MÜSADENİZLE!
Eklenme: 7/31/2018 12:00:00 AM

..Ve izin zamanı geldi

Gazete

Televizyon

Programlar

Aralarında mekik dokuduk

Seçimler

Bölgedeki vukuatlar

Günlük hadiseler

Yani koştur da koşturduk..

Yazdık

çizdik

Yorumladık; nefes kesici bir halle sizlere sunduk!

Gerildik

Sevindik

Kuşkular üzerine; ortamlara dhil olduk

Ama!

Mesleğin ulvi değerleriyle; hareket ettik

Gecede-gündüz demeden

Azıcık yorulduk

İşte bu yorgunluğu atmak; adına müsaadenizle diyorum..

Kısa bir süreliğine yokum

Tabi ki; köşede olmayacağım.

Ama, gazetenin muhtevasını soluyacağız..

Kopmak yok..

Kısacası; hadi bana eyvallah..

Gelip de görmemek..

Gidip de gelmemek, hakikatiyle hakkınızı helal edin!

Hoşça kalın

***

YAVUZ ÖZÜR DİLEDİ

Ha böyle

Ağızdan çıkanı kulak duymalı

Hele ki sanatçı unvanı vaki ise

Toplumda örnek alınmalı

Hal, hareket ve sözleriyle

Neyse!

Yavuz Bingöl

Ben Manav Mehmet değilim, bilinçli seçmenin sözünden döndü

Özür diliyorum dedi

***

GAF MI, DİL SÜRçMESİ Mİ?

Koray Aydın; fena yakalandı

Dile kolay..

Akşeneri Parti liderliğine dönme iknasında olacaksın..

Seçmeni evin önünde toplayacaksın..

Koşturacaksın..

Yapacaksın..

Baskı oluşturup; geri dönüşe ikna etmeye çalışacaksın..

Ama, mikrofonların..

Seçmenlerin..

Ve evinin önünde, Akşenerin duyacağı şekilde..

Diyeceksiniz ki..

Liderimiz Devlet Bahçeli..

Ve böyle söze gireceksin..

Akşeneri unutacaksın..

Gaf mı?

Dil sürçme mi?

Dalgınlık mı?

Bilmem Fena bir yakalanma..

Ancak.

Bir de yuh çekme hali var.

O yuh çekme; Koray Aydına mı?

Yoksa Bahçelinin adının zikredilmesine mi?

Hangisi..

Hal bu iken..

Korayın Meclisin ilk gününde, Bahçeliyle sıcak diyalogu da insanın aklından geçmiyor..

O gün ne demiştim..

Siyasette husumet yoktur!

Öyle ya..

Koray Aydın Bahçeliye muhaliflik döneminde neler dememişti ki?

Her ne ise

Olur da bu kadar olmaz!

***

MUHALFET Mİ?

Bilaistisna

Hepsi

Ana

Yavru

Minik

İktidar karşıtı; tüm muhalefet

Hal-i hazırdaki; ruh durumları

Ya da siyasi; konum

Gün itibariyle

Söylenecek tek söz

Yapılacak tanımlama; tek ifadeyle

Arap saçı!

Kimin, kiminle ne iş tuttuğu belli değil

çünkü iç buhran var..

***

FAKİR VALİ...

Hazret-i Ömer (r.a)

Musula bir vali tayin eder.

Bir süre sonra, Hz. Ömer (r.a) Valiye mesaj gönderir

Der ki;

Musuldaki bütün fakirlerin listesini bana gönder!

Vali de liste hazırlar

Ama listenin en başa kendi ismini yazıp gönderir

Hazret-i Ömer listeye karşı şaşırır

Ve sonra, iki kişi görevlendirip Musula gönderir

Gidin; Valimin yaşayışını öğrenin diye

Giderler

Ve dönüşte bir rapor hazırlar

Derler ki;

Musulu gezdik.

Validen daha fakir kimseyi bulamadık.

Ekmeği suya batırıp katıksız yiyor.

Hazret-i Ömer (r.a), emir verir

Der ki; bütün fakir fukarayı doyurun

Valiye de; 1000 altın gönderir.

Vali, gönderilen altınları alıp eve götürür..

Ve hanımının önüne döker..

Der ki:

Hazret-i Ömer (r.a) bunları gönderdi, ne yapacaksan yap!

Şu on taneye, hemen pazardan şunları şunları al, gel!

Kalan ne olacak?

Lzım oldukça kullanırız.

İzin ver, bir iş ortağı bulayım, parayı işletsin. Hem altınlar kalır, hem kr getirir.

Hanımı kabul eder.

10 altınla hanımın istediklerini alıp, kalanları, fakir fukaraya dağıtır.

Eve gelince hanımı sorar:

Ne yaptın?

Altınları ortağa verdim.

çok iyi. Kr ne zaman?

Ayın başında.

Ayın başında, hanım sorar:

-Kr nerede?

-Daha ölmedik, ölseydik Cenb-ı Hak verecekti.

Ben altınları fakirlere dağıttım;

çünkü Rabbimden daha iyi ortak bulamadım.

Hepsi beni kandırıyordu; ama Rabbim kandırmaz.

Bire 700 verir, 7 000 verir; ama tam verir.

Epey kavga gürültüden sonra kadın; Bugüne kadar çektiğimiz yetmiyormuş gibi, bir de altınları fakirlere vermişsin.

Biraz yüzümüz gülecekti, yine fakir kaldık, diye kocasını evinden kovar.

Vali, yatmak için bir arkadaşının evine gider.

Birkaç gün geçtikten sonra, hanımlar valinin hanımına gelip; Sen yanlış yaptın. Adamcağız kendi evinden de oldu. derler.

Kadını yumuşatırlar.

Sonunda barışırlar.

Vali eve gelir.

Hanımı der ki:

Halife bir daha gönderirse ne yaparsın?

Aynısını yaparım. Eğer benim gördüklerimi görseydin, benden önce dağıtırdın.

Ne görüyorsun?

Sevindirdiğim her bir fakir için, Allah Tel gökten bir nur indiriyor, o nur güneşi karartıyor.

O nurları gördükten sonra, mümkün olsa, daha fazlasını veririm.

Vesselam..

İşte bize de; böylesi valiler ve idareciler lazım!

Ama nerde diyeceksiniz?

Kaldı mı?

Şimdi;

En zengini!

En tepeden bakanı

Halkını en önde öteleyen

Keyfiyet içerisinde

Neyse

Buraya aldım; Fakir Valiyi!

Umarım bürokratlarımız..

Özellikle son dönemin atanmışları

Ders-i ibret noktasında; okurlar

Mahiyetli bir not almışlıkları olur

Ve kendilerini; çek ederler

Biz kimiz?

Biz kimin valisiyiz?

Bu halk, bizim neyimiz!

çünkü şu an için en büyük ihtiyaç duyduğumuz; noktadayız!

Böylesi idarecileri arıyoruz..