KİM KİME NE KADAR SAMİMİ?…
Eklenme: 2/12/2024 12:00:00 AM

Herkesin malumudur; Mayıs seçimleri, muhalefet partilerin cephesinde, çok derin sarsıntılar yaşattı!.. Hele ki, altılı masa!.. Masadan eser kalmadı.. Tar-u mar!.. İttifaklar alabora.. İşte CHPnin hal-i pür melali.. İşte İyi Partideki fırtına.. Ve diğer küçük partilerdeki, itişmeler.. Hiç kuşkusuz ki bu kervanda DEM Parti de ciddi sancılar ve sorgulamalarla karşı karşıya geldi! Görünen köy kılavuz istemez!..

***

DEMle alakalı yükselen sesin volumu tüm kulakları tırmaladı!?. Yeter artık, aparat olmak, yeter artık birilerine payanda olmak!.. Yani özetle birilerine kazandırmak ve kaybettirmek zorunda değiliz, artık denildi Hür ve müstakil siyaset, çok yönlü bir şekilde, parti tabanından, üst yönetime iletildi.. Bunu da, kent uzlaşı toplantılarında parti seçmeninin özeleştiri talebinde bulunmasında gördük!

***

Bu da, gayri meşru değil, meşru bir siyasi irade temsiliyetinin sahada olması gerektiği gerçeğini, artık tartışılmaz olduğunu göstermeye yeter de artar!?. İkmale gelen bu adımlar kervanına Selahattin Demirtaş katılım göstererek, farklı bir kapı ve yelpaze açmak için ilk hamesini yaptı.. 31 Mart seçimlerinde, eşi Başak Demirtaşın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığını öne çıkarmasıyla gerçekleştirdi.

***

Bu hamle, deyim yerindeyse hem siyasi arenada hem de DEM Partinin bizatihi içinde sürprize odaklı, şok bir fırtına yarattı!.. Bir önceki yazımda dile getirdim, bu çıkış DEM Partinin özellikle tabanla olan altı milyon seçmene bir gazoz kapağı bile alamadınız tepkisiyle oluşan, makas açığını ve gazını giderdiği gibi, CHP ve Ekrem İmamoğluna da uykuları kaçırttı.

***

Şu üç haftalık zaman dilimi içerisinde; İmamoğlu cephesinden yükselen sesler, herkesin malumu!.. Ne diyorlardı; DEM Parti, AK Parti ile anlaştı?.. Neyin üzerine, Demirtaşın cezaevinden çıkarılmasına.. Hatta işi Öcalanın cezaevinden serbest bırakılmasına, ev hapsi verilebileceğe kadar götüren oldu. Hesaplar ve sancılar; DEMi aday göstermeme noktasında, ikna edebilmek, zorlamak, baskı oluşturmak idi..

***

Beklenildiği gibi olmadı!.. Ama iki uçlu bir mevzu oluştu.. Birincisi, Demirtaşın adaylığında karar kılınmadı, çekilmeye zorlandı.. Bu çekilme özellikle, Mustafa Karasunun, CHP ile olan ittifakları övmesi, methiyeler dizmesinden 24 saat sonra gerçekleşmesi, DEMin sivil siyasetini sürekli atıla düşüren adımlardan biri olarak, bir kez daha not edilen hadiselerden oldu.. Ki öyle oldu, DEM boyun eğdi, Başak Demirtaş istemeye istemeye çekildi.

***

Ama ikinci adım, ikmal edildi!.. O da, tabanın sürekli tepki dozajıyla karşı çıktığı aparat ve payanda olma siyasetinin, bu kez kabul edilmeyişi oldu.. Ki Karasunun ittifak dayatmasına rağmen ikinci adım atıldı, İstanbulda aday gösterilecek. Neticenin akıbetini zaman gösterecek.. Belirlenen isimlere gelince; Meral Danış Beştaş ve Murat çepni!. Eş başkan adayları.. İki ismin siyasi profiline baktığınızda doğrusu, Karasunun stratejik söylemine uygun, kişiler deriz ya da demeyiz noktasında!!

***

Beştaş yeni bir isim değil!.. DEMin siyasi nüfuz kazandığı gün itibariyle, hareketin içerisinde yer alan bir isim.. 90lara dayanıyor, geçmişi.. Beştaş medyatik biri.? Özellikle de, son dönemlerde hayli öne çıktığını görüyoruz. Meclisteki hareketliliği, mevzu edilen konular üzerinde polemik üretebilmişliği, siyasi rakipleriyle, her türlü tartışmaya ve kavgaya, sataşmaya girebilen biri.. Siyasi kavgaya şerbetli.. Ama eşbaşkan Murat çepni, pek bilinen, tanınan, konuşulan isim değil.. ESP kökenli biri..

***

Vaziyeti sandığa göre, irdelersek şöyle bir tablo çıkıyor der demez karşımıza, kazanmak mı, kaybettirmek mi, yoksa şapkadan ne çıkarsa mı?.. Ki kimi şapkadan tavşan mı çıkar demeye başladı?.. Ki o tavşan da, Beştaş mı, çepni mi?.. Ben Beştaş için bunun söylenilmesini, doğru bulmam.. Ama çepni YSKya bildirilen isim olarak karşımıza çıkarsa işte o zaman tavşan aday denilebilir.. Kandil stratejisiyle daha az oy alınsın hesabı!?.

***

DEM Parti belirlediği adaylar noktasında stratejik hedefi oy almaksa, hiç kuşkusuz ki Başak Demirtaş belirlenen adaylar ölçeğinde; katlama yapardı?Ama siyasi tecrübedeki zayıflığın da, risklerini gözardı etmemek gerekir.. Ancak, her şeye rağmen Başak oy patlaması yapardı..

***

Gerek sempatik hali gerekse de eşinden dolayı yaşadıkları ve mağduriyet pozisyonu!.. Hepsi artılar hanesinde, görülen etkenler!.. Nitekim anketler de bunu ifade etti.. Başak Demirtaşın İstanbuldaki oy yüzdeliği, partinin aldığı oyların da ötesinde, hatta iki katı!.. Yüzde 15-20 çıktı diyen bile var.. Burdaki hesap derim ki Kandil komutuyla çok oy almak değil, ne kadar daha az oy alabiliriz, ittifakına hizmet etmek midir?..

***

Başakın ilk çıkışında şunu sormuştum; bu stratejik hamlede Öcalanın bir dahli var mı?. Muhakkak ki 2019daki seçimler ve akabindeki seçimde tepkisi olmuştu, aday belirlemelerle ilgili.. Sizin hiç mi iradeniz yok, ne biçim siyasetçisiniz. 6 Milyon seçmenin iradesine, dışardan nasıl ambargo konulabileceğine izin verirsiniz demişti..

***

Başakın devre dışı bırakılması şu tezi de ortaya koymuyor değil.. Sivil siyaseti bir kez daha Kandil komutuyla, zehirlemek!.. Hafta sonu bu minvalde bir hayli, sorgulayanlarla yüz yüze geldim?.. Bu hamlenin arka backgroundu nedir diye.. Görünen o ki, hesap Demirtaşın sivil siyasete dair attığı adımları atıla düşürmektir!..

***

Zaman içerisinde bu soru yanıt bulur, özellikle 31 Mart akşamı!.. Ama Demirtaşın Başakla başlayan, adaylıktan çekilmesiyle devam eden beyanları ile Leyla Zananın açıklamaları, aynı minvalde AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Alanın, Diyarbakırda aday tanıtım toplantısındaki konuşmanın içeriği, bir bütünlük içerisinde ele aldığınızda, siyasette yeni sayfalar mı açılıyor dedirtmiyor değil?..

***

Tabi bu sayfalar, hem AK Parti için hem de DEM Parti ve Demirtaşın bizatihi kendisi için, ayrı saflar oluşturuyor.. Demirtaşın DEM ile AK Partinin görüşme trafiği içerisinde olmamalarını büyük bir eksiklik olarak değerlendirdiği açıklaması, bir şeyler söyletmiyor değil.. Kendi cephesinde üçüncü bir yol siyaseti, olabilir mi?.. İzlenim bu yönde..

***

Ne diyor Demirtaş!.. Başak üzerinde geliştirmek istediği siyasete dair çabasının, anlaşılmamasından sitem ederken şöyle dedi; DEM Parti ile AKP arasında bir görüşme trafiği var mı bilmiyorum. Ama eğer yoksa bu, iki parti için de büyük bir eksikliktir. Tüm partiler ülkenin, toplumun sorunlarının çözümü için görüşebilmelidir, konuşabilmelidir. Bu son derece meşrudur, hatta geldiğimiz süreç itibarıyla bir görev, bir sorumluluktur.

***

Başak Demirtaşın adaylık iradesi bu yönleriyle, DEM Parti dışındaki siyasi aktörlerce doğru değerlendirilmemiştir. Bu nedenle, başka kıymetli arkadaşlarımızla seçim yarışına girileceği anlaşılmaktadır. Oysa biz bu siyasi hamleyi seçimden çok toplumsal barış için önemsiyoruz.

***

İşte bu söylemin satır arası geniş!.. Der demez Alanın ve Zananın sivil siyasetin atmosferinde, yeni diyalogların gelişebileceğini söylüyor Demirtaş!?. Kaldı ki, Ahmet Türkte benzer bir açıklaması oldu.. CHPyle bir yol yürünmeyeceği, çözümün sağlanamayacağı noktasında!..

***

Sonuç itibariyle, görülen o ki DEMin sivil siyasi aktörleri, taban ve ülkenin sancılı sürecinin farkında olan kesimlerin şiddetin, terörün, silahın devre dışı bırakılacak bir arayışın, ülke ve milletin ali menfaatine yönelik olduğu gerçeğiyle ses veriyorlar.. Ama bir eksikle!.. O da samimiyet karinesi içerisinde, korkmadan, çekinmeden kaygılara düşmeden güçlü ve yüksek dozajlı bir şekilde, haykırabilecek bir temsiliyet yok!..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Sözünü özüyle bütünleştirmeyenin yol arkadaşlığı, puslu havaya kamildir!?..

Failed to load the video