KURALLARA RİAYET!…
Eklenme: 5/1/2021 12:00:00 AM

Aynen de öyle!..

Kurallara riayet edeceğiz

Şu 17 günlük kapanmayı kim, nasıl değerlendirirse değerlendirsin..

O onun tercihi diyebiliriz!?..

İster tatil fırsatına dönüştürür, ister kendini eve kapatır

İsterse de, farklı bir atmosferde yaşayarak, geçirme hal-i durumu olsun!..

Her nasıl, icra ederse etsin, ana ilkesi virüsün bulaşmasını önleme noktasında kurallara riayet etmelidir!!!

Bakınız, yer küresini titreten, insanlığı her yönüyle sorgulatan, ölümlerin en dehşetlisini insanlara yaşatan, korona virüs belası, 1.5 yıldır dünyaya ecel teri döktürüyor..

Ki biz ve ülkemiz dahil..

Bilim de, ilim de, teknoloji de, sanayi ve gelişmişlikte; yenik bir durumda, kurtuluş yolu arıyor..

Ağırlığı bir gram dahi olmayan virüsün pençesinden nasıl kurtuluruz, gayreti var?

***

Nitekim, 17 günlük tam kapanmanın nedeni de, bundandır..

Zamanlaması tartışılır..

Ama amaç virüsün yayılmasını, önlemek!..

Ölümleri, hastalığı minimize etmek..

Bir tarafta aşı, ilaç, tedavi diğer taraftan da, maske, sosyal mesafe ve hijyenik kurallara uyularak, üstesinden gelebilmek!

Tehdit büyük, risk yüksek ama velakin, kurallar basit

Hal bu iken, bu kadar yüksek derece acılar çekmiş bir millete, insanlara, yaşadıklarımızın 1.5 yılı doldurduğu da, göz önüne getirdiğimizde, hala da aman kurallara uyun, aman ha kurallara riayet edin demek, gerçekten utandırıyor insanı..

İnanın ki kaleme alırken, hayıflanıyorum, bu lafları ettiğimde..

Neden; bu zafiyetler diye sorguluyor, zihin!?

***

Kesilen ağır faturaya bakar mısınız!..

İşte kapanmanın, sosyal, ekonomik, siyasal ve yaşamın adan zye olan, kulvarındaki, yarattığı tahribatı yaşıyor ve görüyoruz!!..

Milyonlarca insan işsiz aç ve perişan vaziyette

Hayat durmuş noktada..

Sağlık sistemi, hekimlerimiz, hemşire, personeller bitik bir hali yaşıyor

Ve tabi ki, yürekleri yakan on binlerce kaybettiğimiz canlar..

Bir günde, bir aileden 3-4 insanın hayatını kaybetmesi..

Ölümün pençesinde, yoğun bakımlarda hayata dönmenin mücadelesini veren, yüzbinlerce hasta insan!..

Tufandan beter bir hal-i perişanlık, orta yerde iken hala da kural, kaide, uyarı noktasında, akıllı, uslu olabilme adına, gafletin ve delaletin çukurunda bulunuyorsak, vay ki vay!

***

Artık baba evladına, çocuğuna, torununa şunu yapma, bunu etme diye uyarmıyor..

çocuk, söylüyor ve uyarıyor

Kurallara riayet et; maskeni tak, sosyal mesafeye uy, temizliğine önem ver diye..

Sokağa çık, ya da çıkma!

17 güne dair, daha çok konuşacağız öyle görünüyor

çünkü, her gün bir arıza-i durumu var?..

Şu kapanma evresini tatilden daha çok, eğitim kampı görmek daha bir akılcı gelir derim!

Sağlıklı, huzurlu, mutlu, hep birlikte, firesiz şekilde kucaklayıp, eski yaşama kavuşabilme adına, sınavı başarıyla sonuçlandırmalıyız!.. Ki, burada başarısızlık yok, başarı olmalı..

Başarısızlık; ölümcül sonuca delalettir

Dayanacaağııızzz

***

İPİNİ KOPARANLAR VAR?..

Ama velakin; ipini koparanlar var!..

Bakar mısınız, tatil beldelerinden gelen, görüntü ve resimlere!..

Vahim bir göç dalgası fırtınası esiyor

Büyükşehirlerden kopanlar akın akın, sel misali kaçışta!

Trafikteki tıkanma, kilometrelerce kuyrukları bir kenara!..

Ya çarşı pazar, marketlerdeki yığınak hali.. Toprak atsan yere düşmez!

Lebalep!

Yani manzara kaos üretici olduğu gibi, siz bir de 14 gün sonrasını görün, daha bir bela hal geliyor dedirtiyor

Yaşananlara, mantığın, aklın verebileceği bir yanıt var mı, bilemiyorum!..

Bilen beri gelsin

***

İstanbulun o kıpkırmızı haritasını, gözlerimin önüne getirdiğimde

Tatil beldelerinin yanısıra bir de, maviden, sarıya, şimdi turuncuda seyreden Güneydoğu illerinin Batıdan memlekete dönüş göçüyle yarınki halini, düşünmek bile istemiyorum..

Galiba elbirliğiyle; virüsü varyantalliğini de, geliştirerek bulaştırma operasyonu icra ediyoruz!

Şehirlerarası kısıtlama..

Seyahat yolculuğuna frenleme..

Yani tam kapanmanın ruhu, icra edilseydi manzara bu mu olurdu?..

Sanmıyorum..

Ama üstadın ifadesiyle, Atı alan Üsküdarı geçti iş işten geçti, geri dönüş artık zor..

Önümüzdeki günlerde; varyant tanımlamalarında çok isimler duyarız..

***

Mesela; Diyarbakır, Batman ya da Güneydoğu varyantı diye..

Tabi, Tatil beldelerine de, daha bir ışıklı panoyla, burası Bodrum Varyantı şurası çeşme Varyantı?

Antalya, Alanya zaten patenti ilk alanlar

Hasılı kelam; tam kapanmayı da beceremediğimiz gibi; virüsü yayma ve çok çeşitli varyant oluşturmada, herkes muhatap ve herkes müsebbip!

Kimse kimseye sen daha fazla suçlusun demesin, aranan bir beşer var ise önce aynaya baksın; ne görüyor!?

***

KİMİ KANDIRIYORSUNUZ?..

Bir de yetme, kerameti kendinden menkuller var..

Kurallara riayet etmeyenler

Şu kapanmayı tatil belleyip, dağa, bayıra, çayıra kendini atıp, keyfiyete odaklananlar!

Sanıyorlar ki!

Bu evrede, polisi, askeri, zabıtayı kandırabilecekler..

Mangal partileri yapabilecekler..

Keyif çatıp, 17 günün, belini kıracaklar

***

İyi de, herkesi kandırdın..

Peki, virüsü nasıl kandıracaksın?..

Kandırabilir misin..

Ne mümkün?..

Yakalarsa, öldürür

Yakalamazsa, başkasının ölümüne neden olursun

Bugün, 350lerde ölüm vaka sayısı..

Yarın, sayenizde katlamalı olacak..

Ardından, gözyaşı, ağıt, kaos, çöküş ve sağlıkçıların isyan bayrağı!

***

AŞI OLANA YASAK NİYE?..

Bilim adamı, ekranda döktürüyor..

Ve herkesin kafasını kurcalayan o soru!

20 Milyona yakın kişi aşı oldu?..

Eğer ki, aşı virüse karşı sağlık sağlayıcı özelliğe sahipse!.. Peki neden; aşı olanlara yasak getirilip, eve tıkılıyor?

Aşı olanla, aşı olmayanı eve kapatmanın ne anlamı var?..

Bilim adamının bu sözünü, dinledikten sonra kendi kendimi sorgular hale geldim; aşımı yaptım, niye eve kapanıyorum..

Biri bu soruya gerçekçi yanıt verir mi?..

Yoksa; ip mi kopar?

***

İçKİ YASAĞI

Dün de dile getirdim!..

Ama gel gör ki, 17 günlük içki satışı yasağı kadar, yankı ve tepki oluşturan bir hadise yok!

Bu kadar kısıtlama, bu kadar özgürlüklerin sınırlaması, bu kadar hakların, evrensellik noktasında sınır koyucu kural ve kaideler uygulandı, hiçbirisi bu kadar konuşulup tartışılmıyor..

Öyle ki, iş vatan hainliğine kadar getirildi..

Vay ki vay!

Yaşam tarzına müdahale ha!!!

Bırakalım, inancımızın, dini değerlerimizin koyduğu yasak ve haram kılıcılığına..

Ki, Ramazan-ı Şerifte bulunma halimizi de!

Sizin, tek dişi kalmış medeniyetinizin kulvarında, seküler yaşam ahlakınızın, arenasında dahi durumu değerlendirirsek bile tezatlık var

***

Yahu, aylar değil, 1.5 yıldır açık havada bile, ağzımızda, burnumuzda maske, bez olmadan, sokağa çıkıp, yürüyemiyoruz..

Parkta, bahçede bol oksijeni içimize çekemiyoruz

Gençlerimizi, çocuklarımızı, dedelerimizi, babalarımızı eve hapsettik

Okulları kapattık..

Eğitimi askıya aldık..

Kafeleri, lokantaları, restoranları kapatıp, kepenk indirdik..

İbadethanelere kilit vurduk.

Toplu namazları bile yaptırmadık..

Sosyal, kültürel, siyasal, ekonomik aktiveleri, düğünleri, yasları bile yaşattırmadık

***

İşte 17 günlük sınırlama..

Seyahat kısıtlamaları..

Tedaviyi reddetme hakkından tutun da, grevlere, görüşmelere, istişarelere, ziyaretlere, hatta yargılama haline bile getirilen sınırlamaları, yaşattırdık herkese!

Gündelik çalışan garsonu ve bulaşıkçıyı, berberi ve çırağını işsiz bıraktık..

Öyle ki, adam eşinin alyansını satıp, eve ekmek götürecek, konuma geldi

Tüm bunlara ilaveten, yaşanan ölümler hastalanmalar

Sağlıkçıların ölümle her saniye burun buruna gelmeleri..

Ama görevlerini hiçbir şekilde zafiyete uğratmadan, eşinden, çocuğundan uzak, aylarca yüzlerini görmeme mağduriyetiyle, mesai yaparken

***

Yani tüm bunlar, Anayasal hakların askıya alınması değil, yaşam tarzına müdahale değil, özgürlükleri kısıtlama kapsamına girmiyor..

Ama sizin, ayyaşlığınız, iki duble içkiniz, güzel kafa, yarım porsiyonluk akıl ve aydın halinizin medeniyetinizin haznesi alkole gelen yasak; yaşam tarzına müdahaledir?

Sevsinler sizi!

***

BUGÜN 1 MAYIS..

Emeğin sömürülmediği

Kadın-erkek emeğinin eş değer olduğu

Hukukun adaletin güvencesi olduğu

Dayanışmayı çoğalttığımız nice 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günlerine..

Günümüz kutlu olsun..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Yarın öleceğimizi bilsek, tüm kırgınlıkları unuturuz; ama biz sonsuza kadar yaşayacakmış gibi kırıcı ve kibirliyiz!?..