MUHALEFET PATIR PATIR!…
Eklenme: 3/8/2021 12:00:00 AM

Şu Ankara Siyaseti garabet bir ruh halinin rotasında seyrediyor.. Hele ki, muhalefet cephesi.. Salt, Ana muhalefet değil.. Bilumum.. Büyükten küçüğe kadar, bir haset, kin, nefret ve kumpas politikasının girdabında, enva-i ayak oyunları icra ediliyor

Sonuç!.. Patır patır dökülme.. Bölünüp, parçalanma.. İstifalar furyası.. Ve istifalarla oluşan, muhalefet içerisinde muhalefet parti grupları Her ne kadar iktidar ilk evrede aynı akıbeti yaşadıysa da, gidişat her yönüyle iktidarın değirmenine su taşımaktadır..

***

Gelelim, Ümit Özdağ mevzusuna.. O da, halka mal olmuş bir deyimle, Siz beni kovamazsınız, ben istifa ediyorum diyerek, çekildi.. Tabi, Giderken, zehir zemberek de konuştu.. Parti yönetimine ve şekillenme haline dair; FETÖ patenti vurarak, testiyi kırdı..

Malum, FETÖ çıkışı, Özdağı Partiden ihraca kadar götürdü.. Ama o ısrarla, partideyim, kimse beni ihraç edemez, hakkınız yok deyip, yargıya gitti.. Yargı da hükmünü verdi.. Özdağ, partiye döndü Ancak, geri dönüş işlemi, bir ay oldu işlenmeyince, kendince racon keserek istifa etti..

Özdağ sonrası Partide nasıl bir şekillenme ve fırtına eser, onu zaman gösterecek.. Ama; İyi Parti hiç de iyi olacak bir görüntü vermiyor gibime geliyor.. Özellikle, HDPli Milletvekillerinin fezlekesiyle ilgili Mecliste olası bir oylama sonrası Evet derse ne olur, hayır derse ne olur?

***

Gelirsek CHPnin kazanının taşma haline.. İç buhran yüksek.. Sancar vakası, istifa ettirilmesi, her ne kadar çok konuşulmazsa da, parti içi sorgulayıcı bir hal var Bu kadar rezillik; içerde yaşanmış, yıllar yılı vaziyet hasıl ne oluyor da, gözardı ediliyor Bugün, bekleniyor

En taze, kafa karışıklığı bu noktada.. Ama, İnce ve Sarıgülün de, parti kazanının dibine sürekli odun atışı, ateşi körüklediğini de, görmek lazım.. Kazan kaynadıkça taşan, kendilerine gelir aklı var. İnce bunu yaparken, ilginç olan muhalefetin millet ittifakı bloğunda yer edinmeye çalışıyor.. Şimdilerde, CHPden daha çok iktidara yükleniyor.. İyi partiye, göz mü kırpıyor nedir?..

***

Öyle ya, İyi Parti fezlekeler konusunda, büyük ortağı CHP ile aynı safta, görüşte değil.. Bir ölçüde, İnce ile Akşener aynı çizgide.. Ne diyor İnce, terörü kınamayanla işimiz olmaz?.. Akşener ne diyor, Yargı fezlekelerle ilgili ne karar verirse ona uyarız.? Bu aksiyondan, yeni bir muhalefet bloğu çıkar mı?..

Bunu son günlerde çok konuşuyoruz.. CHP ve HDP çok ama çok marjinal bir yapıda, tutup, sağın ve solun milliyetçilik bloğunu tek çatıda buluşturan bir üçüncü, saf gelişsin.. DEVA ve Gelecek de, burda görünürse, hele ki Saadet, şaşmamak gerekir!..

***

HDP kulvarında da, yeni parti arayış fitili ateşlenme noktasında! Bilgenin çıkışı, Altan Tanın desteği.. Parti tabanındaki, kırılmalar bu kulvardaki yol açıcılıkta ateşleyici olmuyor değil?.. Yargıtayın HDPye dair başlattığı, inceleme de, zorunlu bir tavrın ortaya konulması gerektiğine de, gereklilik kazandırabilir

Hasılı kelam! Muhalefet patır patır 2023teki seçime kadar bu hal-i vaziyet devam ederse.. Görünen o ki, muhalefetsiz bir siyaset ikmale gelir mi?.. Bu da hiç tartışmasız ki şu soruyu ikmale getirir, ülkenin demokrasisi için tehdit teşkil etmez mi?..

***

DİJİTAL MEDYA DÜNYASINDAN BİR SELFİE

Hafta sonu İstanbuldaydım.. Cumhurbaşkanı İletişim Başkanlığın desteklediği, Anadolu Yayıncılar Birliğinin organize ettiği; Dijital Medya Dünyası çalıştayı nedeniyle! İki günlük programdı.. çalıştayın kapsamı hayli genişti.. Katılımcılar da işin ehilleriydi?.. Yaşadığımız çağ, teknoloji, dijital medya ve geleneksel yazılı ile görsel basının yaşadıkları ve yaşattıklarına dair, hayli geniş bir beyin ve fikir jimnastiği yaptık diyebilirim!!..

***

İşte bu selfie de, o çalıştaydan geriye kalan bir hatıra..! Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun ve ben!.. Sosyal mesafe sıfır Ama maske var.. Tabi, siber faşizmle hayli başı belada olan Altunun yoğun mesai yorgunluğu, ne yazık ki bizimle çektiği selfieye de yansıdı.. Vardır bir hikmeti diyelim..

***

HALKI HOR GÖREMEZSİNİZ!

Hiç kimse göremez..! İster Cumhurbaşkanı ol, ister Bakan, ister Milletvekili.. İstersen Vali, Kaymakam, ya da başka bir makamda olan bir unvan sahibi ol?...

Siz, hiçbir şekilde bu ülkenin vatandaşını hor göremez, hakir kesilemezsiniz!! Velev ki, o vatandaş bir kabahat işlemişse de; üstlendiğiniz görev ve işgal ettiğiniz makamın, hassasiyetiyle, saygısıyla ve bu ülkenin hizmetkarı şiarıyla, yaklaşmanız gerekir..

***

Ne yazık ki, bu yolda kerameti kendinden menkul, burnu kaf dağını aşmış, egolu, bazı yüzler, özellikle Pandemi denetimiyle ilgili, işlemlerde boy göstermeye başladı..

Malum, bir süre önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bir talimat verdi.. Talimatı da şu.. Pandemi denetimlerine, il ve ilçelerin mülki amirleri de katılsın?

***

Soyludan gelen bu talimatın amacı da; ilgili birimlerde oluşan lakaytlığı, boş vermişliği, kaba hal, vatandaşa karşı saygısız tutumların ortadan kaldırılması, daha samimi ve ciddi, denetimler yapılşına yönelikti!

Ama gel gör ki, sokağa inan o mülki amirlerden bazıları, kaş yapayım derken göz çıkarırcasına, ilgili birimlerin elemanlarından daha haşin şekilde dünyayı yaratmış misali, vatandaşa racon kesiyor

***

Siz diye bir hitap yok, sen diye bir sesleniş var? Ben bilmez merkez bilir mantığıyla; gel buraya, bas cezayı.. Rencide edici sözler, küçük düşürücü tavırlar.. Korku yaratıcı.. Öfke, kin ve garezli bir tavır

Adil ve şeffaf, insani olması gerekirken. Devletin rahmani yüzünü göstermesi gerekirken, ahalisiyle saygıyla, sevgiyle, muhabbetle kucaklaşması lazım iken! Böylesi itici bir ruh, karakter ve görev anlayışı neye dairdir Anlamak zor..

***

Bu hal, der demez insana mütevaziliğiyle, milletin hizmetkarlığıyla görev yapan, efsanevi Vali Recep Yazıcıoğlu, Şehit Ali Gaffar Okkan, Şehit Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk

***

KADINLAR GÜNÜ..

O gün bugündür..

8 Mart Dünya Kadınlar günü..

İşte o bugünde; Kimse, Kadına şiddet, Tecavüz, Taciz, Ölüm, cinayet türü klişeleşmiş sözlere abanmasın

***

Kimse, Kadının namusuna, iffetine, Şeref ve Haysiyetine, Karılık, Annelik vasfına yönelik, edebiyat yapmasın?

***

Kimse, Siyasi fikriyle, İdeolojisiyle, Yaşam kültürüyle, Özgürlük, Eşitlik, çağdaşlık gibi klişeleşmiş laflar üretip kadının kadınlık vasfına, libas giydirmesin..

***

Kimse, Medeniyetimize, İnancımıza, Kültürümüze, Hele ki, kadının annelik vasfına halel getirici, pankart ve dövizler, açmasın

***

Kimse; Kadına soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen kadınlar diyerek, Ne şiirler, Ne nameler, Ne de gaflet ve delalet üretici, karaktersizlikler icra etmesin..

***

8 Mart değil, Kadınlar 365 gün, bir yaşam ömrü, her günü, saati ve dakikasıyla, eş, kardeş, abla, bacı ve tabi ki Annem o vasfını unutmadan, İnsana saygı, Emeğe saygı, Kutsal sevgiyle, yüce yaradanın bir emaneti olduğunu, unutmamalı?

***

GÜNÜN SÖZÜ

- Dünya bir gökkuşağı, zihin bir prizma ve varlık ise beyaz bir ışındır.- Neyi feda edersen, o sana ihsan edilir. Neye kıyamazsan, onunla sınanırsın.