rotası da, dinimizdir, inancımızdır, örf ve adetlerimizdir, gelenektir, görenektir

Sonuç, Kuranın rahmet mesajlarını, İslamın ahlak ilkelerini ve Peygamberimizin örnek hayatını özümsememizdir

İişkilerimizin temeline insaf, adalet, şefkat ve merhameti yerleştirmemiz gerekir..

Tabi şiddeti doğuran etkenlere karşı da toplum olarak tavizsiz mücadele vermemiz lazım..

Ceza-i müeyyidesinde ise; caydırıcılık hakim kılınması lazım!!

Zira bir toplumda adaletin ve merhametin varlığı, bir insanda vicdan ve ahlakın seviyesi, zayıflara ve güçsüzlere gösterilen tavırla ölçülür.

Bu bağlamda İslam, başta kadın ve çocuk olmak üzere insanı örseleyen, ötekileştiren ve metalaştırarak haysiyetini ayaklar altına alan söz konusu cahiliye düşüncesinin tamamen ortadan kaldırılmasını ve gönüllerde saygı ve muhabbetin, ailede rahmet ve meveddetin, toplumda hakkaniyet ve adaletin hakim kılınmasını istemektedir.

***

AĞLAYAN ARINç..

Bülent Arınç her şeye ağlıyor.. Vicdanıyla konuşuyor ya!... Ne de duygusal bir abi oldu gitti..

İstifasının içeriğine vakıf oldunuz mu?..

Diyor ki

Yasin Börüye gözyaşı döktüm

Eee Selahattin Demirtaşa da diyorsun ki..

Suçu ne ki, bırakın gitsin?..

Ne demiştik ilk gün Söyleyene de değil, söylenene bakın?..

İki yönlü; yaman çelişki?..

Vicdan bu haliyle kimden yana?

Sahi, Arınç bu hal-i durumuyla kime yarandı?..

Neyse, fazla yüklenmeyelim

Şu an duygusallık lohusluğunda!?.

***

ERDOĞAN DÜN NE DEDİ?

Grup toplantısında çok konu başlığına değindi Özetlersek, konuştuklarını Düne dair ekseriyetiyle konuşmasında cevap verdi

***

Birinci başlık CHP ve AK Partiden ayrılanlar..

ABDli ve ABli çevrelerin özgürlüğün savunuculuğunu yapmadığı, başka ajandalarla hareket ettiğini herkes biliyor.

CHP başta olmak üzere nereden beslendiğini işin sahipleri ikrar ediyor. Yeminli Türkiye düşmanlarını anladık. CHP içindeki tetikçileri anladık. Yıllarca aramızdakilerin de aynı trene binmesini anlamadık.

***

İkinci Başlık Bülent Arınçtı..

Peki yıllarca bu mücadeleyi birlikte verdiğimiz kimilerinin de aynı trene binmesine ne demeli? Neymiş, filancalar filancalar niye hl hapisteymiş. Bunları herhalde ödüllendirecek halimiz yok. Bu teröristlerden birinin yazdığı kitabı herkesin okumasını tavsiye etmesi beni rencide etti. Kitabı okunması istenen bölücü terör örgütünün siyaset maskesi takmış savunucusudur.

***

Üçüncü Başlık Kayyum!..

Niçin kayyum atanıyor diyenlere sesleniyorum. Bunlar maalesef oralarda devletten aldıkları imkanı dağa gönderenlerdi. Gönderemedikleri için çukur açtılar. Kayyumlarla beraber tüm bölgeyi tepeden tırnağa düzenlemeleri yaptık. 15 yıl önce o bölgeye gidenler şimdi gittikleri zaman tanımıyorlar. Biz bu millete hizmet için varız. Barış için geldik, nerede terör, terörist varsa ezmek için varız.

Dördüncü başlık; Reform..

Hl parlamenter sistemi savunanlar var. Türkiye yıllarca bu sistemi denedi, koalisyonlarla bu ülke ne hale geldi. Cumhur İttifakı, Türkiyenin en geniş tabanlı siyasi dayanışma örneğidir. İnşallah önümüzdeki hukuki ve ekonomik reform gündemini de yine Cumhur İttifakı olarak hayata geçireceğiz

***

Beşinci Başlık; Aşı müjdesi..

Kendi aşımızla ilgili de önemli bir yere geldik. En geç Nisanda kendi geliştirdiğimiz aşıyı da uygulama seviyesine getirmiş olmayı planlıyoruz. Kendi geliştirdiğimiz aşıyı da en uygun şartlarda inşallah tüm insanlığın hizmetine sunmak düşüncesindeyiz

***

Ve, Anayasanın 138 maddesi

Anayasanın 138. Maddesi beni ne kadar muhatap alıyorsa benim dışımdakileri de muhatap alıyor.. Niye gereği yapılmıyor..

***

DUYDUNUZ MU?

Duyan duymuştur..

Duymayanlarınız duysun

ABDden müjdeler var(!)

CHPnin istemiyle; Amerika, Türkiyeye Demokrasi getirecek

Yok ya demeyin?!

CHPli Ünal çeviköz de diyor?..

Peki nasıl olacak..?

Olacağı şu

Cumhur ittifakının iktidarına son verilecek..

AK Parti ve MHP ittifakı bozulacak

Al aşağı edilecekler..

Erdoğan da Başkanlık kürsüsünden indirilecek?

Ondan sonra da, Amerika demokrasiyi Türkiyeye getirecek?..

Nasıl olacak?..

Nasıl olacağı var mı Amerika bugüne kadar gittiği her yere demokrasiyi nasıl götürmüşse!

Türkiyeye de öyle getirecek demokrasiyi!!?..

çeviközün dediğine göre

Kolları sıvamışlar..

Joe Biden, görüşme trafiği başlatmış..

Sorguluyor..

15 Temmuz neden akamete uğradı..

Devamını, nasıl getirebileceğiz diye..

Türkiyeden bir dizi bilgiler istemiş..

Tank, top, tüfek..

STK..

Kurum

Gönüllü, gönülsüz

İç ve dıştaki, hazır kıta bekleyenlere dair..

Ne diyelim

Geleceği varsa, göreceği de vardır?..

***

GÜNÜN SÖZÜ...

İyiliği gizlemek, kötülüğü gizlemekten daha üstündür.