MEVZULARIN HAKİKATLERİ?
Eklenme: 2/17/2020 12:00:00 AM

Resimde görüldüğü gibi!.. Hoş, iç açıcı, ferahlatan.. Ve tabi ki, kadim kentin, Peygamberler, Sahabeler, Evliyalar şehri olduğunu gösteren!.. 33 medeniyeti bağrında tutan.. Tüm inançları çatısı altında yaşatmış.. Buram buram tarih kokan Diyarbakırı dekoratif bir ışıklandırmayla öne çıkartan ışıklı tabelalar..! Denir ya vitrin önemli.. çünkü albenisi olan vitrin, müşteriyi içeriye, çeker?. Yoksa sinekli bakkal misali, kimse içeri girmez?...

İşte bu dekoratif ışıklandırmayla alakalı, bir kaç gündür tek merkezli, iddialar havada uçuşuyor?.. Yapılan işte yolsuzluk ve usulsüzlük olduğu yönünde ithamlar var?.. Vurgun deniliyor.. Kıyak ihale deniliyor?.. Öyle ki, kerameti kendinden menkuller, tabeladaki harflere dair, bedel bile biçer bir hüküm veriyor?.. Her bir harf şu kadara yapılıyor diye.. Toplamda bu kadar, ama fiyat dört misli diyenler? İhale, şu şartnamede, ihaleye davet edilen, firma sayısı bu kadar?.. Yani herkes bir şeyden, dem vuruyor?

***

IŞIKLI TABELA İHALESİ!

Hafta sonu olması nedeniyle, iki gündür sosyal medyada bizler de etiketlenilerek; vakıa gündemleştiriliyor?.. Ki gelen çok sayıda okur mesajı da var? Siz bu iddialara karşı ne düşünüyorsunuz, bir araştırmanız var mı? gibisinden.. Kimi samimi, kimi de, işin sinsiliğiyle suyu bulandırma gayretinde! Muhatap kaldığım bu minvaldeki soruların ısrarcılığı karşısında, mevzuya dahil olmak olurken, doğrusu ilk duyduğumda, yok ya dedim

***

Önce şu sorgulamayı yaptım Hani, ihalelerin hepsi kayıt altında ve canlı olarak yayınlanıyordu?.. Her şey şeffaf deniliyordu.. Ki her ay, gelir de, gider de, harcamalar da, ihalelerin oranları da, hepsi kamuoyuna duyuruluyordu?.. Dahası, bende yarattığı büyük güven noktasında Vali Güzeloğlunun yönetiminde; böylesi bir usulsüzlüğün yaşanması?.. İnşallah doğru değil dedim Yoksa, ikinci bir Cumali dönemi vakıası mı yaşatılıyor diye de kendi kendime sordum? Aldatılıyor muyuz?..

***

İkilem içerisinde; olur mu, olmaz mı derken, Belediyeden önceki gece saat 22.00 civarında, mesaj geldi İki sayfalık bir; açıklama!.. Okudum, kendimce de irdeledim, kafama takılan sorular, okurdan da gelen ne düşünüyorsun sözüyle, altını çizdiğim satırlar, bir bütün olarak vicdan terazisine alınca bende şu kanaat oluştu?

***

BİR Beyana göre, an itibariyle henüz bir yolsuzluk ve usulsüzlük oluşmuş değil.. çünkü, ödenmiş bir bedel yok! Ortaya konulan rakam da böylece geçersiz hale geliyor?

***

İKİ.. İddiada, 6 noktada 12 dekoratif deniliyor.. Ancak ihale şartnamesinde, 13 noktada 36 dekoratif aydınlatma deniliyor Bu da; biçilen fiyatı ve iddia edilen sayıları, ihaledeki şartların ve sayının beyanıyla otomatik olarak, yalanlanıyor?

***

Üç Kafa karıştıran bir nokta var.. O da; işin aciliyetine binaen 21/bye göre yapılması.. Belediye açıklamasında; bunu Nisan ayı içerisinde yapılması planlanan Uluslararası Sur Yarı Maratonuna yetiştirmek amacıyla, yapılmış!..

***

DÖRT Sonuç itibariyle söylenecek ve verilecek hüküm bence şudur! Ki benim de kanaatim odur ki; iyi niyet içermeyen, algı üretmeye dayalı, hizmetleri zihinlerde sabote edici bir vakıa olarak, günlerdir üzerinde debeleniyoruz Yani boşa bir zaman kaybı!.. Ama kafalarda soru işaretleri de yok değil?..

***

BEŞ.. Belediye, ki ilk günden itibaren hep üzerinde durduğum bir hassasiyet noktasıdır!.. Vali Güzeloğlunun da, tavizsiz hassasiyet gösterdiği bir nokta; İhaleler şeffaf ve aleni kamuoyunun, kent ahalisinin huzurunda ve bilgisinde yapılsın, gizli-saklı olmasın!?

***

ALTI.. Yoksa mevcut kayyım dönemi; Cumali Atillanın döneminden ne farklı kalır?.. Kaldı ki, HDPli Belediye Başkanlarının görevden alınmasına dair siyasi argüman olarak kullanılan, söylem ve eylemlerden de geri kalınmaz olunur?

***

KARLA MÜCADELE?

Malum, Diyarbakır 4 yıl aradan sonra ilk kez kar yüzü gördü.. İki gün boyunca yağdı.. Okullar tatil edildi.. Engelli ve hamile kamu çalışanları idari izinli sayıldı..

***

Ki, yağan karın hala da etkisi var.. Dondurucu soğuk!.. Eksi 13leri buldu Yani çetin bir kış günleri geçirdik, geçiriyoruz!!

***

Kar yağışı.. Ve Karla mücadele.. Günlük hayata dair etkisi?. Özellikle; yerel yönetimlerin bu noktadaki faaliyetleri?.. Ortaya koydukları hizmet anlayışı! Kim ne der bilmem!.. Birileri, muhalif kalsa da.. Ki bir kaç gündür yoğun bir polemik üretici olarak, dillendirildiğini görüyorum.. Karla mücadelede Belediyeler sınıfta kaldı diye?..

***

Benim diyeceğim şu!.. Halk deyimiyle yiğidi öldür, ama hakkını verin?Hakikat öyle değil Karın ilk lapası yere düştüğü andan itibaren, özellikle de; Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Hasan Basri Güzeloğlu ve Bağlar Belediye Başkanı Hüseyin Beyoğlu; sahada idi

***

Gerek, ekiplerin denetimi.. Gerek çalışmaların koordine edilmesi.. Ve gerekse; halkla, sokaktaki vatandaşla olan diyalogları Sokakta yaşayan insanlarla ilgili; ortaya koydukları insani seferberlikleri Gece yarılarına kadar semt semt dolaşmaları, bilgi akışını kamuoyuyla paylaşmaları... Ki ilk gün sabahladılar..

***

Vatandaş etkilenmesin.. Trafik akışı aksamasın.. Günlük hayatı etkileyecek bir vakıanın yaşanmaması için!.. Ulaşım, haberleşme ve enerji, su, doğalgaz gibi hayati önem arz eden ihtiyaçlar kesintisiz olarak iletilmesi için!.. Cansiperane bir saha çalışması yapılırken sadece siyasi ve ideolojik bir bakışla; sınıfta kaldılar demek, var olanı küçültmez bilakis, yüceltir!..

***

ÜCRETSİZ TUVALETLER?

Bir de, ücretsiz tuvalet mevzuu var.. Malum, bir süre önce sosyal belediyecilik anlayışı kapsamında, Vali ve Başkanvekili Hasan Basri Güzeloğlu, takdir edici bir uygulama başlatmıştı.. Kentin 4 merkezinde, 22 camiide tuvaletleri ücretsiz hale getirmişti

***

Buralar önce, onarıldı, bakımı yapıldı.. Modern, hijyenik bir ortama kavuşturuldu.. Sonra, İş Kurdan personel temin edildi.. Peçete, sabun, deterjan, yani temiz bir ortamla kullanıma açıldı!.. Herkes memnun.. Hele ki, cami cemaatindekiler dua edip Allah razı olsun diyordu?

***

Ne yazık ki!.. İş; İş Kurdan çalışan işçilere gelince. Ve sorumluluk noktasında bizdeki sorumsuzluk hali, işlev görmeye başlayınca.. En önemlisi de, mahalle baskılı algı üretici, sinsilik diyeceğim işi kötüleme fikri vücuda gelince; tuvaletler girilmez hale geldi? Dualar, bedduaya dönüştü?

***

İşte, geçtiğimiz hafta sonu bunu mevzu edip kaleme aldım! Özellikle de, tarihi Ulu Camideki tuvaletlerin berbat, girilmez, pislik ve çöplükten geçilmez bir hal içerisinde, camii cemaati isyan ediyor diye, yazdım!.. Ne hijyenik bir ortam, ne bir temizlik, ne de sabun, deterjan, ne de peçete gibi bir malzemenin olmadığını Ve ilgililere duyurulur dedim...

***

Vali ve Başkanvekili Güzeloğlu yazı üzerine büyük bir hassasiyet göstererek, birebir müdahalede bulundu.. Kim sorumluysa, kimin zafiyeti varsa, kim ne amaçla sosyal hizmeti sabote ediyorsa, gereken yapılsın. Ve 22 Camideki ücretsiz tuvaletler, periyodik denetimlere tabi olacak noktasında, talimat verdi.. Ve beni de arayarak, Sağlık Daire Başkanımız yetkilendirildi dedi

***

Cuma günü, Ulu Camii cemaatinden çok sayıda vatandaş aradı! Hem dua etti, hem de yaşanan o olumsuz ve kirlilik içeren ortamın giderildiğini haber verdi Duyarlılık ve hassasiyet bu!.. Ancak denir ya, herkes kendi kapısının önünü temizlerse, dünya güllük, gülistanlık olur?.. İşte bunu, kadim kentimiz için ivedilikle hayata geçirmeliyiz..

***

Bu duyarlılık, aslında yaşamın her alanında kendine mekanizma oluşturmalı! Sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel!.. Ve tabi ki, kurumların işleyişinin, doğru bir mecrada olması için de, önem arz edicidir.. Yani, halk patentli oto-kontrol?

***

GÜNÜN SÖZÜ

İdeolojik bakışlar; hakikatleri gölgeleyemez!...